Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/733 E. 2018/659 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/733
KARAR NO : 2018/659
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2018 Tarihli Ara Karar
DOSYA NUMARASI : 2018/215 Esas ( Derdest Dava Dosyası ) 2- …
DAVA : Davalı şirket yönetim kurulu üyesi Vinay Jagdish Chandra
TALEP : İhtiyati Tedbir Talebinin Reddine İlişkin Ara Kararın Kaldırılarak İhtiyati Tedbir Kararı Verilmesi
KARAR TARİHİ : 04/07/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen 07/03/2018 tarihli ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, …A.Ş.’ nin ortakları dava dışı … ve vekil edeni …’nın 2010 yılına kadar %100 ü kendilerine ait davalı şirketteki hisselerinin %70 ini Hint uyruklu dava dışı ” … ” ne sattığını, davalı şirketteki müşterek yönetim ve temsil yapısının 2017 yılı ortalarına kadar kusursuz bir şekilde işletildiğini, 2017 yılının ortalarına doğru vekiledeni …dan hiçbir dayanak bilgi ve belge ibraz etmeksizin finansal belgelere imza atmasının talep edilmeye başladığını, yönetim kurulu üyelerinden ….’nın 16.11.2017 tarihinde yönetim kurulundan istifa ettiğini, istifa sonrası vekiledeni …’ nın bilgisi olmaksızın müstafi Vinay’ında imzasını taşıyan adres değişikliğine ilişkin Yönetim Kurulu Kararının, dava dışı …bank lehine tesisli ticari işletme rehnine rağmen ve …bank’ın yazılı onayı olmaksızın tescil edildiğini, vekiledeni …’ya davalı şirketin temsil-ilzam kuralını değiştirecek nitelikte bir yönetim kurulu kararı imzalanması için E-posta yoluyla gönderildiğini ve vekiledeninin bu kararı onaylamayacağını muhalefet şerhi koyarak beyan ettiğini, davalı şirketin müşterek imza kuralını şirket teamülüne ve temsil esaslarına aykırı bir şekilde değiştirilmek istendiğini, müstafi bir yönetim kurulu üyesinin yeniden göreve seçilmeden önerilen yönetim kurulu kararına imza atmasının hukuka aykırı olduğunu, şirketin nakit yönetiminde genel müdür ve genel müdür yardımcısına verilen vekaletname ile şirketin olağan işlerinin yürütülebildiğini beyanla , vekiledeni şirketin %30 pay sahibi olduğu ve diğer vekiledeni…ı’nın yönetim kurulu üyesi olduğu davalı şirketin temsil ve ilzamına ilişkin olarak alınan hukuka aykırı yönetim kurulu kararının, ticaret siciline tescilinin tedbiren durdurulmasını ve görevinden istifa etmiş olan …’nın yönetim kurulu üyeliğinin düştüğünün tespitine ve keyfiyetinin İstanbul Ticaret Sicil müdürlüğüne bildirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 07/03/2018 tarih ve 2018/215 Esas sayılı kararı ile; ” … Dava konusu, ” Davalı Şirkete ait temsil-ilzama ilişkin yönetim kurulu kararının tedbiren ticaret sicilinde tescil edilmemesi ve . …’daki yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiği hususunun tespiti ” talebinden ibaret olduğu, dava konusu olan hususta tedbir kararı verilemeyeceği… ” gerekçesi ile; ” davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, ” karar verilmiş ve verilen ara karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Davalı şirketini yönetim kurulu üyelerinden …’ nın 16.11.2017 tarihinde Yönetim Kurulundan istifa ettiğini, müstafi yönetim kurulu üyesinin halen şirket yönetim kurulu kararlarına imza atmasının hukuka aykırı olduğunu,
Müstafi Yönetim Kurulu Üyesinin görevinin sona erdiğine dair Mahkemece yapılacak tespit, doğrudan Yönetim Kurulu Karar nisabına etki edecek bir husus olduğundan ve halihazırda temsil ve ilzama ilişkin ” müşterek ” imza kuralından ” münferit ” imza kuralına geçilmesine dair Yönetim Kurulu kararı da alınmış olduğundan, Mahkemece tedbir kararı verilmesinin çok daha büyük bir önem kazandığını,
HMK 389 maddesinde tespit talepli davalarda tedbire hükmedilemeyeceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığını,
Şirketin nakit yönetiminde genel müdür ve genel müdür yardımcısına verilen vekaletname nedeniyle şirketin olağan işlerinin yürütülebildiğini, şirketin olağan işlerinin genel müdür ve gene müdür yardımcısı tarafından ifa edilebildiğini, anılan tutarın üzerindeki işlemlerin ise müvekkillerden … ve diğer yönetim kurulu üyesi… ın müşterek imzası ile gerçekleştirilebildiğini, diğer bir deyişle davalı şirketin organsız kalması veya imza yetkisi sıkıntısı yaşaması gibi bir risk de mevcut olmadığını,
Yerel Mahkemenin tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılarak tedbir kararı verilmesi gerektiğini beyanla; Yerel mahkemenin 07.03.2018 tarihli ara kararının kaldırılmasına,
Müstafi yönetim kurulu üyesinin imzasını taşıyan/ taşıyacak tüm yönetim kurulu kararlarının ifasının durdurulması için ( gerekli görülmesi halinde teminat yatırılması suretiyle ) ihtiyaten tedbir kararı verilmesine ve ilgili tedbir kararının İstanbul Ticaret Siciline ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’ ne gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Talep, davalı şirket yönetim kurulu üyesi olan …’ nın Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa ettiğinin tespiti istemli olarak açılan davada; davalı şirketin temsil ve ilzamına ilişkin olarak alınan yönetim kurulu kararının, ticaret siciline tescilinin tedbiren durdurulması istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’ nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’ nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir.
Somut olayda; davacılar vekilince, davalı şirket yönetim kurulu üyesi olan …’ nın Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa ettiğinin tespiti istemli olarak açılan davada; davalı şirketin temsil ve ilzamına ilişkin olarak alınan yönetim kurulu kararının, ticaret siciline tescilinin tedbiren durdurulması istenmiş olup, bu aşamada dosyaya ibraz edilen delillerin HMK’nın 390/3. maddesi kapsamında davacıların haklılığını yaklaşık olarak ispata yeterli olmadığı gibi, davanın esasını etkileyecek nitelikte de tedbir kararı verilemeyeceğinden ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine de aykırılık olmadığından davacılar vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılar tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/07/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.