Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/696 E. 2019/564 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/696 Esas
KARAR NO : 2019/564 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2014/1096 Esas 2017/1238 Karar
TARİH : 27/12/2017
DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 17/04/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin 24/04/2013 tarih ve … nolu fatura ile 94.474,34 TL bedel karşılığında ticari yolcu taşıma işinde kullanmak amacıyla davalılardan … firmasının üreticisi ve garanti vereni … firmasının da satıcısı ve garanti vereni olduğu, … Yeni Transit Custom Kombi 300 S 125 PS Trend M1 (Dolmuş) 2013 model orta (0) Km araç satın aldığını, ticari araç vasfındaki bu aracın 20.000 km ve 40.000 km bakımlarını yetkili servis … San. A.Ş. Yenibosna servisinde yaptırıldığını, ancak bu mutad bakımları sonrasında 40.000 km’den sonra sürekli olarak rölantisinin yüksek devirde çalışması, yakıt tüketiminin artarak aracın çekişten düşmesi, yakıtın motor yağına karışması, motor yağ seviyesinin yükselmesi, motor arıza uyarısı ışığının yanması, aracın yolda kalması gibi benzer arızaların yaşanmaya başladığını, bu arıza şikayetleri üzerine yetkili Yenibosna/… servisince 30/09/2013-03/10/2013-05/10/2013 ve 07/10/2013 tarihinde araç servise alınarak muayene ve kontrollerinin yapıldığını, ancak yetkili servisçe yapılan her tamir sonrasında arızaların giderilemediğini, her servis çıkışının ertesi günü aracın yine yüksek devir, yakıt tüketimindeki artış, yakıtın motor yağına karışması, çekişin düşmesi sonucu yolda kalması nedeniyle aynı şikayetlerle servise gittiğinden bahisle dava konusu aracın üretim hatasından kaynaklı gizli ayıplı araç olduğunu, davalıların bildirdiği niteliklerin hiçbirinin satılanda bulunmaması, satılan aracın niteliğine ve niceliğine aykırı, kullanım amacı bakımından değerini etkileyen ve beklenen faydaları tamamen ortadan kaldıran maddi ekonomik ayıplarının varlığının sabit olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklı saklı kalmak kaydıyla şimdilik ayıplı aracın iadesi ile satış sözleşmesinin feshine, satış bedeli 94.474,34 TL’nin davalılardan temerrüde düştüğü 11/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen ödemelerine, garanti kapsamında olmasına rağmen müvekkilinden tahsil edilen 07/10/2013 tarih 284168 nolu faturanın konusu 382,05 TL ile 07/10/2013 tarih ve … nolu faturanın konusu 307,71 TL olmak üzere toplam 689,76 TL’nin 07/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıların müştereken ve müteselsilen ödemelerine , muayene, tamir, parça değişimi sebebiyle aracın kullanılamaz iş yapamaz vaziyette serviste kaldığı sürece uğranılan gelir kaybını karşılamak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 2.400,00 TL gelir kaybı zararının davalılarca müşterek ve müteselsilen ödenmesine, aşırı yakıt tüketimi sebebiyle yakıt tüketiminin 15 L/100 km’yi aşmaması sebebiyle aracın arızasının sebebiyet verdiği 14.000,00 TL yakıt gideri zararının, dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılarca müşterek ve müteselsilen ödenmesine, hiçbir fayda sağlanamayan, kullanılamaz haldeki ayıplı araç için ödenen 3.443,00 TL Motorlu Taşıtlar Vergisinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılarca müşterek ve müteselsilen ödenmesine, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bedeli 2.776,22 TL Maksimum Ticari Kasko Sigorta Bedeli 877,03 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılarca müşterek ve müteselsilen ödenmesine, araç tescili için müşavirlik hizmetleri ve yol belgesi sebebiyle ödenen 915,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılarca müşterek ve müteselsilen ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … San. A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, dava konusu uyuşmazlığın temelinin bir ticari satım olduğunu, ticari