Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/478 E. 2019/212 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/478 Esas
KARAR NO : 2019/212 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/604 Esas 2017/1072 Karar
TARİH: 27/12/2017
DAVA: Kıymetli Evrak İptali
KARAR TARİHİ: 13/02/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin … Bankası Trabzon Gazipaşa Şubesi’nin, …. IBAN numasına ait, …. çek numaralı, keşidecisi …. Tic. Ltd Şti olan, 27.03.2017 keşide tarihli, keşide yeri Trabzon olan, 10.000 TL bedelli çeki kaybettiğini ileri sürerek, çek hakkında ödemeden men kararı verilmesini, zayi nedeniyle çekin iptalini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 27/12/2017 tarih 2017/604 Esas 2017/1072 sayılı kararında;”Zayi nedeniyle kıymetli evrakın iptalini isteyebilmek için gerekli olan şartlardan birisi de senette mündemiç olan hakkın varlığını sürdürmesidir. Somut olayda, davacı tarafından dava konusu çekin kayıp olduğu ileri sürülmüş ve anılan çeklerin içeriği hakkında bilgi sunulmuştur. Zayi nedeniyle çek iptali davası ancak çek hamilleri tarafından açılabilir. Dava dilekçesinin ekinde sunulan çek fotokopisi incelendiğinde davacının son meşru yasal hamil olmadığı, çekin süresi içerisinde bankaya ibraz edildiği ve karşılıksız kaldığı görülmüştür. Çekin vade tarihi 27.03.2017 olup ibraz tarihi 05.04.2017 tarihi olduğu, son cirantanın dava dışı üçüncü bir kişi olduğu, iş bu davanın çekin ibraz tarihinden sonra 28/06/2017 tarihinde açıldığı görülmekle, 6102 sayılı TTK’nin 818/1-s maddesi uyarınca çekler hakkında da uygulanacak aynı Yasa’nın 757. ve devam eden maddeleri gereğince zayi nedeniyle çek iptal davası açma hakkının hamile tanınmış bir hak olduğu, yetkili hamil olmayan kişinin iptal davası açma hakkı bulunmadığı, davacının bu nedenle 6102 sayılı TTK’nin 757 vd. maddelerine dayanarak çek iptali davası açamayacağı, yetkili hamili belirli olan ve süresinde ibraz edilen çekle ilgili açacağı menfi tespit davası yolu ile çekten sorumluluğu bulunmayacağını ispat edebileceği kanaatine varıldığı…”gerekçesi ile, Davacının davasının reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesinin müvekkilinin çekin hamili olduğunu dikkate almadan karar vermiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davaya konu çekin ciro silsilesi incelendiğinde: keşidecisinin …. Tic. Ltd. Şti., lehdarının … Şti., cirantaların … Tic. Ltd. Şti (müvekkili), …Tic. A.Ş. ve son cirantanın …Tic. Ltd. Şti. olduğunu,Ciro silsilesine göre her ne kadar …Tic. Ltd. Şti davaya konu çekin yetkili hamili olarak görülse de; söz konusu çekin, 04.04.2017 tarihinde …Tic. Ltd. Şti tarafından kaşelenmiş ve imzalanmış tutanak ile müvekkili firmaya iade edildiğini, bu belgenin dosyada mübrez olduğunu, bu durumun sonucu olarak, müvekkili firmanın çekin yetkili hamili sıfatını haiz olduğunu, davaya konu çekin de müvekkili yetkili hamil konumunda iken kaybolduğunu, yani çekin arkası yazdırıldıktan sonra ciro silsilesine göre iade edilmek suretiyle müvekkili şirkete geri geldiğini ve müvekkili şirketin elinde iken zayi edildiğini, bu durumun mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, müvekkili adına açmış oldukları davanın usul ve yasaya uygun olduğunu, davaya konu çekin müvekkili elinde iken kaybolduğu için poliçeyi (çeki) ele geçiren kişinin kim olduğu bilinmediğini, bunun dışında taraflarınca çekin ziyaa uğradığı net bir biçimde ortaya konulduğunu, mahkemenin bu hususları değerlendirmeden hüküm kurmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın kabulüne, aksi takdirde dosyanın esasına girilerek istinaf sebepleri doğrultusunda yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/604 Esas 2017/1072 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir.Mahkemece zayi nedeniyle çek iptali davasını yetkili hamilin açabileceği, davacının yetkili hamil olmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiştir.Talebe konu çek incelendiğinde, çekin keşidecisinin … Ltd. Şti. olduğu, davacının ciranta olup çekte ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı, ciro yoluyla son hamil olan …. Tic. Ltd. Şti tarafından süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği ve karşılığı bulunmadığının şerh edildiği, çekin dosyaya sunulan çek teslim bordrolarına göre hamil ve sonraki ciranta tarafından davacıya teslim edildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere, yasal süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilen çek kambiyo senedi vasfını korumaktadır. Tedavülü sona erip ibraz edilen ve muhtelif ciro görmüş olan çeklerde ciro silsilesi içinde yer alan cirantalardan birinin keşideciye ve kendisinden önce gelen cirantaya başvurabilmesi için geriye dönüş cirosuna gerek yoktur. Ciro silsilesi içinde yer alan ve çeki elinde bulunduran cirantanın yetkili hamil sayılması gerekir. TTK’nın 651/2. maddesinde senet üzerinde hak sahibi olan kişinin, zayi olması halinde senedin iptalini mahkemeden isteyebileceği düzenlenmiştir. Zayi nedeniyle kıymetli evrakın iptalini isteyebilmek için gerekli olan şartlardan birisi de senette mündemiç olan hakkın varlığını sürdürmesidir. Somut olayda davacı tarafından, dava konusu çekin ciro edilerek tedavül edildiği, ancak çekin karşılıksız çıkması nedeniyle davacıya iade edildiği, böylece çekin hamil sıfatıyla davacının elinde bulunduğu sırada kaybedildiği ileri sürülmüş ve anılan çekin fotokopisi de mahkemeye sunulmuştur. Esasen hasımsız olarak açılan ve kesin hüküm niteliği de taşımayacak olan bu türden davalarda, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu konusunda, mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunulmasını yeterli saymak gereklidir. Özellikle davacının ciranta olduğu düşünüldüğünde, aksinin kabulü ile davacının daha fazlasını ispata zorlanması, zayi nedeniyle çek iptali hükümlerinin uygulanmasını imkânsız hale getirecektir. Davacı çek teslim bordroları ile çekin sonraki cirantalar tarafından kendisine teslim edildiğini belirterek buna ilişkin delillerini de dosyaya sunmuştur.Kaldı ki, dava sırasında yapılacak olan ilanlar sonucunda, hak sahipleri varsa ortaya çıkabilecek ve kendilerine karşı istirdat davası açılabilecek, ya da hak sahipleri tarafından hasımlı olarak açılacak bir dava ile, çek iptali kararının iptali talep edilebilecektir. Dolayısıyla mahkemeyi tereddüde sevk eden hususlar, esasen anılan davalarda tartışılacaktır. Bu durum karşısında mahkemece, TTK’nın 818/1-s maddesi uyarınca uygulanması gerekli TTK’nın 759/2. ve 760. maddeleri hükmü de gözetilerek, somut uyuşmazlık yönünden davacı vekilince sunulan mevcut delillerin yeterli sayılması, ciro silsilesi içinde yer alan hamil davacıya son hamilin geriye cirosu aranmayarak, davacının yetkili hamil olduğu ve aktif dava ehliyetinin bulunduğu, böylece TTK.nın 757 vd. maddelerinde öngörülen işbu davayı açmasında yasal bir engelin bulunmadığı kabul edilmelidir. (Yargıtay 11. HD’nin 2012/9229 E., 2013/7541 K. sayılı kararı da bu yöndedir.)Açıklanan nedenlerle, davacının yetkili hamil olmadığından çekin iptalini isteyemeyeceği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesi usul ve hukuka aykırı olmuştur. İncelenen dosyada yasal ilanların yapıldığı, son ilan tarihi olan 24/07/2017 tarihinden itibaren yasal 3 aylık sürenin dolduğu, buna rağmen söz konusu çekin mahkemeye sunulmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davaya konu çekin zayi nedeniyle iptalinin davacı tarafından istenebileceği dikkate alınarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yasal ilanlar yapılmış olup süresinde çek mahkemeye sunulmadığından TTK 764 maddesi gereğince çekin iptaline dair karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2017 tarih ve 2017/604 Esas 2017/1072 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; 1-DAVANIN KABULÜNE, Dava konusu, ….Bankası Trabzon Gazipaşa Şubesi …. IBAN numasına ait, … nolu, 27/03/2017 keşide tarihli, 10.000,00.TL bedelli, keşidecisi … Tic. Ltd. Şti. olan 1 adet çekin 6102 sayılı TTK’nın 818/1-s maddesinin yollamasıyla TTK’nın 764/1.maddesi uyarınca ZAYİ NEDENİYLE İPTALİNE, İLK DERECE YÖNÜNDEN: 2-Alınması gerekli 44,40.TL peşin harçtan davacı tarafça dava açılırken yatırılan 31,40.TL’ nin mahsubu ile bakiye 13,00.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 4-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 98,10.TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL karar harcının iadesine,5-İstinaf yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı bulunması halinde davacı tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince davacı tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/02/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.