Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/508 E. 2019/260 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/508 Esas
KARAR NO : 2019/260 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/1108 Esas 2018/97 Karar
TARİH: 08/02/2018
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 20/02/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalıların … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin yönetim kurulu üyeleri olduklarını, … sermayesini temsil eden payların %80’inin İstanbul merkezli …Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne devretme konusunda mutabakata varıldığını, kalan %20’lik payın davacı üzerinde kaldığını, … şirketinin 2013 yılı sonunda … %80 oranındaki payının iktisap edilmesi konu ve amacıyla Dubai, …Limited unvanlı finans kurumu tarafından kurulduğunu, dolayısıyla … sermayesinde hakimiyetin … olduğunu, davalıların tamamına yakınının adı geçen şirkette yönetici ve ortak olduğunu, … yönetim ve hakimiyetinin el değiştrmesine müteakip şirketin zarara uğradığını, bundan da davalıların sorumlu olduğunu, … , … teşkil eden diğer üç anonim şirketle TK.nun 155/1 maddesi hükümlerine aykırı şekilde birleştirildiğini, … altındaki …Ticaret A.Ş.’nin birleşmeye katılabileceği YMM raporları ile ispatlanamadığını, kolaylaştırılmış birleşme koşullarının oluşmadığını, mevcut olmadığı halde kolaylaştırılmış birleşme koşullarının uygulanmasının ağır kusur oluşturduğunu, davalıların basiretsiz işleri nedeniyle … süratle borca batık şirket haline geldiğini, 2014 faaliyet yılının başlangıcından itibaren …Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim kurulu’nda farklı tarihlerde üye sıfatıyla yer almış davalıların ağır kusurlu işlem ve eylemleri dolayısıyla şirkete vermiş oldukları zararlar nedeniyle fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000.000,00.TL zararın davacılardan alınarak şirkete ödenmesine, 2014-2015-2016 faaliyet yılları dahilinde …Sanayi Ve Ticaret A.Ş.’yi milyonlarca TL eksik seviyede öz kaynak ve milyonlarca TL seviyede yükümlülük ile borca batık bir anonim şirkete dönüştüren davalıların ağır kusurlu işlem ve eylemlerine ilişkin emredici kaidelere riayet etmemeleri nedeniyle …Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne kamu menfaati adına kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, Mahkemenin davaya bakmakta yetkili olmadığını, sorumluluk davalarında birden fazla davalı için ortak yetkili mahkemeyi düzenleyen TTK. 561. maddesine göre … merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiğini, müvekkillerinin 2014 yılındaki işlemlerden dolayı 30/03/2016 tarihli 2014 yılı olağan genel kurul toplantısında ibra edildiğini, TTK.nun 558/2. maddesinde düzenlenen 6 aylık hak düşürücü süre geçmiş olduğundan müvekkilerinin ibra edildikleri 2014 yılı işlemleri sebebiyle sorumlu tutulabilmelerinin mümkün olmadığını, … 20/11/2015 ve 12/07/2016 tarihli genel kurulunda alınan sermaye arttırım kararlarının hukuka uygun olduğunu, sermaye arttırım kararının genel kurula ait olduğunu, müvekkillerinin yönetim kurulu üyeleri olduğundan sermaye arttırımı hususunda sorumlu olmadıklarını, … , … ile birleştirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını, birleştirmeye katılan şirketlerin ortaklarından hiç birinin 2 aylık hak düşürücü süre içinde birleştirme kararına karşı dava açmadığını, birleşme işleminin 2014 yılı içinde gerçekleşmiş olup ibra tarihinden itibaren 6 aylık hak düşürücü süre içinde dava açılmadığından davacının bu işlemlerle ilgili sorumluluk davası açma hakkının bulunmadığını, zaman aşımı def’inde bulunduklarını, ayrıca davacının birleşme işlemine bizzat onay verdiğini, TTK.nun 192. maddesi anlamında sıfattan yoksun olduğunu, birleşmeden dolay zarara uğranıldığından bahsedilemeyeceğini, bilançolarda … borca batık olduğuna dair