satımlarda ayıba karşı tekeffülden doğan hakların satıcıya yöneltilmesi gerektiğini, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir satım akdi bulunmadığını, müvekkilleri yönünden husumet yönünden davanın reddinin gerektiğini, ayıbın ihbar süresi içerisinde bildirilmediğini, zaten ayıp olarak nitelendirilebilecek bir arızanın da bulunmadığından bahisle davanın reddini savunmuştur.Davalı …….A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, davaya konu aracın ticari araç olduğunu ve dolmuş olarak kullanıldığını, dolmuş olarak kullanılan araçta iddia olunan şikayetlerin olası olduğunu, bunların üretimden kaynaklanmadığını, kullanımdan kaynaklandığını, kullanıcı el kitabına göre aracın kullanılmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 27/12/2017 tarih 2014/1096 Esas 2017/1238 sayılı kararında;”Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere fazladan ve olağanüstü harcanan yakıt bedeli talebinin ispat edilemediği gibi esasen bu hususun tespitinin de teknik olarak mümkün olamayacağı değerlendirilmekle bu talebin reddine karar verilmiştir.Davacı tarafça ödenmiş olan davaya konu araç için motorlu taşıtlar vergisi, zorunlu mali mesuliyet sigorta ve kasko poliçe bedelleri, aracın tescili için ve müşavirlik hizmetleri ile yol belgesi için ödenen bedellerin tahsili taleplerinin ise aracın kullanımına bağlı giderler olup aracın da bu süreçte davacı yanca kullanıldığı sabit olduğundan bu taleplerin de reddine karar verilmiştir. Aracın tamir süresince uğranılan kazanç kaybının tazmini talebi ise, 6098 sayılı TBK:229 maddesi gereğince müspet talep kapsamında kaldığı, sözleşmenin feshedildiği bu durumda müspet zarar talebinin mümkün olmadığı, alıcının sadece ayıplı olan satılandan dolayı uğradığı menfi zarar kalemlerini talep edebileceği gerekçesiyle reddine karar verilmiş, davacının yoksun kalınan kazancın tespiti için tahkikata devam olunması talebi, bu gerekçelerle, müspet zararın talep edilemeyeceği veçhile gereksiz yargılama gideri yapılmaması ve yargılamanın gereksiz uzamaması için HMK:30 maddesi gereğince usul ekonomisi de göz önüne alınarak reddedilmiş…”gerekçesi ile, Davanın KISMEN KABULÜNE,1-Davacı ile davalılardan … SAN. A.Ş. arasında akdolunan 24/04/2013 tarihli satış sözleşmesinin FESHİNE,2-Satış sözleşmesi gereği ödenen 94.474,34 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, 3-… plakalı …. 300 S 125 PS Trend M1 2013 Model dolmuş tipi ticari aracın davalı … SAN. A.Ş’ye İADESİNE,4-Davacı tarafın satış bedeline faiz talebinin REDDİNE,5-Garanti kapsamına girmesine rağmen davacıdan tahsil olunan 689,76 TL’nin 07/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … SAN. A.Ş.’den tahsili ile davacıya ödenmesine,6-Fazladan ve olağanın üstünde harcanan yakıt bedeli talebinin REDDİNE,7-MTV talebinin REDDİNE, 8-ZMMS ve Kasko Sigorta Poliçeleri gereği ödeme bedelleri talebinin REDDİNE,9-Aracın tescili için ve müşavirlik hizmetleri ile yol belgesi için ödeme nedeni ile taleplerinin REDDİNE, 10-Aracın tamir süresince uğranılan kar kaybı isteminin sözleşmenin feshedildiği ve bu talebin müspet talep kapsamında kaldığından talep edilmesinin mümkün olmadığı nedeni ile REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … San. A.Ş. vekili istinaf dilekçesi ile, Gerek dava konusu aracın ticari araç olması gerekse de, tarafların tacir olduğu ve somut olayda da ticari satım söz konusu olduğundan işbu uyuşmazlığa ticari satıma ilişkin hükümlerin uygulanacağı ve bu itibarla satılan aracın hukuki tabiyeti ve garanti şartları Türk Ticaret Kanunun atfıyla, Türk Borçlar Kanunu’na tabi olduğunu, bu doğrultuda, her şeyden önce, satış sözleşmesine taraf olmayan müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, Kaldı ki, Müvekkili şirket …San. A.