Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/644 E. 2018/560 K. 06.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/644 Esas
KARAR NO : 2018/560 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/1082 Esas
TARİH : 29/03/2018 (Ara Karar)
TALEP : Tespit – İhtiyati Tedbir Talebi
KARAR TARİHİ : 06/06/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili 12/03/2018 tarihli beyan dilekçesi ile, davalı tarafın uzun süredir kötüniyetli olarak mevzuatın boşluklarından yararlanmaya çalışarak oluşturmaya çalıştığı sistemin hiçbir hukuki geçerliliği bulunmadığını, davalılara ait sistemdeki UBER yolcularının sistem üzerinden diledikleri zaman UBER XL aracını çağırarak dilediklere yere gidebildiklerini, davalıların taksi yada UBER XL aracı çağırmaya yönelik sistemleri arasında fark olmadığını, internet üzerinden anlık olarak araç çağırma şeklinde gerçekleşen UBERXL hizmetinin hukuken verilme imkanı olmadığının tartışmasız olduğunu, UBER XL sistemi, ne taşınacak tüm yolucuları bildiğini ne de sistemi kullanan kullanıcı dahil TC kimlik numaralarını bilmediğini, davalıların tüm savunmasının D2 belgesine sahip araçlarla lisanslı olarak yapılmakta olduğu iddiası ise de D2 belgesine sahip araçların bu sistem içinde çalışamayacağı 08/01/2018 tarihli RG’de yayınlanan Karayolları Taşıma Yönetmeliğinin M.40/3. Hükmü ile sabit olduğunu, davalıların D2 belgeli araçlarla UBER XL hizmetini verebilmesinin fiziken olası bulunmadığından hukuka aykırı olarak yapıldığı tartışmasız olan UBER sisteminin ülkemizde yarattığı ekonomik tahribat yanında müvekkili derneğin temsil ettiği yüzlerce taksici yönünden ortaya çıkardığı olumsuz durum da dikkate alınarak UBER XL sistemine erişimin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini https://…ve https://m…..com internet siteleri ve Uber mobil uygulaması üzerinden sunulmakta olan UBER XL isimli hizmete erişimin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 26/03/2018 tarihli cevap dilekçesi ile, taksi operatörleri ile UBER XL D2 operatörleri tarafından sağlanan hizmetler arasında ciddi farklılıklar bulunduğunu, UBER XL D2 operatörlerinin hiçbir şekilde yoldan yolcu almadığını, yalnızca uygulama üzerinden veya kurulu şirketleri üzerinden yolcu kabul ettiğini, UBER XL D2 operatörleri tarafından sunulan taşımacılık hizmetinin, kalite, lüks seviyesi, konfor ve fiyatlandırma anlamında Taksi Operatörlerinin sunduğu taşımacılık hizmetinden oldukça farklı olduğunu, UBER XL D2 operatörleri, taksi operatörleri tarafından kullanılan küçük sedan türü araçlar yerine, Mercedes Vito yada Volkswagen Caravelle gibi daha geniş ve genellikle daha yeni ve konforlu araçlar kullandığını, esasen ilgili mevzuatın D2 operatörlerinin araçlarının en gaz 9+1 olması gerektiğini, kanunun bu tür taşımacılık hizmetlerinde belirli bir tarife veya fiyatlandırma yöntemi öngörmediğini, taksimetre ile çalışan taksilerden farklı olarak UBER XL D2 operatörlerinden taşımacılık hizmeti alan yolucuların yolculuktan evvel ödeyecekleri ücreti görebildiklerini, UBER XL D2 operatörleri D2 yetki belgesine ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “güzergah kullanım izin belgesine” sahip olduğunu, UBER XL D2 operatörlerinin yürüttüğü ulaşım hizmetinin “güzergah kullanım izin belgesine” dayandığını, davanın mevcut aşamasında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığını belirterek ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 29/03/2018 tarih 2016/1082 Esas sayılı ara kararında;
