Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/561 E. 2019/351 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/561
KARAR NO : 2019/351
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2016
DOSYA NUMARASI: 2014/289 Esas – 2016/593 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ : 06/03/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ……….. isimli geminin 11/01/2004 tarihinde yükünü boşaltmak için Haydarpaşa limanına yanaştığını, TCDD Haydarpaşa Liman İşletmeleri Müdürlüğü tarafından geminin tahliye operasyonuna başlandığını, dava dışı Milli Savunma Bakanlığının alıcısı olduğu emtianın bulunduğu konteynerin vinç yardımı ile tahliyesi sırasında güvertede bulunan gemi adamlarının uyarılarına rağmen vinç operatörünün hareketine devam etmesi sonucunda konteynerin içindeki yükün denize düştüğünü, ayrıca gemi gövdesinde de hasar meydana geldiğini, böylelikle davalının çalışanının kusuru ile yük gemiden ayrıldıktan sonra dava konusu kazanın ve yükteki hasarın meydana geldiğini, hasardan dolayı davalı TCDD Haydarpaşa Liman İşletmeleri Müdürlüğünün sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından önceden verilen teminat mektubunun dava dışı MSB tarafından tazmin edilmesi yolu ile tahsil edilen bedelin iadesi için İstanbul 5.ATM’nin 2005/593 esas sayılı dosyasında İstanbul Muhakemat Müdürlüğü aleyhine dava açıldığını (İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesinin 2006/123 esas sayılı dosyası), bu aşamada her türlü talep haklarının zayi olmaması ve davalı tarafa rücu hakkının kullanılması bakımından işbu davanın ikame edildiğini ancak müvekkili tarafından İstanbul Muhakemat Müdürlüğü aleyhine açılan davanın neticesinde müvekkilinin haklı olduğuna karar verilmesi hali dışında bir durumun zuhur etmesi halinde TCDD Haydarpaşa Liman İşletmeleri Müdürlüğüne rücu hakkı doğacağından müvekkilinin İstanbul 5. ATM nin 2005/593 E. Sayılı dosyası üzerinden açmış olduğu davanın sonucunun beklenilmesini, …………. nolu konşimento tahtında taşınan ve davalı çalışanının kusur ve ihmali ile oluşan yük hasarının tanzimi için müvekkilinden fiilen tahsil edilen 217.392,85 TL nin tediye tarihi olan 19/10/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının………..A.Ş ile ……….A.Ş.’ yi temsil yetkisinin bulunmadığını olayda müvekkili kuruluşun herhangi bir kusurunun olmadığını, olay günü geminin Haydarpaşa Limanı rıhtımına yanaştığını, gemi personeli olmaması nedeni ile geminin çalışmasının 8:00/16:30 vardiyasına kaldığını ve tahliye sırasında Milli Savunma Bakanlığına ait bir adet şaftın konteynerden düşerek hasarlandığını, 40 fit ebadındaki flat tipi konteynerin uzunluğu 12 metre olmasına rağmen konteyner muhteviyatı eşyanın 16 metre olduğunu, emtianın konteyner içine yerleştirilebilmesi için baş ve sol taraftaki yan duvarlarının konteyner tabanına kapatıldığını, ayrıca yükün üzerine özelliğine dair hiçbir uyarı ve işaret konulmadığını, ikaz yapılmadığını, diğer taraftan sapanlamanın liman içi personeli tarafından yapılması gerekirken pazar günü olması sebebi ile mesai ücreti yatırılarak işçi temin edilmesi gerektiği halde bundan kaçınılarak sapanlama ve vizing işlemlerinin gemi personelince yerine getirildiğini, sonuç olarak emtiadaki hasara ….. A.