Ş.nin ticari garanti uygulaması, onarım esasına dayanmakta olup, araç değişimi ve/veya bedel iadesi talepleri, ticari garanti uygulaması kapsamında olmadığını, davacı taraf elinde bulunan Garanti Kılavuzunda da, bu husus belirtildiği, davacının aracı onarılmış olup, aracın kullanımına engel bir durum da bulunmadığını, Kaldı ki, müvekkili şirketin ticari satımlarda garanti kapsamı onarım yönünde olup, sözleşmeden dönme ile bedel iadesi taleplerinin garanti kapsamında da müvekkili şirkete yöneltilemeyeceğini, müvekkili şirketin garanti belgesi kapsamındaki sorumluluğu sadece tamiratla sınırlı olup, açılan dava ile müvekkili şirkete husumet yöneltilerek sözleşmeden dönme talep edilmesi, gerek kanun gerekse de garanti belgesi kapsamında mümkün değil olmadığını, (Y. 19. H.D.nin 10.11.2016 tarih ve 2016/4211E. – 2016/14572K. sayılı kararı). Ayıp ihbar sürelerine de riayet edilip, edilmediğinin açıkça tetkik edilmesi gerektiğini, mahkemenin kararında ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığına ilişkin bir inceleme yapılmadığını, (Y. 19. H.D.nin 7.1.2014 tarih ve 2013/18422E. 2014/680K.; 6.3.2012 tarih ve 2011/11768E. 2012/3550K.; 19.1.2017 tarih ve 2016/12208E. 2017/268K.)Zira, dava konusu araç 24.3.2013 tarihinde satın alındığını, Türk Ticaret Kanununun 23/c maddesi uyarınca, davacı tarafın dava konusu araçta üretimde kaynaklı olduğu iddiasında bulunduğu ayıplara ilişin olarak 2 ve 8 günlük ayıp ihbar sürelerine ve ayıp ihbarının süresi içerisinde noter kanalıyla yapılması gerekliliği hususlarına uygun davranmamış olması, davanın reddini gerektirdiğini, Kanun’un, tacire malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde inceleme veya inceletme yükümlülüğü getirdiğini, tacir bu durumda, basiretli bir iş adamı gibi davranarak, teslim aldığı malı teslim aldığı tarihten itibaren 8 gün içerisinde inceletmeli ve herhangi bir ayıp tespit etmesi halinde ise, bunu satıcıya bildirmesi gerektiğini, somut olayda, dava konusu araç 24.3.2013 tarihinde satın alınmış olmasına karşın, davacı ihbar süresine riayet etmediğini, Somut olayda, hukuken “ayıp” olarak nitelendirilebilecek bir arıza bulunmadığını, Uyuşmazlığa konu araçta üretimden kaynaklı arıza tespiti, aracını 40 bin km hiç sorun yaşamadan kullanmış olması karşısında mümkün olmayacağını, şayet dava konusu arızalar üretimden kaynaklı arızalar olsa idi, trafikte bu denli yoğun kullanılan (Bakırköy-Taksim hattında) bir araçta bu sorunların çok önce ortaya çıkmış olması gerektiğini, Araç geçmiş kayıtları incelenerek egzoz sisteminin görev yapmadığı tespit edilmiş ise de, egzoz sistemi elemanı dizel partikül filtresi görevini, partikül tutularak atmosfere salınmasın engelleyerek yerine getirdiğini, Davacının, aracın kullanıcı el kitabındaki tarife uygun kullanılmaması ve uyarılar dikkate alınmaksızın şu ana kadar yaklaşık 500.000 km’ ye kadar ticari hizmet sağlayarak kullanılması, araçta üretimden kaynaklı gizli ayıp bulunmadığını açıkça ortaya koyduğunu, Yakıt tüketimi kullanım şartlarına göre değişken olduğunu, gerçek yakıt tüketimi pek çok değişik etken tarafından belirlendiğini, sürüş tarzı, yüksek hızda sürüş, durup kalkarak sürüş, klima kullanımı, takılı ek donanımlar ve çekme işlemleri vs. davacının, dava konusu aracı Bakırköy-Taksim hattında kullandığını belirtmekte olduğunu, haliyle araç her an dur-kalk şeklinde, yoğun bir trafikte ve nispeten de (özellikle Taksime dönüşte) rampalı ve kalabalık bir yolda kullanıldığını, bu durumda, her marka araçta olabileceği gibi, yakıt tüketimimin bir miktar fazla olması gayet normal bir durum olduğunu, Hükmün eksik tesis edildiğini, dava konusu aracın her türlü borçtan ari bir şekilde davalılara teslimi aracın devrine ilişkin ilgili belgelerin (satış vek. vb.) davacı tarafından temin edilmesi gerektiğinin hüküm fıkrasında açıkça belirtilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … San. A.Ş. vekili istinaf dilekçesi ile,Müvekkilinin, … markaları ile Türkiye hudutları dâhilinde araç satımı, araç kiralama işleri ve yetkili servis bakım işleri ile iştigal eden sektöründe öncü ve güvenilir bir firma olduğunu, İlk derece mahkemesi tarafından verilen kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Karara esas alınan ek ve kök raporlarda bilirkişi heyeti tarafından dava konusu araçta gizli ayıp bulunduğuna ilişkin yapılan tespitin tamamen maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Davacının satın almış olduğu araç ….
