Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/758 E. 2019/1496 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/758 Esas
KARAR NO : 2019/1496 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ(Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla)
DOSYA NUMARASI: 2016/144 Esas 2018/115 Karar
TARİH : 15/03/2018
DAVA :Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/10/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup Dairemizce yapılan duruşmalı inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 02.06.2015 tarihli Nakliyat sözleşmesinin imzalanmış olduğunu, sözleşmeye göre müvekkili şirketin sözleşme eklerinde bulunan çeki listesinde belirtilen malzemelerin Artvin Yusufeli baraj şantiye sahasından ve Soğanlık/Kartal sahasından teslim alınarak Haydarpaşa Limanı’ na, Haydarpaşa Limanı ‘ndan …. Arabia’ya deniz yolu ile taşınmasını, davalı şirketin ise 259.500.00 USD navlun bedelini ve sözleşme ile yüklendiği diğer masrafları ödemeyi üstlendiğini, davalı şirketin Suudi Arabistan Şubesi … Tic. A.Ş. adına navlun bedelinin tahsili amacı ile 259.500.00 USD’ lik 3 adet fatura ve işbu dava konusu alacağı olan masraflara ilişkin olarak da 34.620.00 USD’ lik bir adet fatura tanzim edildiğini, davalı tarafın navlun bedeline ilişkin faturaları ödemişse de, dava konusu olan 34.620.00 USD taşıma masrafını ödemekten kaçındığını, bunun üzerine Beyoğlu …. Noterliği’ nin 27.01.2016 düzenleme tarihli … yevmiye no.lu ihtarname ile alacağının ödenmesinin ihtar edildiğini, davalı şirketin ise Beşiktaş …. Noterliği’ nin … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile borcunun bulunmadığını belirtmesi üzerine iş bu davanın açılması zarureti doğduğunu belirterek 34.620,00 USD alacağının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek TCM Bankasının USD dövizine uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faiziyle birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Müvekkili şirketin davacı şirkete 36.620,- USD tutarında bir borcu olmadığını, işbu nakliyat işlemi için tarafların 259.500,00 USD üzerinden anlaştığını, nakliyat işlemi gerçekleştirildiğinde müvekkili şirketin mezkur tutarı davacı şirkete ödediğini, sözleşme hükümleri uyarınca tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini belirterek müvekkili şirket aleyhine istenen alacak ve sair tüm iddiaların reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) 15/03/2018 Tarih 2016/144 Esas 2018/115 Karar sayılı kararında;”…Yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden, davanın, davacı tarafından gerçekleştirilen taşıma işleminden dolayı taşıma sırasında davacı tarafından davalı adına yapılmış bulunan masraflardan davalının sorumlu olup olmadığına ilişkin alacak davası olduğu, taraflar arasında 02.06.2015 tarihinde Nakliyat Sözleşmesi akdedilmiş olup, davacının taşıma sözleşmesine istinaden 259.500.00 USD tutarındaki fatura bedelini tahsil ettiği, taraflar arasında bu konuda bir ihtilaf bulunmadığı, davadaki ihtilaf konusunun davacının taşıma sırasında davalı adına yapmış olduğu masraflara ilişkin olduğu, davacının davalı adına yaptığını bildirdiği masraflar için bir adet 34.620.00 USD tutarında fatura düzenleyerek davalı şirkete gönderdiği, ancak davalının faturayı davacıya iade ettiği, davacının bunun üzerine Beyoğlu ….Noterliğinden 27.01.2016 tarihinde ihtarname keşide ederek 34.620 USD’ nin 7 gün için ödenmesini ihtar ettiği, ihtarname davalı yanca 29.01.2016 tarihinde tebellüğ edilmiş olup, ödeme yapılmadığı, davalının, davacıya ait ihtarnameye 05.02.2016 tarihinde Beşiktaş ….Noterliğinden keşide ettiği … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile cevap verdiği ve 34.620 USD tutarındaki fatura ile borçlu olmadığını bildirdiği, dava konusu fatura davacı kayıtlarında olduğu dolayısıyla davacının fatura bedeli ile alacaklı gözüktüğü, davalı kayıtlarında ise dava konusu fatura kaydının