Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/691 E. 2019/460 K. 27.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/691
KARAR NO : 2019/460
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/81 Esas – 2018/74 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 27/03/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin sigortalısı .. A.Ş. tarafından İsviçre’de yerleşik …şirketinden satın alınan rulo sac türü emtianın Rusya’dan Türkiye’ye nakliyesinin davalılar tarafından üstlenildiğini, malın taşınmasından sonra sigortalı firmanın deposunda yapılan inceleme sonucunda 0,68*719 milimetre ebatlı 5000 kg ağırlığındaki bir rulonun ezik olduğunun tespit edildiğini, yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde hasarlı rulonun yüzey kısımlarındaki galvaniz ambalajın ezilmiş ve bozulmuş olduğunun gözlendiğini, hasarın ise tamamen düşmeye bağlı olarak meydana geldiğinin belirlendiğini, aynı şekilde 20/03/2012 tarihli gözetim raporunda da taşınan emtianın bir kısmında hasar oluştuğunun belirtildiğini, gözetim firması tarafından hazırlanan protesto mektubunun gemi kaptanı tarafından imzasından imtina edildiğini, söz konusu hasarlanma sebebiyle müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalısı …A.Ş.’ ye poliçe teminatı dahilinde 03/07/2012 tarihinde 3.199,08 Euro hasar tazminatı ödendiğini, bu şekilde müvekkilinin TTK ‘nun 1472.maddesine göre sigortalısının haklarına halef olduğunu, ödenen hasar bedelinin davalılara rücu edilmesi için İstanbul Anadolu… İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, borçluların itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu, borca itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu ileri sürerek davalıların itirazlarının iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın konusu itibariyle Denizcilik İhtisas Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkillerinin dava dışı sigortalıya karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından müvekkillerine karşı tazminat talep hakkının da bulunmadığını, davacı tarafın iddia etmiş olduğu yükteki hasarın yükleme öncesine ait olduğunu, nitekim yükleme limanında düzenlenen 21/02/2012 tarihli sörvey raporunda 7 nolu konişmentoya konu rulo sac yükleriyle ilgili olarak tüm rulo dış ambalajlarının yükleme öncesinde ıslak olduğu, tüm ruloların galvanizlendiği, beyaz oksitlenmeye maruz kaldığı, 8 rulonun yetersiz ambalajlandığı, 1-2 bağlama kayışının kopuk olduğu, 4 rulonun dış ambalajının ezik ve yamuk olduğu hususlarının tespit edilerek, bunların gemi kaptanı tarafından 7 nolu konişmentoya dercedildiğini, bu nedenle yükleme öncesinde var olan hasarlardan dolayı taşıyanın sorumlu tutulamayacağını, yine … firması tarafından düzenlenen gözetim raporunda da hasarın taşımadan kaynaklanmadığının belirtildiğini, öte yandan hasara ilişkin olarak taşıyana herhangi bir ihbarın da bulunulmadığını, bu durumda TTK’ nun 1066. maddesine göre hasarın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği, davacının ise bunun aksini ispat etmesi gerektiğini belirterek, davanın husumet ve esastan reddi ile alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ( Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatı ile ) verilen 05/03/2018 tarih ve 2017/81 Esas – 2018/74 Karar sayılı karar ile;