Ş. donatan ve malın alıcısının sebep olduğunu, zararın oluşmasında müvekkili kuruluşun herhangibir kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 26/12/2016 tarih ve 2014/289 Esas – 2016/593 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … Davacı …. dava konusu …….. nolu konteynerin TCDD Haydarpaşa Liman İşletmeleri Müdürlüğü tarafından gemiden tahliyesi esnasında, yükün denize düşerek hasarlanmasından dolayı yükün alıcısı Milli Savunma Bakanlığı tarafından nakliye sigortacısı …… Sigorta’dan tahsil edilemeyen mal bedeli dışındaki zararını davacının daha önce İstanbul Muhakemat Müdürlüğüne vermiş olduğu teminat mektubundan karşıladığı, bu şekilde Milli Savunma Bakanlığının teminat mektubunu paraya çevirme yoluyla davacıdan 217.392,85 TL tahsil ettiği, İstanbul 51. ATM’nin 2006/123 esas sayılı üzerinden görülen dava neticesinde Milli Savunma Bakanlığının teminat mektubundan tahsil etmiş olduğu 217.392,85 TL’nin 93.629,21 TL’sinin ……’a iadesine karar verilerek söz konusu kararın kesinleştiği, bu durumda davacı ….. Milli Savunma Bakanlığına ödemiş olduğu zarar miktarının 123.763,64 TL olduğu, İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesinin 2005/458 esas sayılı dosyasında alınan 05/08/2015 tarihli rapor ile mahkemece alınan 20/10/2016 tarihli bilirkişi raporunda dayanakları ile açıklandığı üzere, yükün hasarlanmasında taşıyıcı …… ile tahliye işlemini yapan TCDD’nin eşit oranda kusurlu oldukları, davacı vekili tarafından her ne kadar İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesinin 2005/458 esas ve 2006/123 karar sayılı ilamının esas alındığı 25/09/2006 tarihli bilirkişi raporunda tahliye işi ve hasardan TCDD’nin %100 oranında sorumlu olduğunun değerlendirildiği söz konusu kararın kesinleşmiş olması sebebiyle bu karar doğrultusunda davalının %100 kusurlu ve sorumlu olduğunun kabulü gerektiğinin ileri sürüldüğü fakat davalı vekilinin bahsetmiş olduğu İstanbul Denizcilik Mahkemesinin 2005/458 Esas ve 2006/123 Karar sayılı ilamında “tahliye işlemini yapan TCDD İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ nün dava konusu taşıma olayında, taşımayı üstlenen …… muavin şahsı konumunda olduğu, taşıyanın TTK’nun 1061 ve 1062/1 maddelerine göre taşıtana, gönderilene ve konişmentonun yetkili hamillerine karşı sorumlu bulunduğu, taşıyanın somut olayda kusuru olmadığını ispatlaması halinde muavini olan TCDD Genel Müdürlüğüne rücu etme imkanının bulunduğu” gerekçesi ile ….. Sigorta tarafından yük ilgilisi-alıcısı Milli Savunma Bakanlığına ödenen 227.924,30 Euro mal hasarının taşıyıcı …….. ile tahliye işlemini gerçekleştiren TCDD’den müteselsilen tahsiline karar verildiğinin belirtildiği, söz konusu mahkeme ilamında …… ile TCDD’nin olaydaki kusurları ile ilgili kesin bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle davalı vekilinin yukarıda bahsolunun savunmasına itibar edilmediği açıklanarak dava dışı Milli Savunma Bakanlığının alıcısı olduğu yükün TCDD tarafından yapılan tahliye işlemi sırasında hasarlanmasından dolayı dosya davacısı taşıyıcı … A.Ş. ile davalı TCDD’ nin % 50′ şer oranında kusurlu oldukları, davacı …… söz konusu hasardan dolayı Milli Savunma Bakanlığına ödemiş olduğu tazminat tutarının 123.663,64 TL olması nedeniyle bu tutarın %50’sine isabet eden 61.881,82 TL’sinin ödeme tarihi olan 19/10/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıya rücu edebileceği kanaatiyle davanın kısmen kabulü ile 61.881,82 TL’ nin 19/10/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine … karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin taşımasını üstlediği ve Milli Savunma Bakanlığı’ na ait hücumbot şaft emtiasındaki hasardan dolayı, neticede İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 3 adet dava görüldüğünü, 1- Yük hasarını ödeyen ….. Sigorta A.Ş. (sonradan ……. Sigorta A.Ş.)’nin rücu davasında İstanbul 51. