Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/68 E. 2018/693 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/68 Esas
KARAR NO : 2018/693 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2017
NUMARASI : 2015/74 Esas 2017/377 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/07/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalılar arasında imza edilen …. Ltd. Şti.’nin davalılarca devir alınmasına ilişkin hazırlanan 15.02.2014 tarihli hisse devir sözleşmesi uyarınca müvekkilinin %33,3, hissesine karşılık davalıların ödemeyi kabul beyan ve taahhüt etmiş oldukları bedelin ödenmemesi üzerine, müvekkilinin İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı dosya ile başlatmış olduğu icra takibine başlanmış olduğunu ileri sürerek, haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafla ve ortaklar ile yapılan protokol gereği; … Şirketinin tüm hissesi alacakları ve borçları ile beraber müvekkili …ın üzerine geçtiğini, bu zamana kadar davacı tarafa hem kendi hesabına hem de ortağı üzerinden ödemeler yapıldığını, davacı tarafın bu ödemelere rağmen protokole aykırı olarak müvekkilleri hakkında icra takibi başlattığını, protokol incelendiğinde sadece müvekkili …. tarafından imzalandığını, diğer müvekkili …’ın herhangi bir imzası olmadan sorumlu tutularak icra takibine konu edildiğini savunarak, davanın reddi ile yargılama gideri vekâlet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 15/05/2017 tarih 2015/74 Esas 2017/377 sayılı kararında;
“İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası ile borçlular aleyhine alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden işleyecek faiz ile icra masrafları ve vekalet ücretinin tahsili talepli icra takibi yapıldığı , borçlu vekilinin itirazı üzerine durduğu buna göre davanın İİK 67/ 1-2 maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında hisse devir sözleşmesi mevcuttur. Bu sözleşmeye dayalı olarak davacı hissesinin devir işlemi yapılmadığı ve ücretin ödenmediği anlaşılmıştır. Davalının ödendiğini söylediği belgeler bilrikişi vasıtası ile araştırılmıştır. Davalının hisse devri ile ilgili ödeme yaptığı tespit edilememiştir. Bir kısım ödemelerin ne amaçla yapıldığı tespit edilemediği gibi bir kısmıda davacı değil farklı kişiye ne maçla olduğu belli olmadan ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’nın 2015/7744 soruşturma sayılıdosyasının şikayetçi … sanık … … hakaret ve tehdit suçu ile ilgili olduğu bunla ilgili Küçükcekmece 10. Asliye ceza mahkemesi 2015/438 esas sayılı dosyasında yargılamanın yapıldığı anlaşılmıştır. Aynı soruşturmada bir kısım çekleri vermediği iddiası ile ilgili güveni kötüye kullanmadan takipsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
15.2.2014 tarihli hisse devir sözleşmesi devir alan …, devir edenler … arasında yapıldığı anlaşılmıştır. Sözleşmenin hak ve yükümlülükler bendinin 1. Maddesinde % 100 hissesinin 500.000,00 TL bedelle satıldığı 2. Maddesinde hisse satış bedellerini nakte ve defatan aldıktan sonra en geç 20.02.2014 tarihine kadar hisse devir işlemi yapılacağı bildirilmiştir. Hisse devir sözleşmesine göre hisse devrinden önce bedelin nakten ödenmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında sözleşme hükümlerine göre hisse devir alanın devir bedelini ödemesi gerektiği anlaşılmıştır. Borçlar kanunu 84. maddesine göre kismen ifa etme imkanı bulunmaktadır. Kismen ifa yapıldığıda kabul edilmemektedir. Buna göre davalıların hisse devri için öngörülen borcu ödemesi gerektiği tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu ile davalının hisse devri için ödemesi gereken bedel tespit edilmiş icra dosyası ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle hisse devri sözleşmesini imzalayan davalı … ..’ın davacıya borçlu olduğu kabul edilmesi gerekmiştir.
Dava konusu hisse devri sözleşmesini … ın imzalamadığı , sözleşmeye taraf olmadığı anlaşılmıştır. Buna göre davalı … in dava konusu icra dosyası ile ilgili olarak borcu olmadığı anlaşıldığndan davalı … itirazının kaldırılması talebi red edilmiştir.
Davalı …. yönünden itirazın kaldırılarak icra dosyasından takibin kaldığı yerden devamına karar vermek gerkemiştir.
