Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/525 E. 2019/332 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/525 Esas
KARAR NO : 2019/332 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/889 Esas 2017/1038 Karar
TARİH : 04/12/2017
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 06/03/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili banka ile dava dışı … Ltd. Şti. arasnda imzalanan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmeleri uyarınca adı geçen şirkete muhtelif krediler kullandırıldığını, davalının ve dava dışı … ile … bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, sözleşmeye göre kullandırılan kredilerin geri ödemesinin yapılmaması nedeniyle hesabın kat edilerek Zeytinburnu ….Noterliği’nin 03/08/2016 tarihli ihtarının gönderildiğini ve borcun ödenmesinin istendiğini ancak yine ödeme yapılmaması nedeniyle bu kez alacağın tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının süresi içinde borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu ileri sürerek, icra takibinden sonra dava dışı şirket tarafından müvekkili bankaya borca mahsuben 50.000,00 TL miktarındaki çek verilmesi nedeniyle 50.000,00 TL’nin tenzili ile davalının icra dosyasındaki haksız itirazının 106.340,53 TL üzerinden iptaline, takibin devamına, alacağın % 20′ si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının iki ayrı genel kredi sözleşmesine dayandığını ve müvekkilinin sadece bir sözleşmede müteselsil kefil olduğunu, zira müteselsil kefil olduğu tarihte krediyi kullanan dava dışı şirketin hissedarı olduğunu ancak Eyüp …. Noterliği’nin 14/10/2015 tarihli Hisse Devri Sözleşmesi ile şirketteki hisselerini … sattığını, bu devrin sicile tescil ve ilan edildiğini ve şahsi kefaletin iptali için Eyüp … Noterliği’nin 07/03/2016 tarihli ihtarnamenin davacı bankaya gönderildiğini, dava konusu olan kredilerin müvekkilinin şirketteki hisselerini devretmesinden sonra kullandırılan krediler olduğunu, hisseleri devretmesinden sonra imzalanan ikinci sözleşme kapsamında kullandırılan bu kredilerden dolayı sorumlu olmayacağını, zira anılan sözleşmede müteselsil kefil sıfatının bulunmadığını savunarak, haksız davanın reddini istemiş ve % 20 oranındaki icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 04/12/2017 tarih 2016/889 Esas 2017/1038 sayılı kararında;”…davacı bankanın takip konusu yaptığı gayri nakdi çek kredisinden kaynaklanan alacak yönünden davalıdan isteyebileceği miktarın toplam 1.380,69 TL olduğu, çek iskonto iştira hesabından ve ticari kredi kartından kaynaklanan alacağını davalıdan istemesinin mümkün bulunmadığı, gayri nakdi alacak yönünden de sadece bir adet çek yaprağı olan 1.290,00 TL ‘nin deposunu isteyebileceği, davalının icra dosyasındaki itirazının nakdi alacak yönünden toplam 1.380,69 TL, gayri nakdi alacak yönünden de 1.290,00 TL için haksız olup iptali gerektiği sonucuna varılmış ve kabul edilen nakdi alacağın % 20’si oranımdaki icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekmiş…”gerekçesi ile, Davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün… E.sayılı dosyasında çek kredisinden kaynaklanan Nakdi Alacak Yönünden;1.290,00 TL asıl, 86.38 TL faiz, 4.31 TL faizin %5 oranındaki gider vergisi ki toplam 1.380,69 TL için itirazının iptaline, Asıl alacak 1.290,00 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %54 oranındaki temerrüd faizi ve faizin %5’i oranındaki gider vergisinin uygulanmasına,Gayrinakdi Alacak Yönünden; 1.290,00 TL çek yaprağı bedelinin davacı bankanın Maltepe Topkapı şubesinde faiz getirmeyen bir hesapta davalı tarafından depo edilmesini teminen takibin devamına,Kabul edilen nakdi alacağın %20’si oranında hesaplanan 276,13 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Nakdi ve Gayrinakdi alacak yönünden fazla istemin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesince reddedilen kısım yönünden oluşturulan gerekçenin haksız olduğunu,Çek kredisinden kaynaklanan nakdi alacağın, kabul edilenin üzerinde olduğunu, zira mahkemece kabul edilen kısmın takip tarihinde deposu talep edilen gayrinakdi riskin dava tarihine dek nakde dönüşen kısmı olduğunu, Dava tarihinden önce müvekkili bankaca ödemesi yapılan 6 adet çek yaprak bedelinin kararda yer almaması ve halihazırda müvekkili bankanın gayrinakdi riskini oluşturan 7.690,00.TL’ye tekabül eden gayrinakdi risk tutarının davalıya yükletilmemesinin hiçbir gerekçesi bulunmadığını, Çek iskonto iştira kredisinden kaynaklanan banka alacağının, rotatif kredi limitine bağlı olup davalı / borçlu ile imzalanan kredi sözleşmesi dahilinde kullandırıldığını, Karara dayanak teşkil eden bilirkişi raporuna itirazlarında belirtildiği üzere, yeni bir kredi sözleşmesi imzalanması, eski tarihli sözleşmede kefaleti bulunan kişilerin kefaletinden kurtulmalarını sağlamadığını, müvekkili banka uygulamasında her bir genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi çatı sözleşme niteliğine haiz olup, bu kredi sözleşmesinden sora imzalanan sözleşmelerin birbirinin uzantısı niteliğinde