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/458 E-2008/388 K sayılı kararında işbu dava yükün tahliyesinde diğer davalı TCDD.’nin tam kusurlu ve müvekkilinin yardımcı şahsı olması sebebiyle müvekkil taşıyanın da sorumlu olduğu yönünde sonuçlandığını ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, kesinleşen karar sonucunda davacının Sigorta Şirketi’ne tazminat tutarının ödendiğini, 2- Yük sigortacısı ……. Sigorta A.Ş.’ne ödenen tazminat tutarı, hasarın %100 sorumlusu TCDD.’ ye rücu davasının görüldüğü İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/141 E. Ve 2017/280 K. Sayılı ve 20.09.2017 tarihli kararı ile: davalı TCDD’nin Yükün tahliyesindeki hasardan tamamen sorumlu olduğu kabul edilerek, müvekkilinin ödemiş olduğu tazminatın tamamen TCDD.’den tahsiline karar verildiğini, Yukarıdaki ilk davada tarafların aynı, olayın aynı ve TCDD.’ nin tahliyede tam kusurlu olduğunu, kusura ilişkin kararın Yargıtay incelemesinden geçerek onanmış ve kesinleşmiş olduğunu, 3- Yük Sigortacısından tam tazminatı alamadığı için müvekkilinin teminat mektubundan tahsilat yapılması sebebiyle Milli Savunma Bakanlığı aleyhine ikame edilen menfi tespit ve istirdat davasın ise İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi’nin 2006/123 E. (İstanbul 5. Atm, 2005 / 593 E.) sayılı dosyasında görüldüğü ve işbu davada da müvekkilinin meydana gelen hasarda kusursuzluğu ve diğer davalı TCDD.’ nin tam kusuru teyit edilerek kabul edildiğini ve taleplerinin kısmen kabul edilerek kararın kesinleştiğini, Bu davada da TCDD.’ nin tahliyeden tamamen kusurlu olduğunun aynı Mahkeme tarafından kabul edilerek karar oluşturulduğunu ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, işbu istinafa konu olan dosyada, bilirkişilerin kusur paylaşımına dayanak yaptıkları “…sapanlama işinin gemi personeline yaptırıldığı..” yönündeki tespite yaptıkları itirazın layıkıyla incelenmediğini, yükün tahliyesinde hasarın sebebinin; sapanlama işindeki hata ve benzeri husus değil fakat davalı TCDD’ nin adamı olan vinç operatörünün konteyneri kenara çarptırması ve konteyneri düşürmesi olduğunu, Davalı tarafın dahi bu konuda savunmasını başka sebebe dayandırdığını, bu savunmasının kabul görmeyerek aynı Mahkeme tarafından reddedildiğini ve TCDD’ nin tam kusurlu sayıldığını, bu yöndeki kararların ise Yargıtay’ da onanmış ve kesinleşmiş olduğunu, ancak işbu istinaf taleplerine konu kararda, bilirkişilerin itirazlarını ve gerçek durumu dikkate almaksızın oluşturdukları yanlış ve yetersiz rapora dayanılarak yasa ve usule aykırı olarak müvekkiline %50 kusur atfedildiğini, tahliyenin tamamen yük ilgilisi ile tekel olarak hizmet veren TCDD. kurumu arasındaki anlaşmaya göre yapıldığını, işbu tahliyede tüm sorumluluğun davalı TCDD. ve onun çalışanı olan vinç operatörü ve adamlarına ait olduğunu, nitekim, ekli Yargıtay 11. H.D.’ nin 1985/ 7185 E. ve 1985/ 7364 K. sayılı ve 12.12.1985 tarihli kararının da bu yöndeki savunmalarını teyit ettiğini beyan ederek istinaf taleplerinin kabulü ile davanın reddedilen kısmına dair kararın istinaf yolu ile kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ….. A.Ş.’ye bağlı ………… gemisinin 11/01/2004 tarihinde saat 02.40 sıralarında Haydarpaşa Limanına yanaştığını, liman personeli olmadığı için ertesi gün tahliye için elleçlenen yük flat-rock over tipi ………….. nolu konteynerin aynı tarihte saat 08.30 sıralarında TCDD Haydarpaşa Liman İşletmeleri Müdürlüğü tarafından geminin tahliyesine başlandığını, Liman İşletmeleri Müdürlüğü’ ne ait ……. ile …… nolu konteynerin tahliyesi esnasında yüklü tüm yüklerin sahile düştüğünü, Davacının ileride tazminat ödediği takdirde doğacak rücu hakkına karşılık müvekkili kuruluş aleyhine dava açmasının hukuken mümkün olmadığını, meydana gelen zararlara …… T.A.