Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/693 E. 2019/563 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/693
KARAR NO : 2019/563
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2017
DOSYA NUMARASI : 2015/328 Esas – 2017/292 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 17/04/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirket ile davalının taşıtan ve alıcı sıfatlarına haiz olduğu, dava dışı şirket tarafından gönderilen bir takım emtianın deniz yolu ile taşınmasının organize edilmesi için anlaştıklarını, müvekkili şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirdiğini, malların 17/08/2014 tarihinde Gemlik Limanına ulaştırıldığını, borcun eksiksiz yerine getirildiğini, davalının malı teslim alma borcunu yerine getirmediğini, müvekkili tarafından 07/11/2014 tarihli ihtarname ile davalıya malların teslim alınmamasından dolayı malların gümrük mevzuatına göre işleme tabi tutulacağını, teslim alınmamış olmasından doğan her türlü gider ve zarardan davalının sorumlu olacağının bildirildiğini, ihtarnameden sonrada malların teslim alınmadığını, demuraj masrafının artmaya devam ettiğini, müvekkili tarafından demuraj bedeline ilişkin düzenlenen faturaların davalıya gönderildiğini, davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmediğini, bu nedenle alacağın tahsili amacıyla Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve takibin devamına, müvekkili lehine % 20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki taşımaya konu malların geç teslim edildiğini, ve müvekkilinin müşterilerine vermiş olduğu teslim taahhütlerinin yerine getirilemediğini, davacı şirketin söz konusu malları dava dışı … şirketine taşıttığını, taşıyan şirket ile davacı arasında süreklilik arz eden ticari ilişki olduğunu, davacı şirket tarafından bu şirkete istediği koşullarda istediği miktarda demuraj faturası keşide ettirebileceğini, faturanın demuraj tarifesi içermediğini, müvekkili şirketni aleyhine düzenlenen faturanın miktarının piyasa rayicinin üzerinde olduğunu, borcun muaccel olmadığını, demuraj bedellerinin kaynağını oluşturan gecikmenin müvekkilinden kaynaklanmadığını, varış ihbarnamesinin ardından müvekkili şirket tarafından Gemlik gümrük müdürlüğünde teslim işlemlerinin başlatıldığını, ancak söz konusu malların yurt dışı kıymet takdiri yapılması nedeniyle gümrük müdürlüğü tarafından malların teslimine izin verilmediğini, davanın haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddine, alacaklının haksız davası nedeniyle kabul edilmeyen alacağın % 20′ sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin ( Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatı ile ) 28/09/2017 tarih ve 2015/328 Esas – 2017/292 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” Davacı ve davalı vekilleri beyanları, sunulan deliller, inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre davalının taşıtanı ve alıcısı olduğu dava dışı firma tarafından, gönderilen emtiaların deniz yolu ile taşınmasının davacı şirket tarafından organize edildiği, davalının malı geç teslim aldığı, bundan kaynaklı demuraj bedelinin tahsili amacıyla Küçükcekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile takip yapıldığı, davalının takibe süresinde itirazı ile takibin İİK nun 66 ve devamı maddeleri gereğince takibin durduğunu, davacı şirket tarafından İİK nun 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü sürede davanın açıldığı, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde ve tüm belgeler değerlendirilmek suretiyle