” … Davacı sigorta şirketi tarafından nakliye rizikolarına karşı sigortalanan dava dışı sigortalı … AŞ ‘nin yurtdışından ithal ettiği rulo sac türü emtianın Rusya’dan Türkiye’ye … isimli gemi ile taşındığı, taşımaya ilişkin B/L 7 nolu konişmentonun gemi mührü basılıp kaptan tarafından imzalandığı, bu durumda davalılardan gemi donatanı … Denizcilik AŞ ‘nin taşıyan konumunda olduğu, diğer davalı … Gemi Kiralama’nın ise gemi yöneticisi yani ISM Manager olup, taşımaya fiilen yada akdi olarak iştirak ettiği belgelendirilemediğinden bu davalının husumet ehliyetinin bulunmadığı, sigortalı yükteki hasarın yük alıcının deposuna aktarıldıktan sonra tespit edildiği, dolayısıyla mal gemiden tahliye edilirken herhangi bir hasar tespiti yapılmadığından hasar tespit tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK ‘nun 1066.maddesine göre süresinde yapılmış hasar ihbarının bulunmadığı, bu durumda yükteki hasarın taşıyanın sorumluluğunda olmayan bir sebepten meydana geldiği konusunda taşıyan lehine karine oluştuğu, taşıyanın hasardan sorumlu tutulabilmesi için davacının bu karinenin aksini ispatlaması gerektiği, satıcı firma olan … tarafından düzenlenen mal faturasında teslim şeklinin CFR olarak gösterildiği, bu teslim şeklinde satıcının tüm masraflar ve riskler kendisine ait olmak üzere malların yükleme limanına kadar getirilip, gümrük işlemlerini yaptırarak navlun ücretini de ödedikten sonra yüklemeyi gerçekleştirdiği, bu andan itibaren navlun dışındaki malla ilgili tüm masraf ve risklerin alıcıya geçtiği, taşımayla ilgili olarak navlun sözleşmesi düzenlenmediğinden 6762 sayılı TTK’ nun 1110. maddesine göre taşıyan ile gönderilen arasındaki hukuki ilişkide konişmento hükümlerinin esas alınması gerektiği, somut uyuşmazlıkta emtia yükleme limanında iken … Ltd firması tarafından düzenlenen 21/02/2012 tarihli yükleme öncesi sörvey raporunda 7 nolu konişmentoya konu rulo sac yükleri ile ilgili olarak “tüm rulo dış ambalajlarının ıslak olduğu, bu nedenle ambalajların galvanizlendiği ve oksitlenmeye maruz kaldığı, 8 rulonun yetersiz ambalajlandığı, 4 rulonun dış ambalajının ezik ve yamuk olduğu” hususlarının tespit edildiği, sözkonusu bulguların gemi kaptanı tarafından da 7 nolu konişmentoya dercedildiği, yine yüklemeye ilişkin fotoğraflar ve bilirkişilerin tespitlerine göre yükün geminin ambarlarına düzgün ve emniyetli şekilde istiflenmiş olduğu, gerekli leasing/sabitleme işlemlerinin yapıldığı, yükleme öncesi düzenlenen sörvey raporu ve konişmentoya dercedilen hasar bilgileri dikkate alındığında yükteki hasarın emtianın gemiye yüklenmesinden önce mevcut olduğu yönünde kuvvetli kanaate ulaşıldığı, bunun aksinin ise ispat yükü kendisinde olan davacı tarafından somut deliller ile ispatlanamadığı, bu tespit ve değerlendirmeler sonucunda yük hasarından dolayı TTK ‘nun 1178 ve devamı maddelerine göre davalı taşıyıcının sorumluluğuna gidilemeyeceği kanaatine varıldığı…”gerekçeleri ile,
” 1-Davalı … Ticaret Ltd Şti hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan, davalı … Denizcilik ve Ticaret AŞ hakkında açılan davanın ise ESASTAN REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından davalılar vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine, … ” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin verdiği hükmün eksik inceleme sonucunda verildiğini, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmediğini,