bulunmadığı, davacı tarafından yapılan masrafların davalıya e-posta ile bildirildiği, E-posta içeriklerine göre davalının yapıldığı bildirilen masraflardan haberdar olduğu, davalının, davacıya borçlu olmadığını, sözleşme bedelinin 259.500.00 olduğunu ve tamamını ödediğini, borçlu olmadığını bildirdiği, davalı tarafından davacı adına, 27.01.2016 tarihinde 9.331.67 USD, 77.850.00 USD ve 181.650.00 USD olmak üzere toplam 268.831.67 USD ödeme yapıldığı, bu ödemelerin sözleşme bedelinden fazla olduğu fazlalığın 9.331.67 USD olduğu, fazla ödenen tutarın ise davalı tarafından kabul görmeyen masraf bedellerine istinaden olması gerektiği, davacının masraf bedelleri için düzenlemiş olduğu 34.620 USD tutarındaki masraf faturasına istinaden kısmi ödeme olarak kabul edilmesi gerektiği dolayısıyla davalının dava konusu faturalardan sorumlu olması gerektiği, buna göre konu olan faturadan dolayı davacı alacağının 34.620.0- 9.331.67 = 25.288.33 USD olacağı, davacı tarafından keşide edilen ihtarnamenin davalı tarafından tebellüğ tarihi 29.01.2016 olmasına göre verilen 7 gün ödeme süresinin 06.02.2016 tarihinde dolduğu ve davacının alacağının 07.02.2016 tarihinde muaccel hale geldiği anlaşılmakla davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 25.288,33 USD alacağın temerrüd tarihi olan 07/02/2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereği işleyecek dolar faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesi gerektiği…”gerekçesi ile, Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 25.288,33 USD alacağın temerrüd tarihi olan 07/02/2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereği işleyecek dolar faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı … davacı vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Bilirkişi olarak atanan İ.Ü Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doc. Dr. … ile S.M. Mali Müşavir … tarafından hazırlanan 13.01.2016 tarihli kök bilirkişi raporunda, davacı tarafından talep edilen bekleme ve masraflara ilişkin alacak iddialarının kanaat verici deliller ile ortaya koymadığı sonucuna ulaşıldığını,İşbu bilirkişi raporunda, müvekkili şirketin ticari defterlerinde davacıya herhangi bir borcun olmadığı, aralarındaki sözleşmeye ilişkin ödemelerin yapıldığı, davacı tarafından talep edilen alacak kalemleri incelendiğinde ise, davacının iddia ettiği beklemeleri yaptığına ve bunun masraflarına katlandığına dair ve davalıdan bunlara ilişkin olarak onay aldığına dair delillerin bulunmadığının çok açık ve net bir şekilde tespit edildiğini,Davacı tarafın 07.03.2017 tarihli duruşmada, kök bilirkişi raporunda belirtilen eksik hususlara ilişkin belgeleri sunduklarını belirterek, itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasını talep ettiğini, müvekkilinin davanın bu safhasında sunulan delillere muvafakat olmadığını belirtmesine rağmen ek rapor tanzim edilmek üzere dosyanın bilirkişi heyetine tevdiine karar verildiğini, Davacının yasal sürenin ve ihtaratlı olarak kendisine mahkemece verilen kesin sürenin geçmesinden sonra dosyaya sunmuş olduğu belgelerin, davacının haksız ve mesnetsiz iddialarını kanıtlayıcı nitelikte olduğunun kabulü anlam ve hükmünde olmamak üzere;Yasal süresi geçtikten sonra ek belge sunulmasını kabul etmediklerini, yasal düzenlemeler ve Yargıtay içtihatları uyarınca davacının dava dilekçesinde iddia edilen her bir vakıanın hangi deliller ile ispat edeceğini açıklaması gerektiğini, ancak buna rağmen davacının daha önce dayanmadığı ve dosyaya sunmadığı delillerin dava dosyasına, bilirkişi incelemesinden sonraki bir aşamada sunmasının, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.04. 