300 S 125 PS Trend M1 (Dolmuş) 2013 Model ticari araç olup dolmuş hattında çalışmak üzere alındığını, Dolmuş araçları yoğun şekilde (günde yaklaşık 20 saat) düşük devirle kısa mesafeli kullanıma maruz kaldığını, DPF’de standartlara aykırı şekilde kullanım sonucu biriken kurumun, bu kullanım şartlarında periyodik olarak yakılması gerekmekte, motor yönetim sistemi bunu yapabilmek için ilave bir strateji uygulanmakta olduğunu, bu stratejide, kullanım sırasında püskürtülen yakıt miktarı arttırmakta olduğunu, aynı zamanda, yağ kalitesi de bozulmakta olduğunu, aynı hatalı ve standart dışı kullanım koşullarının devam etmesi ve sıklığı, bu problemin de daha kısa km’lerde görülmesine neden olduğunu, gösterge saatinde yağ değişim uyarı lambası yanacak ve sürücünün yağ değişimi için servise gitmesi gerekeceğini, Araç geçmiş kayıtları incelenerek egzoz sisteminin görev yapmadığı tespit edilmiş ise de, egzoz sistemi elemanı dizel partikül filtresi görevini, partikül tutularak atmosfere salınmasın engelleyerek yerine getirdiğini, Dava konusu aracın dolmuş (ticari taksi) olması nedeniyle, aynı yol güzergahında sadece dur kalk ile sıkışık trafikte kullanılması partikül üretimini arttırıyor ve kısa mesafe kullanımından dolayı araç uyarı vermesine rağmen davacı kullanmaya devam etmeyerek (dur kalk hareketi nedeniyle) partiküllerin yakılmasına engel olduğunu, egzoz sisteminde biriken kumun yakılması için Bilirkişi Raporu’nda da belirtildiği gibi aracın yaklaşık 20 dakkika boyunca kullanılmaya devam etmesi gerekmekte olduğunu, Kurum birikmesi ve etkin kurum yakmanın az olması için, kullanıcı el kitabında belirtilen ve yazılı talimatlara uyulması gerektiğini, Kullanıcı El kitabı’nda bahsi geçen önlemler yazdığı gibi, aracın nasıl kullanılmaması gerektiği de yazdığını, hatalı kullanımların sonuçları ve bu olumsuz sonuçların mümkün olduğunca giderilmesi, “Etkin Kurum Yakma”, “Servis Talimatları”, “Yağ Değişim Aralığı Hakkında Notlar” başlıkları altında da müşteri ve sürücü bilgilendirmesi mevcut olduğunu, buna rağmen bilirkişi raporunda kullanıcının belirtilen talimatlara uymadığını kabul etmiş olmalarına rağmen, dava konusu aracın arızalanması hususunda kullanıcı hatası bulunup bulunmadığı yönünüden ayrınıtılı bir inceleme yapmadıklarını, Bilirkişilerin aracın kullanıcı el kitabında belirtilen talimatlar doğrultusunda kullanılması gerekirken kullanılmaması sebebi ile ortaya çıkan arızaları açısından hiçbir incelemede bulunmadıklarını, dolayısıyla kullanıcının, araca ilişkin el kitabında belirtilen talimatlara uyması durumunda bahsi geçen arızanın meydana gelip gelmeyeceği konusunda ileri sürülen itirazlar bakımından inceleme yapılmamış olması davada verilen kararın usul ve yasaya aykırı kurulması sonucunu doğurduğunu, Kullanıcı el kitabında belirlenen kullanım şartlarına ve standartlarına uymayan kullanımlardan kaynaklı kullanıcı hatalarından dolayı meydana gelen arıza ve deformasyonlardan kullanıcının kendisi sorumlu olduğunu, Dava konusu araç, ayda 10.000-13.000 km arası yol yapan ve günün 2/3’sini yoğun trafikte ve yolcu taşıyarak çalışan ticari bir araç olduğunu, Tamamen yasal regülasyon gereği bulunması zorunlu DPF’nin kullanımına ilişkin ayrıntılı bilgi, araç teslimi sırasında davacıya verilen kullanıcı el kitabında açıkça izah edildiğini, sistemin kendisini yenileyebilen bir çalışma prensibine sahip olmakla birlikte belli çalışmanın