davacı tarafın talep edebileceği varsa alacak miktarının belirlenmesi ve davalının sorumluluğunun tespiti için inceleme yapıldığı ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için yazılan talimatla yapılan inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığı, sahibi lehine delil teşkil etmeyeceği ve defterler üzerinde herhangi bir kaydın bulunmadığının belirtildiği, bunun üzerine taşıma uzmanıda bulunan bilirkişi heyeti ile inceleme yapılmış, inceleme sonrası sunulan bilirkişi raporunda, davacı şirketin 2014-2015 yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun olup, sahibi lehine delil vasfını taşıdığı, 31/12/2015 tarihi itibariyle davacı firmanın davalıdan 20.901,67 TL alacaklı olduğu, davacı firma tarafından 20/02/2015 tarihinde 13.136,64 USD ve 2.220,20 USD karşılığı toplam 15.356,84 USD yasal takip başlattığı, daha sonra davalı tarafından davacı firma adına 27/07/2015 tarihinde 7.576 USD ödeme yapıldığı, ve bu işlemin ardından hesabın bakiyesinin 7.780,84 USD’ye indiği, davacı firmanın kayıtlarına göre bu tutarın karşılığı 20.901,67 TL alacaklı olduğu, davalı firmanın demuraj borçlusu olarak değerlendirilmesi halinde, asıl taşıyan firmaya ödemek zorunda kaldığı demuraj miktarını davalı firmaya rücu edebileceği, asıl taşıyan … firmasının demuraj tarifesinin dosyaya sunulması gerektiği belirtilmiş olup, dosyada bulunan faturaların davacı tarafındna davalı adına düzenlendiği, 25/06/2014 tarili konişmentoda taşıtanın … Limited olup, taşıyanın …olduğu ve gönderilenin davalı şirket olarak görüldüğü, Gümrük Müdürlüğünden gelen belgeler içerisindeki konişmentoda gönderen davacı firma ….Ltd olduğu, gönderilenin davalı olup, bu durumda davacı firmanın … firma olduğu, ithalat ve ihracat yapan firmalara aracılık eden firma olup, bu hizmeti karşılığında komisyon aldığı, ve sorumluluğunun malın teslimine kadar devam ettiği, malı taşıyan firma olmayıp malın yüklenmesini, geminin bulunmasını, malın taşınmasını ve malın teslimini yapan firma olup, navlun faturasınında davacı firma tarafından davalı adına düzenlenip taşımayı fiilen gerçekleştiren firmanın dava dışı firma olup, konteynerin belli bir süre içerisinde iadesi gerekip bu süre içerisinde iade edilmemesi halinde konteynerin geç tesliminden dolayı demuraj ücretinin talep edilebileceği, taşıma işini gerçekleştiren firmanın demuraj talep edebileceği, ancak davacı … firmasınında fiili taşıyana ödediği demuraj ücretini navlun teferruatı olarak nitelendirilen masraflardan sorumlu olan taşıtan olduğu nedenle demuraj ücretininde taşıtandan talep edilebileceği ve dosyadaki belgelerden davacının fiili taşıyan firmanın acentesi olması ve bu firmaya ödemek zorunda kaldığı bedelin isteyebileceği dosyadaki 17/02/2014 tarihli dosyadaki mevcut davalı tarafından davacıya bildirilen taahhütnamede kendileri tarafından temin edilen araçlarla firma deposuna yapılan ve yapılacak olan taşıma esnasında konteynerlerde oluşabilecek her türlü hasar ve ziyanın araçların beklemesinden doğacak taleplerin ve tüm masrafların kendileri tarafından karşılanacağının bildirildiği, kaldı ki davalının dosyadaki mevcut navlun faturalardan taşıtan olduğunuun anlaşıldığı, navlun sözleşmesinin tarafı olarak demuraj ücretinden sorumlu olduğu ve davacı tarafından sunulan 05/05/2017 tarihli dilekçede dava dışı fiili taşıyan firmaya demuraj ücreti olarak 6.150,00 USD ödeme yaptığı belirtilerek belgenin sunulduğu ve davacının dava dışı firmaya ödediği 6.150,00 USD demuraj bedelinin davalı taşıtandan rücu edebileceği, davacının