Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/713 E. 2019/650 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/713
KARAR NO : 2019/650
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2018
DOSYA NUMARASI: 2016/249 Esas – 2018/196 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 08/05/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasındaki ticari satım ilişkisinde müvekkilinin değişik tarihlerde davacının kumaş sattığını, satım bedeline ilişkin faturaların ödenmemesi üzerine Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında başlatılan takibe, vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline icra inkar tazminatına karar verilmesini talep edilmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, teslim edilen ürünlerde ayıp bulunması nedeni ile müvekkilinin davacıya ihbarda bulunduğunu, mahkemece yapılacak keşifte açık ayıbın tespit edilebileceği gibi ihbar hususunun tanık ile ispat edilebileceği satılan ürünlerin ayıplı olması nedeni ile müvekkili tarafından 18/11/2015 tarihli 69.150,00-TL bedelli yansıtma faturasının düzenlenerek davalı yana tebliğ edilmesine rağmen davacının faturayı kabul etmediğini, eşyada bulunan ayıbın sunulan fotoğraflardan açık şekilde görülebileceğini savunarak davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/03/2018 tarih 2016/249 Esas – 2018/196 Karar sayılı kararında;”…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, ticari satımdan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Satım sözleşmesinde satılanın sözleşmeye uygun şekilde alıcıya teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacıya ait olup, dosyaya sunulan sevk irsaliyeleri ile satım konusu emtianın alıcıya teslim edildiği sabittir. Uyuşmazlık süresi içerisinde teslim edilen emtiada ayıp bulunup bulunmadığı bulunuyor ise niteliği, süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı, bu kapsamda davacının alacağının bulunup bulunmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır. TBK.23. Maddesi gereğince ticari satımda satım konusu emtiayı teslim alan tarafın 2 ve 8 gün içerisinde satım konusu emtiayı incelemek, var ise ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. TBK.’nın 223. Maddesinde ise alıcının, devraldığı satılan emtianın durumu, işlevin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içerisinde satıcıya bildirmek zorunda olduğu aksi halde satılanı ayıbı ile birlikte kabul etmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Diğer yandan tacirler arasında diğer tarafı temerrüte düşürecek ihbar ve ihbarlara TTK.’nın 18. Maddesinde belirtilen usuller ile yapması gerekmektedir. Somut olayda, davacı tarafından davalıya son mal tesliminin 01/10/2015 tarihinde yapıldığı, buna ilişkin faturaların usulüne uygun düzenlenen taraf defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür. Her ne kadar davalı sözleşme konusu emtiada ayıp bulunduğunu bildirmiş ise de cevap ve beyan dilekçesinin içeriğinde ayıbın gözle görülebilir açıklıkta bulunduğunu beyan edilmesi karşısında, ileri sürülen ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğu kabul edilmiş, ileri sürülen savunmaya göre ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı, davalı tarafından yansıtma faturasının süresi geçtikten sonra 18/11/2015 tarihinde düzenlendiği, esasen sektör bilirkişisi tarafından yapılan incelemeler ibraz edilen numunelerde ayıbın tespit edilemediğininde bildirildiği görülmüştür. Bu durumda alıcının, emtiayı olduğu şekilde kabul ettiği sonucuna varılmış, bakiye satım bedelinin tahsili amacı ile başlatılan takibe vaki itirazın iptaline karar verilmiştir. Satım sözleşmesinden kaynaklanan faturaya bağlı alacağın likit olması nedeni ile hüküm edilen alacak üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına karar verildiği…”gerekçesi ile, 1-Davacının davasının kabulü ile; Davalının Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi uygulanarak devamına, 2-Hükmedilen alacağın % 20 ‘ i olan 3.246,20-TL icra inkarın tazminatının, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi tarafından yanlış yorum esası ile tespit yapıldığını, yapılan tespitin hatalı olduğunu, ortada olan hususun davacı yanca verilen ürünlerin ayıplı olduğunu ve davalı müvekkili şirketin kendisine iletilen yansıtma faturası ile birlikte derhal ayıp ihbarının yapıldığı hususu olduğunu, Her ne kadar kumaş üzerinde inceleme yapılamadığının beyan edilmişse de mevcut kumaşların dava dışı şirkete teslimi ile mevcut ayıbın ortaya çıktığının sabit olduğunu, mahkemece yapılması gerekenin dava dışı şirkete talep doğrultusunda mezkur faturanın münderacatının ve sebebinin sorulmasının zaruri olduğunu, nitekim ayıp konusu malların davalı müvekkili şirketçe de dava dışı şirkete teslim edildiğini ve muhtemeldir ki üretim esnasında kumaşın ayıplı olduğunun tespit edildiğini, kumaşların iadesinin mümkün olmadığını dolayısı ile davalının uhdesinde bulunan ve bilirkişilerce inceleme yapılmasının mümkün olmadığı iddia edilen kumaş parçalarının kaldığını, Huzurdaki davada davalı müvekkili şirketin davalı yanın ayıplı ürününden dolayı mağduriyet yaşadığını, bu yönüyle iddiaları doğrultusunda ilk derece mahkemesince yapılan yargılamanın eksik yapıldığını, ayıplı ürünlerin tespitinin yansıtma faturası ile yapıldığını