Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/726 E. 2019/660 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/726 Esas
KARAR NO : 2019/660 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME ; BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 09/05/2018
DOSYA NUMARASI: 2018/451 Esas 2018/538 Esas
DAVA : Öz Sermaye Tespiti
KARAR TARİHİ: 08/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin demir ve çelik sektöründe iştigal ettiğini, sıcak daldırma galvanizli tel olmak üzere tel ve tel mamulleri konusunda katma değerli birçok ürün üretip enerji ve alt yapı sektörü, kablo sektörü, otomotiv yan sanayi sektörü vs. birçok sektöre çeşitli ürünleriyle hizmet veren üç modern tesisinin Silivri’ de bulunduğunu, şirketin oldukça başarılı bir şekilde yönetilmesi nedeniyle sermayesini yıllar içinde katladığını ve halka arz sürecine hazırlandığını, son üç yıllık bilançolarındaki başarısı nedeniyle izahname hazırlığı yapıldığını ve 2018 Temmuz döneminde kayıtlı sermayeye geçmek için gerekli başvuruların yapılacağını, şirket Kamu Aydınlatma Platformu kapsamında şirket hakkındaki her bilgiyi gerçekle örtüşür bir şekilde açıklaması zorunluğunu karşısında şirketin gerçek değerinin bilinmesi zaruretinin ortaya çıktığını, ayrıca müvekkili şirketin ortaklığı bulunduğu bağlı şirketlerini tek çatı altında toplamak ve daha profesyonel yönetmek için Holding altında birleşmesine karar verildiğini, bu nedenlerle şirketin gerçek/rayiç değerinin İNA yöntemi kullanılarak tespitini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 09/05/2018 tarih 2018/451 Esas – 2018/538 Karar sayılı kararında;”…Eldeki davada davacı, şirketin rayiç değerinin İNA sistemine göre tespitini istemiştir. Talep gözetildiğinde tespit davasını düzenleyen HMK 106. maddesinde belirtilen “bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının tespiti” hallerinin söz konusu olmadığı, davacının talebinin maddi vakıalara ilişkin bulunduğu sonucuna varılmıştır.Diğer yandan davacının talebinin delil tespiti talebi olarak kabul edilmesi halinde bile HMK 400. maddesi dikkate alındığında hukuki yarar şartının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.Öte yandan HMK 106. maddesinin yaptığı gönderme ile dikkate alınması gereken diğer kanunlardaki istisnalar gözetildiğinde gerek TTK’da ve SPK’da mahkemece ancak ayni sermaye değerinin tespitine ilişkin hükümler bulunduğu, bunun dışında şirketin rayiç değerinin mahkemece tespitine ilişkin hüküm bulunmadığı anlaşılmıştır.Hal böyle olunca davanın usulden reddine karar vermek gerektiği…”gerekçesi ile, Davanın usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesinin kararının hatalı olduğunu, Açılan davada davacının vakalarını belirtmek zorunda olduğunu, davanın hukuki nitelemesinin ise mahkemeye ait olduğunu,Şirketin halka arz sürecinde olması nedeni ile Kamu Aydınlatma Platformu kapsamında şirketin hisse değerlerinin gerçek değerinin bilinmesinin zorunluluk olduğunu ve arz edilecek hisselerin gerçek değeri üzerinden devrinin sağlanmasının gerektiğini,Daha önce bu yönde taleplerin ilk derece mahkemesi tarafından verilen ret kararlarının Yargıtay kararlarında kurulacak şirkete sermaye olarak konulacak alacak hakkının tespitinin reddine ilişkin kararın bozulduğunu, ( Yargıtay 11. HD 2013/12797 E. 2014/2640 K. )TTK md. 343 uyarınca hisse değerinin mahkeme tarafından alınacak bilirkişilerce tespit edilmesi gerektiğinin hüküm altına aldığını, davacı tarafın kurulacak holding şirketine şirket hisselerinin devri gerçekleşeceğini yani ayni sermaye olarak konulacağının belirttildiğini, ilk derece mahkemesinin bu durumu göz önünde bulundurmadan kararını vermesinin hatalı olduğunu, ( Doç. Dr. MEhmet Özdamar’ın “6102 satılı TTK Hükümleri Çerçevesinde Anonim Şirketlere Ayni Sermaye Konulmasına İlişkin Çeşitli Kanunlar” adlı makalesi) İleri sürerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesine iadesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin talep eden üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/451 Esas 2018/538 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep eden esas sermayesini TTK’da düzenlenen sermaye artırımı veya azaltımı yolları ile değiştirmemektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun 459/son maddesi gereğince, esas sermaye sisteminde sermaye taahhüdü yoluyla artırım halinde de Yasa’nın 342 ve 343. maddelerinin uygulanır. Talep edenin sermaye arttırım talebi olmadığı ve mahkemenin gerekçesinde belirtildiği gibi, sermaye artırımlarında da Türk Ticaret Kanunu’nun 343. maddesi uygulanacağı, bu nedenle de talep eden şirketin hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde davacı tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından davacı tarafa tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/05/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.