dava dışı firmaya ödediği bedel kadar talepte bulunabileceği, bu nedenle davanın kısmen kabulüne, ve likit olan alacağa davalının haksız itiraz ettiği kanaatine varılmakla kabul edilen alacağın İİK 67.maddesi gereğince %20 si oranınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi, davacının takibinde kötü niyetli olduğu kanaatine varılmamakla davalı lehine tazminata hükmedilmesi gerekmediği … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın kısmen kabulü ile davalının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra dosyasının itirazının kısmen iptali ile takibin 6.510,00 USD üzerinden devamına, bu bedele takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmasına, fazla talebin reddine, 2-% 20 icra inkar tazminatı 3.189,77 TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının isabetsiz olduğunu, müvekkil şirket ile davalı taraf arasında yapılan taşıma sözleşmesi uyarınca tarafların davalının yurtdışından ithal ettiği emtianın Türkiye’ye getirilmesi konusunda anlaştıklarını, bu hususla ilgili taraflar arasında herhangi bir çekişme bulunmadığını, aynı zamanda iki tarafın da tacir olduğu ve yıllardır süregelen iş ilişkileri olduğu hususunun dosya içindeki beyanlar ve delillerin kapsamından açıkça ortada olduğunu, işbu davanın konusunun müvekkil şirketin taşıma sözleşmesi kapsamında taahhüt ettiği edimleri yerine getirmesine rağmen, davalı tarafın kendisine ait olan yükü teslim almakta gecikmesinden doğan …. masraflarının davalıdan tahsiline ilişkin olduğunu, Müvekkil şirket ile davalı taraf arasındaki taşıma sözleşmesinde …. A.Ş. Loj. Hizmet İfası Hüküm ve Şartları’ nın geçerli olduğunun izahtan vareste olup, şartlar incelendiğinde davalının işbu taşımaya ilişkin doğacak tüm demuraj bedellerinden ve diğer masraflardan sorumlu olduğunu kabul ettiğinin de Mahkemece göz önünde bulundurulması gerektiğini, Davalı tarafın boş konteynerlerin iadesinde geciktiğini ve toplam 95 günlük demuraj oluştuğunu, dava konusu fatura tutarının 7780 USD olduğunu, İşbu davada müvekkil şirketin taşıma işlerini organize ettiğini, ancak davalı tarafa defalarca yükü teslim alması bildirilmesine rağmen davalı tarafın yükü zamanında teslim almadığını, diğer bir ifade ile geç teslim aldığını, bu sebepten ötürü müvekkil şirketin fiili taşıyana bu gecikmeden kaynaklı Demuraj bedeli ödemek zorunda kaldığını, işbu davaya konu olan icra takibinin konusunu da müvekkil şirketin davalı şirkete yansıttığı demuraj bedellerinden ibaret olduğunu, yükü geç teslim alan davalı tarafın sebep olduğu demuraj masraflarından yine kendisinin sorumlu olacağının TTK hükümlerince sabit olduğunu, Müvekkil şirket tarafından davalı aleyhine Küçükçekmece…. İcra Müdürlüğü’ nün… E. sayılı dosyası altında bu masraflara dair 15.356,84 USD tutarında yasal takip başlatıldığını, ancak davalı şirketin bu takipten sonra Müvekkil şirkete 7.576,00 USD ödeme yaptığını ve hesap bakiyesinin 7.780,84 USD’ye indiğini, bu nedenle söz konusu miktar üzerinden takibe devam edilmesinin talep edildiğini, Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında, müvekkil şirket tarafından fiili taşıyan … firmasına ödenen demuraj bedelinin 6.510,00 USD olduğundan bahisle taleplerinin bu miktar üzerinden kısmen kabulüne hatalı olarak karar verdiğini ve takibin bu miktar üzerinden devam etmesi gerektiği yönünde hüküm tesis ettiğini, ancak bu hesabın hatalı olduğunu, zira her ne kadar … firması tarafından müvekkil şirkete fatura edilen demuraj bedeli 6.510,00 USD olsa da,bu faturanın dayandığı sözleşme