Hasarın davalıların sorumluluğunda gerçekleştiğini, dava konusu malların gemi taşıması sırasında ön incelemesinin yapıldığını, bazı emtiaların durumları ile ilgili gözlem yapıldığını, ancak emtiaların her birinin ayrıştırıcı kodları ve özellikleri olmasına rağmen bu ayrıştırma yapılmadan taşıma konşimentosuna not düşüldüğünü, taşınan emtiaların hangisinin hasarlı olduğu anlaşılmayacak bir şekilde sadece adet belirtilerek bazı emtiaların gemiye hasarlı yüklenip notu düşüldüğünü, tacir olan taşıyıcının birbiriyle çelişkili ve son derece yetersiz bir şekilde konşimentoya şerh düşmesinin dava konusu malların taşımanın hangi aşamasında hasarlandığına ilişkin tespit yapılamamasına neden olduğunu, Taşıyanın, birtakım emtiaların hasarlı olduğununun tespit ettiğini ve bunları da gemiye yüklediğini ayrıca konşimentoya şerh düşüldüğünü belirterek kendini sorumluluktan kurtaramayacağını, TTK madde 1239′ un hasarlı şerhinin nasıl düşülmesi gerektiğini, 2. bendinin ise düşülmediği takdirde taşınan eşyanın hasarsız teslim alındığına dair karine oluştuğu şeklinde düzenlendiğini, Davalı tarafın bu taşımada taşıyan konumunda olduğu için bu hasarlanmanın kendi taşıması sırasında olmadığını ispat etmekle yükümlü olduğunu, bu nedenle ispat külfeti taşıtandaymış gibi ilk derece mahkemesinin hasarın taşıyıcının sorumluluğunda gerçekleştiğine dair bir delil aramasının isabetsiz olduğunu, taşıyan dava konusu 55/11 nolu ruloyu açıkça hasarlı teslim aldığını ispat edemez ise söz konusu emtia temiz teslim alınmış ve tahliye sırasında hasarlı olduğunun tespit edildiği için uhdesinde hasarlandığına dair karine oluşacağını bu nedenle de hasardan dolayı sorumlu olacağını, Taşıma işinden her iki davalının da sorumlu olduğunu, davada her iki davalının da pasif husumet itirazlarının olmadığını, davalıların vekilince de her iki müvekkilinin taşıma işini ifa ettiklerinin birden fazla kez ikrar edildiğini, ilk derece mahkemesi tarafından davalının taşıyıcı olup olmadığının araştırılmadığını, davalı …Gemi’nin pasif husumeti olmadığına ilişkin Yerel Mahkeme tespitinin yerinde olmadığını beyanla;
İstinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava; abonman nakliyat sigorta sözleşmesi kapsamında düzenlenen 22/02/2012 başlangıç tarihli nakliyat sigorta poliçesi (emtea-gemi) ile sigortalı bulunan rulo sac türü emtianın gemi ile taşınması sırasında hasarlanmasından dolayı sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalılardan rücuen tahsiline ilişkin icra takibine itirazın iptali davasıdır. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu, dava reddedildiği için davacının rücuan tahsilini talep ettiği taşınan emtiada meydana gelen hasarın ne zaman oluştuğu ve davalıların bundan sorumlu olup olmadıkları noktasındadır. Davacı sigorta şirketi tarafından nakliyat rizikolarına karşı 22/02/2012 tarihli sigorta poliçesi ile sigortalanan rulo saç türü emtianın 7 nolu konişmento tahtında … isimli gemi ile Rusya’dan Türkiye’ye taşındığı, konişmentonun gemi mührü basılıp kaptan tarafından imzalandığı, bu durumda gemi donatanı olan davalı … Denizcilik ve Tic AŞ ‘nin taşıyan konumunda olduğu, diğer davalı …Gemi Kiralama şirketinin geminin özellikleri başlıklı belgede (management) gemi yöneticisi olarak gösterildiği, bu belgede … Denizcilik ve Ticaret A.Ş’nin gemi sahibi (Owner) olarak gösterildiği, gemi yöneticisi …i Kiralama ve Ticaret Ltd. Şti’nin akdi yada fiili taşıyan olarak herhangi bir sıfatla taşımaya dahil olduğuna ilişkin bir bilgi yada belge sunulmadığı mahkeme kararında ifade edilmiş olup, davalıları ortak savunma yapmış ve dava konusu hasardan sorumlu olmadıklarını savunmuşlardır. İstinaf eden davacı vekili davalı … Denizcilik firmasının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı yönünde bir savunma yapmamasına rağmen mahkemece bu yönde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu öne sürmüştür. Taraf sıfatı yani husumet ehliyeti; dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde kullanılmaktadır. