Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/528 E. 2018/489 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/528 Esas
KARAR NO : 2018/489 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/1010 Esas
TARİH : 20/02/2018 (Ara Karar)
TALEP : İhtiyati Tedbire İtiraz ve Tedbirin Değiştirilmesi
KARAR TARİHİ : 23/05/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile, davaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğünün… Esas, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün .. Esas ve Bakırköy .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takiplerinin olayın özellikleri de dikkate alınarak teminat alınarak durdurulmasına, olmadığı takdirde icra veznelerine yatacak paraların dava sonuna kadar davalılara veya alacağı devretmeleri halinde temlik alanlara ödenmesinin yasaklanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi 13/12/2017 tarihli ara kararı ile, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin İİK mad.72/3 kapsamında değerlendirilerek Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yatacak paranın %5 teminat karşılığında alacaklısına ödenmesinin önlenmesine, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası incelendikten sonra o yönden de değerlendirme yapılmasına karar verilmiştir.
Davacılar vekili itiraz dilekçesi ve 30/01/2018 tarihli duruşmaki beyanı ile, aynı mahkemenin 2016/523 Esas sayılı dosyasının menfi tespit içerikli olup, o dosyada tedbir talebi oluşturulduğunu, davanın açıldığı 24/05/2016 tarihinden sonra davalı yan yani aleyhine ihtiyati tedbir talep ettikleri tarafın senetleri yasayı dolanarak birlikte yaşadığı kişiye devrettiğini, bu süreçte talep ettikleri ihtiyati tedbirin mahkemece İİK 72/3 çerçevesinde kabul edildiğini, aynı mahkemenin 2016/523 Esas sayılı dosyası ve açılan ceza davası da gözetilerek itirazlarının değerlendirilmesine ve tedbir ara kararının İİK 72/2 çerçevesinde oluşturulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ve 30/01/2018 tarihli duruşmadaki beyanı ile; önceki beyanlarını tekrar ettiklerini, davacı yanın muvazaa iddiasının yerinde olmadığını, nakden düzenlenen senetlerde temel ilişki ödünç ilişkisi olduğunu, davacı yanın talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 20/02/2018 tarih 2017/1010 Esas sayılı ara kararında;
“İİK’nın 72/2.m. “icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir” şeklinde düzenlenmiş olup, 72/3.m. ise “icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” şeklinde düzenlenmiş olup, davacı eldeki davayı takip tarihinden sonra açtığından ve dava konusu olmayan takip dosyası yönünden eldeki dosyada tedbir kararı verilmesi hukuken mümkün olmadığından…”gerekçesi ile,
İtirazın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile,
İşbu davadan önce ilk derece mahkemesinin birleşen 2016/523 Esas sayılı davası açıldıktan sonra davalı …’ın halen beraber yaşadığı eski eşi …’e söz konusu senetleri muvazaalı olarak ciro ederek hukuka aykırı ve kötüniyetli şekilde icra takipleri başlattığını,
Davalıların aynı çatı altında beraber yaşamakta olup işbirliği içinde müvekkilini zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli ve muvazaalı olarak hareket ettiklerini,
Söz konusu icra takipleri durmadığından müvekkillerinin mal varlıklarına hacizler yapıldığı ve müvekkilinin aracının satıldığı ve şuanda da babasından kalan ev satışa çıkarıldığını, müvekkillerinin telafisi mümkün olmayan zararlarla karşı karşıya kalmak üzere olduğunu,
Davalı şüpheliler …, … ve ..aleyhlerine “bedelsiz senedi kullanma” suçundan dolayı TCK’nın 156/1 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Bakırköy 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/15 Esas sayılı dosyasıyla kamu davası açıldığını,
İlk derece mahkemesi tarafından ihtiyati tedbir isteminin İİK’nın 72/3.maddesi gereğince reddedilmiş ise de, mahkemenin gerekçesinin somut olaya uymadığını, daha önce davalı – alacaklı … tarafından aynı senetlerle ilgili takiplerden dolayı müvekkili tarafından aynı mahkemenin 2016/523 Esas sayılı davasında verilen ihtiyati tedbir kararından ve infazından sonra buna muhalefet ederek senetlerin işbu davanın davalılarından …’ın boşandığı ancak halen ve geçmişte de birlikte yaşadığı …’e ciro edilmek suretiyle yeniden takiplere konduğunu,
Tarafların kötü niyetli oldukları ve kanuna karşı hile uyguladıkları sabit olup TMK’nın 2. maddesi uyarınca bu kötüniyetin korunmasının mümkün olmadığını, davaya konu takiplerin daha önce açılan menfi tespit davasının dayanağı takibin hileli olarak devamı mahiyetinde olduğundan somut olayda İİK’nın 72/3 değil 72/2.maddesinin tatbikinin gerektiğini,
Birleşen 2016/523 Esas sayılı davada davalıların ihtiyati tedbir kararına muhalefet ettiklerinden bahisle haklarında tedbire muhalefetten karar verilmesi talep edilmişse de, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğini, söz konusu davada yatırılan teminatın verilen tedbirin bir hükmü bulunmadığından bir öneminin de kalmadığını,