2016 tarih , 2014/13-856 E. ve 2016/523 K. sayılı ilamında da hükme bağlandığı üzere 6100 sayılı HMK’nın “Belgelerin Birlikte Verilmesi” başlıklı 121/1. Maddesine açıkça aykırı olduğunu Davacının dosyaya yeni belgeler sunduğunu ve hukuken hiçbir şekil ve suretle değerlendirmeye konu edilmemesi gerektiğini, ancak bu belgelerin, ek raporun düzenlenmesinde dikkate alındığını, bir de yapılan hatalı tespitler ile bahse konu belgelerin davacı tarafın iddialarını kanıtlar nitelikte olduğu sonucuna varıldığını, bu yönde hatalı ve hukuka aykırı olarak düzenlenen ek rapor dayanak gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın bu yönden kaldırılmasının gerektiğini,İşbu belgelerin kök raporda yapılan değerlendirme ve tespitler karşısında, davacı tarafın iddialarını ispatlar nitelikte olmadığının açık olduğunu, Davacı tarafından oluştuğu iddia edilen zararların, davalı müvekkili şirketinin eylem ve işlemlerinden kaynaklandığının davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, davacının dava dışı … firmasının düzenlenmiş olduğu faturaya dayanarak, davaya konu masraflardan müvekkili şirketin sorumlu olduğu yönündeki iddialarını ispat etmiş olmasının kabul edilemez olduğunu, Bilirkişi heyetince kök raporda yer alan tespitleri ile çelişkili bir şekilde hatalı ve eksik değerlendirmeler sonucunda, dosyaya sunulu yeni belgelerin davacının haksız ve mesnetsiz iddialarını ispatladığı sonucuna varıldığını, ek rapora bu yönü ile yapılan itirazların mahkeme tarafından değerlendirilmeksizin ve gerekçesi de belirtilmeksizin sadece kök rapora yapılan atıf ile yani yetersiz gerekçe ile hükmün kurulduğunu, Davaya konu gecikmelerin, davacı tarafın eylem ve işlemlerinden kaynaklandığına ilişkin olarak 03.01.2017 tarihli beyan dilekçesi ve eklerinin dosyaya sunulduğunu, işbu belgelerin gerek bilirkişi raporlarının tanziminde gerekse mahkeme tarafından hiçbir şekil ve surette değerlendirilmediğini, Davacının kök rapora karşı dosyaya sunduğu 14.02.2017 tarihli itiraz dilekçesi ve ekleri belgeleri incelendiğinde; davacının davaya konu masrafları … firmasına ödediğini ispatlamak amacı ile dilekçesinde belirttiği, 30.11.2015 tarihli, … no.lu fatura ile 30.11.2015 tarihli, … no.lu fatura muhteviyatına atıfta bulunduğunu, iş kalemlerinin fatura karşılığı bedelleri ile aynı iş kalemleri için yansıtma yolu ile davacı tarafından müvekkili şirketten tahsili talep edilen bedellerin birbiri ile çelişkili olduğunu, Davacının dava dilekçesine göre, 11. Ağustos.2015 tarihinde geç boşaltma sebebi ile ödenmesi gereken tutarın 5.760,00 USD olarak iddia edildiğini, ancak kök rapora istinaden davacı tarafından dosyaya sunulan 14.02.2017 tarihli dilekçede yer alan beyan ile 5.760,00 USD için 30.11.2015 tarihli, … No.lu faturanın 7. ve 8. kalemlerine atıfta bulunulduğunu, 7. (2.400-USD) ve 8. (1.680-USD) No.lu kalemlere konu toplam bedellerin 4.080 USD olduğunu, Davacı, dava dilekçesi ile müvekkili şirket tarafından ödenmesini talep ettiği 3.060 USD’nin dayanağı olarak, 14.02.2017 tarihli dilekçesinde 30.11.2015 tarihli, … No.lu faturanın 3. (1.560- USD) ve 4. (560-USD) No.lu kalemlerine atıfta bulunulduğunu, bu kalemlere konu toplam bedelin 2.120-USD olduğunu, Davacı, 14.02.2017 tarihli itiraz dilekçesi ekinde yer alan e-mail yazışmalarına atıfta bulunarak, davalı müvekkil şirketin ek nakliye bedelleri ile süpervizör ücretlerine onay verdiğini iddia etmekte ve bu hususta mezkur e-mail yazışmalarına delil olarak dayandığını, davacı tarafından delil olarak dayanılan e-mail mesajında bu hususta müvekkili şirketinin herhangi bir onayının olmadığının açık olduğunu, davacı tarafın gerekçelerinin ve uygulamalarının sebebi ile nakliye operasyonunun gecikmiş olduğunun mezkur e-mail yazışmasında açıkça ifade edildiğini, Davalı müvekkili şirket tarafından davacıya yapılan 9.331,67 USD tutarındaki ödemenin, davacının talep ve iddiaları yönünden sorumlu olduğuna delalet ettiği çıkarımının maddi ve hukuki anlamda tamamen mesnetsiz olduğunu,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili şirket defterlerinin TTK’ nun ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğunu ve defterlerin delil niteliği