Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/660 E. 2019/396 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/660 Esas
KARAR NO : 2019/396 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DOSYA NUMARASI: 2014/188 Esas 2017/137 Karar
TARİHİ : 22/02/2017
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/03/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili banka ile ticari faaliyetlerini devam ettirdiği dönemde Ataköy şubesi ile davalı asıl borçlu … ve kefili … arasında kredi kartı sözleşmesi akdedildiğini, kredi kartı borcunun ödenmemesi nedeniyle takibe geçildiğini, hesabın 13/06/2010 tarihinde kat edildiğini, davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına itirazda bulunduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili duruşmadaki beyanları ile, uygulanan temerrüt faizinin yüksek olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 22/02/2017 tarih 2014/188 Esas 2017/137 sayılı kararında;”.. dava, kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe asıl borçlu davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosyanın bankacılık konusunda uzman bilirkişiye tevdine ve bilirkişiye davacı banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilmesine karar verilerek takip tarihi itibari ile asıl alacak ve işlemiş faiz konusunda rapor ve ek rapor tanzim edilmesi sağlanmıştır.Esasen takip tarihi itibari ile asıl alacak konusunda ihtilaf bulunmadığı, uyuşmazlığın temerrüt faiz oranı konusunda toplandığı belirtilmek suretiyle bilirkişi tarafından 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. madde hükümlerinin uygulanması suretiyle ( 5464 sayılı Banka kartları ve Kredi Kartları Kanununun 26. Maddesine göre 01/07/2008-01/04/2009 dönemi için 6098 sayılı yasanın uygulanması bakımından geri gidilmiş )yapılan hesaplamaya ve bilirkişi raporuna itibar edilerek ve takip tarihinden itibaren uygulanması gereken temerrüt faiz oranının % 18 olduğu kanaatine varılarak…” gerekçesi ile, Davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğünün….esas sayılı dosyasına vaki itirazının 720,13 TL asıl alacak, 4.484,71TL işlemiş faiz, 224,24 TL BSMV olmak üzere toplam 5.429,08 TL yönünden iptaline, asıl alacak 720,13 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık % 18 temerrüt faizi ve faizin % 5’i gider vergisi yürütülmek suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel mahkemece eksik inceleme sonucu tanzim edilmiş olan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen reddine karar verildiği, rapora karşı yapılan itiraz neticesinde itirazı haklı bulunduğunu,1999-2013 döneminde uygulanan temerrüt faizi oranlarının tespiti için kuruma müzekkere yazılmasına karar verildiğini, ancak kurumun 2001 yılında ticari faaliyeti sona erdiğinden ve kredi kullandırılmadığından faiz oranlarının mevcut olmadığının bildirildiğini, akabinde ise TMSF ve T.C. Merkez Bankası’ na müzekkere yazılmasına karar verildiğini, ancak müzekkere içeriğinde müvekkili kurumun uyguladığı faiz oranlarının bildirilmesi istenildiğinden ilgili kuruluşlarca her hangi bir oran bildirilmediğini,Son celse de müzekkere içeriğinin düzeltilerek 2001-2013 döneminde ticari olmayan kredilere uygulanan kamu veya özel bankaların temerrüt faiz oranlarının celbi talebinin gerekçesi dahi belirtilmeden reddedildiğini, gelen yazı cevaplarının içeriği mahkemece yapılan hata sonucunda olumsuz olduğunu, çünkü faaliyeti sona eren ve kredi kullandırmayan bankanın faiz oranı uygulamayacağını veya bu oranların ilgili kuruluşlara bildirilmeyeceğini dosya kapsamı ile de sabit olduğunu,Mahkemece yapılması gereken şeyin kamu bankaları veya özel bankalarca ticari olmayan bankaların uyguladığı temerrüt faizlerinin tespiti iken ve bu amaçla araştırmaya da girişilmişken yapılan hata sonucunda işbu araştırma akim kaldığını,Karara esas alınan bilirkişi raporu dosyanın karara çıkmasını sağlayacak içerik ve mahiyetten de uzak olduğunu, temerrüt tarihi dahi doğru olarak belirlenmediğini, takip tarihi olan 21.08.2013 tarihi esas alındığını, gerekli araştırma yapılsaydı, Bakırköy …. Noterliği aracılığı ile hesap özetinin ve hesap kat ihtarnamesinin 16.06.2000 tarihinde … yevmiye numarası ile tanzim edildiğini, kredi sözleşmesi ve başvuru evraklarında belirtilen adreslere tebliğe çıkarılmasına rağmen adres yetersizliği nedeni ile iade edildiğini, ilgililerce adres değişiklikleri bankaya sözleşme gereği bildirilmemesi nedeni ile yeni adreslerinin bilinmesinin mümkün olmadığının sabit olduğunu, bu durumda İİK. Md. 68 gereği hesap kat ihtarı ve hesap özeti kesinleşmiş ve kat tarihinden 7 gün sonra temerrüt gerçekleştiğini, Delil olan İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasının celp edilmediği gibi, kayıtları dahi araştırılmadığını, sadece bu icra dosyasının açıldığı dahi dikkate alınmış olsa idi, takip tarihi itibari ile ihtar gönderilmemiş olsa dahi temerrüt gerçekleşeceğini ve 2001-2013 arası yasal faiz değil temerrüt faizi uygulanacağını,Aynı mahkemece görülen başka bir dosyada 2015/635 E. Sayılı dosyada alınan bilirkişi raporu ve verilen kısa kararda kredi bireysel kredi olmasına ve diğer tüm koşullarda benzer olmasına rağmen uygulanacak faiz oranı yıllık %86,40 olarak belirlendiği ve karar da bu miktar üzerinden hesaplama yapılarak tesis edildiğini,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesince verilen kararın, Yargıtay içtihatları ve hukukun genel ilkeleri ile açıkça çelişen işbu kararın yapılacak istinaf incelemesi neticesinde davanın reddine ilişkin kısmının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/188 Esas 2017/137 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK 355. Maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davacı banka vekili, müvekkili ile davalı arasında Kredi Kartı ve Bireysel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, 13/06/2010 tarihinde kat edildiğini ileri sürülmüştür. 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunun 44/1. maddesinde bu konunun uygulanmasıyla ilgili uyuşmazlıklarda kart hamilinin tüketici olması halinde Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Dava tarihi olan 05/06/2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 madde ve fıkrasında da; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır. 6502 sayılı yasanın 83/2. maddesinde taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemlerle ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması,bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerini uygulanmasını engellemez. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her safhasında re’sen gözetilmelidir. Bu itibarla, mahkemece uyuşmazlığın tüketici işlemi niteliğinde olduğu nazara alınıp görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilmesinin doğru olmadığı anlaşıldığından, HMK 353/1-a3 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2017 tarih ve 2014/188 Esas 2017/137 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Kayıtların kapatılarak dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemeleri’ne gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve istinaf karar harcı hususunda karar verilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/03/2019 tarihinde HMK’nun 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.