Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/529 E. 2019/506 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/529 Esas
KARAR NO : 2019/506 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/264 Esas 2017/1354 Karar
TARİH: 07/12/2017
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 10/04/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin dava dışı …Tic. Ltd. Şti. mallarını sigortaladığını, davaya konu malların çalındığını ve davalı şirketin de bu malların taşıma işlerini üstlendiğini, müvekkilinin hırsızlık olayından dolayı … şirketine ödeme yaptığını ve sigortalısının halefi olduğunu, davalının nakliyeci olması sebebiyle sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 115.849,00.TL tazminatın 03/12/2014 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, masraf ve avukatlık ücreti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin 18.04.2013’de yapılan anlaşma çerçevesinde …. Tic. Ltd. Şti.’ne ait ürünlerin İtalya-Türkıye arasında taşınması konusunda anlaştığını, müvekkilinin de bu anlaşma uyarınca başka bir nakliyeciden araç talep etliğini ve bu şirketin müvekkili adına navlun faturası da düzenlediğini, davalıya navlun faturası kesen … Nakliyatın yönlendirmesiyle müvekkilinin …. teklif verdiğini ve …. kabulü üzerine düzenlenen belgelerle taşıma işi ile ilgili işlemlerin yapılmaya başladığını, müvekkilinin anlaştığı şirketin ise İtalya taşıma ayağı için …. unvanlı şirketle anlaştığını, bu şirketten gelen yazı ile taşıma işi yapan aracın çalındığının ve ilgili mercilere durumun ihbar edildiğinin bildirildiğini, bu durum üzerine her ne kadar taşıma işini yaptıran …. tarafından müvekkiline bir ihtarname keşide edilmiş ve zararının tazmini istenmiş ise de müvekkili somut olayda kusurlu olmadığından talebe olumsuz yanıt verdiğini, nitekim gümrükten çekilemediği bildirilen malların da evrak hatasından kaynaklandığının ortaya çıktığını, davacının sigortalısının uğramış olduğu zararda müvekkilinin kusurlu olan taraf olmadığını, sadece taşıma işi komisyonculuğu görevi gördüğünü, bu nedenle kusurlu olmadığı halde zarardan sorumlu tutulamayacağını, kaldı kı davacının rücu konusu yaptığı alacağın zaten zaman aşımına da uğradığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/12/2017 tarih 2015/264 Esas 2017/1354 sayılı kararında;”Davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına aralarındaki poliçe ilişkisi nedeniyle rizikonun oluşmasından sonra Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 10/11/2014 tarihli kararı ile belirlenen sigorta tazminatını ödemiş olduğu anlaşıldığından “halefiyet” koşullarının somut uyuşmazlıkta gerçekleşmiş olduğu; taşıma işini üstlenen davalının “taşıma süresi içerisinde naklini üstlendiği eşyayı gözetim sorumluluğu altında olması ve taşıma süresi içerisinde taşıdığı eşyaya gelecek zararlardan sorumlu olması” genel ilkesi gereğince yukarıda açıklanan hırsızlık olayı nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğu ve davalının herhangi bir kurtuluş beyyinelerinin bulunmadığı anlaşıldığından, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına ödemiş olduğu hasar tazminatının tahsili talepli davada bilirkişi incelemesi ile belirlenen miktar gözetilerek (taşıyıcının sorumlu olduğu tazminatın poliçe kuru üzerinden belirlenmesinin taşıyıcının gerçek zarardan sorumluluğu ilkesine aykırı olması, tazminat için zararın doğduğu tarihteki TL kurunun esas alınması gerektiği yönündeki Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince yapılan hesaplama gereğince) …”gerekçesi ile, Davanın kısmen kabulü ile, 97.647,58 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesince gerekçeli kararda itiraz edilen bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulduğunu, itiraz dilekçelerinde hasar hesaplaması yapılırken taşıyıcının sorumlu olduğu, tazminatın zararın doğduğu tarihteki kurdan değil, sigortalıya ödeme yapıldığı kur karşılığı dikkate alınarak yapılması ve tahkim komisyonunda yapılan masraf kaleminin de hesaplamada dikkate alınmadığı bahsedilmiş olup, bu eksiklikler dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın talep gibi kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/264 Esas 2017/1354 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK 355. Maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, emtia nakliye sigorta tazminatı rücu istemine ilişkindir. Dava dışı sigortalı …. Tic. Ltd. Şti vekili tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruda bulunarak, Nakliyat Sigorta Poliçesi ile sigortalanan müvekkiline ait İtalya’dan Türkiye’ye taşınması sırasında mobilya emtiasının bir kısmının zayi olduğu, ancak sigorta şirketince oluşan zararının karşılanmadığı bildirilmek suretiyle, 41.573,70 EURO ‘nun sigorta şirktendinden tahsiline ilişkin karar verilmesi talep edilmiştir.Sigorta tahkim Komisyonunca, 10/11/2014 tarih ve 2014/ E. 3734.48 sayılı kararı ile; talebin kabulü ile, 41.573,70 EURO’ NUN, sigorta şirketi tarafından başvuru sahibine ödenmesine, yargılama gideri 300.TL’nin, sigorta şirketi tarafından başvuru sahibine ödenmesine karar verildiği, bu karara dayalı olarak, sigorta şirketince sigortalıya ödeme yapıldığı, sonrasında da davacı sigorta şirketi tarafından davalı taşıyıcı şirkete karşı rücuen tazminat istemine ilişkin eldeki davanın açıldığı görülmüştür. İstinaf konusu uyuşmazlık, davalının ödeyeceği tazminatın miktarının nasıl belirleneceği noktasında toplandığı görülmüştür. Davacı vekili tarafından tazminatın miktarının belirlenmesi yönünde tahkim komisyonunun kararını sunmuştur. Olay sonrası eksperin düzenlemiş olduğu raporda, zararın 41.573,70 EURO olarak belirlendiği, tahkim komisyonuna başvuru tarihindeki TCMB efektif satış kurunun karşılığı 118.027,73 TL olduğu, davacı sigorta şirketi tarafından tahkim komisyonuna başvuru tarihindeki kur üzerinden sigortalısının 41.573,70 EURO zararını karşıladığı ve sonrasında, 115.849,00 TL dava değeri üzerinden davalıya karşı işbu rücuen tazminat davasını açtığı görülmüştür. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere sigortalının zararın doğduğu tarihteki kur esas alınarak bulunacak TL karşılığında zararın belirlenmesi gerektiği gözetildiğinde mahkemece , zayi olan emtianın teslim edilmemesi üzerine yapılan ihbar üzerine bu durumun tutanağa bağlandığı 30/04/2013 tarihi itibariyle TCMB döviz alış kuru ile ( 41.578,70 EUROx2.3485 TL) olmak üzere 97.647,58 TL üzerinden tazminata hükmedilmesinin yerinde olduğu görülmekle, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili tahkim komisyonunda yapılan 300,00 TL yargılama giderinin ret edilmesini de istinaf sebebi olarak göstermiştir. Tahkim komisyonuna sigortalısının başvurmasına kendisinin sebebiyet verdiği, bu nedenle bu yargılama giderini rücu hakkı olmadığı görülmekle, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/04/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.