Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/65 E. 2018/507 K. 30.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/65
KARAR NO : 2018/507
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2017
DOSYA NUMARASI : 2017/508 Esas – 2017/1179 Karar
DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Hasımsız))
KARAR TARİHİ : 30/05/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı dava dilekçesi ile; …bank Carrefursa Harami Dere Şubesi’ ne ait keşidecisi …. olan … çek nolu 10.05.2017 keşide tarihli 10.000 TL bedelli çeki kaybettiğini beyanla anılan çekin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 24/11/2017 tarih ve 2017/508 Esas – 2017/1179 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … Muhatap bankanın yazı cevabında dava konusu çekin ibraz edildiğinin bildirilmesi üzerine davacıya ihtarlı davetiye çıkartılarak TTK’nun 763. maddesi uyarınca istirdat davası açması için süre verildiği, davacının verilen kesin süre içerisinde İstirdat davası açtığına dair belge sunmadığı, dava konusu çekin dava tarihinden sonra ibraz edilmiş olması karşısında zayi koşullarının oluşmadığı ” gerekçesiyle davanın reddine ve ödeme yasağının kaldırılmasına ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı asıl tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı asıl istinaf dilekçesinde özetle;
Mahkeme tarafından davanın “kendine istirdat davası açmak için ihtarlı tebligat çıkarıldığı ancak dava açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmediği ” gerekçesiyle reddedildiğini, ancak tebligatın kendisine uluşmadığını, belirtilen ihtarlı davetiye kendisine ulaşmış olsaydı istirdat davası açarak davaya devam edeceğini, kendisine ulaşmayan ve usulsüz yapılan bir tebligat söz konusu iken davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını,
İleri sürerek; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/508 Esas – 2017/1179 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava, çek iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince “davacıya TTK’nun 763. maddesi uyarınca istirdat davası açması için süre verildiği, davacının verilen kesin süre içerisinde İstirdat davası açtığına dair belge sunmadığı, dava konusu çekin dava tarihinden sonra ibraz edilmiş olması karşısında zayi koşullarının oluşmadığı ” gerekçesiyle dosya üzerinde davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karsı davacı asıl tarafından tebligat usulsüzlüğü ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; mahkemenin davasına red gerekçesi yaptığı tebligatın davacıya Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapıldığı, davacıya yapılan tebligat evrakında “Muhatap tevziat saatlerinde adreste bulunmadığından isim ve imzadan imtina eden komşusunun şifahi beyanına göre muhatap “işte” olduğundan ilgili mahalle muhtarılığına tebliğ edildi. Aynı komşusuna haber verilerek 2 nolu formül kapasına yapıştırıldı” şeklinde yazıldığı, tebligat evrakında komşu adının yazılmadığı anlaşılmaktadır.
Davacıya Tebligat Kanunu’nun 21/1 maddesine göre yukarıda izah edilen şekilde yapılan tebligatta bildirimi yapan komşusunun kim olduğunun açık bir şekilde belirtilmesi ve imzasının alınması gerektiği, aksine bir durumda yapılan tebligatın geçerli olmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/12/2004 tarihli, 12-765 Esas, 730 sayılı kararında ifade edilmiştir. Dolayısıyla davacıya Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapıldığı anlaşılan tebligat usulüne uygun olmadığından usulüne uygun olmayan tebligata dayanılarak karar verilmesi doğru olmadığı gibi ; TTK’nın 818/1-s maddesi delaletiyle çekler hakkında da uygulanacak TTK’nın 763.maddesi ” elden çıkan poliçe mahkemeye sunulursa, mahkeme iade davası açması için dilekçe sahibine uygun bir süre verir. Dilekçe sahibi bu süre içerisinde dava açmazsa, mahkeme poliçeyi sunmuş olana geri verir ve muhatap hakkındaki ödeme yasağını kaldırır” hükmünü içermekte olup, bu düzenlemeye göre; davacıya istirdat davası açması yönünde süre verilmesi için çekin mahkemeye sunulması gerekmektedir. Dava dosyasında çekin mahkemeye sunulduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belge de bulunmadığından ilki derece mahkemesinin kararı bu yönüyle de doğru değildir.
Bundan ayrı olarak çek iptaline ilişkin dava ancak yetkili hamil tarafından açılabileceğinden, davacının yetkili hamil olup olmadığının ve bu kapsamda HMK’nın 114/1-h maddesinde düzenlenen dava şartının mevcut olup olmadığının tespiti açısından dava konusu çekle ilgili olarak çek keşidecisinin çekin çalındığına ilişkin Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı şikayete ilişkin 2017/18686 sayılı soruşturma dosyasının bir örneği de celp edilip davacının yetkili hamil olup olmadığı değerlendirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığından ilk derece mahkemesinin kararının HMK’ nın 355 ve 353/1-a/6 maddeleri gereğince kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 24/11/2017 tarih ve 2017/508 Esas – 2017/1179 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a/6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davacı tarafça yatırılan 85,70 TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 31,40 x 2 = 62,80 TL karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından sarf edilen, istinaf başvuru harcı 85,70 TL ve istinaf posta gideri 27,00 TL toplamı 112,7 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından davacıya tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/05/2018 tarihinde HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.