Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/616 E. 2019/507 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/616 Esas
KARAR NO : 2019/507 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI :2016/351 Esas 2018/47 Karar
TARİH :16/01/2018
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 10/04/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı ….A.Ş. tarafından muhtelif bayilere sevk edilen yedek parça emtialarının davalı taşıyıcı şirket sorumluluğunda karayolu ile taşınması sırasında hasar görmesi nedeniyle, davacı/alacaklı müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının sağlanması amacı ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden (1) no’lu taşıyıcı şirket ile onun sigortacısı konumundaki (2) no’lu davalı … şirketi aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak, borçlu/davalı şirketler tarafından icra takibine itiraz edildiğini, alacaklı müvekkili şirket nezdinde … numaralı Nakliyat Abonman Blok Sigorta Sözleşmesi (Ek-1: Nakliyat Sigorta Sözleşmesi) ile sigortalı olan dava dışı sigortalı … A.Ş, tarafından yurt içindeki muhtelif bayi ve servislere gönderilmek üzere sevk edilen yedek parça emtiaları nakliye sırasında hasar gördüğü, dava konusu hasarın müvekkil şirkete ihbar edilmesi üzerine yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde tanzim edilen ekspertiz raporunda hasarın, nakliye esnasında gerçekleştiği somut bir şekilde belirlendiğini, hasar sonucu müvekkili sigorta şirketinin, ilgili nakliyat sigorta poliçesi kapsamında, dava dışı sigortalısı … A.Ş.’ ye, %20 poliçe marjı ilavesiyle 02/02/2015 tarihinde 9.413,89 TL hasar tazminatı ödediğini, emtiada oluşan hasarın nakliye sırasında meydana gelmesi nedeniyle, mezkur sigortalı emtiaları taşıma işini üstlenen (1) nolu davalı taşıma şirketi ile 1003 411 22921288 no’lu (araç taşıma), 1003 411 22921342 no’ lu (yedek parça taşıma) Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ve … no’lu Yurtiçi Sorumluluk Sigorta Poliçeleri ile onun sorumluluk sigortacısı konumunda bulunan (2) nolu davalı …. meydana gelen hasardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, işbu sorumluluk gereği müvekkili şirket tarafından davalı/borçlu şirketlere rücu başvurusunda bulunulduğunu, davalı firmaya gönderilen rücu yazısından olumlu bir netice alınamaması üzerine, davalı şirketler aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketler tarafından işbu takibe haksız olarak itiraz edildiğini beyan ederek, 7.844,91 TL asıl alacağa ve bu asıl alacağın takip öncesi işleyen avans faizine ilişkin yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı …. vekili cevap dilekçesi ile, davacının davasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın davalı müvekkili şirket yönünden reddi gerektiğini, müvekkili şirket sigortalısı Davalı …. ile davacı … Şirketinin Sigortalısı … A.Ş. arasında imzalanan taşıma işleri sözleşmesi gereğince müvekkili şirket ve davalı … aleyhine açılan İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/662 esas sayılı dava dosyasının konusu ve taraflarının aynı olduğunu, davacının rücu talebinin dayanağının davacı … Şirketinin Sigortalısı ….A.Ş ile 2002 yılında imzalanan “Nakliye Sözleşmesi” ve müvekkili şirket tarafından düzenlenen … nolu Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi olduğunu, davacı … Şirketi tarafından açılan davaların konularının da aynı olduğunu, bu nedenle mahkememiz dosyasının ve davacı … şirketi tarafından mahkememizde seri dava olarak açılan tüm davaların, HMK 166. madde gereğince İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/662 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini, müvekkili şirket nezdinde davalı sigortalı lehine davacı … şirketinin taleplerine konu edebileceği (kabul anlamına gelmemek kaydıya) taşıyıcı mali sorumluluk poliçeleri düzenlendiğini, rücu başvurusuna konu hasarlara ilişkin belgelerin istenmiş olmasına karşın, davacının konuyu araştırmamış ve belgeleri ibraz edememiş olmasına karşın, haksız ve hakkın kötüye kullanılması teşkil edecek bir şekilde icra takibine geçtiğini, davacı tarafından