sağlanabilmesi için belli koşulların da gerçekleşmiş olması gerektiğini, gösterge ekranında “Filtre doluyor, kullanıma devam edin” uyarısı verilmesine karşın kullanıcının bu uyarıyı dikkate almaması halinde yine yasal mevzuatlar gereği araç kısıtlı çalışma moduna geçmek zorunda kalacağını, davacının uyarıyı dikkate almayarak kullanıma devam ettiğini, eğer kullanılmaya devam edilmesinde ısrar edilir ise, araç çevreyi kirliliğine neden olacağından aracın motoru, tork kısıtlaması ile yetkili serviste götürmek durumunda bırakacağını, bu kullanım esnasında, aracın motor yağının artması ve diğer motor parçalarının hasarlanmasını da tabi ki kaçınılmaz olacağını, Davacının iddialarının kabulü anlamına gelmemek kaydıyla araçtaki sorunun varlığı halinde davacı tarafın talep etmiş olduğu üzere aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya araç bedelinin iadesi söz konusu olmaması gerektiğini, Davacı yanın dört yıl gibi uzun bir süre boyunca davaya konu araçtan beklediği menfaati sağladığı hususunun göz ardı edilmesi, müvekkili şirketin menfaatlerinin hukuka aykırı olarak göz ardı edilmesi sonucunu doğuracaktır ki hukuk düzeninin böyle bir durumu koruması düşünülemeyeceğini, somut olay bakımından maddi menfaatleri çatışan iki taraftan birinin maddi kazanımları korunurken, diğer yanın maddi zararının dikkate alınmaması hukuk ve adalet anlayışıyla bağdaşmayan hakkaniyetsiz bir yaklaşım olacağını, müvekkili şirketin davaya konu aracı davacı yana ayıpsız ve çalışır vaziyette teslim ettiği, söz konusu araca ilişkin servis ve bakım işlemlerini ücretsiz olarak icra ettiği, davacı yan ise 4 yıl boyunca kullanmaya devam ettiğini, bu itibarla söz konusu problemin varlığına karar verilmesi halinde dahi en fazla ayıp oranında bedel indirimine karar verilmesi her iki taraf yönünden hakkaniyetli bir netice olacakken; satış sözleşmesinin feshedilerek bedel iadesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesi ile, Esas yönü ile usul, yasa ve yerleşik Yüksek Mahkeme Kararına uygun esas mahkemesi kararının onanmasını talep etmekle birlikte, Esas Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yargılama gideri hesabı eksik yapılmış, dava konusu … plakalı aracın İstanbul Teknik Üniversite Labaratuvarında yapılan kimyasal analizleri için, İTÜ Döner Sermaye İşl.Müd. Hesabına 31.10.2014 tarihinde müvekkili … tarafından yatırılan 3.540,00 TL tutarlı ‘’ …Plakalı nolu Aracın Üniversite Tetkik Harcı ‘’ yargılama gideri hesabında nazara alınmadığını, Mahkeme kararının bu yönüyle istinaf ettiklerini, dosya içerisinde mevcut Üniversite Tetkik Harcı bedeli 3.540,00 TL ‘de nazara alınarak yargılama giderinin belirlenmesini ve bu yönde karar verilmesini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının üniversite teknik harcı bedelinin yargılama gideri hesabında nazara alınarak hüküm kurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/696 Esas 2018/696 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Davacı tarafça 24/04/2013 tarihinde davalı … San. Ve Tic. A.Ş’ den … plakalı,….Kombi Tipi araç 94.474,34 TL fatura karşılığı ticari amaçla kullanılmak üzere satın alındığı, trafik tescile 14.05.2013 tarihinde davacı adına kaydedildilmekle, kullanılmaya başlanıldığı, mahkemece alınan bilirkişi heyeti raporunda belirtildiği gibi araç trafiğe çıktıktan sonra, garanti kapsamında bir çok kere aracın servise gittiği, davacı tarafça en son arıza sonrası, davalı satıcı … San. ve Tic. A.