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatı bu anlamda, def’i değil itiraz niteliğinde olup; taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmalıdır (Kuru, Baki-Arslan, Ramazan-Yılmaz, Ejder: a.g.e., s. 231-232; Üstündağ, Saim; Medeni Yargılama Hukuku, Alfa Basım Yayım Dağıtım, İstanbul 1997, s. 307). Davalı … Denizcilik firmasının zarardan sorumlu olmadığı yönündeki savunmasının davalının taşımadaki sıfatı itibariyle sorumluluğunu gerektirmediği savunmasını da içerdiği bu itibarla davalının hasarı oluşturan taşımadaki rolünün mahkemece resen değerlendirilerek, dava konusu hasardan sorumlu olmadığı yönünde verilen kararın bu yönden hukuka uygun olduğu anlaşılmaktadır. İkinci ve temel uyuşmazlık konusu, davaya yol açan hasarın oluşum zamanıdır. Zira davacı sigortacı; hasarın, davalı taşıyanın sorumluluk safhasında gerçekleştiğini öne sürmekte, davalı taşıyan ise hasarın kendi sorumlulukları esnasında (taşıma) gerçekleşmediğini savunmaktadır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemelerinde aldırılan 25/05/2015 tarihli birinci raporda, dava konusu olan 55/11 nolu rulodaki eziklik hasarının rulonun gemiye yüklenmesi öncesinde mevcut olduğu, bu hususta kaptan tarafından konişmentoya şerh düşüldüğü, dolayısıyla taşıyanın zarardan sorumlu olamayacağı ifade edilmiş olup, itiraz üzerine aynı heyetten aldırılan 20/06/2016 tarihli ek raporda ise, ABS’nin raporunun yeniden incelenmesinde 55/11 nolu rulonun içi hariç diğer kısımlarının ezik olduğunun anlaşıldığı, bu rapora göre hasarın ambalaj değil malzeme eksikliğine ilişkin olduğu, Eurolegal raporunun incelenmesinde ise, toplam 8 ordino kapsamında 73 ruloya ait dış çelik ambalajın bölgesel olarak ezik olduğunun belirtildiği, bu durumda 661 rulo için ambalajdaki eziklik sayılarının örtüştüğü, 55/11 nolu rulonun yer aldığı 7 nolu konişmento ve ordino kapsamında sadece 4 rulonun ambalajı hakkında bir tespit yapılabildiği, konişmentoya konulan şerhin de bunun tekrarı olduğu, dolayısıyla gerek genel kurallar gerekse konişmentodaki temiz kaydı dikkate alındığında hasarın yük taşıyanın hakimiyet sahasında iken gerçekleştiği ifade edilmiştir. Mahkemece farklı bir bilirkişi heyetinden aldırılan 04/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda ise satıcının tüm masrafları ve riskleri üstlenerek malları yükleme limanına kadar getirdiği (CFR satış), gümrük işlemlerini yaptırarak yüklemeyi gerçekleştirdiği, 7 nolu konişmentoya dercedilmiş olan çekinceler kapsamında hasarın yükleme öncesinde meydana geldiği, davacının talebinin dayanağını oluşturan … AŞ tarafından tanzim edilen gözetim raporundaki tespitlerin hasarın ne zaman oluştuğu konusunda yeterli kanaat oluşturmadığı, bu nedenle davalıların sorumluluğunun tam olarak tespit edilemediği ifade edilmiştir. Mahkemece nihai bilirkişi raporundaki tespitler kabul edilmek suretiyle yükleme öncesi sörvey raporunda 7 nolu konişmentoya konu rulo sac yükleri ile ilgili olarak “tüm rulo dış ambalajlarının ıslak olduğu, bu nedenle ambalajların galvanizlendiği ve oksitlenmeye maruz kaldığı, 8 rulonun yetersiz ambalajlandığı, 4 rulonun dış ambalajının ezik ve yamuk olduğu” hususlarının tespit edildiği, sözkonusu bulguların gemi kaptanı tarafından 7 nolu konişmentoya dercedildiği, yine yüklemeye ilişkin fotoğraflar ve bilirkişilerin tespitlerine göre yükün geminin ambarlarına düzgün ve emniyetli şekilde istiflenmiş olduğu, gerekli leasing/sabitleme işlemlerinin yapıldığı, yükleme öncesi düzenlenen sörvey raporu ve konişmentoya dercedilen hasar bilgileri doğrultusunda