“Her ne kadar davacı tarafından “https://….com internet siteleri ve Uber mobil uygulaması üzerinden sunulmakta olan UBER XL isimli hizmete erişimin engellenmesine yönelik tedbir talebinde bulunulmuş ise de söz konusu tedbir kararının davacının yargılama sonucunda elde edebileceği menfaate yönelik oluşu, yargılama soncunda ulaşılabilecek hukuki sonuca tedbir talebi ile ulaşmak istemesi ve doğrudan doğruya yargılama soncunda ulaşılabilecek nitelikte tedbir kararı verilemeyeceğinden…”gerekçesi ile,
Davacı tarafın https:/…internet siteleri ve Uber mobil uygulaması üzerinden sunulmakta olan UBER XL isimli hizmete erişimin engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Dosya kapsamında sunulan dilekçeler ile, davalıların UBER XL hizmetleri kapsamında piyasadaki zorunlu çalışma şartlarına uymamaları (taksi taşımacılığı ruhsatı/plakası almamaları), yasal taksimetre tarifesine uymadan diledikleri fiyat politikasını (hatta ruhsatlı taksi sürücülerine yönelik yıkıcı fiyat politikasını) uygulamaları, tüketicileri yanıltarak korsan taksi hizmetinin yasal taşımacılık gibi reklamını yapmaları ve hukuka aykırı olarak müvekkili dernek üyesi ruhsatlı taksi sürücülerinin müşterilerine el koymaları şeklindeki eylemleri TTK hükümleri uyarınca haksız rekabet meydana getirdiğini,
Öncelikle UBER XL araçları ile sunulan taşımacılık hizmetinin, turizm taşımacılığının aksine kimlikleri yolculuğun başlama anından önce belli olmayan yolcuların, mobil uygulama üzerinden diledikleri anda araç çağırabildikleri ve UBER XL aracının çağrı üzerine yolcuyu bulunduğu yerden alarak, dilediği başka bir yere götürdüğü bir hizmet olduğunu, bu nitelikteki bir hizmetin ruhsatlı taksi taşımacılığı hizmetinin aynısı olduğu şüphesiz olduğunu, fakat UBER XL hizmeti taksicilerin sağlamakla yükümlü oldukları koşulların hiçbiri yerine getirilmeden ve hiçbir denetimden geçilmeden; kötü niyetli bir şekilde turizm taşımacılığı için düzenlenmiş D2 yetki belgesi ile sunulduğunu,
08.01.2018 tarih ve 30295 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Karayolları Taşıma Yönetmeliği m. 40/III hükmüne göre; davalıların uzun süredir kötüniyetli olarak, D2 yetki belgesinden veriliş amacı dışında yararlanmaya çalışarak oluşturmaya çalıştıkları sistemin hiçbir hukuki geçerliliği bulunmadığı yeni düzenlemeler ile ortaya koyduğunu,
D2 yetki belgesine ilişkin hukuka aykırı ve kötü niyetli kullanımların farkında olan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın söz konusu hukuka aykırı kullanımları engellemek ve bu hukuka aykırı fiili işleyenleri takip etmek amacıyla (aslen önceden de kısmen olan şekilde) yeni yükümlülükler getirdiğini, yeni düzenlemeye göre, D2 belgesi ile taşıma yapacak aracın taşıyacağı yolcunun ismi ve TC kimlik numarası seyahat başlangıç zamanından en az bir saat önce Bakanlık sistemine işlenmiş olması gerektiğini,
Bu durumda internet üzerinden anlık olarak araç çağırma şeklinde gerçekleşen UBER XL hizmetinin hukuken verilme imkanı olmadığının, UBER XL sisteminin ne taşınacak tüm yolcuları bilmekte ne de sistemi kullanan kullanıcı dahil TC kimlik numaralarını bilmekte olduğunu,
Davalıların tüm savunmasının UBER XL sisteminin D2 belgesine sahip araçlarla lisanslı olarak yapılmakta olduğu iddiası ise de; D2 belgesine sahip araçların bu sistem içinde çalışamayacağı (ilgili mevzuatın daha evvel sunulan tüm hükümleri yanında) ve bundan sonra da sistemin yapısı gereği (anlık çağrı) hukuka uygun hale getirilemeyeceği 08.01.2018 tarihli resmi gazetede yayınlanan Karayolları Taşıma Yönetmeliği m.40/3 hükmü ile sabit olduğunu,
İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilirken, ihtiyati tedbir talebinin yargılamanın esasını gerektirdiği ifade ederek, usule ilişkin hatalı bir yorumda bulunduğunu, mahkemenin söz konusu ret kararına hatalı bir yorum sorucu ulaştığından kararın bozulması gerektiğini,
TTK m. 61 kapsamında haksız rekabet temelli ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin olarak özel bir düzenlemeye yer verildiği ve haksız rekabete uğrayan tarafa, haksız rekabetin önlenmesini talep etme sonucu talep etme hakkı tanındığını,
Haksız rekabet eylemleri yönünden; ihtiyati tedbire dair özel bir düzenleme olması sebebiyle bu düzenlemenin öncelik gözetilerek uygulanması gerektiğini, konuya ilişkin olarak verilmiş bulunan bir Yargıtay kararı bulunduğunu, (Yargıtay 11. HD 2013/1854 E. 2013/3274 K. 25.02.2013 T.)
Karardan da açıkça anlaşıldığı üzere TTK m. 61 hükmünde yer alan düzenleme gereği, yargılamayı gerektirme hususunun haksız rekabet hukuku özelinde ihtiyati tedbir talebinin reddine gerekçe olamayacağını,
Uber Uygulamasının hukuka aykırılığı nedeniyle hâlihazırda pek çok sayıda cezai işlem uygulandığı ve uygulanmaya da devam edildiğini ve ek olarak söz konusu yazıların içeriğinden de anlaşılacağı üzere anılan sistemin hukuka aykırı olduğu sabit olduğundan gerekli merciler ile çalışmalar yürütüldüğünü, dolayısıyla hukuka aykırılığı bu denli açık olan bir sisteme yönelik olarak verilecek ihtiyati tedbir kararı hususunda, yargılamayı gerektirdiği ifade edilerek, ne kadar süreceği belirsiz bir yargı sürecinin beklenmesinin belirtilen hukuka aykırı sistemin daha da yaygınlaşmasına ve müvekkilin hâlihazırda mevcut zararının daha da artmasına sebep olacağını, yine verilecek tedbir kararı ile yargılama sonucunda elde edilebilecek menfaate ulaşılması değil, yargılama süresince binlerce taksicinin uğrayacağı milyonlarca lira zararın önüne geçileceğini, tedbir kararının amacının da bu olduğunu, yani mahkemenin tedbir kararının reddine ilişkin verdiği gerekçenin hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığı gibi ihtiyati tedbir uygulamasının mantığı ile de tamamen çeliştiğini,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin 29/03/2018 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılarak UBER XL sistemine erişimin engellenmesi şeklinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1082 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı tarafından davalılarca hukuka aykırı olarak ve haksız rekabet oluşturan Uber hizmetinin sunulduğu “https://….com” internet siteleri ve Uber Mobil uygulaması üzerinden sunulmakta olan UBER XL isimli hizmete erişimin engellenmesine yönelik tedbir talebinde bulunulmuş, ilk derece mahkemesince talebin yukarıdaki gerekçe ile reddine karar verilmiş, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
HMK 389. vd. maddeleri kapsamında ihtiyati tedbir koruyucu önlem olup, davacı iddialarının yargılamayı gerektirdiği de gözetildiğinde, davanın esasına ilişkin hüküm kuracak olan ilk derece mahkemesince sunulu deliller ışığında takdirini kullanarak tedbir isteminin reddine ilişkin kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/06/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.