taşıdığını, davalı şirketin 03.12.2015 tarihi itibariyle 34.620,00- USD borçlu olduğunun tespit edildiğini, davalı şirketin defterlerinin incelenmesi üzerine ise defterlerinin delil niteliği taşıdığını ve müvekkili şirkete karşı hesap bakiyesinin -0- olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketin alacağına ilişkin faturanın davalı tarafa tebliğ edildiğini, nitekim TTK m. 21 / 2 gereğince faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayıldığını, faturaların tebliğ edildiğini, itiraza uğramadığını, ticari ilişki ve fatura konusu bedellerin haklılığının dosya kapsamıyla sabit olduğunu, ilgili faturanın ticari defterlerine işlenmemesinin karşı tarafın kötüniyetli hareket ettiğinin göstergesi olduğunu,Müvekkili şirketin yaptığı taşıa sebebi ile katlanmak durumunda kaldığı harcama ve ek hakedişlerin, işbu dava ile talep ettiği her bir alacağı belgelendirildiğini ve haklı olduğunu,Faturalardaki alacaklarının her birinin kalem kalem açıklandığını ve ispatlandığını,Bilirkişi raporlarında da davaya konu edilen alacaklarının haklı ve ispatlandığının dosya kapsamıyla sabit olduğunun belirtildiğini,İşbu davada kısmen kabul kararının tek başına davalı tarafça 9.331,67-USD ödeme yapılması sebebiyle verildiğini, davalı tarafın ilgili ödemeyi … Tic. A.Ş. ‘den alınan kabloların taşınmasına ilişkin yapıldığını belirttiğini, ilgili ödemenin şayet bu taşımaya ilişkin yapmış ise davanın tamamıyla kabulünün gerektiğini, kısmen kabul kararının yerinde olmadığını,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda davanın tamamen kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/144 Esas 2018/115 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava deniz yoluyla yapılan kombine taşıma sözleşmesi kapsamında davacı tarafça davalı adına yapılan ödemelerin (bekleme ücretleri) ve ek navlun ücretinin tahsili için açılan alacak davasıdır.Davacı, taraflar arasında davalıya ait emtianın deniz yoluyla taşınması için sözleşme imzalandığını, sözleşmede öngörülen navlun ücretinin davalı tarafça ödenmesine karşılık, taşıma nedeniyle davalı adına yapılan taşıma masraflarının (bekleme ücretleri) ve ek navlun ücretinin ödenmediğini belirterek bunların tahsilini talep etmiş, davalı davacıya borçlarının olmadığını, sözleşme ile kararlaştırılan navlun ücretinin ödendiğini belirterek davanın reddini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri yukarıda belirtilen sebeple istinaf başvurusunda bulunmuştur.Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmede öngörülen navlun ücreti bedelinin 259.500,00 USD olarak belirlendiği, davalı ticari defterlerine göre söz konusu taşıma işi ile ilgili olarak bu navlun ücretinin ödendiği ayrıca 9.331,67 USD fazla ödeme yapıldığı, fazla yapılan ödeminin davalı tarafça kabul görmeyen davaya konu masraflara ilişkin kısmi ödeme olarak kabulü gerektiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davalının gerek bilirkişi raporlarına itirazında ve gerekse istinaf dilekçesinde fazla ödemenin taraflar arasında daha önce yapılmış olan başka bir taşıma işinden kalan bakiye borca mahsuben yapıldığı, davaya konu fatura borcu için yapılmadığı yönündeki itirazının mahkemece değerlendirilmediği anlaşıldığından ve bu eksiklik ancak duruşma açılarak yeni bir bilirkişi raporu ile giderilebileceğinden, dairemizce istinaf incelemesinin HMK 356.ve 358. maddeleri uyarınca duruşmalı yapılmasına karar verilerek, bilirkişiye gerek gördüğü takdirde taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek taraf ticari belge ve defterleri üzerinde inceleme yapılarak, dosyaya taraflarca sunulan belgeler, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporları, raporlara itirazlar da değerlendirilmek üzere davaya konu taşıma işi nedeni ile davacı tarafça yapılan bekleme ve diğer masrafların tespiti ile davacı tarafça dosyaya sunulan üçüncü kişi tarafından düzenlenen fatura içeriği, taraflar