Bilirkişi raporu ve dosyadaki deliller ve kayıtlar ile taraflar arasında yapılmış hizmet sözleşmesinden doğan borcu davalı … . ödememiştir. Alacağın icra dosyası ile tespit edilen miktar ile uyumlu olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Dava konusu alacak yönünden işlemiş faizi talebenen reddine karar vermek gerekmiştir.
Alacak kısmen haklı görüldüğü davalının kötü niyeti olamadığı anlaşıldığından inkar tazminatı talebi red edilmiştir…”gerekçesi ile,
Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalı … yönünden davanın reddine, davalı … yönünden davanın kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yönelik takibin 101.000,00 TL yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesince verilen karar uyarınca taleplerinin kısmen kabulü ve de kısmen reddine hükmedildiğini,
Davalılardan …’dan dolayı lehlerine karar verilmekle birlikte, diğer taraf olan …dan dolayı da aleyhlerine hükmedildiği ve bundan dolayı olarak da karşı vekalet ücreti ödemenin hasıl olduğunu,
İlk derece mahkemesinin hüküm altına aldığı karara isnat olan gerekçenin, sözleşmelerde …’ın imzasının olmaması olduğunu, ancak bilirkişi ve mahkemenin dosya münderecatında sözleşme sayısının fazla olması hasebiyle bu durumu gözden kaçırdığını,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının karşı vekalet ücretinden dolayı doğan hükmün bozulmasına, ayrıca …ın da dosya kapsamında borçlu olmasından dolayı kısmen reddin de bozularak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/74 Esas 2017/377 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı vekilince, taraflar arasında imzalanan şirket hisse devri protokolü hükümlerince davalıların sözleşmeye aykırı olarak devir bedelini ödemedikleri ileri sürülerek, davalılar hakkında başlatılan icra takibine davalıların haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalıların icra takibine itirazlarının İİK 67 maddesi uyarınca iptali ile icra inkar tazminatı talepli dava açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile davalı … . yönünden davanın reddine, diğer davalı … yönündün de davanın kısmen kabulü ile takibin asıl alacak yönünden devamına ve inkar tazminatı isteminin reddine karar verildiği, davacı vekilince hakkında davada red kararı verilen davalı … . yönünden kurulan hüküm bölümü yönünden istinaf edildiği anlaşılmıştır.
Öncelikle davalı vekilince davacı vekilinin istinaf dilekçesinin tebliği üzerine verdiği cevap dilekçesi kapsamında kararın karşı vekalet ücreti yönünden düzeltilmesinin istendiği anlaşılmakla, bu istemin katılma yolu ile istinaf olup olmadığı, katılma yolu ile istinaf istemi ise harç yatırılması için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrildiği, ilk derece mahkemesince dosya geri çevrildikten sonra davalı vekiline yapılan muhtıra tebligatı üzerine süresinde beyanda bulunulmadığı gibi istinaf başvurusu için gerekli harç ikmali yapılmadığı, ilk derece mahkemesince 25.12.2017 tarihli karar ile davalı vekilinin istinaf başvurusundan vazgeçtiği ve istinaf talebinde bulunmamış sayılmasına karar verildiği, davalı vekilince de 26.12.2017 tarihli dilekçe ile taleplerinin katılma yolu ile istinaf dilekçesi olarak kabul edilmemesi, istinafa cevap dilekçesi olarak kabulü yönünde yazılı beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır.
HMK 355 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvuru nedeni ve kamu düzeni yönüyle inceleme yapılmıştır.
Davacı vekilince ilk derece mahkemesince kurulan hükümde, hakkındaki dava red edilen … ın sözleşmede imzası bulunmadığından, sözleşme tarafı olmadığı gerekçesine dayanıldığını, ancak taraflar arasında birden fazla sözleşme imzalanması nedeniyle ilk derece mahkemesince bu davalının da imzası bulunan ve istinaf dilekçesi ekinde örneği tekrar sunulan sözleşmeye göre davalı … yönünden de davanın kabulü gerekeceği ileri sürülüp karar istinaf edilmiştir. Davacı vekilince yargılama sürecinde ve sonra da istinaf dilekçesi ekinde sunulan 15.12.2014 tarihli sözleşmede devir alan … olarak yer almakla birlikte, aynı sözleşme de devredenler arasında yer verilen davacının ise bu sözleşmede imzası bulunmadığı, kaldı ki şirket hisselerinin bu sözleşmeye göre davacı tarafından davalı …’e devredildiği ileri sürülmediği gibi kanıtlanmadığı da değerlendirildiğinde, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemekle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 31,40.TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 11/07/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.