Ş’ e noter aracılığı ile 09/10/2013 tarihli ihtarname gönderilerek, aracın gizli ayıplı olduğu bildirilmek suretiyle aracın iadesinin talep edildiği, ancak davalı tarafça sessiz kalınması üzerine hem satıcı hem de üreticiye karşı eldeki dava açtığı görülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için araç üzerinde İstanbul Teknik Üniversitesinin laboratuvarında araç üzerinde her iki bilirkişi heyetinin incelemesi üzerine düzenlenen raporlarda, araçta üretim hatasından kaynaklı gizli ayıp olduğu ve ayıbın devam ettiğinin belirlendiği, 25/09/2017 tarihli heyet raporunda, devam eden ve gizli ayıp niteliğindeki arızanın, aracın egzoz sisteminden kaynaklandığı, böylece arızalı olan bölümün ilettiği bilgi nedeniyle aracın diğer parçaların çalışmasının önleyebileceğinin açıklandığı, bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere bir çok kere aracın motorunun arızası nedeniyle, servise gittiği, aracın tescil tarihi 14/05/2013 tarihinden hemen sonra, 31/07/2013 tarihinde arızalandığı ve serviste, arka fren disk ve balataları ile hız sensoru değişimi yapıldığı, 30/09/2013, 03/10/2013, 05/10/2013,07/10/2013 ,10/10/2013 tarihlerinde benzeri arızalardan kaynaklı aracın serviste tamir gördüğü, ancak aracın arızasının önüne geçilemediği görülmekle, her iki bilirkişi raporunun teknik olarak detaylı, açıklayıcı ve denetime elverişli olduğu, rapordaki açıklamalardan arızanın davacının aracı kullanımından öte, egzoz sisteminde üretim hatası kaynaklı olduğu, ne olursa olsun arızanın devam ettiği, bunun üzerine davacı tarafından 09/10/2013 tarihinde davalı satıcıya ihtarname gönderildiği anlaşılmakla, davalıların bilirkişi raporunun yeterli olmadığı ve itirazlarının karşılanmadığı yönündeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2013/ 1095 esas, 2013/ 17357 karar sayılı kararı emsal alındığında, yukarıda belirtildiği üzere satım konusu araç arızanın üretim hatasından kaynaklanması nedeniyle, davalı üretici firma …Sanayi A.Ş’ in de, satıcı diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı görülmekle, davalı …vekilinin husumet yönündeki istinaf sebebinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Somut olayda, taraflar tacir olduğundan ayıp ihbarının TTK’nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve gizli ayıp olması nedeniyle BK’nın 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarındaki belirtildiği üzere derhal ihbar yapıldığı, nitekim davacı ticari amaçlı aracını davalıdan sıfır olarak aldığı, aracın trafiğe çıkışından hemen sonra, sürekli olarak araçta özellikle motordan kaynaklı arızalar meydana geldiği, yoğun trafikte yolcu taşımak beklentisiyle alınan bu aracın, trafikte arızalanmasının risk taşıdığı, davacının bu şartlar altında aracı kullanmaya zorlanamayacağı, davacının aracın devamlı arıza yapması ve en son arızadan sonra, derhal 09/10/2013 tarihli ihtarname ile davalıya araçtaki gizli ayıp ihbarında bulunduğu, yasal sürelere riayet edildiği, bu şekilde davacının araç satım sözleşmesinin feshi ile, TBK’ nun 204. maddesine göre satım bedelini davalılardan ayıplı aracın ödemiş olduğu bedelin iadesi isteminde haklı olduğu, dava tarihinde seçim hakkını , aracın iadesi ile semenin geri ödenmesi yönünde kullandığı, dava tarihi ile hüküm tarihi arasında uzun bir süre geçmesinin, iade edilecek semenden indirim nedeni olamayacağı, önemli olan noktanın dava tarihindeki şartlar olduğu görülmekle, davalıların davacının seçim hakkı yönündeki istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacının katılma yolu istinaf incelemesinde, dava konusu aracın İstanbul Teknik Üniversite Laboratuvarında yapılan kimyasal analizleri için, davacı tarafça … Döner Sermaye İşl.Müd. Hesabına 31/10/2014 tarihinde yatırılan “3.540,00 TL tutarlı … plakalı aracın Üniversite Tetkik Harcının” yargılama gideri hesabında nazara alınmadığı yönünde istinaf başvurusunun yerinde olduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak, davalılar yönünden ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalıların vekillerinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddi ile, davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-b2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davacı vekilinin yargılama gideri yönünden kabul edilen istinaf sebebi esas alınarak, yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2017 tarih ve 2014/1096 Esas – 2017/1238 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden hüküm kurularak; Davanın KISMEN KABULÜNE,1-Davacı ile davalılardan … SAN. A.