Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/681 E. 2019/410 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/681
KARAR NO : 2019/410
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2017
DOSYA NUMARASI: 2016/766 Esas – 2017/1180 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 20/03/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Dava dışı sigortalı ile davalı … firması arasındaki taşıma sözleşmesi kapsamında diğer davalı tarafından taşınan emtianın çalınarak zayi olduğunu, dava dışı sigortalının zararını ödeyerek haklarına halef olduklarını, zarardan sorumlu davalılar aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün….Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, % 20′ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini ve talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile, taşımanın yapıldığı aracın …’a kiralandığını, kendilerinin zarardan sorumlu olmadıklarını, müvekkil şirketin dava konusu taşımayı yapmadığını, söz konusu taşıma ile ilgili bir sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin davada taraf sıfatı olmadığını öne sürerek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’ ın davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Mahkemesi 12/12/2017 tarih 2016/766 Esas 2017/1180 sayılı kararında; ” … Davacı … şirketinin … poliçe no ile sigortalısı … Tic. A.Ş. adına sorumluluk limiti 200.000,00 TL üzerinden karayolu sevkiyatının gerçekleştirileceği emtia nakliyatı için abonman blok poliçe sigorta teminatı verdiği, sigorta teminatına konu muhtelif şeker ve çay emtiasının Gebze’den İstanbula taşınmak üzere 27/08/2015 tarihinde … plaka sayılı araca yüklendiği, ancak yükün alıcılara teslim edilmediği ve boş olarak terkedildiği tutulan raporda KDV dahil 46.958,89 TL emtia zararının belirlendiği hususunun uyuşmazlık dışı olduğu, davacı … şirketinin temlik niteliğindeki ibranameye göre 23/10/2015 tarihinde zararı sigortalısına ödediği, emtianın yüklendiği … plakalı aracın …Ltd. Şti.’ ne ait olduğu, Gebze C. Başsavcılığının olayla ilgili yaptığı soruşturma evraklarının celbedidiği, aracı kullanan şahsın kimliği ile sürücü belgesindeki fotoğrafın uyuşmadığı, Sigorta teminatına konu yükün taşındığı sırada emtianın teslim edilmemesi sonucunda fiili taşıyıcı sıfatında emtiayı teslim alan ve yükü ilgilisine teslim edemeyen ve dolayısıyla ortaya çıkan zarardan davalı … Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğu, diğer davalı … ‘ın davalı … Ltd. Şti. ‘nin yetkilisi olduğu, fiili taşıma işinde şirket adına hareket ettiği, akdi taşıyıcı ve taşıyıcı sorumluluk sigortası kapsamında herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine ulaşıldığı..” gerekçeleri ile, “1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İAA …. İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı takip dosyasında; Davalı …San. ve Tic. Ltd. Şti. açısından 46.958,89 TL asıl alacak yönünden itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, Asıl alacak 46.958,89 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 10.50 değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, Alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan % 20 icra inkar tazminatı tutarı 9.391,77 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 2- Diğer davalı … hakkında açılan davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin davanın … yönünden reddine dair kararının yanılgıya dayalı olduğunu, sigorta ve taşıma konusunda uzman olduğu belirtilen bir bilirkişiden alınan rapordaki hukuki değerlendirmelere, görüşe itibar edilmesi ve bu raporun hükme dayanak teşkil ettirilmesinin doğru olmadığını, işbu raporun her şeyden önce bu yönüyle HMK 279 / 4. mad. aykırı olduğunu,Bilirkişinin, raporunda ilk derece mahkemesini yanılttığını, çünkü takip borçluları ve huzurdaki davalıların hukuki durum ve sıfatlarının farklı hukuki fiili olgularına dayalı olduğunu, Davalılardan … Ltd. Şti.’ nin akdi fiili taşıyıcı sıfatına haiz olup TTK 785 ve devamı mad. hükümlerine göre kusurlu ve sorumlu iken diğer davalı …’ ın ise aşamalardaki ağır ve kusurlu fiilleri ( haksız fiil ) nedeniyle şahsen kusurlu ve sorumlu olduğunu, …’ ın kollukça düzenlenen yüz yüze teşhis tutanağında kendisini … plakalı aracın sahibi olarak tanıttığını, bu tutanakta şirket