Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/567 E. 2018/498 K. 30.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/567
KARAR NO : 2018/498
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2017 -29/11/2017
DOSYA NUMARASI : 2017/284 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA : Çek istirdadı
TALEP : İhtiyati Tedbir Kararının Kaldırılmasına İlişkin Ara Kararın Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 30/05/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin çek istirdatı istemli açtığı davanın yargılamasında verdiği 19/07/2017 Tarihli talep dilekçesi ile ; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/1120 Esas sayılı dava dosyasından dava konusu çekle ilgili verilen ödeme yasağı kararının devam ettiğini, ancak çek iptali davası hasımsız olduğundan İşbu davadan sonra İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün ….. Esas sayılı dosyası ile davalı … tarafından icra takibi başlatıldığını, davacının iş bu davasının neticesiz kalmaması ve davacı açısından telafisi imkansız zararların doğmaması için dava konusu çekle ilgili başlatılmış olan takiple ilgili tedbir kararı verilmesi gerektiğini, Bu nedenle HMK 389/1 ve İİK 72/2 gereği iş bu çekle ilgili davalı … tarafından başlatılmış olan icra takibinin durdurulması’na yada icra kasasına yatan paranın dava sonuna kadar davalı alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARLARI:
Davacı vekilinin tedbir talebi üzerine İlk Derece Mahkemesi tarafından, HMK.nın 390/2 maddesi ve İİK 72/3 mad. gereğince İcra takibi başladığından icra kasaına yatan paranın ödenmesi konusunda tedbir kararı verilmiş olduğu,
Mahkemece verilen tedbir kararına karşı davalı … vekilinin 20/10/2017 tarihli itiraz dilekçesi ile; tedbirin kaldırılmasını talep ettiği,
Davalı vekilinin itiraz dilekçesi üzerine Yerel Mahkemece mürafaa günü belirlenerek taraflara tebliğ edildiği ve yapılan mürafaa sonrasında alınan 22.11.2017 tarihli ara karar ile;
” … 1-Davacı şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğü ‘nün …. Esas sayılı takip dosyasında taraf olmadığı, davacı aleyhine başlatılmış bir icra takibi bulunmadığı anlaşıldığından, davalı … vekilinin ihtiyati tedbir ara kararına itirazının kabulüne, 21/07/2017 tarihli,ihtiyati tedbir ara kararın kaldırılmasına, … ” karar verildiği,
Yerel Mahkemece ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin ara kararın verilmesinden sonra, davacı vekilinin 28/11/2017 havale tarihli dilekçesi ile; dava konusu çekle ilgili, keşideci …ve Gıda Ür. Tic. Ltd. Şti. ve lehtar …… tarafından ödenmiş ya da ödenecek olan paranın çekte alacaklı görünen davalı …’ a ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği ve ilk derece mahkemesinin 29/11/2017 tarih ve 2017/284 Esas sayılı ara karar ile; ” … Dosya kapsamı, icra dosyası, çek sureti ve tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün …. Esas sayılı takip dosyasında davacının taraf olmadığı anlaşıldığından somut olayda İİK’ nın 72/3 maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığı, davacının talebinin çeki elinde bulunduran takip alacaklısı davalı …’ a TTK’ nın 792 maddesi kapsamında yönelttiği istirdat talebi olduğu, çek istirdadı davasının özel niteliği de gözönünde buludurulduğunda davacının iddiası yönünden bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı … ” gerekçeleri ile; ” … Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen kararlara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili 22/11/2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi’ nin dava dosyası içindeki delillerin değerlendirilmesinde hata yaparak ve hukuka aykırı bir şekilde ihtiyati tedbir kararını kaldırdığından İlk Derece Mahkemesi’ nin 22/11/2017 tarihli ihtiyati tedbir kararını kaldıran kararının kaldırılması gerektiğini,
Davacı vekili 12/12/2017 havale tarihli istinaf dilekçesinde ise; İlk Derece Mahkemesinin 29/11/2017 tarihli kararının da eksik incelemeye dayandığını, çünkü dava dilekçesinde sundukları deliller toplanıp tartışılmadan mahkemenin bu yönde böyle bir karar tesis ettiğini ve davacının haklı ve hukuka uygun tedbir talebini reddettiğini,
İhtiyati tedbirde amacın Anayasa’ nın 2. maddesinde yer alan ”Hukuk Devleti” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamak olduğunu,
Ancak İlk Derece Mahkemesinin tedbiri kaldıran 22.11.2017 Tarihli ve 29.11.2017 Tarihli ihtiyati tedbire ilişkin kararlarının davacı şirketi hukuki himayeden yoksun bıraktığını, çünkü davalının icra takibindeki parayı çektiğini, davanın davacı lehine sonuçlanması durumunda davacının icra takibinden çekilen parayı davalıdan tahsil etme imkanının çok zayıf olduğunu ya da bu imkanının kalmadığını,
İleri sürerek; İlk Derece Mahkemesinin ihtiyati tedbir kararını kaldıran 22.11.2017 Tarihli ara kararı ile tedbir taleplerini reddeden 29.11.2017 tarihli ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Talep, çek istirdatı istemli açılan derdest dava dosyasında, icra dosyasına yatan paranın davalı alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir konulması istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince bu yönden verilen tedbir kararı itiraz üzerine kaldırılmış ve davacının aynı nitelikteki tedbin tedbir talebinin de reddine karar verilmiş ve bu kararlara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 389. maddesinin birinci fıkrasında “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” hükmü düzenlenmiştir.
Yine aynı yasasının 390/3 maddesi ” tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davasının esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. ” hükmünü içermektedir.
Dava konusu çekin tedavül kabiliyeti olan kambiyo evrakı olması nedeniyle davacının yetkili hamil olup olmadığı ve çeki elinde burunduran davalı …’ın çeki iktisapta ağır kusurlu yada kötü niyetli olup olmadığı yargılama sonucu ortaya çıkacak bir husus olup, davacının bu aşamada dosyaya sunduğu deliller haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte olmadığından ilk derece mahkemesince tedbire ilişkin olarak verilen kararlar usul ve yasaya uygun olup, verilen kararlar kamu düzenine de aykırı olmadığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye 4,5 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/05/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.