olduğunu, Dava dışı asıl borçlu firmaya kullandırılan iskonto iştira kredisinin davalının da kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu çerçeve nitelikteki kredi sözleşmesine istinaden açıldığını, bu kredinin rotatif olup sonradan iştira limitinde herhangi bir artış olmadığı, mevcut rotatif limit içinden kullandırım olduğunu, bu halde anılan kredinin davalının kefaleti kapsamında kullandırıldığına şüphe bulunmadığını, belli bir limit dahilinde borçlu tarafından dilediğinde kullanılan bu kredilerin, zaman zaman artıp azabileceğini, hatta sıfırlanabileceğini ve limit sınırlarına dayanabileceğini, bu durumun kredilerin kapatıldığı anlamına gelmediğini, buna karşın bilirkişilerce ve akabinde mahkemece kredilerin sıfırlandığı tarihlere bakılarak anılan tarihlerde krediler kapandığı ve akabinde yeni kullanımda bulunulduğunda yeni bir kredi açılmış gibi değerlendirme yapılmış olmasının taraflarınca kabul edilmediğini, buna ilişkin Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2014/5061 Esas 2014/8855 Karar sayılı dosyasında verilen 07/05/2014 tarihli ilam bulunduğunu, İlk derece mahkemesinin kararının genelinde asıl borçlu dava dışı firmaya 31/08/2015 tarihinden sonra kullandırılan kredilerden davalının sorumlu olmadığı kabulü bulunduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalının ikinci kredi sözleşmesinin imzalanmasından sonra kullandırılan kredilerden sorumluluğunun olmadığının kabul edildiği halde dahi, bu kabulün çek iskonto / iştira krediler bakımından geçerli olmayacağını, zira çek iskonto iştira kredilerinin belirtildiği üzere rotatif kredi limitine bağlı olmakla, bu limitin davalının imzaladığı kredi sözleşmesinde açıldığını, davalının kefaletine güvenerek asıl borçlu firma lehine açılan iskonto iştira kredisinden bu kez davalının sorumlu olmadığını kabul etmenin, müvekkili banka aleyhine haksız bir durum ihdas edilmesi anlamına geleceğini, buna ilişkin Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2014/1863 Esas 2014/4704 Karar 11/03/2014 tarihli kararının bulunduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin tüm alacak yönünden devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/889 Esas 2017/1038 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi borcundan dolayı müteselsil kefil davalı hakkında yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Davaya konu takip, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında imzalanmış olan 2 adet genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan gayrı nakdi çek kredisi, çek iskonto iştira kredisi, ticari kredi kartı hesabından kaynaklanan nakdi alacak ile çek yaprağı yasal yükümlülük bedelinden kaynaklı gayrı nakdi alacaktan oluşmaktadır.Dosya içinde bulunan genel kredi sözleşmelerinden davadışı asıl borçlu şirket ile davacı arasında 02/08/2013 tarihinde 500.000 TL bedelli genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeyi davalının müteselsil kefil olarak imzaladığı, yine dava dışı şirket ile davacı arasında 31/08/2015 tarihli 1.250.000 TL bedelli genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmede davalının imzasının bulunmadığı, davalının asıl borçlu şirket ortaklığından 20/10/2015 tarihli ve 23/10/2/15 tarihli ticaret sicil gazetesinde tescil edilen kararla ayrıldığı, hisse devir işleminin ve davalının asıl borçlu şirket lehine kefilliklerinin son bulduğunun 07/03/2016 tarihli ihbarname ile davacı bankaya bildirildiği anlaşılmaktadır.Takibe konu borçlardan mahkemece kabulüne karar verilen karşılıksız çıkan çek nedeniyle davacı bankanın ödemek zorunda kaldığı yasal bedelden kaynaklı çek kredisi alacağı dışında kalan diğer kredilerin davalının imzasının bulunmadığı 31/08/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı, 31/08/2015 tarihli yeni genel kredi sözleşmesi imzalanmadan önce asıl borçlu şirketin kredi kartı borcunun kapatıldığı, takip dayanağı çek iskonto iştira kredisinin bu sözleşme kapsamında kullandırıldığı, kabulüne karar verilen çekler dışında kalan çeklerin de 31/08/2015 tarihli GKS kapsamında asıl borçlu şirkete verildiği, davacı bankanın asıl borçlu şirketle 02/08/2013 tarihli imzaladığı GKS’de davalının müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, davalının asıl borçlu şirket ortaklığından ayrılmasından sonra asıl borçlu şirketin bu GKS ile kullandığı kredilerin kapatıldığı, davacı banka ile asıl borçlu şirket arasında 31/08/2015 tarihli yeni bir GKS imzalandığı, bu genel kredi sözleşmesinde önceki sözleşmelerin devamı niteliğinde olduğuna ilişkin bir kaydın belirtilmediği, bu sözleşmede davalının imzasının bulunmadığı, yeni imzalanan kredi sözleşmesi gereğince kullandırılan kredi borcundan dolayı davalının sorumlu tutulamayacağı (Yargıtay 19 HD’nin 2018/2231-6498 E.K.; 2016/20198 E., 2018/5840 K.; 2016/20187 E., 2018/5839 K.; Yargıtay 11. HD’nin 2017/785 E., 2018/6287 K. sayılı kararları da bu yöndedir) anlaşılmakla mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 06/03/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.