Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/689 E. 2019/513 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/689 Esas
KARAR NO : 2019/513 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/1107 Esas 2017/1084 Karar
TARİH : 27/12/2017
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/04/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı borçlunun icra takibine itirazında müvekkili şirketin alacağını kabul etse de, borcu ödediğini ileri sürerek, borcun ödendiğini gösterir makbuz ve çek belgeleri ibraz ettiğini, ancak müvekkili tarafından herhangi bir ödeme alınmadığını, makbuzlardaki imzaların şirket yetkililerine ait olmadığını belirterek, itirazın iptalini, asıl alacağın 30.744,90-TL’ lik kısmı üzerinden takibin devamına, borçlu aleyhine alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, takip konusu borcun karşı tarafa ödendiğini, borcun kalmadığını belirterek, davanın reddine davacı aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa üzerine bıkarılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 27/12/2017 tarih 2015/1107 Esas 2017/1084 sayılı kararında;”Dava konusu uyuşmazlıkta ise davalı ticari defterlerine başvurulması hususu tartışma konusu yapılmadığı, davacının kendi defterlerindeki kayıt durumunun çelişkili olduğu…”gerekçesi ile, Davanın reddine, takip yapmakta davacının kötü niyetli olmadığı kanaatine varıldığından, 2004 sayılı İİK md. 67/2 gereğince icra-inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacının 2005 yılı ticari defter kapanış kaydında yapılan hata 2006 yılı ticari defter açılış kaydında düzeltildiğini, davalı tarafından hiç bir ödeme yapılmadığını, bu husus davalı şirketin ticari defter kayıtlarında da görüleceğini, hata ile ödeme yapılmış gibi kapanış kaydı düzenlendiğini, daha sonra 2006 yılı açılış kaydında bu hata düzeltildiğini, davalı şirket ticari defterlerinde bu yönden davacı müvekkilini ispatladığını, davalının Çek Çıkış Bordrosu düzenleme tarihi ve 2005 ticari defterleri kapanış ve 2006 yılı ticari defter açılış kaydında borçlu olduğu yapılan inceleme de görüldüğünü, 16/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda da görüleceği üzere davalı şirketin ticari defterlerinde davacıya ait muhasebe kayıtları incelendiğinde hem 2005 yılı ticari defter kapanışında hem de 2006 yılı ticari defter açılış kayıtlarında borçlu olduğu görüldüğünü, diğer taraftan davalı tarafın Çek Çıkış Bordrosu 20/01/2006 tarihinde düzenlendiğini, müvekkilinin davalıdan hiç bir çek almadığını, Davalı tarafça sunulan ödemeye ilişkin makbuz ve çek ile ödeme iddiası gerçeği yansıtmadığını, makbuzlardaki imzaların davacı şirket yetkilisine ait olmadığını, müvekkilinin davalıdan çek almadığını, buna ilişkin itirazlarını ileri sürdükleri halde bu konuda inceleme yapmaksızın eksik bir şekilde yazılı karar verildiğini, diğer taraftan müvekkilinin davalıdan çek almadığını, Müvekkilinin ticari defterlerinde çelişki söz konusu olmadığını, her ne kadar 2005 yılı kapanış kaydında sehven tahsil gösterilmişse de davalı yanın ticari defterlerinde de görüleceği üzere 2005 yılında hiçbir tahsil söz konusu olmayıp, davalının borcu mevcut olduğunu, davalı hiç bir ödeme gerçekleştirmediğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1107 Esas 2017/1084 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, dört fatura alacağından kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Her ne kadar davacı tarafça takip konusu faturalara konu malların teslim edildiğinin ispatlanması gerekirken, davalı vekili tarafınca, faturalara konu borcun ödendiğini savunduğuna göre, artık ispat yükü davalıya aittir. İspat yükünün davalıda olduğu gözetilerek inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği