Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/469 E. 2019/156 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/469 Esas
KARAR NO : 2019/156 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2014/28 Esas 2017/305 Karar
TARİH : 08/03/2017
DAVA : Tespit
KARAR TARİHİ: 06/02/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı …’ın İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde… sicil numarası ile kayıtlı … Tic Ltd Şti’nin ortağı olduğunu, davacının … ‘de imza yetkisi olmadığını, davalı …’in ise …’nin hem ortağı hem de münferit imza ile …’yi temsil ve ilzama yetkili müdür olduğunu, …’nin 21 Haziran 2012 tarihinde kurulduğunu, asıl amacın ve konunun yerli ve yabancı filmlerin alım-satımı, kiralanması, kiraya verilmesi, yurt içinde veya yurt dışında yapımcı şirketlere pazarlanması, filmlerin yayınlanması veya yayınlatılması konusunda faaliyet gösterdiğini, davalı …’nin kurucu ortağı ve münferit imzası ile …yi temsil ve ilzama yetkili müdürü olmasına rağmen, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde … sicil numarası ile kayıtlı 50.000TL sermayeli,…Teknoloji AŞ’ne 49.500TL sermaye ile kurucu ortak olduğunu, …un İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde 10 Eylül 2013 tarihinde tescil edildiğini, davalının …’un yönetim kurulu başkanı olduğunu ve münferit imzası ile …’u her konuda herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın temsil ve ilzam etme hakkına sahip olduğunu, …’un amaç ve konusunun da ….e olduğu gibi, yerli ve yabancı filmlerin alım-satımı, kiralanması, kiraya verilmesi, yurt içinde veya yurt dışında yapımcı şirketlere pazarlanması, filmlerin yayınlanması veya yayınlatılması olduğunu, davalının, …genel kurulundan izin almadan, aynı iş kolunda faaliyet gösteren …’un kurucuları arasında yer alarak ve …’un münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu başkanı olarak hukuka aykırı davrandığını, bu eylemi sonucunda davalının, asıl faaliyet konuları aynı olan iki ayrı şirkette temsil ve ilzama yetkili kişi haline geldiğini, bu durumun ortağı olduğu …’de imza yetkilisi bile olmayan davacının hak ve menfaatleri açısından ne kadar tehlikeli olduğunu beyanla, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde 824181 sicil numarası ile kayıtlı … Film Yapım Tic Ltd Şti’nin ortağı ve münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürü davalı …’in, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun … numarasında tescilli …Film Yapım Dağıtım Teknoloji AŞ’ne kurucu ortak olmak ve bu şirketin münferiden temsil ve ilzama yetkili temsilci olmak sureti ile ortağı ve münferit imza yetkilisi olduğu …Film Yapım Tic Ltd Şti’ ile haksız rekabet ettiğinin ve davalının eylemlerinin Türk Medeni Kanunun 2.mad belirtilen dürüstlük kuralı ile TTKnun 626 mad belirtilen rekabet yasağına aykırı olduğunun, davalının özen ve bağlılık yükümlülüğüne uymadığının ayrı ayrı hükmen tesbitine, davalının haksız rekabetinin TTK madde 56-b uyarınca önlenmesine ve TTK madde 630/2 uyarınca davalı …’in İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne … sicil numarası ile kayıtlı .. Film Yapım Ltd Şti’nde sahip olduğu müdürlük ve temsil/ilzam yetkisinin kaldırılmasına, TTK madde 56-c uyarınca davacının ticari itibarının sarsılması ve iş yaptığı kişilerin yanıltılması sebebi ile anılan hususların Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ve İstanbulda yayın yapan yüksek tirajlı bir gazetede ilan edilmesine, masrafların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalı aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, huzurdaki davanın davalı …’in .. şirketinde münferit imza yetkilisi ile müdür olması ve aynı şekilde … şirketinde de imza yetkili müdür olmasından kaynaklanan haksız rekabetin tesbiti, söz konusu haksız rekabetin meni ve davalının … şirketinde sahip olduğu müdürlük ve temsil/ilzam yetkisinin kaldırılmasına ilişkin olduğunu, başka bir ifadeyle davaya ilişkin davacının talep ettiği tüm hususların, davalı …’in … şirketinde müdür olması ile bağlantılı olduğunu, ancak edindikleri bilgiye göre davacı ve … şirketinin diğer ortağı …’ın, usulsuz tebligatlar ile akabinde gazete ilanı ile 16/05/2014 tarihinde davacıların yokluğunda genel kurulu