Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/743 E. 2019/705 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/743
KARAR NO : 2019/705
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME :İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2017
DOSYA NUMARASI : 2015/1342 Esas – 2017/1161 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 15/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:Davacı vekili Mahkememize sunduğu 06/11/2015 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı arasında Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden davalıya Ticari Ek Hesap/Ticari Kredili mevduat hesabı tahsis edildiğini, davalının ticari ek hesap borcunu ödememesi üzerine müvekkili bankanın davalıya Kadıköy…. Noterliğinin 18/01/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesini gönderdiğini, davalının borcunu ödemesi konusunda hiçbir girişimde bulunmadığını, alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, davalının ticari ek hesabından doğan borcunu süresinde ödemediğini, borçlunun bu itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili Mahkememize sunduğu 13/01/2016 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalının 126843 nolu tüketici kredisi borcuna ve …. nolu ticari ek hesap/ticari kredili mevduat hesabından kaynaklanan iki ayrı alacak kaleminin bulunduğunu, iki farklı mahkemenin görev alanına giren iki adet itirazın iptali davası bulunduğunu, her iki icra takibinde de alacak kalemleri ve uygulanacak faiz oranlarının açıkça belli olduğunu, davalının derdestlik itirazının yerinde olmadığını, davalının itirazlarının haksız ve yersiz olduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 21/12/2017 tarihli karar celsesindeki esas hakkındaki beyanında; 2.300,00 TL ödemenin ticari KMH ‘den düşüldüğünün belli olduğunu, ihtarnamenin de bu şekilde olduğunu beyanla davanın davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, söz konusu kredi sözleşmesinin kızı…. İTÜ İşletme Fakültesi öğrencisi olduğu ve eğitim amacıyla Amerika ‘da bulunduğu yıllarda Eğitim Kredisi olarak kullanılmış olması nedeniyle akdi faiz oranının düşük olması gerektiğini, kredinin ticari amaçla kullanılmadığını, kredi taksitlerinin uzun bir süre ödendiğini, alacaklarını tahsil edememesi nedeniyle yaşanan sıkışıklıktan dolayı sözleşme bitimine az bir zaman kala ödeme yapılamadığını, kendisine gönderilen ihtarnamelerden sonra davacı banka ile yeniden yapılandırma sözleşmesi akdedildiğini, 2.300,00 TL ödeme yapıldığını, yapılandırma sözleşmesi sonrası banka ile arasında yeni hukuki statü oluştuğunu, 2.300,00 TL ödemenin banka tarafından kabul edildiğini, ikinci ödeme beklenmeden 02/02/2015 tarihinde icra tabine geçilerek ödeme emri gönderildiğini, açılan davanın miktarının ise 3.644,64 TL olduğunu, ödeme emrinin ve dava miktarının hukuki normlara uygun şekle getirilmesi gerektiğini, davacı bankanın kötü niyetli olduğunu, davacı bankanın hakkında aynı borç miktarına ilişkin İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takip dosyası ile mükerrer icra takibi yaptığını, davacı bankanın talep ettiği borç miktarının ne olduğu, uygulanan faiz oranları netlik belirtmediğinden her iki ödeme emrine de itiraz ettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 21/12/2017 tarih 2015/1342 Esas 2017/1161 Karar sayılı kararında; “…Yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Anayasa m.141); toplanan deliller, Genel Kredi Sözleşmesi, Hesap Kat İhtarı, Hesap Özeti, Bilirkişi raporu, icra dosyası, İstanbul Anadolu 4. Tüketici Mahkemesinin 2015/1670 esas sayılı dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya kapsamı incelenip birlikte değerlendirildiğinde; davacı takip alacaklısı tarafından İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’ nün…. esas sayılı takip dosyasında 1148-0318M01-0126843-42865067 nolu kredi yönünden toplam 9.127,45 TL alacak ve 