arasındaki önceki taşıma ilişkileri ve bunlara ilişkin ödemeler de dikkate alınarak davaya konu fatura alacağı konusunda bilirkişi heyetinden 13/09/2019 havale tarihli rapor alınmıştır.Bilirkişi kurulu 13/09/2019 havale tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde özet olarak;Davaya konu ekstra hizmetlerin davacı yan tarafından davalı yana e-postalar ile bildirildiği, bildirim yazılarının dosya içerisinde bulunduğu, dolayısıyla e-posta yazılarına göre davalı yanın yurt dışında yapıldığı bildirilen masraflardan haberdar olduğunun anlaşıldığı,Davacı yanın davalıdan liman sahası bağlantılı ardiye masrafları, ek taşıma ile varış yeri beklemelerine ilişkin 34.620,00.USD tutarındaki masrafları talep edebileceği, Dava dosyasında yer alan taraflara ait muavin hesap ekstrelerine göre, sözleşme kapsamındaki taşımaya ilişkin davacı yan tarafından davalı unvanına toplamda 259.500,00.USD tutarında 3 adet fatura keşide edildiği, yine dava dosyasında yer alan banka havale dekontlarına göre davalının davacı hesabına farklı tairhlerde toplamda 268.831,67.USD havale işlemi gerçekleştirildiği, fazla ödenen 9.311,67.USD tutarın, taraflar arasında daha önce gerçekleştirilen başka bir ticaret işlemi ile alakalı olduğu, kök raporda ifade edilenin aksine 9.331,67.USD ödemenin masarflar için yapılmamış olduğu, zira muavin hesap ekstrelerinde yer alan kayıtlardan, daha önceden bakiye kalan tutar için ödeme yapıldığının anlaşıdığı, Bu itibarla, davacı yanın davalı yandan 34,620.00.USD masraf alacağını talep edebileceği, asıl alacak için 07/02/2016 temerrüt tarihinden, 30/03/2016 dava tarihine kadar 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğ işlemiş dolar faizinin 493,22.USD olduğu tespit edilmiştir.” şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.Dosya içinde bulunan tüm belge ve bilgiler, taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları birlikte incelendiğinde;Taraflar arasında taşıma sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmede kararlaştırılan navlun ücretinin ödendiği çekişme konusu değildir. İhtilaf taşıma nedeniyle yapılan masraflardan (bekleme ücretleri ile ek navlun hizmeti) davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.HMK’nın 119/1-f maddesine göre dava dilekçesinde iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği, 129/1-e maddesine göre de cevap dilekçesinde savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin belirtilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK’nın 137 ve 140. maddelerinde ise; 119 ve 129. maddelerdeki düzenlemenin aksine, delillerin belirtilmesinden değil, tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapmasından bahsedilmiştir. Buna göre; delillerin dava ve cevap dilekçelerinde belirtilmesi, dilekçelerinde belirtikleri delillerin en geç ön inceleme duruşmasında mahkemeye sunulması, başka bir yerden getirtilecek olması hâlinde delillerin toplanması için gerekli işlemlerin yapılması gerekir. Yani dava ve cevap dilekçelerinin verilmesinden sonra tarafların iddia ve savunmalarını kanıtlayıcı delil bildirmeleri mümkün değildir.Dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesi aşamaları bu şekilde net sürelere bağlı olarak düzenlendikten sonra yasa koyucu, delil bildirmenin “süreye” bağlı olduğunu tekrar vurgulayan 145. maddeye yer vermiştir. 6100 sayılı HMK’nın “Sonradan delil gösterilmesi” başlıklı 145. maddesine göre; taraflar, Kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremezler. Ancak bir delilin sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya süresinde ileri sürülememesi ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıyorsa, mahkeme o delilin sonradan gösterilmesine izin verebilir. (Yargıtay HGK 2017/2-1588 E. 2018/2045 K.) Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde delillerini bildirmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davaya konu masraflara ilişkin yansıtma faturasının dayanağı belgelerin sunulması (kanıtlanması) gerektiği belirtilmiş, bunun üzerine davacı vekili düzenledikleri faturanın dayanağı olan 3. kişi tarafından kendileri adına düzenlenmiş masraflara ilişkin fatura örneklerini dosyaya sunmuştur. İlgili belgelerin dosyaya sunulması yargılamayı uzatma amacı taşımayan ve davacının delil olarak dayandığı fatura içeriğinin tespiti için gerekli olan belgeler olduğundan bu belgelerin daha sonradan sunulması HMK’nın 145. maddesi kapsamında olduğundan mahkemece bu belgelerin sonradan sunulmasına izin verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.Davacı, davalıdan kaynaklanan nedenlerle (tahliye için gerekli araçların temininde gecikme, ithalat gümrük işlemlerinin zamanında yapılmaması nedeniyle) boşaltma limanında bekleme ücreti, liman sahasında serbest süreyi aşan bekleme ücreti, doğuş sahasında boşaltmanın geç yapılması nedeniyle bekleme ücreti, güzergah değişikliği nedeniyle (Segment sahasından Olayan sahasına) taşıma bedeli ve yine teslim yerinde geç boşaltma nedeniyle bekleme ücretleri alacağı doğduğunu bu bedellerin davalı taşıtan tarafından ödeneceğinin sözleşmede düzenlendiğini bu masraflar için yansıtma faturasının ödenmediğini ileri sürmektedir. Taraflar arasında imzalanan ve ihtilaflı olmayan 02/06/2015 tarihli nakliyat sözleşmesine göre sözleşme ekinde çeki listesinde belirtilen malzemelerin Artvin/Yusufeli baraj şantiye sahasından ve Soğanlık/Kartal/İstanbul sahasından araç üzeri teslim alınması ve Haydarpaşa limanına taşınması, malzemelerin Haydarpaşa limanında açık yük gemisine yüklenmesi, lashing yapılması, Haydarpaşa limanı/Türkiye – … Arabistan arası deniz yolu ile taşınması, varış limanında unlashing işlemi ve malzemelerin gemiden boşaltılması, malzemelerin Cidde limanından yüklenerek Riyad şehir sınırlarında bulunan şantiye sahasına teslimi hususunda anlaşıldığı, navlun bedelinin 259.500,00 USD olarak belirlendiği, sözleşmenin 9 ve 10. maddesinde gümrük işlemleri ile ilgili idare tarafından talep edilebilecek her türlü vergi-ücret-harç-vs ‘in sözleşme kapsamı dışında olduğu, bunlardan davalının sorumlu olacağı, yine sözleşmenin 12 vd. maddelerinde gerek varış limanında gerekse teslim sahasında, serbest bekleme süreleri ile serbest bekleme süresinin aşılması halinde bekleme ücreti talep edileceği, boşaltma sahasında sahanın boşaltma için uygun hale getirilmesi, boşaltma için gerekli araçların sahaya ulaşım için uygun hale getirilmesi, boşaltma için operatör temininin davalı sorumluluğunda olduğu, 17 ve 18 maddelerinde malzemelerin Riyad şehri sınırlarında başka bir şantiyeye tesliminin talep edilmesi halinde tekrar fiyatlandırma yapılacağı belirtilmiştir.Buna göre taşıma işinin tamamlandığı, malzemelerin son teslim noktasında alıcıya teslimine kadar, gerek varış limanında gerek şantiye sahasında gerekse malzemelerin davalı talebi doğrultusunda başka bir şantiyeye teslimi sırasında serbest süreyi aşan bekleme yapıldığı, malzemelerin ilk teslim için kararlaştırılan şantiyeden davalı tarafça talep üzerine yine Riyad şehri sınırları içinde başka bir şantiye sahasına teslim edildiği sabittir.Davacı taraf serbest süreyi aşan bekleme ücreti ve ek taşıma hizmeti için davaya konu faturayı düzenleyerek davalıya tebliğ etmiştir. Dosyaya davacı tarafça sunulan iadeli taahhütlü posta gönderi belgesinden davaya konu faturanın davalı tarafa 07/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, yine sunulan fax örneğinden ilgili faturanın davalı tarafça davalının Riyad şehrinde bulunan şantiyesine gönderildiği anlaşılmıştır. Davalı davaya konu faturanın taraflarına tebliğ edilmediğini veya faturaya süresinde itiraz edildiğini iddia ve ispat etmemiştir. Davaya konu fatura davalı defterlerine işlenmemiştir. Davalı fatura konusu beklemelerin davacının kusurundan ileri geldiğini belirtmiş ise de bu konuda her hangi bir ispat vasıtası dosyaya