adına …’ın imzasının bulunduğunu, dava konusu emtiaları dağıtım için götürüp ortadan kaybolan kamyon şoförü … isimli şahsı işe alanın da … olduğunu, bu kişiye ait SGK Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi incelendiğinde bu bildirgede işveren olarak …’ ın isminin yer aldığını, taşıma işinde kullanılan … plakalı kamyonun gerçek sahibinin … olduğunu ve bu kamyonda taşınmakta olan emtiaları çalan kişinin ( şoförün ) …’ın çalışanı olduğunu ortaya koyduğunu, dava konusu borçtan … ile birlikte …’ın da müteselsilen sorumlu olduğunu, … hakkındaki davanın da kabulüne karar verilmesi gerektiğini, ancak bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasının usule ve yasaya aykırı olduğunu, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletilmesi kararının da usule ve yasaya aykırı olduğunu, davalıların sorumluluğunun ” taşıma ilişkisi ve tacirlerin haksız fiillerinden ” kaynaklı olduğunu, BK, TBK hükümleri ve Yargıtay Uygulamalarına göre; ‘Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılacağı’ dolayısıyla, zarar görenin, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahip olduğunu, yerleşik Yargıtay kararlarına göre sigortacının faiz isteme hakkının ödeme tarihinden başladığını, Sigortacının 3. şahıslara rücu edebilme tarihinin, sigorta ettirene ödeme yaptığı tarih olduğunu, kanundan kaynaklanan bu temerrüt hali için ayrıca bir ihtara gerek olmadığını, ödeme tarihinden itibaren avans faizi oranında temerrüt faizi yürütülmesi gerektiğinin açık olduğunu beyanla; Dava konusu alacaktan …’ın da müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek, bu davalı hakkındaki ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, … için de davanın kabulüne, Dava konusu olayın haksız fiile dayalı olduğunu ve yerleşik Yargıtay kararları gereğince sigortacının ödeme tarihinden itibaren faiz istemeye hakkı bulunduğunu belirterek, asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletilmesi kararının kaldırılarak, asıl alacağa ödeme tarihi olan 27/10/2015 tarihinden takip tarihine kadar işletilen faiz alacağının da hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı … şirketi ile dava dışı sigortalısı arasındaki nakliyat emtia sigorta poliçesi (blok yurtiçi mal taşımacılığı sorumluluk poliçesi) kapsamında sigortalanan emtianın davalılar tarafından taşındığı esnada zayii nedeni ile sigortacı tarafından fiili taşıyıcılara karşı 6102 sayılı TTK’ nın 1472. maddesinin sigortacıya tanıdığı kanuni halefiyete istinaden yapılmış ilamsız icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Taşıma, ulusal yurtiçi kara yolu taşımacılığı olduğu için davaya TTK uygulanmalıdır. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu; davalılardan …’ ın sözkonusu tazminat talebinden sorumlu olup olmadığı ve faizin başlangıç tarihi ile icra takibinde istenmiş olan fakat mahkemece reddedilmiş olan işlemiş faiz talebinin yerinde olup olmadığı noktalarındadır. Davacının sigortalısı dava dışı …. Tic. A.Ş. ile davalı şirket arasında sigorta örtüsü altına alınan emtianın taşınması konusu taşıma sözleşmesi kurulduğu, davalı şirketin fiili yöneticisinin davalı … olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşıma 27/08/2015 tarihinde yapılmış olup, davalı fiili taşımayı üstlenen şirket yetkilisi …’ın taşıma yapılacak … plakalı kamyonun yönetimini fiili sürücüsü … kimliğini kullanan şahsa teslim ettiği, bu şahsın da taşınacak emtiayı teslim aldığı bir süre sonra aracın boş olarak bulunduğu ve sürücünün de aynı şekilde kaybolduğu, daha sonra gerçek … verdiği ifadede kendisinin kimliğinin kaybolduğu, tanımadığı bir şahsın kimliğini kullandığını emniyetteki ifadesinde açıkladığı, … (şoför) isimli şahsın … tarafından 30/06/2015 tarihinde işe alındığı (SGK bildirgesinden) anlaşılmaktadır. Davalı …’ ın … kimliğini kullanan şahısla işbirliği yaparak taşınan emtianın alıcısına ulaşmamasını temin ettikleri yönünde somut, kesin bir kanıt bulunmamaktadır. Olay kasti bir eylemdir. Salt SGK belgesinden yola çıkarak … sorumluluğuna gidilmesi mümkün değildir. Gerçi … kimliğini kullanan şahsı işe alırken biraz daha hassas davranması gerektiği düşünülebilirse de, kamyon şirket adına kayıtlıdır. … kimliğini kullanan şahsın işvereni davalı şirkettir. Şirketin fiili yöneticisi olduğu anlaşılan … emniyette