Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/54 E. 2018/646 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/54 Esas
KARAR NO : 2018/646 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/1261 Esas 2017/701 Karar
TARİH : 12/07/2017
DAVA : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 04/07/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı tarafından, … A.Ş ve Sosyal Güvenlik Kurumu Aleyhine İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi’nin 2016/316 Esas sayılı dosyası üzerinden “Hizmet Tespiti” davası açıldığını, davalı şirket vekilinin davaya cevabında davalı şirketin tasfiyeye girdiğini ve tasfiye işlemlerinin 10/12/2015 tarihli tasfiye sonu beyanı ve 11/12/2015 tarihli genel kurul kararı ile sona erdiğini beyan etmesi üzerine durumun öğrenildiğini, İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi’nin 2016/316 Esas sayılı dosyasında görülen davanın halen derdest bulunduğunu, bu dosyanın devam edebilmesi için sicilden terkin edilen şirketin ihyasında davacının hukuki yararının mevcut bulunduğunu ileri sürerek, İstanbul Ticaret Sicil Memurlu’nun …sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde …. A.Ş’nin sicil kaydının, İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi’nin 2016/316 Esas sayılı dava nedeniyle ve sırf bu davaya ilişkin olarak şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile, tasfiye süresinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda bulunduğunu, tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerinin davalı sicil müdürlüğünce tespit edilmesinin mümkün olmadığını, mahkemenin davanın esasına ilişkin olarak vereceği karara sicil müdürlüğünce uyulacağını, ancak dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalarına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın işbu ihya davasına gerekçe olarak İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi’nin 2016/316 Esas sayılı dosyası üzerinden açmış olduğu hizmet tespit davasını gösterdiği, davacının davalı ….’nin tasfiye memuru olarak görev yaptığı şirkette 10/09/1989 tarihinde işe başladığını ve davacının iddiası uyarınca 6 ay çalıştığını, davacının işten ayrıldığı tarih göz önünde bulundurulduğunda, davanın 5 yıllık süre içinde açılmadığından zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, ayrıca davacının çalışmalarının düzenli olarak kuruma bildirildiğini, şirketin yeniden ihyasında hukuki yararın bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 12/07/2017 tarih 2016/1261 Esas 2017/701 sayılı kararında;
“İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre;
Taraflar arasında; davacı tarafından ihyası talep edilen Tasfiye Halinde … A.Ş ve dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine colarak hizmet tespiti davası açıldığı; ihyası talep edilen Tasfiye Halinde … A.Ş’nin 16/12/2015 tarihinde ticaret sicil kaydının kapatıldığı; davacıya; İstanbul Anadolu 20.İş Mahkemesi’nin 2016/316 Esas sayılı dosyasından şirket hakkında ihya davası açmak üzere süre verildiği; hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı …’nin tasfiye memuru olduğu … Tic. A.Ş’nin ihyası koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılamaya göre; dava konusu ihyası talep edilen şirketin ticaret sicil kaydının tasfiye sonucunda 16/12/2015 tarihinde kapatıldığı; davacı tarafından, hizmet tespiti istemli olarak tasfiye halinde …. A.Ş ve dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine 23/06/2016 tarihinde İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi’nin 2016/316 Esasında kayıtlı davanın açıldığı; bu davanın halen derdest olduğu; davacının açmış olduğu davasının devam edebilmesi için sicilden terkin edilen şirketin yeniden sicile tescilini talep etmekte haklı ve hukuki yararının bulunduğu görülmekle…”gerekçesi ile,
Davanın kabulü ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken 16/12/2015 tarihinde ticaret sicilinden tasfiye sonucunda kaydı terkin edilen …Ticaret Anonim Şirketi’nin İstanbul Anadolu 20.İş Mahkemesi’nin 2016/316 esas sayılı dosyası ile takip eden işlemler [icra takibi vb.] yönünden ek tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için yeniden ticaret siciline kayıt ve tesciline, tasfiye memuru olarak … (TC NO:…..)’nin atanmasına, masrafı yasal hasım konumundaki Ticaret Sicil Müdürlüğü dışındaki taraflardan alınmak suretiyle keyfiyetin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilanına,karar verilmiş ve karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesinde davacı tarafın İstanbul Anadolu 20.İş Mahkemesi 2016/316 E. sayılı dosyasında açmış olduğu hizmet tespit davasını gerekçe göstererek İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun … sicil numarasına kayıtlı tasfiye halinde ticaret sicilinden terkin edilmiş olan … A.Ş.’nin ihyasını ve müvekkilinin tasfiye memuru olarak atanmasını talep ettiğini,
İlk derece mahkemesinin şirketin ihyası ve …’nin tasfiye memuru olarak atanmasına İstanbul Anadolu 20.İş Mahkemesi’nin 2016/316 E. kayıtlı davanın halen derdest olduğu için haklı ve hukuki yararın bulunduğu görüp davacı lehine karar verdiğini, ancak işbu hizmet tespit davalarında 5510 sayılı Kanunun 86/9.maddesinde “Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.” şeklinde belirtildiğini,
İşbu kanun maddesinden anlaşılacağı üzere 5 yıl içerisinde açılması gereken hizmet tespit davası süresinde açılmamış olmasına rağmen şirketin ihyasını istemenin açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı bir karar olduğunu,
Davaya konusu…A.Ş.‘nin ihyası ve …’nin tasfiye memuru olarak atanması olup işbu davaya bakan mahkeme hukuka ve hakkaniyete aykırı bir karar verdiğini,
Bir şirketin ihya edilebilmesi için ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunan diğer kişi ve kuruluşlar haklı sebeplere dayanarak sicilden silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebileceğini,
Her ne kadar ilk derece mahkemesince İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi’nin 2016/316 E. dosyasında görülen davanın derdest olduğundan dolayı davacı lehine karar vermiş olsa da davacı tarafın 5 yıllık süreyi geçirmiş olup, dava şartı noksanlığından HMK m.115 göre dava usulden reddedilmesi gerektiğini,
Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere davacı tarafın İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2016/316 E. dosyasından kaynaklı haklı ve hukuki bir yararı olmadığını, tasfiye edilmiş bir şirketin ihyasını isteyebilmek için haklı bir sebep olması gerekeceğini, bu ifadelerden anlaşılacağı üzere İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1261 E. 2017/701K. verdiği kararı hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında talep doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1261 Esas 2017/701 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, ticaret sicilde tasfiye sonucu kaydı silinen şirketin ihyası istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince şirketin ihyasına karar verilmiş, verilen karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacı tarafından açılan dava; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 643.maddesi yollamasıyla aynı kanunun 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye istemine ilişkindir.
Belirtilen yasa maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Somut olayda davacı ile ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu, açılıp devam eden İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2016/316 Esas sayılı dosyasındaki davanın görülüp sonuçlandırılması için terkin edilmiş şirketin yeniden tescili zorunludur. Davacının açtığı hizmet tesbit davasında yapılacak yargılama sonunda davanının kabulune karar verildiği taktirde tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/1277 E.) TTK 547 maddesi kapsamında açılan davada ise zaman aşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değildir. Bu itibarla davalı vekilinin istinaf nedeni yerinde değildir.
İlk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı tasfiye memuru … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tasfiye memuru … tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tasfiye memuru … tarafından yatırılan 31,40.TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50.TL’nin davalı tasfiye memuru .. .den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı tasfiye memuru … üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 04/07/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.