bir tespit bulunmadığını, davacının hiç bir dayanağı olmayan farazi hesaplamalarla … gerçekleştirilen 20/11/2015 tarihli sermaye arttırımına ilişkin öne sürdüğü iddiaların reddi gerektiğini, davacının müvekkilleri aleyhine sorumluluk davası ikame etmesinin hukuki dayanağının bulunmadığını savunarak, kesin yetkili mahkemenin Susurluk Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğundan yetkisizlik kararı verilmesine ve yetkisizlikle davanın reddine, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle zaman aşımı def’i nedeniyle davanın reddine ve esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 08/02/2018 tarih 2016/1108 Esas 2018/97 sayılı kararında;”Dava, TTK 555 gereğince şirket ortağı olan davacının şirket zararının tazmini için açtığı sorumluluk davasına ilişkindir.Davacı …’ün, … Ticaret A.Ş nin şirket ortağı eski yönetim kurulu başkan vekil ve % 14,65 payının sahibi olduğu Davalıların ise …Sanayi ve Ticaret A.Ş nin %85,35 payının sahibi … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi nin (Dubai, … Limited ) ortakları olup, bu nedenle yönetim kurulu üyesi oldukları, Davalılar vekilinin ilk itiraz olarak cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş ve yetkili olarak … Sanayi ve Ticaret A.Ş nin şirket merkezinin bulunduğu Susurluk Asliye Ticaret Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi) nin yetkili olduğunu bildirdiği, Dosya içine … Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin ticaret sicil kaydının alındığı, davalıların yönetim kurulu üyeleri olduğu, şirket merkezinin Organize Sanayii Bölgesi Susurluk/Balıkesir olduğu, şirket pay defteri örneğinden ise tarafların şirket ortağı-yönetim kurulu üyesi oldukları,TTK 561 maddesinde “sorumlular aleyhinde şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde dava açılabilir” hükmünün mevcut olduğu, Bu hükmün özel yasa niteliğinde bulunan TTK ile yapılan düzenlemeyi açıklamakta olup seçimlik yetki olarak kabul edildiğini,6100 sayılı HMK nun 14/2 maddesinde ise “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmü bulunduğunu, HMK’nın genel yasa olduğu, ayrıca HMK da şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkisi kesin yetki olarak açıklandığı, dolayısıyla kesin yetkinin kamu düzenine ilişkin olup mahkemece res’en gözetileceği,Somut olayda; …. Ticaret Anonim Şirketi ‘nin merkezinin Susurluk’ta olduğu, şirketin ortağı-üyeleri arasındaki sorumluluk davasında kesin yetki kuralı gereği şirket merkezinin bulunduğu Susurluk Asliye Ticaret Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi) nin yetkili olacağı … “gerekçesi ile, Davacının açtığı davada, mahkemenin yetkili olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. Maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c), 14/2. ve TTK.644/1-A maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen reddine, Mahkemenin yetkisizliğine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının yasa ve usule aykırı olduğunu, Yetkisizlik kararının dayanağını oluşturan HMK 14/2. maddesinin somut uyuşmazlığa uygulanmasının olanaksız olduğunu, Davanın, bir tüzel kişi ortağı tarafından ikame edilmiş olmasına karşın davalıların, söz konusu tüzel kişinin ortakları sıfatıyla davaya taraf olmadıkların ve davalıların davada anonim şirketi temsil etmediklerini, HMK 14/2. maddesindeki yetki kuralının ise tarafların tüzel kişiliğin kendisi veya tüzel kişiliği oluşturan ortaklar / üyeler olmalarını öngördüğünü, davanın davalıların anonim şirket yönetim kurulu üyeleri sıfatıyla TBK ve TTK kaynaklı yükümlülüklerine aykırı icra ettikleri işlem ve eylemlerden doğan sorumluluklarına ilişkin olduğunu, bu nedenle HMK 14/2. hükmünün tatbikinin isabetsiz olduğunu, Yasa koyucunun, TTK 561. maddesinde sarih olarak seçimlik bir yetki kuralı ihdas ettiğini, İlk derece mahkemesinin yetkisizlik