ile davalı ve müvekkil şirket arasındaki taşıma sözleşmesi ayrı sözleşmeler olup, aralarında farklılıklar bulunmasının gayet doğal olacağını, müvekkil şirketin taşıma İşleri Komisyonculuğu alanında faaliyet gösteren bir şirket olmakla birlikte faaliyetlerinin merkezinde taraflar arasında taşıma organizasyonunu üstlenmek olduğu için fiili taşıyanın kendilerine yansıttığı demuraj bedeli ile Müvekkil tarafından davalıya yansıtılan bedel arasında fark bulunmasının doğal olduğunu, Dosya içeriği incelendiğinde Yerel Mahkemenin hükme esas aldığı 6.510,00 USD demuraj bedeli ile talep konusu olan 7.780,84 USD arasında 1270,00 USD’lik bir fark bulunmakta olduğunu, bu bedelin komisyon olarak tabir edilmesi ve müvekkil şirketin ana gelir kaynağını oluşturan bir meblağ olduğunun izahtan vareste olduğunu, Yerel Mahkemenin tesis etmiş olduğu hükümde bu hususu gözden kaçırdığını, müvekkil şirketin talep etmiş olduğu bedel üzerinden haksız bir indirim yaparak takibin 6.510,00 USD üzerinden devam etmesine hükmettiğini, bu hususun istinaf taleplerinin merkezinde olup, Mahkeme tarafından detaylı olarak incelenmesi gerektiğini, Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında belirttiği: ” … davacının dava dışı firmaya ödediği bedel kadar talepte bulunabileceği nedenle davanın kısmen kabulüne ” şeklindeki ifadelere katılmadıklarını beyanla; İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/328 E. – 2017/292 K. no’lu Davanın Kısmen Kabulüne dair kararının bozulmasına ve neticede dava konusunun tümü üzerinden davanın kabulüne ve yasal takibin bu meblağ üzerinden devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin yurt içinde ve yurt dışında muhtelif ticari işler yürüten, ithalat ve ihracat yapan bir şirket olduğunu, gelinen nokta itibari ile müvekkil aleyhine verilen karar müvekkil şirketi mağdur ettiğinden ve Yerel Mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan istinaf kanun yoluna başvurma zorunluluğu doğduğunu, Usul açısından; davacı tarafın bilirkişi raporuna beyan dilekçesi ekinde Lojistik Hizmet İfası Hüküm ve Şartlarını sunmuş olup tahkikat aşamasında sunulan işbu belge hükme esas alındığını, bilirkişi raporuna itirazlarında ve önceki beyanlarında tahkikat aşamasında sunulan belgeye muvafakat etmediklerini, Esas açısından; müvekkil şirket ile davacı şirketin, dava dışı … Ltd. Şti. tarafından gönderilen birtakım emtiaların taşınması için anlaşmış olup taraflar arası hukuki ilişkinin böylece başladığını, Davacı, vekil eden şirketin taşıması yapılan malların zamanında teslim alınmadığını iddia etmişse de bu durumun Gemlik Limanı’ ndan kaynaklandığını, davacı şirketin free time olarak geçen süreler ayrılmadan demuraj bedellerini içerir fatura kestiğini, kesilen faturanın piyasa rayicinin çok üstünde olup kabul edilebilir olmadığını, bunun üzerine müvekkil şirketin vermiş olduğu taahhüdü noter vasıtası ile geri çektiğini ve fatura miktarına itiraz ettiğini, Dava kapsamında alınan bilirkişi raporunda davacının davalı firmanın konteyner demuraj tarifesinden haberi olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığının yazıldığını, Davacı şirketin söz konusu malları … şirketine taşıttırdığını, davacı şirket ile aralarında uzun yıllar ticari ilişki bulunan bu şirketin davacı şirketin isteği doğrultusunda istediği miktarda demuraj faturası kesebilir durumda olduğunu, bu nedenle takip konusu borcun kaynağı bulunmadığını, gecikmenin sorumlusunun müvekkil şirket olmadığını, Müvekkil şirketin varış ihtarnamesi kendisine ulaşınca Gemlik