1148-0326L010623895-42865067 nolu kredi yönünden toplam 3.644,64 TL alacak itibariyle takip başlatıldığı, toplam takip miktarından 2.300,00 TL’nin takip öncesinde tahsil edilerek borçtan düşüldüğü ve takip alacağının 12.772,09 TL olduğunun belirtildiği, davalının takibe süresinde itirazı üzerine icra takibinin durduğu, bunun üzerine 1148-0318M01-0126843-42865067 nolu tüketici kredisi yönünden İstanbul Anadolu 4. Tüketici Mahkemesinin 2015/1670 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığı ve bu davanın 9.127,45 TL alacak yönünden takibin devam etmesi suretiyle kabul ile sonuçlandığı, bu dosyanın halen temyiz incelemesinde olduğu, 1148-0326L010623895-42865067 nolu Ticari Kredi yönünden mahkememizin iş bu dava dosyasında itirazın iptali davası açıldığı, davalının İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün 2015/9252 esas sayılı takip dosyası ile mükerrer takip yapıldığını iddia ederek derdestlik itirazında bulunduğu ve yeniden yapılandırma sözleşme yapılmasına rağmen hukuka aykırı olarak icra takibi başlatıldığını iddia etmiş ise de; derdestlik iddiasına konu İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasındaki takibin 13/05/2015 tarihinde başlatıldığı, eldeki davaya konu icra takibinin ise 02/02/2015 tarihinde başlatıldığı, bu haliyle eldeki davaya konu icra takibinden sonraki bir tarihte İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasından başlatılan takip yönünden derdestlik teşkil etmeyeceği, davalının 2.300,00 TL ödemesinin İstanbul Anadolu 4. Tüketici Mahkemesi’nin 2015/1670 esas sayılı dosyasında verilen kararda mahsup edilmediği, kaldı ki bu miktarın takip talebinde mahsup edilerek takibe geçildiği, davalının yeniden yapılandırma iddialarını da ispatlayamadığı, ayrıca dosyamızda alınan bilirkişi raporunda, kredi kartına ilişkin 1148-0326L010623895-42865067 nolu Ticari Kredi yönünden 2.300,00 TL’lik ödemenin mahsup edildiği, gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınan 03/07/2017 havale tarihli bankacı bilirkişi raporuna göre, davaya konu kredi kapsamında hesap kat tarihi itibariyle bankanın anapara alacağının 5.726,11 TL olduğu, akdi ve temerrüt faizi ile bunların BSMV ‘si ilave edilip 02/02/2015 tarihli tahsilat makbuzu ile ödenen 2.300,00 TL ödeme mahsup edildiğinde temerrüt tarihi itibariyle asıl alacağın 3.426,11 TL olduğu, ancak davacı bankanın takibinde 3.277,50 TL talep ettiği, işlemiş faizin ise 177.21 TL olduğu, ancak davacı banka tarafından 349,65 TL’nin talep edildiği, bu nedenle 177.21 TL işlemiş faizi aşan talebin yerinde olmadığı, BSMV olarak ise 8,86 ‘nin hesaplandığı, banka tarafından 17,49 TL’nin talep edildiği, bu nedenle 8,86 TL ‘yi aşan talebin yerinde olmadığı, ayrıca davaya konu kredinin kredili mevduat hesabından kaynaklanıyor olması nedeniyle faiz oranının TCMB tarafından belirli periyotlar halinde belirlenen oran olarak uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği…”gerekçesi ile, 1-Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine,2-Davalı takip borçlusunun İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyada 1148-0326L01-0623895-42865067 nolu kredi yönünden yürütülen takibe vaki itirazının 3.277,50 TL asıl alacak, 177,21 TL işlemiş faiz, 8,86 TL BSMV alacağı yönünden iptaline, kabulüne karar verilen takibe konu asıl alacağa takip tarihinden itibaren %30,24 oranında faiz ve faize %5 oranında BSMV uygulanmasına,3-Kabulüne karar verilen takibe konu asıl alacağın %20 si olan 655,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/2 maddesi uyarınca 181,07 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Dava dosyasında her ikisi de bankacı olan aynı statüde iki ayrı bilirkişinin verdiği raporların mevcut olduğunu, bu raporların birbiriyle tamamen çelişkili olduğunu, itiraz edilmesine rağmen bu çelişki giderilmeden, davalı müvekkilinin aleyhine olan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının yerinde