Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/761 E. 2019/590 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/761
KARAR NO : 2019/590
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİH : 16/10/2017
NUMARASI : 2016/180 Esas – 2017/309 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Kurtarma Ve Yardımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ 17/04/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalı arasında acentelik ilişkisi kurulduğunu, bu kapsamda müvekkili tarafından davalının talebi üzerine …. isimli gemiye hizmet vermek üzere kiralanan Söndüren 7 isimli römorköre çeki ve limandan çıkış işlemleri için acentelik hizmeti verildiğini, 12.913,68 TL hizmet bedelinden 7.238,50 TL nin tahsil edilebildiğini, geriye kalan 5.675,09 TL nin ise ödenmediğini, bu nedenle alacağın tahsili için İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini ancak davalının kötüniyetli ve haksız olarak borca itiraz etmesi nedeni ile takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin acentelik hizmetinin verildiği yabancı bayraklı … isimli geminin donatanı işleteni yada kiracısı olmadığını, davacının söz konusu gemiye ana bir firma kanalı ile acente olarak tayin edildiğini bu aşamadan sonra müvekkilinin gemi donatanının talebi ile davacı şirket ile temasa geçerek gemiye acentelik hizmeti verilmesini donatan adına talep ettiğini, bu nedenle acentelik hizmetinden dolayı müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı faturalarında yer alan hizmetlerden ifa edilenlerin bedelinin ödendiğini, davacının teklifinde yer alan diğer hizmetlerin ifa edilmediğini ileri sürerek, davanın reddi ile davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) 16/10/2017 tarih 2016/180 Esas – 2017/309 Karar sayılı kararında; ” … Davacının …. isimli gemi için vermiş olduğu acentelik hizmetinden dolayı davalıdan takip tarihi itibariyle ödenmemiş 5.675,09 TL bakiye alacağının olduğu, söz konusu alacak için davalının BK’ nın 117. maddesine göre temerrüde düşürüldüğü belgelendirilemediğinden alacağa takip tarihinden itibaren faiz yürütülebileceği kanaatine varıldığı, …”gerekçesi ile, 1-Davanın kısmen KABULÜ ile davalının İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra takibine vaki itirazının KISMEN İPTALİNE, 5.675,09 TL nin takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili için icra takibinin DEVAMINA, Fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, 2-Takdiren %20 oranı üzerinden hesap edilen 1.135 TL İcra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davalı yanının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesince dilekçelerinde açıklanan hususlar incelenmeden ve dikkate alınmadan eksik ve hatalı karar verildiğini, gerekçeli kararda, pasif husumet itirazının neden kabul edilmediğinin gerekçesinin yapılmadığını, Dava konusu acentelik hizmetinin doğrudan yabancı bayraklı gemiye verildiğini, müvekkili şirketin davacı şirkete acentelik ücreti borcunun olmasının mümkün olmadığını, Davacı tarafın vermediği hizmet bedellerini talep ettiğini; motor servis makbuzlarının gemi kaptanı tarafından imzalanmadığı hususundaki savunmanın görmezden gelindiğini, Davacı şirketin gemi sörvey kontrolü, liman ücretleri, yıllık demirleme ücretleri, Prince Joe liman çıkış ücreti ve ….kalkış kontrol işlemlerini ifa etmediğini, … numaralı faturaya dayanak gösterilen motor servis makbuzunun sadece 21/10/2015 tarihli olanda gemi kaptanının imzasının bulunduğunu, diğer formlardaki imzaların gemi kaptanına ait olmadığını, Bilirkişi raporuna yapılan itirazların dikkate alınmadığını, ek rapor dahi alınmadan hükmün verildiğini, davacı tarafından faturaların yasal süresinde davalı tarafından davacıya iade edildiği gerçeğini görmeden rapor düzenlendiğini, Dosyada başka delil veya belge olmamasına rağmen; iade edilen faturalara istinaden dava konusu hizmetin verildiği kanaatine varıldığını, Çanakkale Liman Başkanlığının tezkeresinin davacı iddialarını doğrular nitelikte olmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu beyanla, İstinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının KALDIRILARAK, yapılacak istinaf inceleme sonucunda davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde M/V Prince Joe gemisine hizmet vermek üzere kiralanan Söndüren 7 isimli römorköre verilen (çeki ve limandan çıkış işlemleri için) acentelik hizmetinden dolayı ödenmediği iddia edilen bakiye alacağın tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali davasıdır. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu, davalının davada pasif husumet sıfatının bulunup bulunmadığı, davacının talep ettiği hizmetleri yerine getirip getirmediği, bilirkişi raporlarına itirazların dikkate alınıp alınmadığı, bunun davanın sonuçlandırılmasına etkisi, davacının davasını kanıtlayıp kanıtlamadığı ve icra inkar tazminatına hükmetme koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarındadır. Taraflar arasındaki ilişkinin e.posta mesajları üzerinden kurulduğu ve yürütüldüğü, 21/10/2015 tarihli e.postalarla davalı tarafın davacı firmadan fiyat teklifi istediği, davacının PDA şeklinde bir tablo ile Çanakkale Liman çıkış şartları altında bazı hizmetlerin fiyatlarını davalıya bildirdiği, davalının Prince Joe Tali acentelik açıklamasıyla davacının hesabına 21/10 2015 tarihinde 2.500,00 