Ş. Arasında akdolunan 24/04/2013 tarihli satış sözleşmesinin FESHİNE,2-Satış sözleşmesi gereği ödenen 94.474,34.TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, 3-…plakalı … 300 S 125 PS Trend M1 2013 Model dolmuş tipi ticari aracın davalı … SAN. A.Ş’ye İADESİNE,4-Davacı tarafın satış bedeline faiz talebinin REDDİNE,5-Garanti kapsamına girmesine rağmen davacıdan tahsil olunan 689,76.TL’nin 07/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … SAN. A.Ş.’den tahsili ile davacıya ödenmesine,6-Fazladan ve olağanın üstünde harcanan yakıt bedeli talebinin REDDİNE,7-MTV talebinin REDDİNE, 8-ZMMS ve Kasko Sigorta Poliçeleri gereği ödeme bedelleri talebinin REDDİNE,9-Aracın tescili için ve müşavirlik hizmetleri ile yol belgesi için ödeme nedeni ile taleplerinin REDDİNE, 10-Aracın tamir süresince uğranılan kar kaybı isteminin sözleşmenin feshedildiği ve bu talebin müspet talep kapsamında kaldığından talep edilmesinin mümkün olmadığı nedeni ile REDDİNE,İLK DERECE YÖNÜNDEN : 11-Alınması gereken 6.500.66.TL harçtan peşin alınan 2.042.05.TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 4.458.61.TL harcın davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 12-Davacı tarafından peşin yatırılan 2.042.05.TL peşin harç ile 24.30.TL başvuru harcının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,13-Davacı tarafından sarfedilen 419.10.TL posta ve tebligat gideri, 2.100.00.TL bilirkişi gideri ve 3.540,00.TL …Plakalı nolu Aracın Üniversite Tetkik Harcı gideri toplamı 6.059,10.TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdiren 4.822,44.TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 14-Davalı …Ş. tarafından sarfedilen 33.00.TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre tespit edilen takdiren 10.00.TL’sinin davacıdan alınarak davalı ….’ye verilmesine, 15-Davalı … San. A.Ş. tarafından yapılan 28.00.TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre tespit edilen takdiren 7.00.TL’sinin davacıdan alınarak davalı … San. A.Ş.’ye verilmesine,16-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince tayin ve takdir olunan 10.363.10.TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,17-Davalılar taraf kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden tayin ve takdir olunan 2.929.35.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,18-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN : 19-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden taraflarca ayrı ayrı yatırılan 98,10’ar TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 20-Davalı … San. A.Ş.’den alınması gereken 6.500,66.TL istinaf karar harcından, istinaf aşamasında davalı … San. A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan 1.626,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 4.874,66.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 21-Davalı … Tic. San. A.Ş.’den alınması gereken 6.500,66.TL istinaf karar harcından, istinaf aşamasında davalı … Tic. San. A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan 1.625,25.TL harcın mahsubu ile bakiye 4.875,41.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 22-Davacı tarafından yatırılan 35,90.TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, 23-Davacı tarafından sarf edilen 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 34,30.TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri toplamı 132,40.TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 24-Davalılar tarafından sarfedilen giderlerin üzerinde bırakılmasına, 25-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 17/04/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.