Ş, donatan ve malın alıcısının sebep olduğunu, müvekkil kuruluşun hiçbir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, 40 feet ebatındaki flat tipi konteynerin uzunluğu 12 metre olmasına rağmen konteyner muhteviyatı eşyanın 16 metreden fazla olduğunu, yanlardan ise 2 metre çıkıntılı olduğunu, emtianın konteynere yerleştirilmesi için baş ve son taraftaki yan duvarlarının konteynerin tabanı üzerine kapatılmış olup emtianın gemi personelince bez sapanlar ile yanlardan bağlandığını, yükün üzerine özelliğine dair hiçbir uyarıcı işaret konulmadığını, ikaz yapılmadığını, tüm bu hususların fotoğraflarla sabit olduğunu, Ayrıca sapanlamanın liman işçisi tarafından yapılması gerekirken pazar günü olması nedeniyle mesai ücreti yatırılarak işçi postası ücretinden de kaçınılarak gemi personeli tarafından bizzat yapıldığını, gemi personelinin kusurunun müvekkile yüklenemeyeceğini beyan ederek İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2014/289 Esas – 2016/393 K. sayılı ilamı hakkında istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak mahkemesine iadesine veya davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu her iki tarafın istinaf nedenleri doğrultusunda davaya konu zarara yol açan tahliye işleminde kusurun kimde ve ne oranda olduğu, bu bağlamda davacının davalıdan talep edebileceği tazminat varsa miktarı üzerindedir. Uyuşmazlığın hukuk kuralları doğrultusunda çözülebilmesi için olayın nasıl gerçekleştiğinin belirlenmesi gerekmektedir. Davacının …… gemisi ile Hamburg’ dan İstanbul’ a taşımasını yaptığı dava dışı …’ye ait emtianın, davalı TCDD Haydarpaşa Liman İşletmelerine ait ve davalı liman personeli tarafından kullanılan vinç ile gemiden limana tahliyesi esnasında 11/01/2004 tarihinde emtiaların bulunduğu konteynerlerden birinin vinçten denize düştüğü ve hasarın böyle oluştuğu anlaşılmaktadır. Oluşan hasar sonucu alıcı Milli Savunma Bakanlığının sigortacısı olan ….. Sigorta tarafından Milli Savunma Bakanlığına 227.924 EURO hasar bedeli ödendiği, …… Sigorta’nın ödediği bedelin rücuan tazmini için bu davanın davacısı ….. firması ile davalısı TCDD aleyhine açtığı ve İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesinin 02/12/2008 tarih ve 2005/458 E-2008/388 K sayılı dosyasında görülüp hükme bağlanan kararıyla ödediği bedelin davalılardan tahsiline karar verildiği ve kararın kesinleştiği, kararda tahliyeyi yapan TCDD’nin taşıyan ……. firmasının muavini hükmünde kabul edildiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava, 6762 sayılı TTK’ nın 1061-1062.maddeleri kapsamında taşıyanın kusurlu olduğunu öne sürdüğü muavin şahsına karşı açtığı rücuen tazminat davasıdır. Emtianın alıcısı Milli Savunma Bakanlığı’ nın hasarlanan mal yerine ikame mal tedarik edilmesinden dolayı ortaya çıkan ve sigorta şirketince karşılanmadığı belirtilen 217.392,85 TL zararını, davacının muhakemat müdürlüğüne verdiği teminat mektubunu paraya çevirerek tahsil ettiği, davacının İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi’ nin 2006/123 esas sayılı (İstanbul 5. ATM’ nin 2005/593 Esas sayılı) dosyası üzerinden Milli Savunma Bakanlığı aleyhine açtığı dava sonucunda teminat mektubundan tahsil edilen bedelden 93.629,21 TL’nin davacıya iadesine karar verilerek hükmün kesinleştiği böylelikle davacının mevcut davadaki talebinden tahsil ettiği tutar düşüldüğünde zararının 123.763,64 TL olduğu anlaşılmaktadır. Yükün taşınması ve tahliyesine ilişkin tüm evrak getirtilmiş, ayrıca olayın oluşu sonrası tutulan tutanak ve belgeler de dosyaya alınmış olup dosyada yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucunda dava konusu emtianın bulunduğu konteynerin tahliyesine ilişkin