topladığını ve genel kurulda aldıkları karar ile davacının müdürlük, temsil ve ilzam yetkilerini sona erdirdiklerini, yerine de …yu 3 yıl süreliğine şirketi münferit imzası ile her konuda en geniş şekilde temsil ve ilzam edecek şekilde müdür olarak atandıklarını, akabinde söz konusu kararların İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve ilan edilmesi için talepte bulunduklarını, yani genel kurulda alınan kararlar neticesinde davalının müdürlük görevinin sona erdirildiğini, eğer edinmiş oldukları bilgiler doğru ise, davacı ve diğer ortak …’ın genel kurulu toplayarak, davalının müdürlük görevine son verdiklerinden huzurdaki davada sadece davalının … şirketinde müdür olmasına ilişkin hususlarla ilgili olduğundan, ortada mahkemenin görebileceği bir hususu kalmadığını, başka bir ifade ile davanın konusuz kaldığını, davalının davacının beyan ettiği gibi bir faaliyetinin de bulunmadığını, TTK 626/2 maddesinden anlaşılacağı üzere, maddenin uygulama alanının oluşması için ortada, davalının rekabet oluşturan bir faaliyetinin bulunması gerektiğini, oysaki … Şirketinin kurulmasından itibaren, davalının müdür olarak atanmış olmasına rağmen, en ufak bir faaliyette bulunmadığını,…adına herhangi bir sözleşme imzalanamadığını yada iş ile alakalı olarak herhangi bir işlem yapmadığını, söz konusu durumun şirketin ticari defterleri ve kayıtları incelendiğinde rahatlıkla fark edileceğini, belirtilen sebeplerle ortada davacının iddia ettiği gibi TTK madde 626/2 kapsamına giren bir faaliyet bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, herhangi bir zarar söz konusu olmadığından, genel hükümler kapsamında da haksız rekabetin oluşmadığının aşikar olduğunu, kararın gazetede ilan edilmesi talebinin hukuki dayanaktan tamamen yoksun olduğunu, davacının … ile ilgili belgelerin görülmesini engellemek amacı ile davalının genel kurulun toplanmasını engellediği beyanının da kötü niyetli olduğunu beyanla, davanın konusuz kalması ve ortada herhangi bir haksız rekabet yada zarardan söz edilememesi sebepleri ile davacının kötü niyetinin de dikkate alınarak, haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 08/03/2017 tarih 2014/28 Esas 2017/305 sayılı kararında;
“Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, ticaret sicil kayıtları, davalı şirketin yapılan genel kurul toplantıları, genel kurullarda alınan kararlar, dava dışı şirketin sicil kayıtları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın davacının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne .. sicil nosuna kayıtlı …. Ltd Şti’nin ortağı olduğu ve 21/06/2012-16/05/2014 tarihleri arasında davacı ve davalının ortak olduğu, davaya konu … Film Yapım Tic Ltd Şti’nde müdürlük görevini ifa ettiği, aynı zamanda bu dönemde davaya konu şirketle aynı faaliyet alanında bulunan dava dışı … Film Yapım Dağıtım Şti’nin de ortağı ve tek yetkilisi olduğu, daha sonra davaya konu olan …. Film Yapım Tic Ltd Şti’nin 16/05/2014 tarihinde yapılan genel kurulunda şirket müdürlüğü görevinden ayrıldığı, TTKnun 626.maddesi uyarınca limited şirket müdürleri ve yönetimle görevli kişilerin görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetmekle yükümlü olduğu, yine 2.fıkraya göre ise, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemiş ise, müdürlerin şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamayacaklarının düzenlendiği, yine ortak olmayan müdürlerin de ortakları için öngörülmüş bulunan bağlılık borcuna tabi olduğunun düzenlendiği, davalının yöneticisi olduğu şirketin faaliyet alanının birebir aynı olan yeni bir şirket kurup, şirket ana sözleşmesine aykırı olarak ve diğer ortakların yazılı iznini almaksızın orada da yönetici olmasının şirket müdürü olan davalının haksız rekabet etmeme kuralına aykırılık oluşturduğu, her ne kadar mahkememizce aldırılan rapordaki bilirkişi kanaatine göre davalının yöneticisi olduğu diğer … Film Şti’nin herhangi bir faaliyetinin bulunmadığından bahisle haksız rekabetin bulunmadığı görüşü bilirkişi raporunda ileri sürülmüşse de, bizatihi yöneticisi olduğu şirketle birebir aynı faaliyet alanında yeni bir şirket kurup, oranın da tek başına yetkili müdürü olmasının haksız rekabetin oluşması ve doğması için yeterli olduğu, şirketlerin