Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/5 E. 2018/414 K. 09.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/5
KARAR NO : 2018/414
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/09/2017
DOSYA NUMARASI : 2016/33 Esas – 2017/794 Karar
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ : 09/05/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı şirketin %90 hisse ile kurucu ortağı ve münferit imzaya yetkili müdürü olduğunu; diğer münferit imzaya yetkili ortak …’ in davacıdan bedelsiz devraldığı %81 hisse ile toplamda %91 oranında hakim hissedar konumunda olduğunu; 2012 yılından bu yana şirketin fiili yönetimini elinde bulundurduğunu; adı geçenin bu tarihten sonra şirketin olağan genel kurul toplantılarını yapmadığı gibi davacıya şirketin mali durumu, bilançoları hakkında hesap vermekten de imtina ettiğini; davacının, davalı şirketteki %81 hissesinin diğer ortağına güvenerek ve o dönemde yurt dışında yaşaması nedeniyle şirketin bankalardan kredi almasında zorluk yaşaması nedeniyle devrettiğini; ancak, davacının 2014 yılı başlarında dava dışı diğer ortak …’den hisselerinin iadesini istemesi üzerine bu talebinin reddedildiğini ve taraflar arasında bu dönemden sonra ihtilaf başladığını; davacıya karşı, diğer ortak tarafından İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/139 Esas sayılı dosyası üzerinden ortaklıktan çıkarılma davası ikame edildiğini; akabinde davacı adına da taraflarınca ortaklığın feshi davası ikame edildiğini; …’in şirketi temsil yetkisinin kaldırılmasının talep edildiğini; adı geçenin bu talep üzerine yetkilerinin kaldırılacağı endişesi ile 02/09/2015 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı kararı aldığını; anılan bu tarihte toplantıya ilişkin taraflarınca İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne alınacak kararların usul ve yasaya aykırı olacağından bahisle, tescil talepleri olması halinde reddi hususunda talepte bulunulduğunu; akabinde davacının, 14/09/2015 tarihinde tebliğ edilen tebligatta 28/09/2015 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılacağının bildirildiğini; Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 09/09/2015 tarihli 8902 sayılı nüshasında çağrılı genel kurul toplantı ilanında müdür istifası ve yeni müdür atanması gündemi bulunduğundan; davacının, genel kurul toplantısını usul ve yasaya aykırı bulduğundan toplantıya katılmadığını; ancak, bu hususta bildirimde bulunulmasına rağmen, davacının müdürlük görevine son verilmesi yönündeki kararların tescil ve ilan edildiğini; davalı tarafından 28/09/2015 tarihinde yapılan Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde 12/10/2015 tarih ve 8923 sayılı ilanda davacının sahte senet kullandığı ve şirketi kasten zarara uğrattığı gibi subjektif ve davacının ticari kariyerini olumsuz etkileyecek gayri ahlaki olumsuz ifadelere yer verildiğini; davacının müdürlük yetkilerinin sona erdirilmesine ve ibra edilmemesi yönünde ifadeler kullanıldığını; ayrıca dava dışı ortağın kendi kendini ibra ettiği yönünde de karar alındığını; bu kararı da kabul etmediklerini; dava dışı … tarafından sermaye artırımına ilişki herhangi bir bedelin şirkete ödenmediğini; esasen şirketin %90 ortağının davacı olduğunu; bu nedenlerle, davalı şirketin halihazırda gayrifaal durumda bulunması; ortağın bankalardan kredi çekmesi ve kendi ve yakınları hesabına paralar aktarması, sahte faturalar düzenlemesi, vergi ve SGK borçlarını ödememesi gibi birçok suistimale uğradığını; davaya konu karar ile bu suistimallerin artma tehlikesi bulunduğundan; ayrıca, 28/09/2015 tarihinde yapılması öngörülen çağrılı Genel Kurull Toplantısı’nın davacı tarafından şirket müdürlüğünden azledilen avukat …’in ofisinde yapılmasının öngörüldüğünü; toplantıların şirket adresinde yapılmamasının usulüne aykırı olmakla birlikte toplantıdan 15 gün evvel Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’ nde herhangi bir ilanın yapılmamış olması da usule aykırı bulunduğundan; davalı şirketin 28/09/2015 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların toplantının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle iptaline; Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’ne 12/10/2015 tarih ve 8923 sayılı ilanın 430.sayfasında yayınlanan ilanın kaldırılmasına karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, hakkaniyetle bağdaşmayan iş ve işlemleri nedeniyle şirketi zarara uğrattığını; bu nedenle, hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve davalar açıldığını; bu nedenle, Çağrılı Genel Kurul toplantısı yapıldığını; genel kurulun usul ve yasaya uygun olarak ilan edilerek toplantının yapılması nedeniyle haksız davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 20/09/2017 tarih ve 2016/33 Esas – 2017/794 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davalı şirketin ortaklarının davacı … ve dava dışı … olduğu; davalı şirketin 28/09/2015 tarihinde Çağrılı Genel Kurulu’nun usul ve yasaya uygun olarak süresi içinde ilan edildiği ve ayrıca, davacıya süresi içinde tebliğinin yapıldığı; işbu davanın, 12/01/2016 tarihinde TTK.445. maddesinde öngörülen 3 aylık hak düşürücü süre sonunda açıldığı” gerekçesiyle reddine … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Mahkemenin kararının dosyada mevcut 11.08.2017 tarihli bilirkişi raporuna dayanmakta olduğunu, kendileri tarafından bilirkişi raporuna karşı 18.09.2017 tarihli itiraz dilekçelerinde öncelikle Mahkemece çözümü istenen meseleye göre dosyanın bu hususta uzman olmayan mali müşavir-bağımsız denetçi unvanlı bir bilirkişiye verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu itirazında bulunulduğunu,
Bilirkişi raporunda genel kurul toplantısının 28.09.2015 tarihinde yapıldığı, Türk Ticaret Kanun’ un 445. maddesine göre karar tarihinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre aşıldıktan sonra 12.01.2016 tarihinde dava açıldığına dair değerlendirme yapıldığını, bilirkişinin dava açma süresine ilişkin değerlendirmesinde; müvekkilinin bahse konu toplantıya katılmadığı ve bu toplantıda alınan kararların kendisine tebliğ edilmediği hususunu gözden kaçırdığı ve neticede hatalı bir değerlendirme yaptığı kanaatinde olduklarını, Eski Türk Ticaret Kanunu’ nda dava açma süresinin 381. maddede düzenlenmiş ve ilgili Yargıtay kararlarında yazılı rey ile alınan kararların ilgilisine tebliğinden itibaren dava açma süresinin başlayacağına yönelik kararlar verilmiş olduğunu,
Davayı ıslah etmeleri için kendilerine süre verilmediğini,
İleri sürerek ilk derece mahkemesinin usul ve yasaya aykırı kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava, 28/09/2015 tarihli limited şirket ortaklar kurulu kararının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın süre yönünden reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
6102 sayılı TTK’ nın 622. maddesi gereğince olaya uygulanması gereken TTK’ nın 445. maddesi uyarınca bu davanın genel kurul tarihinden itibaren 3 ay içinde açılması gerektiği, ancak davanın 3 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın süre yönünden reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ayrıca davanın genel kurul kararının iptali olarak açılmış olması nedeniyle, davanın sebebinin butlan olarak değiştirilmesine ilişkin ıslah hakkının da davacıya ait olduğu, ıslah hakkının kullanılmasının mahkemenin kabulüne bağlı olmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 31,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye 4,50 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 09/05/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.