sunmamıştır. Mail yazışmalarında taşıma işinin gecikmesine davacının sebep olduğu belirtilmiş ise de sözleşmede öngörülen hususları yerine getirdiğini, gerek varış limanındaki gerekse boşaltma yerlerindeki gecikmelere kendilerinin neden olmadığını, davacının ihmali veya kusurunun sebep olduğuna ilişkin somut bir delil sunmamıştır. Ek taşıma işinin davalının bilgi ve onayı dahilinde yapıldığı da dosya içeriği ile sabittir. Gecikme nedeniyle oluşan masraflarda mail yoluyla davalı tarafa bildirilmiştir.Ayrıca davalı davaya konu faturayı tebliğ almış, süresi içinde fatura içeriğine itiraz ettiğini ispatlayamamıştır.Bu durumda, davacının fatura içeriği bekleme ücretleri ile ek navlun ücretine hak kazandığı bunları davalıdan talep edebileceği sonucuna varılmıştır. Mahkeme kabulü de bu yöndedir. Davalının buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir.Ancak davalının sözleşmede kararlaştırılan navlun ücreti bedelinden fazla yaptığı 9.331,67 USD ödemesinin davaya konu faturaya mahsuben yapıldığı mahkemece kabul edilmiş ve fatura bedelinden bu miktar düşülerek karar verilmiş ise de, davalı söz konusu ödemenin faturaya mahsuben yapılmadığını, taraflar arasındaki daha önce yapılmış olan taşıma işine ait olduğunu belirttiğinden ve dairemizce yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapora göre de bu ödemenin taraflar arasındaki farklı bir taşıma sözleşmesine istinaden yapıldığı sabit olduğundan bu bedelin fatura alacağından mahsubuna olanak bulunmamaktadır. Mahkemece bu yönde verilmiş karar hatalı olmuştur. Davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.Bu nedenlerle; davalı istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne dair yeniden karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, B-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/03/2018 tarih 2016/144 Esas 2018/115 Karar sayılı ilamının HMK’nun 353/1-b2.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle, 1-DAVANIN KABULÜ ile, 34.620,00.USD’nin 07/02/2016 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun 4/a maddesi uyarınca işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, İLK DERECE YÖNÜNDEN :2-Alınması gereken 6.808,52.TL harçtan davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.699,59.TL harcın mahsubu ile bakiye 5.108,93.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan 1.699,59.TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,4-Davacı tarafından sarfedilen 128,40.TL posta / tebligat gideri ve 2.700,00.TL toplamı 2.828,40.TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davalı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 10.723,68.TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Bakiye gider avansı var ise karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN : 8-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince taraflarca ayrı ayrı yatırılan 98,10’ar TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 9-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.808,52.TL harçtan istinaf eden davalı tarafından yatırılan 1.243,90.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 5.564,62.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 10-Davacı tarafından yatırılan 35,90.TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 11-Davacı tarafından sarf edilen 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 42,40.TL tebligat gideri, 500,00.TL bilirkişi gideri ile 33,00.TL dosyanın istinafa gidiş/ dönüş gideri toplamı 673,50.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 12-Davalı tarafından sarfedilen giderlerin üzerinde bırakılmasına, 13-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 2. kısım 2. bölüm 17/a maddesine göre takdir olunan 1.362,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 14-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dair olarak, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2019