ve derhal davacı yana ihbar edildiğinin sabit olduğunu, İlk derece mahkemesi talep doğrultusunda dava dışı şirkete yansıtma faturasına konu faturanın muhteviyatının sorulmadan, ayıbın hangi aşamada dava dışı şirketçe öğrenildiğini netleştirmeden ve dosyada bu hususda ki çelişkinin giderilmeden verilen kararın hatalı olduğunu, Huzurdaki davada ayıplı ürünlerin bulunduğunun sabit olduğunu, bu hususun yargılamayı gerektirdiğini bu nedenle alacağın likit olmadığının ortada olduğunu, ilk derece mahkemesi hatalı olarak icra inkar tazminatına hükmetmesinin yüksek mahkeme kararları gereğince mümkün olmadığını, (Yargıtay 3. HD 2017/16760 E. – 2017/17777 K. 18/12/2017 T.) icra inkar tazminatı talebinin ret edilmesi gerektiğinin sabit olduğunu, İleri sürerek, iddia ettikleri hususların tetkik edilmeden, mahkemeye sunulan incelemeye konu kumaş örneklerinin uhdemizde bulunan kumaş örnekleri ile ayıplı olduğunun tespiti yapılamadığından dava dışı şirkete bu hususta gerekli müzekkerenin yazılarak, Gerekirse yansıtma faturasına konu ürün örneklerinin incelemeye elverişli olan şekilde ibrazı talep edilerek, Ayıbın dava dışı şirket tarafından ne şekilde ve ne zaman tespit edildiği hususunun netleştirilerek inceleme yapılması gerektiğinin göz önünde bulundurularak, Yerel mahkeme verilen eksik incelemeye dayalı 2016/249E. – 2018/196K. sayılı kararın yeniden inceleme yapılmak üzere bozulmasını, Talep edilen hususların incelenerek yeniden yargılama yapılmasını, Saniyen taraflar arasında mevcut ilişki haricinde ayıplı ürün gönderen ve hiç bir alacağı olmadığı halde iş bu davayı ikame eden davacı tarafın haksız davasının reddi ile % 20′ den aşağı olmamak kaydıyla davacı yanın kötü niyet tazminatı yüklenmesini, Yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin de karşı yana yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/249 Esas – 2018/196 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki ticari satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır. TTK’ nın 23/c maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde alıcı durumu satıcıya ihbar etmelidir. Şayet açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemeli veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Mahkemece somut olay bakımından, iddia edilen ayıbın olup olmadığı, ayıp var ise, süresinde yapılacak bir muayene ile belirlenebilecek nitelikte olup olmadığı, buna göre süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, sonradan ortaya çıksa bile gizli ayıbın öğrenildiği andan itibaren derhal ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususlarının araştırıldığı ve tüm dosya kapsamı esas olmak üzere iddia, savunma, itibar edilen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmasa da faturadaki malların davacı tarafça davalıya satıldığı ve teslim edildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, davalı tarafın itirazının malların “ayıplı olarak teslim edildiği ve ayıbın gizli olduğu” noktasında toplandığı, sektör alanında uzman bilirkişinin raporda belirttiği üzere, ayıplı olduğu iddia edilen kumaşların teslim edilemediği, davalı tarafından sözde çekilmiş fotoğrafların sunulduğu, bu şekilde fotoğraf üzerinde inceleme yapılmak suretiyle, bu haliyle ayıplı olup olmadığının belirlenemeyeceğinin belirtildiği görülmüştür. Somut olay bakımından uyuşmazlıkta, davacı taraf ayıplı mal teslim edildiğini kabul etmediğine göre taraflar tacir olduğundan ayıp ihbarının TTK’ nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’ nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve gizli ayıp olması halinde BK’nın 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarındaki belirtildiği üzere derhal yapılması gerektiği gözetildiğinde, asıl dava dosyanın davacısının yasal süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı, ayıp ihbarının sözlü olarak yapıldığının tanıkla ispatının mümkün olmadığı anlaşılmıştır.Mahkemece Mali Müşavir bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda, davacının düzenlemiş olduğu faturaların, davalının defterinde kayıtlı olduğu, mahkemenin kabulünde olduğu üzere, davacı tarafından davalıya son mal tesliminin 01/10/2015 tarihinde yapıldığı, buna ilişkin faturaların usulüne uygun düzenlenen taraf defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalı tarafından yansıtma faturasının süresi geçtikten sonra 18/11/2015 tarihinde düzenlendiği, yansıtma faturası düzenlemesinin, tek başına davalının iddiasını ispatlamaya yeterli olmadığı gibi, yansıtma faturasının davacıya tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ mazbatasının bulunmadığı, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı esas olmak üzere, davalının ayıp iddiasını ispatlayamadığı, davacının alacağını talep etme hakkı bulunduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.108,76 TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 312,9 TL (35,90TL + 277,00TL) harcın mahsubu ile bakiye 795,86 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5- UYAP sistemi üzerinde yapılan incelemede dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafı 35,00 TL’ nin davacı avansından sarf edildiği anlaşılmakla; bu giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/05/2019 tarihinde HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.