sunulan hasar tespit tutanaklarında müvekkili şirket sigortalısının imzası ve onayı bulunmadığını, tek taraflı tutulan tutanakların hiç bir delil niteliği bulunmadığını, okunaklı olmayan ve dosyaya sunulan bir takım hasar bildirim formlarının, tutanakların kim/kimler tarafından imzalandığının belli olmadığını, rücu talebine dair davalı Taşıyıcı ….’nun ve dolayısıyla sigortacı olarak davalı müvekkili şirketin düzenlediği poliçeler kapsamında sorumluluğunu gerektiren bir hasar bulunmadığını, davacının kendi poliçesi/lerinin süresi ve teminatı kapsamında olmayan lütuf ödemesi sayılabilecek (EX-GRATIA) ödemeler yaptığını, bu nedenle rücu talebine konu edilemeyeceğini, davacının sigortalısına ödemiş olduğu zarar tutarının tümünü davalı müvekkili şirket dahil, davalılara rücu etmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının iddia ettiği sorumluluğun, davalı müvekkili şirket ve diğer davalı şirket açısından her şekilde TTK ve/veya CMR konvansiyonunda düzenlenen şekilde sınırlı sorumluluk olduğunu, davalı asıl taşımacı ve davalı müvekkili şirketin sigorta ettireni durumundaki sigorta ettiren şirketin sorumluluğunun, gerek TTK md. 882 ve gerekse CMR md. 21. gereğince sınırlı bir sorumluluk olduğunu beyan ederek, mahkemeniz dosyasının İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/662 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine, davacının haksız olarak başlatmış olduğu İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı haksız takibin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, HMK 329. maddesi gereğince davacının disiplin para cezasına mahkûm edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …. A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, 2014 yılı Mayıs ve Haziran ayları içerisinde yapıldığı belirtilen taşıma kusuru ve sorumluluklarına ilişkin olarak açılan davanın, davacının açtığı on üç tane aynı konuya fakat farklı tarihlere ilişkin davalardan yalnızca biri olduğunu, tüm bu davaların tarafları, sigortalayan ve sigortalanan şirketler dahil aynı olduğu, tüm davaların İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmekte olduğunu, bir senelik zamanaşımına tabi ve TTK Sigorta Kitabı kapsamında (m. 1472) ‘halefiyef kapsamında olduğunu, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceğini, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam edebileceğini, davacı … şirketi için ödemiş olduğu tutarın ‘rücuen tazmini” şeklinde değil, TTK Taşıma İşleri kitabında bahsi geçen ve zamanaşımına tabi olan (m.885) “zarar görenin yerine geçme” şeklinde olacağını, sigorta hukuku kitabından doğacak zamanaşımı sürelerinin işbu takip ve davalar açısından geçerli olmayacağını, TTK m.855 f.1 gereği bir senelik zamanaşımı süresinin geçerli olacağını, belirli tarihler arasında yapılan çeşitli taşımlara için ayrı ayrı zamanaşımı olduğunu, dava dışı …. şirketinin yedek parçalarının müvekkili şirket tarafından bayilere taşınmasına ilişkin şartların … ile müvekkili …. arasnıda yapılan Nakliye Sözleşmesinde bulunduğunu, “zamanaşımı” “tespit usulü ve “sorumluluk sınırı” yönünde itirazları olduğunu, uyuşmazlık konusu hasarlara ilişkin tespit tutanaklarında, müvekkili şirketin ve/veya müvekkili şirketin sorumluluğnu tazmin edecek sigortacısı diğer davalı … sigortanın yetkilerinin bulunup bulunmadığının açık olmadığını, ek olarak sunulan tutanaklarda müvekkili şirketin onayı olmadığını, onayının olduğu tutakların ise okunaklı olmadığını, aynı zamanda kendilerine ulaşan eklerde hem hasarı gösterir hem de bu iddiaya göre kusurlu yedek parçaların imha edildiğine dair herhangi bir belge/fotoğraf/video bulunadığını, imha nedeniyle tekrar tespiti imkansız bulunan bu parçalar için bugün her hangi bir talepte ve/veya iddiada bulunmanın imkansız hale geldiğinden, TTK ve TBK’na göre teslimatın tarihi (bildirimin başlangıç tarihi için), kusurun (gözle görülür ise) teslimat yerinde görüntülü tespiti (TTK m.889 f.1 ) ve derhal bildirimi, kusurun süresi içinde bildirimi (gönderilenin asil olarak veya sigorta şirketinin halef olarak) yapılmış ise, bildirimin gerçeğe uygun