aracın sahibi olduğunu beyan etmesinin şirket yöneticisi gerçek şahıs olarak ifade vermesinden kaynaklandığı kabul edilmelidir. …’ ın dava konusu tazminat talebinden sorumlu olduğu kanıtlanamadığı için mahkemece verilen karar usul ve yasaya, dosya içeriğine uygundur. Dava konusu olayda haksız fiil olarak adlandırılan emtianın çalınması eylemi, davacının sigortalısı dava dışı firma ile davalı ….Ltd. Firması arasındaki taşıma sözleşmesine aykırılıktır. Zira haksız fiili işleyen kimseye karşı açılmış bir dava bulunmamaktadır. Dava sözleşme ilişkisine dayalı olarak açılmıştır. Bu durumda davalı …Ltd. Şti.nin sorumluluğu sözleşmeye aykırılık kapsamında değerlendirilmelidir.Tazminat alacağı faiz başlangıç tarihi açısından olayın 27/08/2015 tarihinde gerçekleştiği sabittir. Talep edilen tazminat temlik niteliğinde ibranameye istinaden sigortalı dava dışı … firmasına 27/10/2015 tarihinde ödenmiştir. (sigortalının, sigorta şirketine hitaben mahsup talebine binaen) İlamsız icra takibi, 25/02/2016 tarihinde başlatılmıştır. Davacı sigortacının bundan önce davalı şirkete 10/11/2015 tarihli ihtar yazısıyla ödeme istendiği ve 7 gün verildiği fakat ihtarnamenin tebliğine ilişkin bir belge ve açıklama bulunmadığı anlaşılmaktadır. Rücu hakkı başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğundan ve davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden, faiz talebi açısından ödeme gününden itibaren de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken işlemiş faiz talebinin reddedilerek, ilamsız icra takibinden sonra faiz işlemesi yönünde karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Sigorta şirketi yaptığı ödeme ile yasal halefiyet hakkını elde ettiği için (Yargıtay 11.H.D nin 02/10/2006 T ve 2005/8780 E-2006/9636 K. Sayılı Kararı) ödeme tarihinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz yönünden istinaf talebi yerinde olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca ortadan kaldırılarak dairemizce yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜ İLE; 1a-Davacı vekilinin davalı … yönünden yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 1b-Davacı vekilinin işlemiş faiz yönünden istinaf talebinin KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 12/12/2017 tarih ve 2016/766 Esas – 2017/1180 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak, Davacı tarafından davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın KABULÜ İLE; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı takip dosyasında; Davalı …San. ve Tic. Ltd. Şti. açısından 46.958,89 TL asıl alacak ve 1.621,05 TL işlemiş faiz yönünden itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, Asıl alacak 46.958,89 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 10.50 değişen oranlarda değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, Alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan % 20 icra inkar tazminatı tutarı 9.391,77 TL’ nin davalı … Ltd. Şti. den tahsili ile davacıya ödenmesine, 1c-Diğer davalı … aleyhine açılan davanın REDDİNE, 2-Karar harcı 3.318,50 TL’ den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 586,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.731,77 TL harcın davalı … Tic. Ltd. Şti.’ den tahsili ile hazine adına irad kaydına, 3-İlk Derece Mahkemesi’ nde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edilen 620,23 TL ilk masraf, 239,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.559,23 TL yargılama giderinin davalı …Tic. Ltd. Şti.’ den alınarak davacıya verilmesine, 4- İlk Derece Mahkemesi’ nde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden dairemiz kararı tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 5.693,79 TL vekalet ücretinin davalı … Tic.Ltd.Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, 6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN; 7-İstinaf yönünden Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile -davacının gider avansından sarf edilen- dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafı 31,5 TL toplamı olan 129,6 TL’ nin davalı …Tic. Ltd. Şti.’ den alınarak davacıya verilmesine, 9-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 10-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/03/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.