Mahkemeden diğer taleplerinin birleşen davada müvekkili … tarafından yatırılan teminatın talip yapılamayacağına yönelik ihtiyati tedbir kararına rağmen davaya konu takiplerin yapılmış olması karşısında bu dosya için geçerli sayılması yönündeki istemleriyle ilgili ise herhangi bir karar verilmediğini, bu nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak, İİK’nun 72/2.maddesi uyarınca davaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas ve Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra takiplerinin mahkemenin aynı takipler ve davaya konu senetlerle ilgili olarak mevcut delil durumuna binaen teminat alınmaksızın veya bu istem yerinde görülmediği takdirde mahkemenin birleşen 2016/523 Esas sayılı davasında vermiş olduğu ihtiyati tedbir için hükmedilen ve müvekkili … tarafından yatırılan teminatın bu dava için de geçerli sayılmak suretiyle durdurulmasına ve 3. Kişilere alacağın devrinin yasaklanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1010 Esas sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı İİK 72 .maddesi uyarınca açtığı eldeki davada dava konusu bonolardan ötürü davalılara borçlu olunmadığının tespiti ile bonoların takip konusu yapıldığını ileri sürdüğü Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E., Bakırköy…. İcra Müdürlüğünün…E., Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …E. sayılı icra takiplerinin tedbiren durdurulması, olmadığı takdirde icra veznesine yatırılacak paranın dava sonucuna kadar davalılara ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir talep ettiği, ilk derece mahkemesince 13.12.2017 tarihli ara karar ile “İİK’nun 72/3.maddesi gereğince Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … ve Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün… sayılı takip dosyalarına yatacak paranın %15 teminatla alacaklıya ödenmesinin tedbiren önlenmesine, Bakırköy ….İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosya yönünden ise, bu dosya incelendikten sonra bir değerlendirme yapılmasına” karar vermiştir. Bu surette davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü kısmense zımnı olarak reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilince ilk derece mahkemesinin tedbir kararının kapsamı yönünden talebi dışında kalan isteminin zımnı reddi yönüyle istinafı mümkün iken süresinde istinaf edilmediği, bu karara karşı itirazda bulunarak, “davaya konu icra takiplerinin müvekkili tarafından ilk açılan 2016/523 E.sayılı davanın açıldığı 24 Mayıs 2016 tarihinden sonra olduğunu, olayda, icra takibinden sonra değil, önce açılan bir 2016/523 E.sayılı davanın bulunduğunu ,aynı mahkemedeki 2016/523 E. sayılı bu menfi tespit dosyasında mahkemece 24.05.2016 tarihinde İİK’nın 72/2 maddesi gereğince %15 teminatla bonoların icra takibine konulmaması yönünde tedbir kararı verildiğini, bu tedbir kararından sonra, senetlerin 3’ünün muvazaalı olarak temizlik ve ciro edilip icraya konmuş oluşu nedeniyle bu davada artık İİK’nun 72/3 maddesi söz edilemeyeceğini, bonoların ticari ilişki için düzenlediğini” iddia ile her 3 icra takibi için 2016/523 E. sayılı dosyada yatırılan teminat bu dava içinde geçerli sayılarak, takiplerin bu dava yönünden de durdurulmasını, olmadığı takdirde aynı şartlarda icra veznesine yatırılacak paraların dava sonuna kadar davalılara ödenmesinin tedbiren önlenmesini istemiş, bu sırada 2016/523 E. sayılı dosya bu dava dosyası ile birleştirildikten sonra itiraz ve değişiklik talebi mahkemece 20.02.2018 tarihli ara karar ile reddedilmiştir. Davacı vekilince bu ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
HMK 341. maddesinde “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine veilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” denilerek hangi kararlara karşı istinaf başvurusunda bulunulabileceği hüküm altına alınmıştır.
HMK 394 maddesinde aleyhine tedbir kararı verilenler ile tedbir kararından etkilenen 3. Kişilerin tedbir kararına itiraz edebilecekleri düzenlenmiş olup, maddenin 5. fıkrasında da bu yöndeki itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Bu yasal düzenleme ve açıklamalara göre; ilk derece mahkemesince davacı vekilinin talebi üzerine 13.12.2017 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararına yine davacı yanın itirazı üzerine verilmiş olduğu anlaşılan 20.02.2018 tarihli itirazın reddi yönündeki ara kararın teknik olarak HMK 394. maddesi kapsamında ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilmiş ve davacı tarafından istinaf edilebilecek nitelikte karar olmadığı anlaşılmaktadır.
Buna göre HMK 394- 341 maddeleri de dikkate alındığında davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nun 394, 341 ve 352. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılar tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL harç istinaf eden davacılar tarafından yatırılmış olduğundan, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 25/05/2018 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.