amacının kar elde etmek olduğu ve bu karın ancak şirket ana sözleşmesinde yer alan faaliyetleri aracılığıyla yerine getirilebileceği, dolayısıyla hiçbir faaliyet yapmayacak bir şirketin kurulup sebebi de bulunamayacağından, başlı başına söz konusu şirketin kurulmuş olmasının dahi davalının haksız rekabet hükümlerine aykırı davrandığının tespiti gerektiği kanaatine ulaşılmış, bu itibarla davalının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı .. Film Yapım Tic Ltd Şti’nin ortağı ve 21/06/2012 – 16/05/2014 tarihleri arasında şirket müdürü olarak görev yapan davalı …’in haksız rekabet ettiğinin tespitine karar vermek gerekmiş, her ne kadar davacı tarafça davalının rekabet yasağına aykırı davranması sebebiyle TTK 630 maddesi uyarınca özenle bağlılık yükümlülüğüne aykırı davrandığından bahisle yönetim görevinden ve müdürlük görevinden azledilmesi isteminde bulunulmuşsa da, yargılama aşamasında davaya konu şirketin 16/05/2014 tarihli ortaklar kurulu kararı ile davalının müdürlük görevinden alındığı, bu itibarla yargılama aşamasında bu talep yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından…”gerekçesi ile, Davacının davasının kısmen kabul – kısmen reddi ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün… sicil nosunda kayıtlı … Film Yapım Ticaret Limited Şirketi ortağı ve 21/06/2012 – 16/05/2014 tarihleri arasında şirket müdürü olarak görev yapan davalı …’in haksız rekabet ettiğinin tespitine, TTK.’nun 630/2. Maddesi uyarınca davalının müdürlükten azli konusunda açılan dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, Hükmün Kesinleştiğinde tirajı 50.000 üzerinde yayın yapan bir gazete aracılığıyla ilanına, ilan giderlerinin davacı tarafça karşılanmasına karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesinin bilirkişi raporuna aykırı olarak vermiş olduğu kararın hukuka aykırı ve hatalı olarak verildiğini, Davanın haksız rekabete ilişkin değil rekabet yasağına ilişkin olduğunu, kararın haksız rekabete ilişkin verilmesinin hatalı olduğunu, Davacının rekabet yasağına aykırılığı iddia ettiğini ancak hatalı olarak rekabet yasağına aykırılığı bir haksız rekabet durumu olarak nitelediğini, rekabet yasağına aykırılığın ayrı hükümlerle düzenlenen farklı bir hukuki durum olduğunu, Davacının davasının haksız rekabete ilişkin olmadığı, TTK M.626’da belirtilen rekabet yasağına aykırı davranmaya ilişkin olduğunu ve bu sebeple de davanın doğrudan reddedilmesi gerektiğini dosyada Mali Müşavir Bağımsız Denetçi, Radyo-TV uzmanı, Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr.’dan oluşan konularında uzman bilirkişilerce 01.03.2016 tarihli bilirkişi raporlarında da tespit edilmesine rağmen mahkemece bu tespite itibar edilmeyerek davacının sürdüğü hukuka aykırı duruma dahil olarak ve haksız rekabet oluştuğu yönünde tespitte bulunduğunu, Bu nedenlerle, davacının davasına konu ettiği rekabet yasağına aykırılık durumu bir haksız rekabet durumu olmadığından, davanın hatalı olarak açıldığı ve mahkemenin de hatalı olarak karar verdiğini, Müvekkilinin rekabet yasağına aykırı bir davranışta bulunmadığını, davacının müvekkilinin … Şirketinden haberdar olduğunu, … Şirketi ve haliyle bu şirketin ortağı davacı …’ın, müvekkilinin sahibi olduğu Amerika’lı … . şirketi ile uzun yıllar çalıştığı, … Şirketi .. adına Film gösterimlerinden bedelleri tahsil ettiği ve …. ile arasında olan sözleşme gereğince yıllarca tahsil ettiği bedellerden …’ye bedel aktardığını, müvekkilinin ise o dönemde Türkiye’de ikamet ettiğinden ve Türkiye’den Amerika’daki bir şirketin idaresi zor olacağından aynı adla Türkiye’de bir şirket açtığı ve … ile … . arasında olan iş ilişkisini … ile Türkiye’deki … Şirketi ile yürütmek istediğini, söz konusu durumdan davacı … da dava dışı diğer ortak …’ın da haberdar olduğunu, davanın reddi gerekirken mahkemece hatalı olarak davanın kabul edildiğini, Davayı açma hakkının şirkete ait olduğunu, rekabet yasağı şirketle rekabet etmeye ilişkin getirildiğini, şirket ortağının haricen yaptığı işlere ilişkin bir rekabet yasağı olmadığından, ortağın davayı da açabilme hakkı bulunmadığını, TTK 626.maddesinde şirket müdürünün şirket ile rekabet etmesini yasakladığını, şirket ortaklarının haricen yaptıkları işlerle rekabet