olarak sapanlama tabir edilen sabitlemenin davalı tarafından yapılmadığı, davacı firmanın gemi personelince yapıldığı, konteynerin flat-rack denilen özel bir konteyner olduğu ve gemi acente talebinin döner kabin gerektirdiği buna rağmen davacı firma tarafından bu durumun ve yükün konteynerdan çıkıntılı olduğuna yönelik özelliğinin Liman işletmesine bildirilmediği, davalının da vinci kullanan operatörüne gerekli ikazları yapmadığı, tahliye operasyonda gerekli özenin gösterilmediği, güvertede bulunan başdümenci ve gemi zabitinin uyarılarına rağmen vincin hareketine devam edildiği böylelikle hasara yol açan kazanın meydana geldiği belirtilerek her iki raporda hem davacı taşıyıcıyı hem de taşıyıcının muavini konumunda olan tahliyeyi gerçekleştiren davalıyı % 50 kusurlu bulduğu anlaşılmaktadır. Daha önce görülen davalardan ……………… arasındaki İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi’ nin 02/12/2008 tarih ve 2005/458 E – 2008/388 K sayılı dosyasında görülüp hükme bağlanan davada alınan bilirkişi raporunda tahliye işlemine yönelik olarak davacı gemi personelince sapanlama yapılmadığı hususunun nazara alınmadığı raporda TCDD’ nin kusurlu olduğunun belirtildiği ancak oranının belli edilmediği bu itibarla davanın taraflarının her ikisinin eşit oranda kusurlu bulunmasına ilişkin raporun olaya uygun olduğu, davacı tarafın istinaf dilekçesinde TCDD’ nin tam kusurlu bulunduğuna ilişkin mahkeme kararlarının olduğu iddialarının yerinde olmadığı, davalı tarafın istinaf talebinde ise davacının ileride tazminat ödemesi durumunda dava hakkının olduğunu öne sürdüğü, bu davanın taraflarının davalı olduğu ve İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi’ nin 02/12/2008 tarih ve 2005/458 E-2008/388 K sayılı dosyasında görülüp hükme bağlanan kararda bu davanın taraflarının o davanın davacısı …….. Sigorta’ya 227.924,30 Euro ödemeye hüküm verildiği, kararın Yargıtay 11.HD nin 21/07/2011 tarih ve 2009/10591 E-2011/9244 K sayılı kararıyla onandığı ve tashihi karar talebinin de aynı dairenin 23/11/2011 tarih ve 2011/13543 E-2011/15692 K sayılı kararıyla reddedildiği, davacının 21/01/2014 tarihli dilekçesi ekinde İstanbul……İcra Müdürlüğünün (eski Şişli …. İcra Müdürlüğü) …………… sayılı dosyasında yaptığı ödemelere ilişkin 03/07/2009 ve 17/11/2011 tarihli belgeler sunduğu ve borçlu olduğu icra dosyasında hacizlerin kaldırılması yönünde icra müdürlüğünce 18/11/2011 tarihinde bankaya yazı yazıldığı anlaşılmaktadır. Bu belgeler karşısında davacının davalı ile birlikte aleyhine hükmolunan tazminatı 17/11/2011 tarihi itibariyle ödediği fakat dava dışı MSB’nin teminat mektubunu nakde dönüştürerek davacıdan 217.392,85 TL yı tahsil ettiği sabit olduğundan, bu tutarın tahsil tarihi olan 19/10/2005 davacının dava açma hakkının doğduğu tarih olduğu için bu istinaf nedeni yerinde değildir. Bunun dışında davalının kusur durumuna ilişkin değerlendirme yukarıda ayrıntılı olarak yapılmıştır. Kurulan hükümde kamu düzenine de aykırılık bulunmadığı gibi istinaf nedenleri doğrultusunda hükmün kaldırılmasını gerektirecek usul ve yasaya, dosya içeriğine aykırı bir durum olmadığı kanaatine varılarak; istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90 TL’ nin mahsubu ile bakiye 8,5 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 5-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.227,15 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 1.060,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.167,15 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 7- Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 06/03/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.