Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/630 E. 2019/453 K. 27.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/630
KARAR NO : 2019/453
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DOSYA NUMARASI : 2017/872 Esas – 2018/171 Karar
TARİHİ :23/02/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 27/03/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı arasında cari hesap ilişkisi olduğu ve cari hesap alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin % 20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Bakırköy icra müdürlüğünün yetkisiz olduğunu, taraflar arasındaki satın alma anlaşmasının cari hesaptan kaynaklandığından TBK’nun 89 gereği Bakırköy icra müdürlüklerinin yetkili olduğunu iddia etmesinin hukuka aykırı olduğunu, tarafların tacir olup ihtilafın ticari ilişkiden kaynaklandığının tartışmasız olması ve 01/06/2013 tarihli satın alma sözleşmesinde yetki sözleşmesi ile İstanbul Merkez mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılıp itirazın iptali davasının da yetkisiz mahkemede açıldığını beyanla davanın yetkisizlik nedeniyle reddini talep etmiş, duruşmadaki beyanında taraflar arasındaki satın alma anlaşması nedeniyle ürünlerin istanbulda teslim edildiğini bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 23/02/2018 tarih 2017/872 Esas -2018/171 sayılı kararı ile; ” … Davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 135.219,43 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı borçlu tarafça icra dairesinin yetkisine Ankara İcra Müdürlükleri yetkili olduğundan bahisle itiraz edilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşmenin ifa yerinin İstanbul olduğu ve taraflarca inkar edilmeden cari hesap sözleşmesi gereğince İstanbul icra dairesi ve mahkemelerinin yetkisine ilişkin sözleşme yapıldığı, bu nedenle davalının yetki itirazında belirtmiş olduğu Ankara icra dairelerinin somut olay yönünden yetkili icra dairesi olmayıp, geçerli bir yetki itirazında bulunulmadığından icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın reddine, mahkememizin yetkisine yapılan itirazın değerlendirilmesinde ise, taraflar arasındaki sözleşmenin 15. maddesinde İstanbul Merkez Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiş olup, HMK’nun 17. maddesinde tacirler ve kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş ve doğabilecek uyuşmazlıklar hakkında sözleşme ile mahkemeleri yetkili kılabilecekleri aksi kararlaştırılmadıkça, davanın sadece sözleşme ile belirtilen mahkemede açılacağı, olayda her iki tarafında tacir olduğu, sözleşme ile İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili kılındığı anlaşıldığı” gerekçesi ile, ” 1-Davacının açtığı davada,mahkememizin yetkili olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(ç) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE; 2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA, 3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE, 4-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA, ” karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 15.maddesinde; ticari ilişkiden kaynaklanacak uyuşmazlıklarda münhasıran İstanbul Merkez Mahkeme ve İcra Daireleri’ nin yetkili kılındığını, tarafların sözleşmeyle münhasır yetkili icra müdürlüğünü “İstanbul Merkez” olarak belirlediği için icra takibinin sadece sözleşmeyle belirlenen bu icra müdürlüğünde açılması gerektiğini, tüm bu sebeplerle yerel Mahkemenin; “icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın reddine ” şeklinde kurduğu hükmün hukuka aykırı olduğunu beyanla, İlk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, İtirazları kapsamında icra müdürlüğünün yetkisizliğine ve dosyanın yetkili İstanbul İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Mahkemece 23/02/2018 tarihli celsede, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi gereğince mal teslim yeri (sözleşmenin ifa yeri) İstanbul olup, icra dairesinin yetkili icra müdürlüğü olarak yanlış Ankara icra müdürlüğü belirtildiği bildirilmek suretiyle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın reddine karar verildiği ve tefhimle açık yargılamaya devam olunduğu, yargılamanın devamında HMK 114 ve 116. maddelerinde düzenlenen ilk itirazların ve dava şartlarınındeğerlendirilmesine geçilerek, davalı vekilinin mahkemenin yetkisine yönelik itirazı kabul edilmek suretiyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, mahkemenin yetkisizliğine karar verildiği görülmüştür. Mahkemece 23/02/2018 tarihli ara karar ile, davalı vekilinin icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazın reddine karar verildiği, bu ara karar niteliğindeki karara karşı davalı vekili tarafından istinafa başvurulduğu, söz konusu kararın HMK’ nın 341 inci maddesi gereğince istinafa kabil nihai kararlardan olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,5 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/03/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.