Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/734 E. 2019/528 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO 2018/734
KARAR NO : 2019/528
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 28/02/2018
DOSYA NUMARASI: 2016/1213 Esas 2018/173 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 10/04/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin kendisine ait kamyonu ile eşya taşıma işi yaptığını, 14/06/2016 tarihinde davalı firmanın müvekkili ile belli bir ücret karşılığında taşınma işi için anlaştıklarını, davalı firmanın malların kamyondan indirilmesi için forklift kiraladığını, malzemeleri kamyona taşıma, kamyon kasasında istifleme, yerleştirilen malzemelerin düzgün ve güvenli yerleştirildiği hususlarından davalının sorumlu olduğunu, müvekkilinin kamyonuna yüklenmiş malzemeleri davalı firmanın bildirdiği adresine getirdiğini, indirme işlemi başladıktan sonra kamyon kasasının kapağının açılması ile kamyon kasasından dışarı yuvarlanan metal ruloların müvekkilinin sol kolunun omuz hizasına çarparak parçaladığını, davalı firmanın işçilerinin kamyon kasasına bu denli tehlike arz edebilecek yükleri özen göstermeden, gerekli emniyet tedbirlerini almadan yüklemeleri sebebi ile kazanın meydana geldiğini, Kaza neticesinde müvekkilinin meslekte kazanma gücünü kaybettiğini, müvekkilinin kamyon şoförü olması sebebi ile tüm meslek hayatının sona erdiğini, müvekkilinin çektiği ve hayatı boyunca çekeceği acıların giderilmesi için şimdilik 120.000-TL manevi ile 3.000-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, malların kamyonete yüklendikten sonra adrese gidildiğini, gidilmiş olan adreste bu sefer malların indirilmesi işinin yapılacağını, malların yüklenmesinde forklift kullanıldığından indirilmesi için de pek tabii olarak forkliftin kullanılması gerektiğini, adrese gelindikten sonra forkliftin 30 dakika içerisinde geleceğini, forklift geldiği zaman malların kamyonetten tahliye işlemlerinin başlanması gerektiğinin davacıya ifade edildiğini, ancak bu durumu pek ciddiye almayan ve malların da ağırlığını hafife alan davacının o an tek başınayken -yani gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek- kamyonetin kapaklarını açtığını, kamyonet malların indirileceği adresin tam karşı kolundayken kapakların açıldığını, arada gelişli gidişli yol olmasına rağmen kamyonetin kapağını açtığını, kapakların açılması neticesinde de kaza gerçekleştiğini, davacının tamamen kendi kusuru neticesinde kazanın gerçekleştiğini, müvekkilinin mallarının da zarara uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2018 tarih 2016/1213 Esas – 2018/173 Karar sayılı kararında;”…Davacının yaralanmasına neden olan olayın taşıma işi tamamlandıktan sonra indirme sırasında meydana geldiği, davacının taşıma işine yükleme ve indirmenin dahil olmadığı, taraflar arasındaki temel ilişkinin haksız fiil olduğu, davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, 6100 sayılı HMK gereğince davacının talebi konusunda genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, “gerekçesi ile, Mahkemenin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c 115 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, talep halinde dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı müvekkilinin eşyaların indirilmesi yahut yükün boşaltılmasını iştirak etmediğini, kamyonetin sahibi olarak, kapağının nasıl açılması gerektiğini bildiği için kapağını açtığını ve kazanın bu sırada meydana geldiğini, Nakliye hizmeti işinin, nakliye yapılacak vasıtanın yükleme yapılması için eşyası taşınacak kişi yada kurumun hakimiyeti alanına girip eşyanın yüklenmesi ile başladığını, eşyanın taşınacak yere götürülüp araçtaki yükün tamamen indirilmesine kadar sürdüğünü,Taşıma işinin davalı için ticari faaliyet kapsamında olduğunu, ilk derece mahkemesinde verilen görevsizlik kararının yerinde olmadığını beyanla,İstinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda davanın talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava taraflar arasındaki yurtiçi karayolu eşya taşıma sözleşmesi kapsamında davalı taşıtanın kusuru nedeniyle taşıyan davacının maruz kaldığı öne sürülen (bedensel bütünlüğün zedelenmesi nedeniyle) maddi ve manevi zararın tazmini davasıdır. Mahkeme taşıma hizmeti tamamlandıktan sonra emtianın araçtan indirilmesi sırasında zararın oluştuğunu kabul ederek davanın ticari olmadığı, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş karar davacı tarafça istinafa getirilmiştir. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu, davanın ticari bir dava olup olmadığı ve mahkemece verilen kararın dosya içeriğine usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktalarındadır. Emtianın davalı tarafından davacının kamyonuna yüklendiği, davacının emtiayı varış yerine taşıdığı, kamyondan indirme amacıyla kasanın davacı tarafça açılması esnasında emtiaların kayarak davacının yaralanmasına yol açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda emtianın yüklemesinin kusurlu olduğu öne sürülmüş olmaktadır. Emtianın yükleme gibi indirme işlemi de taşıma sözleşmesinin bir parçasıdır, zira bu işlemler olmadan taşımanın gerçekleşmesi ve tamamlanması mümkün değildir. 6102 Sayılı TTK’ nın “yükleme ve boşaltma” başlıklı 863. Maddesine göre: “Sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür”TTK’ nın 863. maddesinde ifade edildiği üzere; taşıyıcının yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlü olduğu gözetilerek bundan dolayı oluştuğu öne sürülen zarar görmesinde davacının müterafık kusurunun bulunup bulunmadığının tartışılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte olup bu tartışmayı da ticaret mahkemesi yapmak durumundadır. Eşya taşıma sözleşmesi 6102 sayılı TTK’nın 856 v.d maddelerinde düzenlenmiştir. Dava konusu olaya yol açan taşıma sözleşmesi 6102 sayılı TTK’da düzenlendiğinden 6102 sayılı TTK’nın 4/1-a maddesi uyarınca mutlak ticari dava olup, 6102 sayılı TTK’nın 5/1.maddesine göre ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen görevsizlik kararının kaldırılmasına, dosyanın HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 28/02/2018 tarih ve 2016/1213 Esas – 2018/173 Karar sayılı görevsizlik kararının HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yargılamaya devam etmek üzere dosyanın görevsizlik kararı veren İlk Derece Mahkemesi’ne gönderilmesine, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf yönünden davacı tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafı 31,50 TL olmak üzere toplam 129,60 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/04/2019 tarihinde HMK 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.