Limanı’na gittiğini, ancak malın henüz gelmediğini öğrendiğini, geçen süreçte davacı tarafın sorumluluğun müvekkil şirkete ait olduğuna dair somut delil sunamadığını, müvekkil şirketin yapmış olduğu itirazın haklı olup davacı tarafa herhangi bir borcu doğmadığından istinaf talep ettikleri kararın kaldırılarak davanın reddi gerektiğini beyanla; Kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taşıma nedeniyle oluşan demuraj alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta taşıyanın acentası …. olarak komisyoncu davacı adına 05/12/2014 tarihli 6.510,00 USD konteyner demuraj bedeli için kesmiş olduğu faturayı ödemesi üzerine, alıcısından rücuan tahsili ile , aynı zamanda kendisi tarafından davalı adına kesilmiş demuraj alacağı faturasından kaynaklı başlatmış olduğu icra takibine davalının itirazı üzerine eldeki davayı açtığı görülmüştür. Dosyaya sunulan 25/06/2014 tarihli ara konişmentoda ise dava konusu olayda taşıyanın dava dışı … olarak belirtildiği, davalının ise anılan konişmentoya göre gönderilen şirket olarak yer aldığı, konişmentonun taşıyanın acentesi sıfatıyla yer aldığı, taşıyan …. tarafından alıcı ödemeli Navlun olarak düzenlendiği, yine aynı tarihli ara konişmentoda gemi sahibi ….LTD, acentesinin …. A.Ş olduğunun yer aldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında taşımaya ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Ancak her iki tarafın beyanından ve davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelenmesinden, taraflar arasında işleyen cari hesap ilişkisi bulunduğu, sözleşmeye konu yükün davacı tarafından Çin’den deniz yoluyla Bursa/Gemlik limanına taşındığı, bu bağlamda yükün geç teslim edildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu, ancak konişmentoda teslim tarihi ile ilgili taahhütte bulunulmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, demuraj (bekleme) ücretinden davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Konşimento üzerinde demuraj tarifesi bulunmamaktadır. Konteyner vasıtasıyla taşıma, deniz taşımasının yerleşik taşıma türüdür. Bu taşıma türünde konteyner ya taşıyan ya da emtia ilgilisi tarafından tahsis edilmektedir. Ancak, kim tarafından temin edilirse edilsin taşıma kabı olarak kullanılan konteynerin tahsis edilene iadesi gerekmektedir. Aksi halde, konteyner ilgilisi iade edilmeyen zamanla bağlantılı olarak demuraj adı altında bir bekleme ücretine hak kazanacaktır. Bu bekleme ücretinin kaynağı genelde konşimento veya sözleşmedir. Ancak, sözleşme olmasa bile, deniz ticaret uygulaması bakımından zamanında iade edilmeyen konteyner nedeniyle konteyner ilgilisi demuraja hak kazanacaktır. Davacı …A.Ş. tarafından davalı gönderilen 02/07/2014 tarihli varış ihbarnamesi gönderildiği, ihbarnamede navlun ücreti ve ambarlı liman masraflarının bildirildiği, asıl önemlisi davalı ile davacı arasındaki süregelen taşıma ilişkisinden kaynaklı 17/02/2014 tarihli 31/12/2014 tarihine kadar geçerli taahhütname ile davalının davacıya gemi geliş tarihinden itibaren tarafımıza tanınan serbest sürelerin aşımı durumunda oluşabilecek olan demuraj tutarını ödeme tarihindeki garanti bankası döviz satış kuru üzerinden ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, bu şekilde davalı tarafından 17/02/2014 tarihli taahhütnameye itiraz da edilmediği gözetildiğinde, davalının demuraj ile ilgili bilgi sahibi olduğu ve sorumluluğu kabul ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi heyeti raporunda belirtildiği üzere, taşıma sözleşmesi olarak değerlendirilecek olan 