olması gerektiğini, (davacı sigortacı şirketin müşterici ile aralarındaki özel şart olan poliçe marjını da bildirime dahil ettiğini), yapılacak tespitin tarih ve saati (tespit teslimat yerinde değil, depolarda gerçekleştirilmiş olduğunu) tespit anında parçaların durumu, kusurlu parçaların ağırlığı (TTK m. 882 f.2 kapsamında yapılacak belirleme için), kusurlu parçaların imha edildiğinin ispatının yapılması gerektiğini, davacı şirketin … şirketine ödemiş olduğu tutarın tamamı için müvekkili şirkete ve … rücu etmesinin hukuken mümkün olmadığını, CMR karayoluyla Uluslararası Yük taşıma anlaşması ile ilgili paralel olarak düzenlenen TK m882′ ye göre hasar hali için, sigorta ettiren şirketin sorumluluğunun sınırlanmış olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 16/01/2018 tarih 2016/351 Esas 2018/47 sayılı kararında;”… açıklanan bu nedenler ile eksper raporunun aksine bahsi geçen tutanakların hasarın taşıma sırasında meydana geldiğini ispata elverişli olmadığı, taşınan yedek parçaların eksper raporunda da belirtildiği gibi ambalajlı olması nedeni ile davalı taşıyıcının ürünlerin yükleme sırasında hasarlı olup olmadığını kontrol etme imkanı bulunmadığı, iki adet hasar tespit tutanağında ” koli bozuk içinden çıkan parça hasarlı” kutucuğu işaretlenmiş ise de, bu tutanaklarda alıcı imzasının bulunmadığı gibi, hangi taşımaya ait olduklarının da belirsiz oldukları, davacı … şirketince hasarın taşımadan kaynaklı olduğundan bahisle sigortalısına ödeme yaparak, sigortalısından nakliyat tazminat makbuzu almış ise de, hasarın taşıma sırasında ve taşıyıcının sorumluluğunda meydana geldiği ile ilgili usulüne uygun hasar bildiriminin yapıldığı hususlarının ispatlanamadığı, davalı taşıyıcının ve onun sigortalısının iddia olunan hasardan dolayı sorumluluğunun bulunmadığı, davacı … şirketince dava dışı sigortalısına ödeme yapılmasının tek başına rücu imkanı vermeyeceği, halefiyet(TTK 1472) şartlarının oluşmadığı…”gerekçesi ile, Davanın reddine, davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İşbu dava ile müvekkili sigorta şirketine sigortalı oto yedek parçalarının davalı … nezdinde taşındığı sırada, hasarlanması sonucu sigortalılarına ödenen sigorta tazminatının davalı taşıyıcı ve onun sigortacısından rücuen tahsilini talep ettiklerini, Yerel Mahkeme dosyayı ele aldığı ve dava konusu hasarın tespiti ve hasarın davalıların sorumluluğunda gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti için, dosyayı bilirkişiye tevdi ettiğini, bilirkişinin dava konusu hasara ilişkin raporunu dosyaya sunduğu, mahkemenin de rapor doğrultusunda davanın reddine karar verdiğini, hükmün eksik inceleme sonucu verildiğini, Dosyaya sunulan 31.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşımanın davalı taşıyıcı sorumluluğunda hasarlandığının ispatlanamadığı mütalaa edildiğini, bu rapora karşı 18.12.2017 tarihli dilekçe ile itiraz edilmiş ise de, mahkemenin itirazların karşılanması yönünden dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı, ek rapor talebinin reddedildiğini, Davada taşımaya konu emtiaların teslimden sonra hasarlı olduğunun fark edilmesi üzerine taşıma işini gerçekleştiren şoförlerin imzası ile (ki bunlar Gefco çalışanı ve/veya alt taşıyıcılarıdır) bir tutanak ile imza altına alındığını, bu tutanak ile davalı … şirketinin uhdesinde taşınan emtiaların taşıma sırasında hasarlandığını kabul ettiklerini, dosyada taşıyıcının çalışanları ve/veya alt taşıyıcılarının tutanak ile kayıt altına aldığı bir hasar tespit tutanağı olmasına rağmen mahkemenin hasarın taşıma sırasında gerçekleşmediğine kanaat getirmesinin isabetsiz olduğunu, Davalı taşıyıcının çalışanlarınca düzenlenen bir belgenin hukuki geçerliliğinin olduğunun da izahtan vareste olduğunu, davalı tarafından bu tutanakları inkâr edilmediği, imzanın kendisine veya çalışanlarına ait olduğunu inkâr etmediğini, taşıma işini üstlendiğini inkâr etmemiş iken, dosyadaki hasar tutanaklarının hasarın davalının sorumluluğunda gerçekleştiğine ilişkin bir karineyi ortaya koyduğunun kabulü gerektiğini, bu karinenin aksi davalılar tarafından ispatlanmamışken, mahkemece davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, Mahkemenin 16.01.2018 tarihli gerekçeli kararında, dosyadaki bazı hasar tutanaklarının imza içermediği, eksik olduğu belirtilmişse de, bunların hangi tarihli tutanaklar olduğununun belirtilmediği, bir tutanak ayrımı yapılmadığını, Yine gerekçeli kararda, dosyada bulunan hasar tutanaklarında dava konusu hasarlanan malzemelerin detayının yazmadığı veya açıklamasının yapılmadığı belirtilmiş ise de, konu edilen hasarla ilgili taraflarınca sunulan bütün tutanaklar taşıyanın çalışanları tarafından imzalı olup, hasarlanan emtialar ilgili faturalar ile eşleştirilmiş referans numaralarının yazıldığı, yani tutanak ile hasarlı parçanın gerekli nitelendirilmesinin yapıldığını, hasar tespit tutanağında kanunun aradığı “gerekli açıklık” sağlandığını, bu nedenle de mahkemenin hasar tutanaklarında kanunun aradığından fazla bir detay araması yerinde olmadığını, Mahkemenin dava konusu hasarlanmaya ilişkin bir takım tutanakların davayı ispata elverişli olmadığını belirtmişse de, mahkemenin bu tutanakları somutlaştırması, hasarın davalı sorumluluğunda gerçekleştiğini ispatlar tutanaklar olduğu yönünde davanın kabulüne karar vermesi gerekirken, dosyada bu yönden bu inceleme yapılmadan, eksik inceleme sonucu bir karar verildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/351 Esas 2018/47 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, yurtiçi sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. Davalı taşıyıcı şirket vekili, poliçe şartlarına göre ödemenin hatır ödemesi teşkil ettiğini, davalının sorumlu tutulmayacağını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir. TTK’nın 875 maddesinde taşıyanın taşıma sözleşmesinin ifasında özellikle eşyanın yükletilmesi, istifi, elden geçirilmesi, taşınması, korunması, gözetimi ve boşaltılması sırasında tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlü olduğu belirtilmiş ise de taşıyanın hasardan sorumluluğunun aynı maddenin 2. fıkrasında hasarın taşıyanın hakimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartına bağlandığı, yine TTK’nın 889 maddesinde belirtilen usule uygun olarak yapılan ihbarın arandığı, bunların olmaması halinde zararın taşıyanın mesul olmayacağı bir sebepten ileri geldiğinin kabulünün gerekeceği anlaşılmaktadır. Somut olayda; dava dışı sigortalı tarafından Avrupa’dan ithal edilen malların Türkiye’de nakli için davacı tarafından yurtiçi sorumluluk sigorta poliçesi yapıldığı, …. yedek parça taşımaları sevkıyatlarının teminat altına alındığı, 2014 Kasım ayında davalı … tarafından farklı gönderilenlere … yedek parçaların taşındığı, bilirkişi heyetinin düzenlemiş olduğu rapor ile; taşınan otomotiv parçalarından, 17 parçanın hasarlı olduğu belirlense de, ürünlerin çekince konulmadan alınmış olduğu konusunda ihtilaf bulunmadığı, dosyadaki hasar tespit tutanaklarında hasar ayrıntılarına ve ne zaman meydana geldiği konusunda ayrıntı ve bilgi olmadığı, bu haliyle ürünün sağlam teslim edildiğine karine teşkil ettiği, yapılan ödemenin hatır ödemesi (ex-gratia ödeme) yapıldığı bildirilmiş olduğu görülmüştür. Davalı taşıyıcı tarafından müşterilerin iade faturaları sonrası, hasar tespit tutanakları düzenlenmiş ise de, bilirkişi heyet raporundan da anlaşıldığı üzere, davacı tarafça hasarın nasıl ve hangi aşamada meydana geldiği, istifleme ile yüklemenin davalı taşıyan tarafından gerçekleştirildiği, davalı … şirketine hasar bildiriminde bulunulduğu hususlarının hiç birinin ispat edilemediği, böylece davalının zarardan sorumlu olmadığına dair adi karineden de yararlanacağı, mezkur karinenin aksinin ispat edilemediği, tüm bunlar dikkate alındığında, davalının sorumluluğundan ve taşıma esnasında gerekli özeni göstermediğinden bahsedilemeyeceği, sigortalısına sigorta şirketinin tazminat ödemesinin hatır ödemesi (ex gratia) niteliği taşıdığı, bu nedenle sigorta şirketinin dava tarihi itibariyle geçerli şekilde halef olduğu ya da temlik aldığını bir alacak hakkının bulunmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/04/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.