Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/537 E. 2018/434 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/537
KARAR NO : 2018/434
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2017
DOSYA NUMARASI : 2017/547 Esas – 2017/1088 Karar
DAVA : Şirket İhyası
KARAR TARİHİ : 16/05/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; …nün … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde …Limited Şirketi ile …nün … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye halinde ….Limited Şirketi ‘ne yönelik olarak İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/291 E sayılı dosyası ile İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2014/357 ve
2014/435, 436, 437, 438, 439 E sayılı dosyalarında taraflar arasındaki davaların devam ettiğini, davalı tasfiye memurunun bunları bildiği halde, kötüniyetli olarak şirketlerin tasfiyelerini sonlandırıldığını, ayrıca davalı tasfiye memurunun yaptığı tasfiye nedeniyle İstanbul Anadolu 13. İcra Ceza Mahkemesi 2014/553 E sayılı dosyası ile ceza dava açıldığını ve mahkumiyet kararı verildiğini, işbu şirketlerin tasfiyesinin yapılması nedeniyle İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/291 E sayılı dosyasından ihya davası açmak üzere taraflarına iki haftalık süre verildiğini, davalı Tasfiye Memuru …’ın her iki şirketin de tasfiye memuru olduğunu beyanla, …. ve Brokerlik Hizmetleri Limited Şirketi ile Tasfiye halinde …. Limited Şirketi ‘nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; vekiledeninin TTK’nun 32 ve Ticaret sicil Yönetmeliğinin 34. maddeleri çerçevesinde hareket ettiğini, vekiledeninin mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, yapılan işlemde hukuka aykırılık olmadığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu beyanla, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tasfiye memuru …’a dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 28/12/2017 tarih ve 2017/547 Esas – 2017/1088 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … Şirketin ticaret sicilinden silinmesi işleminin kurucu değil, açıklayıcı nitelikte olduğunu, terkinden önce İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/291 esas sayılı dosyası ile İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2014/357-435- 436- 437- 438-439 esas sayılı dava dosyaları ile sicilden terkin edilen şirketler aleyhine davalar açıldığı, o halde tüm alacak ve borçlar tasfiye edilmeden tasfiyenin sonuçlandığının kabul edilemeyeceği, işbu ihya talebinde davacıların hukuki yararının bulunduğu, ihya koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne, …nün … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde …Limited Şirketi ile …nün … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye halinde… Limited Şirketi ‘nin ihyasına ve tasfiye memuru davalı …l’ın her iki şirket için yeniden tasfiye memuru olarak atanmasına, TTK’nun 547. Maddesi hükmü uyarınca kararın tescil ve ilanına karar vermek … ” gerektiği gerekçeleri ile;
” Davanın KABULÜNE,
1-) …nün…sicil nosunda kayıtlı TASFİYE HALİNDE …. LİMİTED ŞİRKETİ ile
…nün…. sicil nosunda kayıtlı TASFİYE HALİNDE …. LİMİTED ŞİRKETİ’nin sicil kayıtlarının yeniden İHYASINA,
2-)Tasfiye memuru davalı …. ın her iki şirket için yeniden tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuru için ücret taktirine yer olmadığına,
3-) Kararın ticaret sicil müdürlüğünde tescil ve ilanına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru …tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı Tasfiye Memuru … vekili istinaf dilekçesinde özetle; tasfiye edilmiş şirketlerden …. Limited Şirketi’ nin tasfiye haline girdiği tarihin 18.05.2012 olduğunu, borçlu ve alacaklılar için üç farklı tarihte ilan yapıldığını, 20.06.2013 tarihinde de tasfiye sürecinin sona erdiğini, … Hizmetleri Limited Şirketi’ nin ise 17.05.2012 tarihinde tasfiye sürecine girdiğini,
borçlu ve alacaklılar için üç farklı tarihte ilan yapıldığını, 26.02.2014 tarihinde de tasfiye sürecinin sona erdiğini,
Şirketlerin tasfiye sürecine girdiği tarihte aleyhlerinde açılmış hiçbir alacak davası mevcut olmadığını, alacak davasının, netice- i talep kısmında belli bir meblağın alacak olarak talep edildiği dava olduğunu, mezkur şirketler aleyhinde açılmış böyle bir dava olmadığı gibi salt tedbir gayesini istihdaf eden davaların da reddedildiğini, ret kararının ortada vaki bir alacağa istinaden açılmış alacak davası olmadığından tedbir kararına karşı verildiğini, tasfiye sürecinden evvel açılmış bir alacak davası olmadığı gibi tasfiye sürecinden sonra İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesi’ nde açılan davaların da tasfiye sürecinin sonlanmasına mani olacak vasıf ve mahiyette olmadığını, çünkü davacıların alacaklı olmadığını, dava açmada hukuki yararlarının mevcut olmadığını,
Tüm bunların haricinde bir an için ihya kararı verilse bile bu kararın mahdut ve muayyen bir şekilde verilebileceğini, sınırsız bir ihya kararı olamayacağını, yerel mahkemenin, mezkur şirketlerin ihyasına karar verirken hangi amaçla ihya kararı verdiğini yazmadığını, kanunun lafzı ve ruhu ile uyuşmayan bir şekilde sadece şirketlerin ihyasına karar verildiğini, böyle bir kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkilin tasfiye memuru olduğu şirketlerin tasfiyesinde usule aykırı bir durum olmadığı gibi davacıların tüm talep ve davaları da birlikte mütalaa edildiğinde şirketlerin ihyasını gerektirecek bir durum olmadığının görüleceğini beyanla;
Yerel mahkeme kararının istinafen kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talepleri gibi davanın reddine, incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava, ticaret sicil kaydı silinen şirketlerin ihyası istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince şirketlerin ihyasına karar verilmiş, verilen karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacılar tarafından açılan dava; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 643.maddesi yollamasıyla aynı kanunun 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye istemine ilişkindir.