02/07/2014 tarihli belgede, konteynerlerin varış tarihlerinin planlanan tarihler olduğu ve bu tarihlerin taahhüt edilmediği kaydı bulunduğu, 22/08/2014 tarihinde gönderilen davalı tarafından yetkilendirilen …. tarafından, dava konusu konteynerin ordinosunu alındığı, ancak konteynerin fiziksel olarak teslim alınarak limandan çıkartıldığına dair dava dosyasında bir bilgiye ulaşılamadığı, davacı firma tarafından demuraj hesaplamasını ise 95 gün olarak belirtildiği bildirilmiş olup, Gemlik Gümrük Müdürlüğünün yazısından, gümrük özet beyan formunda, geminin varış tarihinin 18/08/2014 olarak tescil edildiği, bu tarih sonrası konteynerin davalı tarafından teslim alınmadığı, buna göre de, davacı tarafça Bakırköy … Noterliği 07/11/2014 tarihli ihtarnamenin davalıya gönderildiği ve 07/11/2014 tarihi itibariyle 6.480 USD demuraj masrafı oluştuğu ve işbu tutarın derhal ödenmesi, aksi halde malların boşaltılacağı, imhası ve sözkonusu demuraj ve sair giderlerin tahsil zımnında yasal yollara başvurulacağı, …. tarafından bildirildiğini ihtar ettiği görülmüştür. Davacı söz konusu ihtarı gönderdikten sonra, ihtarnamede belirttiği gibi, dava dışı … şirketi tarafından kendi adına kesilen 08/12/2014 tarihli 6.510 USD tutar faturayı ödediği ve söz konusu takip dosyasında rücuan talep ettiği, davacı tarafça da takipten iki gün sonra 5.000 USD ve 2.576 ,00 USD tutarında cari hesaba ödeme yapıldığı, davacının da kabulünde olduğu ve bu ödemeyi mahsup ederek, 7.780,84 USD üzerinden eldeki davayı açtığını beyan ettiği gözetildiğinde, takip dosyasının 15.356,84 USD alacak olduğu ve takipten sonra ödemelerin toplamı 5000 USD+2.576,00= 7.576,00 USD olduğu, bu tutarın takip dosyası alacak 15.356,84 USD ‘ den mahsup edildiğinde, 15.356,84-7.576,00= 7.780,84 USD alacak kaldığı, iş bu itirazın iptali davasının 7.780,84 USD üzerinden açıldığı, her ne kadar ticari defterinde ödeme sonrası mahsup edilerek, kayıtlanan alacak 20.901,67 TL olsa da, bu alacağın kaynağının izahtan uzak olduğu, davalıya da göndermiş olduğu ihtarname ile, 7/11/2014 tarihi itibariyle 6.480 USD demuraj alacağı olduğunu ihtar ettiği, mahkemenin kabulünde 6480 USD mahsubu ile, kalan (7.780,84 USD-6480 USD=) kalan 1300,84 USD alacağın neden kaynaklandığını ispatlayamadığı kanaati oluştuğundan, davacı vekilinin HMK 353/1-b1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin istinaf sebebinin incelenmesi ile; Yukarıdaki bölümde belirtildiği üzere, davalı ile davacı arasında taşıma ilişkisinden kaynaklı 17/02/2014 tarihli 31/12/2014 tarihine kadar geçerli taahhütname ile davalının davacıya” gemi geliş tarihinden itibaren tarafımıza tanınan serbest sürelerin aşımı durumunda oluşabilecek olan demuraj tutarını ödeme tarihindeki garanti bankası döviz satış kuru üzerinden ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, bu şekilde davalı tarafından 17/02/2014 tarihli taahhütnameye itiraz edilmediği gibi, limana gelen gemilerin teslim alındığı da ispatlanamadığı gözetildiğinde, davacı tarafça 6.510 USD olarak davalıdan tahsilinin haklı olduğu görülmekle, davalı vekilinin istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden her iki taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince taraflarca yatırılan 98,10′ ar TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.089,47 TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 273,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 816,47 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/04/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.