kararının dayanağını oluşturan TTK 644/1-A maddesinin somut uyuşmazlık ile irtibatsız olduğunu, TTK 561. maddesinde ihdas olunmuş yetki kuralının, özel kanun bünyesinde ihdas olunmuş özel ve seçimlik bir yetki kuralı olduğunu, bu itibarla HMK 7/1. maddesinin son cümlesinin somut davaya tatbikinin de olanaksız olduğunu, Yakın tarihli olan HMK ve TTK arasında yetkili mahkemelere ilişkin çelişki arz eden hükümler bulunmadığını, İlk derece mahkemesinin hükmünü davaya tatbiki namüsait HMK 14/2 ve TTK 644/1-A üzerine inşa ettiğini, bu esnada ilk derece mahkemesinin TTK 561. maddesinin gerekçesinde sarih olarak ifade olunmuş seçimlik yetki unsurunu da gözden kaçırdığını, davacının ortak yerleşim yeri İstanbul Mahkemeleri nezdinde davasını ikame etmesinin hukuka ve yasaya uygun olduğunu, Aksinin kabulü durumunda özel kanun hükümlerinin genel kanun hükümlerine nazaran üstünlüğü prensibi ihlale uğradığı gibi HMK’dan bir gün sonra kabul olunmuş TTK’nın 561. maddesinde yasa koyucunun öngörmüş olduğu özel yetki kuralının son derece sarih seçimlik yetki unsurunu da bütünüyle işlevsiz bırakmış olacağını, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile , ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1108 Esas 2018/97 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava TTK 553 ve 555 maddesi gereğince anonim şirket yönetim kurulu üyeleri hakkında açılmış sorumluluk davasıdır.TTK’nın 561/1 maddesinde “Sorumlular aleyhinde şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde dava açılabilir.” hükmü düzenlenmiştir.TTK’nın 561/1 maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere bu maddede ön görülen yetki kesin yetki olmayıp seçimlik yetkidir. Diğer bir ifade ile yetkili mahkemeler yanına yeni bir mahkeme daha eklemektedir.HMK’nın 14/2 maddesinde öngörülen kesin yetki kuralı, madde gerekçesinde de açıklandığı üzere kendi iç ilişkilerine yönelik olmak üzere özel hukuk tüzel kişilerinin ortaklık veya üyelik ilişkileri ile sınırlı olarak ortağına veya üyesine karşı veya ortak yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacağı davalar için getirilmiş yetki kuralı olup olayımızda şirket ortağı olan davacı şirket yönetim kurulu üyeleri olan davalılar hakkında TTK 555. maddesi gereğince sorumluluk davası açmış olup HMK’nın 14/2 maddesinin olayımızda uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. HD’nin 2016/6973 E., 2016/7321 K. sayılı kararları da bu yöndedir.)Somut olayda, davacı şirket ortağı, şirket yöneticisi olan davalılar hakkında TTK 553 ve 555 maddeleri kapsamında sorumluluk davası açmış olup davada kesin yetki kuralı bulunmayıp birden fazla yetkili mahkeme bulunmaktadır. Davada birden fazla davalı bulunmakta davalıların bir kısmının adresi Beşiktaş ve Sarıyer olup davalılardan sadece …’ın adresi Tuzla ilçesidir. Buna göre şirket yöneticisinin sorumluluğu davasında HMK’nın 6. ve 7. maddesine göre davalı yerleşim yeri mahkemesi yetkili olduğundan ve davalıların çoğunun yerleşim yerine göre mahkeme yetkili olduğundan mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.Bu nedenle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen yetkisizlik kararının kaldırılmasına, dosyanın HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/02/2018 tarih ve 2016/1108 Esas – 2018/97 Karar sayılı yetkisizlik kararının HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yargılamaya devam etmek üzere dosyanın yetkisizlik kararı veren İlk Derece Mahkemesi’ne gönderilmesine, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf yönünden davacı tarafından sarf edilen 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosya gidiş – dönüş masrafı 41,50.TL olmak üzere toplam 139,60.TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/02/2019 tarihinde HMK 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.