USD gönderdiği, davacının aynı tarihte işlemlerin tamamlandığını belirterek bakiye 2.512,00 USD gönderilmesi yönünde talepte bulunduğu, 27/10/2015 tarihli e.posta yazışmalarında da davalının ilk önce faturalar, makbuzlar ve motor kağıtları ile birlikte final hesabını gönderin, hesabı kapatalım şeklindeki teklifi üzerine davacının fatura adresini istediği, davalının da ilk önce proforma belgeleri istediği mutabık kalınırsa sonra fatura gönderilmesini talep ettiği ve tali acentenin kendisini tayin eden ana acenteye aşarak müşteriyle görüşüp para istememesi, parayı müşteriden değil ana acenteden alabilirsiniz dediği, davacı fırmanın bunların üzerine 30/10/2015 tarihli iki adet fatura düzenlediği, 7.091,00 TL tutarlı faturada şevketiye motor servisi şeklinde iki kalem hizmetin ve altında da bekleme şeklinde bir hizmetin belirtildiği, 5.788,58 TL’lik faturada ise acentalık hizmetinin edim olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Belirtilen bu safahat karşısında davalının acente olsa da davacıyla hizmetin satın alınması konusunda irtibat kurduğu, fiyat teklifini değerlendirdiği, ödeme yaptığı ve kalan ödeme için belgeler istediği anlaşıldığına göre taraflar arasındaki sözleşmenin taraflar arasında kurulduğu, davalının, pasif husumet sıfatının olduğunun kabulü gerekir. Davacıyla görüşüp hizmet alındıktan sonra davacının muhatabının kendisi olmadığının öne sürülmesi TMK 2 anlamında dürüstlük kuralına da aykırıdır. Davacının alacağını dayandırdığı hizmetlerin verilip verilmediği açısından ise davacı istem üzerine 21/10/2015 tarihinde PDA aşağıda sunulmuştur diyerek bır kısım hizmetler ve karşılığında fiyatlar belirtilmiştir. Bunların Çanakkale Liman Çıkış şartları olduğu belirtilmiştir. Aynı tarihli davacının başvurusu üzerine Çanakkale Liman Başkanlığı’nın Liman Çıkış Belgesi ile Söndüren 7 gemisine Prince Joe isimli gemi yedeğinde Tekirdağ Limanına gitmesine izin verildiği anlaşılmaktadır. Davacı firmanın aynı tarihte 34 TL gemi liman harcını ödediğine dair vergi tahsil alındısı bulunmaktadır. Bu belgeler karşısında davacının davalı firmaya Söndüren 7 gemisi ile ilgili acentalık hizmeti sunduğu anlaşılmaktadır. Bunun dışında 7.091,00 TL’ lık faturada geçen şevketiye motor servisi ve bekleme hizmetlerinin davacının Çanakkale Liman Başkanlığından Liman Çıkış belgesi isterken, dilekçede Söndüren 7 römorkörünün yedeğinde ….isimli geminin Çanakkale -Şevketiye Demir Sahasından Tekirdağ Limanına gitmesinin planladığı belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda Prince Joe gemisinin Söndüren 7 eşliğinde Tekirdağ Limanına götürülmediği iddia edilmediğine göre davacının acenteliği tahtında yükümlendiği edimi yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Bunun dışında davacı tarafın e.posta ile gönderdiği 21/10/2015 tarihli PDA hizmet ve fiyat tablosuna davalının itiraz etmediği ve 2.500,USD gönderdiği gözönüne alındığında davacının alacağını dayandırdığı faturalardaki hizmetleri sunduğu kabul edilmelidir. Motor servis makbuzlarının bir kısmında…. gemisinin mührü yer almaktadır. Bu belgelerin bir kısmında kaptan imzasının olmaması söz konusu hizmetlerin verilmediğini göstermemektedir. Bilirkişi raporu HMK’ nın 282. maddesi uyarınca diğer delillerle birlikte hakim tarafından serbestçe değerlendirilir. Bu anlamda itirazlar üzerine ek rapor alınmaması hükmün kaldırılması için yeterli değildir. Davalı taraf fatura sunmanın hizmetin verildiğini ispatlamadığını öne sürmüş olup, bilirkişiler davalının faturalara itiraz etmediğini ifade etmiş olmakla birlikte esasen davalının davacı adına satıcılar hesabı açmadığı, ödediği 2.500,00 USD’ yi de 7.238,50 TL karşılığıyla …. yevmiye nolu kayıtla hizmet üretim maliyetleri hesabında gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda esasen davalının kayıtları yaptığı ticari işlemleri yansıtmadığına göre faturaların davalı defterinde kayıtlı olmaması hizmetin verilmediğini göstermemektedir. Bunun dışında Çanakkale Liman Başkanlığı’ nın yazısı davacının Söndüren 7 gemisinin …. gemisinin Çanakkale’den Tekirdağ’ a götürülmesi için limandan ayrılması hususunda acentelik hizmeti verdiğini göstermektedir. İcra inkar tazminatı açısından ise talep olunan alacak fatura alacağı olup davalının taraflar arasındaki ilişki kapsamında hizmeti ve karşılığını bildiği ve bilebilecek durumda olduğu kabul edilmelidir. Bu durumda alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi de geçerlidir. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesince verilen hüküm dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olup istinaf nedenleri yerinde olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 387,67 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 97,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 290,67 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davalı üzerinde bırakılmasına, Davacı tarafın kararı istinaf etmemesine rağmen istinaf harçlarını yatırdığı anlaşılmakla istek halinde yatırdığı harçların kendisine iadesine,5-UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş-dönüş masrafı 24,5 TL’ nin davacı avansından karşılandığı anlaşılmakla; bu giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 7- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/04/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.