olmadığını, Davalı müvekkilinin takibe itiraz dilekçesinden itibaren ısrarla belirttiği gibi, davacı banka ile hesap kat ihtarından sonra müşteri hizmetleri ile yapılan ve kayıt altına alınan görüşme sonucunda yeni bir yapılandırma anlaşmasının yapıldığını, buna istinaden davalı müvekkili tarafından 2.300,00 TL ödeme yapıldığını, ancak davacı bankanın bu yapılandırma anlaşmasına uymayarak, sonraki ödeme tarihini beklemeden davalı müvekkilinin yapmış olduğu 2.300,00 TL ödemeyi herhangi bir ödeme gibi borcundan düşmek suretiyle derhal icra takibi başlattığını, basiretli bir tacir gibi davranması beklenen davacı bankanın bu tutumu ile kötüniyetli olduğunu, M.K. 2 maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına da aykırı davrandığını, Dava aşamasında da müteaddit defalar dile getirilen bu savunma ve delil toplama talebi mahkeme tarafından göz önüne alınmadığını, kayıt altına alınan telefon görüşmelerinin celbi ve deşifresi ile müvekkilinin yeniden yapılandırma yapıldığı yönündeki savunmasının ispatlanmış olacağını, bu nedenle ilk derece mahkemesinin verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Hükmedilen faiz oranının da yüksek olduğunu, Dosyada iki kez bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle tayin edilen ve takip talebindeki talep miktarı ile farklı olan alacak miktarı üzerinden, alacağın likit olduğundan bahisle % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığını, alacağın likit olmadığı gibi davalı müvekkili takibe itiraz ettiğini, müvekkili ile yeniden yapılandırma anlaşması yapılmasına rağmen, takip başlatarak bunu ihlal eden davacı alacaklı bankanın aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini, Reddedilen kısım üzerinden üzerinden davalı müvekkili lehine A.A.Ü.Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca 181,07 TL olarak hükmedilen vekalet ücretinin tayininde de yanlış değerlendirmenin yapıldığını, A.A.Ü.T. genel hükümler 3/1 maddesinde ve 13/1 maddesine hükmüne amir olduğunu, dolayısıyla mahkemece reddedilen kısım üzerinden hükmedilen vekalet ücretinin bu hükümlere aykırı olarak belirlendiğini,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda davanın reddine ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1342 Esas 2017/1161 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davacı banka tarafınca davalının kredi borçlarını ödemeyince davalıya 623895 kredi numaralı kredili ticaret mevduat hesabından 5.726, 11-TL, 126843 kredi numaralı tüketici hesabından 8.994,61-TL alacaklı olduğu bahisle kredi borçlarını ödemesi için, kat ihtarnamesi gönderilerek İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasından, kat hesabında belirtilen farklı iki ayrı kredi hesabına dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu davalının … kredi numaralı tüketici hesabında takip tarihi itibariyle 9.127,45 TL borca itirazı üzerine İstanbul Anadolu 4. Tüketici Mahkemesine 2015/ 1670 esas sayılı dava dosyasında, 6/11/2015 tarihinde itirazın iptali davası açarken, takip dosyasında … kredi numaralı kredili ticaret mevduat hesabında takip tarihi itibariyle 3.644,64-TL borca itirazı üzerine eldeki itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür. Davalı vekilinin derdestlik itirazı yönündeki istinaf sebebinin incelenmesiyle, davacının davalı ile arasındaki kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklı 3.279,68 TL alacaklı olduğu bahisle kredi borçlarını ödemesi için, 20/04/2015 tarihli kat ihtarnamesi gönderilerek İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyasından, kat hesabında belirtilen farklı iki ayrı kredi hesabına dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığı, eldeki davanın konusu takip dosyasının ise, 11/01/2012 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinden kaynaklı alacağa dayalı olduğu, takip alacaklısı banka aynı olsa da, takip konusu alacakların farklı sözleşmeler dayandığı