yükteki hasarın emtianın gemiye yüklenmesinden önce mevcut olduğu, bunun aksinin ise ispat yükü kendisinde olan davacı tarafından somut deliller ile ispatlanamadığı, TTK’nın 1178 ve devamı maddelerine göre davalı taşıyıcının sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle istinafa konu karar verilmiştir. Davacı vekili, kaptan tarafından konişmentoya yazılan çekincelere rağmen Clean on Board kaydının da yer aldığını, dava konusu hasarlı ürün eğer yükleme öncesi hasarlı idiyse, konişmentoya somutlaştırılarak dercedilmesinin gerektiğini, konişmentoda belirtilen genel geçer hasar ifadelerinin tacirden beklenemeyeceğini, hasar şerhinin nasıl düşülmesi gerektiği yönünde TTK’ nın 1239. maddesi hükmüne uyulmadığını, hasarın davalı taşıyanın sorumluluğu tahtında gerçekleştiğine dair TTK 1239/2.maddede karine bulunduğunu, davalı tarafın bu karinenin aksini ispat edemediğini, öne sürmektedir. Dava konusu emtianın Rusya Novorrosiyk limanında yüklenmesi öncesinde 21/02/2012 tarihli … firmasınca yapılan survey raporunda emtianın yer aldığı, 7 no.lu konişmentoya konu emtianın genel özellikleri ifade edilmiş, 4 rulonun dış çelik paketleme bölgesel çukurlu/çizikli olduğu ifade edilmiştir. 22/02/2012 tarihli nihai survey raporunda ise yüklemenin nasıl yapıldığı açıklanmış ve kaptana konişmentoya klozlar eklenmesinin tavsiye edildiği belirtilmiştir. 21/02/2012 tarihli 7 no.lu konişmentoda kaptanın açıklamaları olarak: “açık alandan yüklenen tüm bobinlerin dış paketleme çeliği sevkiyat öncesi ıslaktı. Tüm bobinlerin paketleme galvanizlemesi, bölgesel beyaz oksitlenme izlerinden etkilenmiş şekilde mattı. 8 adet bobin yetersiz şekilde bağlanmıştı, 1/2 bağlama bandı kopmuştu ya da kayıptı, 4 adet bobinin-dış paketleme çeliği bölgesel olarak çökmüş ya da sıyrılmış.” İfadeleri yer almaktadır. Bununla beraber Clean on Board Yük temiz açıklaması da yer almaktadır. Dava konusu emtianın 23/02/2012 tarihinde Türkiye Rota varış limanında tahliye edildiği, … firmasının 25/02/2012 tarihli protesto yazısında dava konusu 7 no.lu konişmento ile taşınan 55/11 no.lu bobinde meydana gelen hasarın malzeme ezikliği tanısıyla boşaltma öncesinde meydana geldiği belirtilerek durum tespiti yapıldığı, aynı firmanın 20/03/2012 tarihli gözetim raporunda ise dava konusu emtia açısından malzeme ezik şeklinde hasar tanımlaması yapıldığı, ambalajları ezik, buruşuk ve malzeme ezik olan ruloların muhtemelen yükleme limanında gemiye yüklenmeleri veya ambar içerisinde forklift marifetiyle istiflenmeleri esnasında dikkatsizlik sebebiyle forklift çatalının çarpması ve dürüşülmeleri neticesinde olabileceği yönünde görüş bildirildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu emtiada meydana gelen hasarın hangi safhada meydana geldiği davadaki uyuşmazlığın temelidir. Mevcut yükleme öncesi yapılan survey raporları 7 no.lu konişmento ve taşınan emtiaya ilişkin konulan çekinceler ile boşaltma sonrası yapılan survey raporları birarada değerlendirildiğinde, konişmentoya konulan çekincelerin TTK 1239/1. maddesindeki gerekleri karşıladığı, emtianın yükleme öncesinde hasarlı olarak gemiye yüklendiği, dışında galvaniz bir ambalaj bulunan sac ruloların içinde asıl emtianın ezildiğinin dışarıdan anlaşılmasının mümkün olamayacağı, dava konusu hasarın taşıyanın sorumlu olmadığı yükleme öncesi safhada meydana gelmesi nedeniyle mahkemece davanın reddi yönünde verilen kararın dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,5 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/03/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.