görülmüştür. Davalı vekili cevap dilekçesinde, 23/01/2006 tarihli tahsilat makbuzu ve çek çıkış bordrosu ile davacıya ödemeler yaptığını ileri sürmüş olup, dilekçesine 23/01/2006 tarihli tahsilat makbuzunu sunduğu, makbuzun içeriğinden 32.279,83 TL’ in çek ile ödeme yapıldığı ve bu ödemeye karşılık davacı şirketin kaşe ve imzasının bulunduğu, ayrıca ekte tek tek çekler belirtilmek suretiyle çek çıkış bordrosunun ekli olduğu, (bunun yanı sıra, 17/02/2006 tarihli tahsilat makbuzu aslı ve çıkış bordrosunun ekli; 23/01/2006 tarih tahsilat makbuzu aslı ve çek çıkış bordrosunun kasa evrakı olarak mahkemeye sunulduğu) görülmüştür. Mahkemece, bilirkişice her iki tarafın defterleri ayrı ayrı incelenmek suretiyle raporlar hazırlanmıştır. Bilirkişinin 08/09/2016 tarihli raporunda, davacının ticari defterlerinin incelenmesi ile; takip konusu 06/12/2005 tarihli 272006 fatura nolu 10.478,40 TL bedelli fatura; 26/12/2005 tarihli 272018 fatura nolu 8.732,00 TL bedelli fatura; 28/12/2005 tarihli … fatura nolu 11.534,50 bedelli fatura; 30/12/2005 tarihli … fatura nolu 1.976,50 bedelli fatura olmak üzer dört faturanın toplam 32.721,40 TL olarak 2005 yılı faturaları olarak yevmiye defterinde kayıtlı olduğu ve 20/12/2005 tarihli …nolu yevmiye kaydı ile 30.744,90 TL çek ile ödeme yapıldığı, 30/12/2005 tarihli … yevmiye kaydı ile 1.976,50 TL peşin ödeme yapıldığının kayıtlı olduğu, bu şekilde davacı tarafça davalının sunmuş olduğu makbuzun altındaki imzaların şirketin yetkilisince imzalanmadığı ve şirkete ödeme yapılmadığını ileri sürmüş ise de, takibe bağlı faturalara konu alacağın çek ve peşin olarak ödendiğinin yevmiye defterini işlenmiş olduğu, itirazın iptali davası takip dosyasına bağlı olan dava olduğu gözetildiğinde takip konusu faturaların davacının ticari defterinde ödenmiş olduğu, davacının defterlerindeki kayıtların aleyhine delil kabul edileceği, bu aşamadan sonra çek ve ödemelerin şirkete yapılmadığı iddiasının bu faturalar için geçerli olamayacağı, nitekim davalının ticari defterleri incelendiğinde, 23/01/2006 tarihinde 32.279,83 TL tutarında altı çek ile, 17/02/2006 tarihinde toplam 32.261,04 TL tutarında yedi adet çek ile, 24/04/2006 tarihinde 30.039,35TL tutarında iki adet çek ile davacı şirkete ödemenin işlendiği görülmekle, davalının defterindeki kayıtların, 2006 tarihinde işleyen açık cari hesaba dayalı olduğu, takip konusu faturalar ve ödemelerinden farklı ödemeler olduğu, davacı defterinde, davalının belirttiği ve defterine işlediği çekler haricinde, 20/12/2005 tarihinde çek ile takip konusu faturalara ödeme yapıldığının belirlendiği, böylece davacının takibe dayanak yapmış olduğu çeklerin davalı tarafından ödendiğinin belirlenmiş olduğu görülmüştür. Davacının ticari defterinde 20/12/2005 tarih, … nolu yevmiye kaydı ile 30.744,90 TL çek ile ödeme yapıldığı, 30/12/2005 tarih, … yevmiye kaydı ile 1.976,50 TL peşin ödeme yapıldığı, böylece yapılan incelemede borcun 30.744,90 TL’ sinin çekle ödendiği anlaşılmış ve davacı defterlerindeki kayıtlar aleyhine delil kabul edilerek, mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Bu doğrultuda, çekin teslimi suretiyle borcun ödenmesi, bedellerinin tahsil edilmesi halinde sözkonusu olacak ise de, davacının iddiasında, defterine kaydettiği borca mahsuben çek bedellerinin tahsil edilmediğini bildirmemiş, aksine kendisine çeklerin teslim edilmediğini ileri sürmüştür. O halde, çok’ un içinde az kuralı gereğince çek ile yapılan ödemede, bedellerin tahsilatının yapıldığı hususunda araştırma yapılmasına gerek olmadığı, mahkemenin ret kararının usul ve yasaya uygun olduğu görülmekle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/04/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.