Belirtilen yasa maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Somut olayda davacılar ile ihyası talep edilen şirketler arasında devam eden İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/291 esas sayılı dosyası ile İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesinin 2014/357 ve 2014/435, 436, 437, 438, 439 E sayılı dosyalarındaki davaların görülüp sonuçlandırılması için terkin edilmiş şirketlerin yeniden tescili zorunludur.
Bu nedenle ; ilk derece mahkemesinin ihya kararı doğru ise de; talep Türk Ticaret Kanununun 547.maddesinde düzenlenen ek tasfiye istemine ilişkin olup, İhya kararının, yapılacak ek tasfiye işlemiyle sınırlandırılması gerekir. Aksi takdirde, tüzel kişiliği sona erdirilmiş bir şirkete kalıcı bir şekilde tekrar tüzel kişilik kazandırılması söz konu olur ki, bu durum da TTK’nın 547.maddesinin amacına ve kamu düzenine aykırı olur.
İlk derece mahkemesince herhangi bir sınırlama yapılmadan ihya kararı verildiğinden davalı tasfiye memurunun bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının 353/1-b/2 maddesi gereğince düzeltilerek görülmekte olan davalarla sınırlı olarak ihya kararı verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A) Davalı Tasfiye Memuru … vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile; İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 28/12/2017 tarih ve 2017/547 Esas – 2017/1088 Karar sayılı kararının HMK’ nın 353/1-b/2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve dairemizce yeniden hüküm kurularak;
Davanın KABULÜNE,
1-) …’ nün ..sicil nosunda kayıtlı TASFİYE HALİNDE…. LİMİTED ŞİRKETİ ile,
…’ nün ….sicil nosunda kayıtlı TASFİYE HALİNDE … LİMİTED ŞİRKETİ’nin, İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/291 esas sayılı dosyası ile İstanbul Anadolu 18.İş Mahkemesinin 2014/357, 435,436,437,438,439 esas sayılı dosyalarında görülmekte olan davalar ve bu davaların müteakip işleriyle sınırlı olmak üzere sicil kayıtlarının İHYASI ile ticaret siciline TESCİL VE İLANINA,
2-)Tasfiye memuru davalı ….’ ın her iki şirket için yeniden tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuru için ücret taktirine yer olmadığına,
3-) Kararın ticaret sicil müdürlüğünde tescil ve ilanına,
4-) İlk derece Mahkemesi yönünden; Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
5-)İlk Derece Mahkemesi yönünden; Davacı yanca yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 31,40 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 42,60 TL davetiye gideri olmak üzere toplam 110,00 TL yargılama giderinin Tasfiye Halinde. İşletim ….. Şirketi ile Tasfiye halinde …. Limited Şirketi’nin tasfiye memurundan alınarak davacılara verilmesine,
6-)Davacı kendisini duruşmalarda bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.980,00.-TL maktu vekalet ücretinin Tasfiye Halinde … . Limited Şirketi ile Tasfiye halinde …. Limited Şirketi’nin tasfiye memurundan alınarak davacıya verilmesine,
7-)… yasal hasım olup, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine masraf ve vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
8-)Davacıların-davalıların gider/delil avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde iadesine,
9-İstinaf yönünden sarf edilen 14,00 TL tebligat ücreti ile 31,5 TL dosya gidiş – dönüş masrafının davacı avansından karşılandığı anlaşılmakla; bu masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tasfiye memuru tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL başvuru harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tasfiye memuruna iadesine,
11-İstinaf yönünden davalı tasfiye memuru tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı tasfiye memuruna verilmesine,
12-İstinaf yönünden yatırılan bakiye gider avansı varsa karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 16/05/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.