etmesine ilişkin herhangi bir sınırlama bulunmadığını, belirtilen sebeplerle davayı açması gereken .. Şirketi olduğunu, şirketin ortağı davacı …’ın münferiden davayı açma hakkı olmadığını, TTK 626/2. maddesinde “müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar.” demek sureti ile, sınırın sadece şirketle rekabete ilişkin olduğunu net bir şekilde belirttiğini, Bu nedenlerle, davacı şirket ortağı …’ın tek başına davayı açma hakkı olmadığını ve mahkemece bu husus değerlendirilerek davanın reddedilmesi gerektiğini, Rekabet yasağına aykırı davranışın tespiti için ortada bir faaliyet olması gerektiğini, ancak müvekkilinin kurduğu şirketin herhangi bir faaliyeti olmadığını, Ortada davacının iddia ettiği gibi TTK M:626/2 kapsamına giren bir faaliyet bulunmadığından, davanın da reddi gerektiğini,Mahkemenin inceleme uzmanlık gerektirdiğini düşündüğünden konularında uzman olan Mali müşavir ve bağımsız denetçi, IZU Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Hukukçu ve Radyo-TV uzmanından oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor aldığı, ancak rapordaki ayrıntılı incelemelere hiç değinmeden aksi yönde karar verdiğini,Dava kısmen kabul kısmen reddedilmiş olmasına rağmen sadece davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, reddedilen kısma ilişkin vekalet ücretine hükmedilmediğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının yeniden incelenerek istinaf incelemesi sonucunda esas hakkında yeniden karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/28 Esas 2017/305 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK 355. Maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, haksız rekabet ve limited şirket müdürünün rekabet yasağının ihlalinin tespitine ilişkindir.Davacı gerçek kişi ile davalı gerçek kişinin davacı limited şirketin ortakları bulunduğu,anılan davacı şirketin başka ortağının olmadığı, dava tarihi itibariyle davalının şirketi münferiden temsile yetkili müdür bulunduğu, şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiği, davalı gerçek kişinin davacı şirketle aynı alanda faaliyette bulunmak üzere sonradan kurulan davalı şirketin tek başına temsil ve ilzama yetkili müdürü olarak atandığı hususları uyuşmazlık konusu değildir. Dava dilekçesinde davacı taraf davalının haksız rekabette bulunduğunu, davalı gerçek kişinin somut olaya uygulanması gereken mülga 6762 sayılı TTK’nın 547. maddesinde düzenlenen müdürün rekabet yasağını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.Davacı gerçek kişinin gerek haksız rekabet gerekse müdürün rekabet yasağı ile ilgili iddialarla doğrudan bir ilgisi bulunmamaktadır. İleri sürülen iddialar, davacı şirketi ilgilendiren vakıalardır. Davacı gerçek kişinin, davacı şirkette salt ortaklık ve müdür sıfatının olması, böyle bir davayı kendi adına açması için yeterli değildir.(Yrg.11.HD.16/12/2014T.2014/1233E.2014/19833K.) O halde, bu davacı bakımından aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Sonuç olarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-b2 maddesi gereğince mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, haksız rekabet nedeniyle açılan tespit davasının aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/03/2017 tarih ve 2014/28 Esas 2017/305 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak;
1-TTK’nun 630/2.maddesi uyarınca davalının müdürlükten azli konusunda açılan dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Rekabet yasağına aykırılık ve haksız rekabetin tespit ve önlenmesine ilişkin taleplerin AKTİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
İLK DERECE YÖNÜNDEN
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL karar harcından peşin alınan 29,20.TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davalı tarafından sarf edilen 78,00.TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ye göre hesap ve takdir edilen 2.725,00.TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN
7-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davalı tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
9-İstinaf aşamasında davalı tarafından sarf edilen 85,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 06/02/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.