Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/586 E. 2019/431 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/586 Esas
KARAR NO : 2019/431 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DOSYA NUMARASI: 2016/1200 Esas 2017/1345 Karar
TARİHİ :19/12/2017
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/03/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı arasında makine alım satımı yapıldığı, müvekkilinin davalıdan üç adet baskı ve matbaa işlerinde kullanılan makine aldığını, müvekkilinin bu makinaların bedeline karşılıkda çek ve senetlerle borcunu ödediğini, makinaların birkaç ay içerisinde sürekli arıza çıkardığını, makinaların kullanılamaz hale geldiğini, müvekkilinin işlerinin aksadığını,aldığı işleri teslim edemediğini, müvekkiline teslim edilen makinaların ayıplı olduklarının anlaşıldığını, davalı tarafın üzerine düşen yükümlülükleri yapmaktan imtina ettiğini, sözleşmenin esaslı unsurlarından olarak makinaların arızalı olması nedeniyle müvekkilinin sözleşmeden dönmek istediğini, bu sebeple de davalı yana verdiği çek bedelsiz kaldığını bildirmek suretiyle davalı tarafa elden teslim ettikleri davaya konu çekin, bedelsiz kaldığının tespiti ile karşı tarafa kalan miktar bakımından borçlu olmadığının tespitine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, takipten önce açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkemenin davalının ikametgahında olan mahkeme olduğunu, müvekkili firmanın adresinin Kızıltoprak-Kadıköy/İSTANBUL adresinde olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dava yetkisiz mahkemede açıldığını, öncelikle yetkisizlik nedeniyle davanın reddine, esas hakkında ise müvekkilinin Türkiye çapında baskı makinelerinin satımını ve devamında servis boya gibi ek malzemelerin tedarikini gerçekleştirdiğini, makinelerin verimli çalışmasına ilişkin eğitimler verildiğini, makinelerin ayıplı olduğu iddialarını kabul etmediklerini, makinelerin 2014 yılında teslim olduğunu, davacı şirket tarafından ayıp ihbarında bulunulmadığını, 19.02.2016 tarihinde Bursa 10.Noterliğinden gönderilen ihtarnameyle ayıp ihbarında bulunulduğunu, Ticaret Kanunu 23.Maddesinde teslim sırasında açıkça belli olap ayıplar yönünden ayıbın 2 gün içerisinde satıcıya bildirilmesi gerektiğini, malda açık ayıp olmasa bile malı satım ve teslim alan tacirin 8 gün içinde malı incelemek ve incelettirmekle yükümlü olduğunun düzenlendiğini, malın ayıplı olduğunun tespit edilmesi halinde bu ayıbın aynı süre içerisinde satıcıya bildirilmesi gerektiğinin düzenlendiğini, açık ayıp niteliğinde olmayan ve 8 günlük inceleme süresinde tespit edilemeyen yani kullanımla ortaya çıkan ayıplar yönünden Borçlar Kanunun 223.Maddeye atıfta bulunulduğu ve olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde hemen satıcıya bildirilmesi gerektiğinin düzenlendiğini, davacı tarafça sunulan ihtarname tarihi ile dava tarihinin aynı olduğunu, dava açıldığ tarihte de taraflarına ulaşmış bir ayıp ihbarı bulunmadığını, bu nedenle usule uygun ayıp ihbarı yapılmadığını, davanın reddinin gerektiğini bildirmek suretiyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 19/12/2017 tarih 2016/1200 Esas 2017/1345 sayılı kararında;
“…davacı tarafın taraflar arasında bir makine alım satım işlemi yapıldığını, davacıya üç adet baskı işlerinde kullanılan makine satılıp teslim edildiğini, borca karşılık muhtelif çek ve senetler verildiğini, 22/02/2016 keşide tarihli … Bankası Setbaşı Şubesi’ne ait 10.000-TL bedelli çekinde bu kapsamda olduğunu, ancak satılıp teslim edilen makinelerin arızalı çıktığını, davalının ayıba karşı yükümlü olduğunu, davacı tarafın sözleşmeden dönmek istediğini, bu sebeple çekin bedelsiz kaldığını ileri sürerek anılan çek sebebiyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ettiği, davalının ise söz konusu makinelerin 2014 yılında 0 olarak sağlam ve çalışır şekilde davacıya teslim edildiğini, makinenin ayıplı olmadığını, 2014 yılından bu zamana kadar kullanılmış olmasına rağmen, davacı şirket tarafından ayıp ihbarında bulunulmadığını, 19/02/2016 tarihinde ihtarname ile ayıp ihbarında bulunulduğunu, ayıp ihbar sürelerinin geçtiğini, ihtarname tarihiyle dava tarihinin aynı tarih olduğunu, davanın reddini savunduğu, mahkememizce dava konusu makinelerdeki ayıp hususunun değerlendirilmesi için makine mühendisi ve taraf defterlerinin incelenmesi amacıyla mali müşavir bilirkişisinden rapor alınmak üzere ara karar kurulduğu, inceleme gününün belirlendiği, her iki tarafından inceleme gününde defterlerini sunmadıkları, davacı vekilinin makinelerin de ticari defterlerin davacı şirkette çıkan yangın sonucunda yandıklarını, bu nedenle gerekirse dosya üzerinden ve davalı defterleri üzerinde inceleme yapılmasını talep ettikleri, ancak dosyada ayıba ilişkin davacı tarafından sunulan herhangi bir delil olmadığı, ayıp hususunun davalının defterlerinin incelenmesiyle anlaşılabilecek bir husus olmadığı, makine üzerinde inceleme yapılması gerektiği, dolayısıyla davacının dosya delil durumu itibariyle davasını ispatlayamadığı anlaşıldığı…”gerekçesi ile,
Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Yerel mahkemece, davanın esasına girilmeksizin hüküm tesis edildiğini, müvekkilinin davalı taraftan makina aldığı ve bedelini ödemek üzere de çek keşide ettiğini, ancak davalı tarafın müvekkiline sattığı makinaların ayıplı olmasından kaynaklı olarak da müvekkilinin ayıba karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde bedel tenzili hakkını kullanabilmek adına işbu davayı açtığını, buna rağmen mahkemece ayıbın varlığı ve durumu noktasında herhangi bir inceleme yapılmadığını ve doğrudan doğruya davanın reddine karar verildiğini, Yerleşik içtihatlara göre ayıp iddiasının, ayıp olup olmadığının ve varsa niteliğinin mahkemece araştırılmasını ve tespiti gerektiğini; ancak yerel mahkemece bu anlamda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadığını,Delillerinin toplanmadığını, dava konusu ayıp iddiasında bulundukları makinanın tüm bakım ve tamir işlemleri yine davalı tarafça yapıldığını, mahkemece davalı şirketin müvekkili şirkete verilen tamir ve servis hizmetlerinin dökümleri getirilerek, aynı benzer kronik arızalarının olup olmadığını ve varsa nitelikleri ile duruma göre bedel tenzili şartları oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiğini tüm bu işlemlerin hiçbirisi yapılmadığını,
Davalının beyanlarında belirtildiği üzere makinalar sıfır olarak teslim edilmişse de, makinaların gizli ayıplı olması nedeniyle sürekli olarak makinalarda arızalar meydana geldiğini ve müvekkili şirket için bu durum artık katlanılamaz hale geldiğinden ötürü de derhal yasal süreler içerisinde davalı tarafa Bursa ….Noterliği 19/02/2016 tarihinde ayıp ihbarında bulunulduğunu,Dava tarihi ile ayıp ihbar tarihinin aynı tarih olması ayıp ihbarının yasal sürelerden sonra yapıldığı anlamını taşımadığını,Dava dilekçelerinde belirttikleri üzere davanın kabulü ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davalı yanın ayıplı malları nedeniyle müvekkili şirketin ayıba karşı tekeffül hükümleri gereği bedel tenzili şartları oluşduğu takdirde davalı yana makina bedeli için ödenen çek bedelinin istirdat davası hükümleri gereği davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmesini,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1200 Esas 2017/1345 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava, taraflar arasındaki ticari satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır. TTK’nın 23/c maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde alıcı durumu satıcıya ihbar etmelidir. Şayet açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemeli veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Mahkemece somut olay bakımından, iddia edilen ayıbın süresinde yapılacak bir muayene ile belirlenebilecek nitelikte olup olmadığı, buna göre süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, sonradan ortaya çıksa bile gizli ayıbın öğrenildiği andan itibaren derhal ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususlarının irdelendiği, ancak davacının dava tarihinden sonra çıkan yangında satım sözleşmesine konu matbaa makinelerin yandığını ileri sürmesi üzerine matbaa makineleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamadığı gibi, davacı tarafça satım sözleşmesi ve makinelerin teslimin ne zaman yapıldığının dahi ispatlanamadığı, davacı vekilinin beyanından anlaşıldığı üzere de, makinelerin sık sık arızalandığı ve sık aralıklarla garanti kapsamında davalı satıcıya tamir için gönderildiği, bu bağlamda makinelerin ayıp ihbarı öncesi arızalandığı ve beklenen performansı göstermediği görülmekle, taraflar tacir olduğundan ayıp ihbarının TTK’nın 18/3. Maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve gizli ayıp olması halinde BK’nın 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarındaki belirtildiği üzere derhal yapılması gerektiği , belirtildiği gibi ispat yükünün davacı da olduğu, davacının ispat yükünü tersini çevirir şekilde, davalı satıcının kayıtlarının incelenmesi gerektiği iddiasının yerinde olmadığı, sonuçta davacının dava dilekçesine delillerini bildirmesi gerektiği halde, dava dilekçesine sözleşme ve sürelere uygun ayıp ihbarında bulunduğunu gösterir belge ve kayıt sunmadığı, garanti kapsamındaki tamirden sonra makine arıza yapıp yapmadığını ispatlayamadığı, bu doğrultuda sözleşmeden dönmeyip, gerektiğinde ayıp ihbarında bulunduğunu usulünce ispatlayamadığı, ayıp ihbarının sözlü olarak yapıldığının tanıkla ispatının mümkün olmadığı görülmekle, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,