görülmekle, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında 11/01/2012 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi yapıldığı, takip tarihi itibariyle davaya konu kredi kapsamında hesap kat tarihi itibariyle bankanın anapara alacağının 5.726,11 TL olduğu, akdi ve temerrüt faizi ile bunların BSMV ‘si ilave edilip 02/02/2015 tarihli tahsilat makbuzu ile ödenen 2.300,00 TL ödeme mahsup edildiğinde temerrüt tarihi itibariyle asıl alacağın 3.426,11 TL, faiz alacağın 177,21 TL, BSMV 8.86 TL olduğu, toplam alacağın 3.612,18 TL olduğu, ancak davacının asıl alacağı 3.277,50 TL olarak talep ettiği, bu nedenle talebe bağlılık ilkesi gereği 3.277,50 TL+177,21 TL+8.86 TL= 3.463,57 TL talep edebileceği, bu nedenle mahkemenin kabul kararının yerinde olduğu görülmekle, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekili dosya kapsamındaki iki bilirkişi raporunun çelişkili olduğunu istinaf sebebi olarak göstermiş ise de, 28/03/2017 tarihli bilirkişi raporunun derdestlik itirazı üzerinde hatalı değerlendirme yaptığı, yukarıda da belirtildiği üzere, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasının farklı kredi alacağına yönelik olmasına rağmen, iş bu dosyanın konusu takip dosyası ile aynı alacağa ait gibi değerlendirme yapılmasının, hükme esas alınan 03/07/2017 tarihli bilirkişi raporu ile çelişki oluşturmadığı, sonuçta derdestlik itirazı ancak hakim tarafından değerlendirilebileceği, bilirkişinin yetkisini aşıp bu şekilde değerlendirme yapmasının da hukuki sonuç doğurmayacağı görülmekle, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin faize yönelik istinaf sebebinin incelenmesi ile; 6102 sayılı TTK’unun 8/1 maddesinde ticari işlerde faizin serbestçe düzenleneceğinin belirtildiği, 6098 sayılı TBK’ nun 88. ve 120 . maddelerinin uygulama olanağının bulunmadığı, 55.000,00 TL limitli kredi tahsis edildiği, bankalarca uygulanmakta olan kredi ve mevduat faiz oranları Merkez Bankasınca serbest bırakılmış olup( 2206/1 sayılı Merkez Bankası Tebliği, RG., 09/12/2006, S.26371.), kredi faiz oranları bankalarca serbestçe belirlenmekte, ancak azami faiz oranları Merkez Bankasına bildirildiği, taraflar arasındaki Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinin 29/c maddesinde” Banka, faiz oranlarını tek taraflı olarak dilediği zaman müşteriye herhangi bir ihbarda bulunmaya gerek olamaksızın değiştirmeye yetkili olduğu” belirlenmiş olduğu, bu bağlamda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, faiz ve faiz oranının sözleşme icra takibinde talep edilen temerrüt faiz oranının sözleşme ve yasalara uygun olduğu görülmekle, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin icra inkar tazminatına yönelik istinaf sebebinin incelenmesi ile; İcra ve İflas Kanunu’ nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut uyuşmazlıkta; davacı, takip konusu borcu kabul etmediğini ileri sürmüştür. Bu itibarla; taraflar arasındaki ilişki nedeniyle alacağın varlığı likit ve muayyen olduğu, bu nedenle mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olduğu görülmekle, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf sebebinin incelenmesi ile; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesine gereğince, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. Somut olayda, mahkemece davacının talep ettiği alacak 3.644,64 TL, kabul ettiği miktar 3.463,57 TL, ret edilen miktar 181,07 TL olduğunu gözetilerek, davalı yararına ret edilen miktar olan 181,07 TL’yi geçmeyecek şekilde davalı yararına 181,07 TL vekalet ücreti takdir edilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu görülmekle, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 236,60 TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 59,15 TL (35,90TL+23,25TL) harcın mahsubu ile bakiye 177,45 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/05/2019 tarihinde HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.