Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/46 E. 2018/648 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/46 Esas
KARAR NO : 2018/648 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/869 Esas 2017/408 Karar
TARİH : 23/05/2017
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/07/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, 2009 yılında Türkiye’de kurulan müvekkili şirketin, duyu sistemleri, işitme cihazları üreten merkezi İsviçre’de bulunan S… firmasının Türkiye’de kurmuş olduğu müvekkili şirket …Türkiye (….. Şti.’in İsviçre Merkez …den gelen tüm ürünlerin satış ve pazarlamasında Türkiye’deki tek yetkili firma olduğunu, bu satış ve pazarlamayı da ülkemizdeki yetkili bayileri aracılığıyla yaptığını, karşı taraflardan …’ın … isimli iş yerinin yetkilileri olduğunu, davalıların müvekkili şirkete ait mal ve ürünleri, haksız olarak www….m internet sitesi üzerinden satmakta olduğunu, …isimli iş yeri ve yetkililerinin, müvekkili şirketin bayisi olmadığını ve aralarında ne geçmişte de ne de şimdi malların satışı hususunda bir anlaşma olmadığını, tamamen haksız ve yetkisiz olarak bu malları satmakta olduğunu ileri sürerek, öncelikle eylemleri müvekkili şirkete karşı haksız rekabet teşkil eden karşı tarafların ….com adlı internet sitelerinde satışa sundukları müvekkiline ait ürünlerin fotoğrafları ile o ürünlere ait teknik bilgilerin tedbiren yayınının durdurulmasına veya kaldırılmasına, davalıların fiillerinin haksız olduğunun tespitine, haksız rekabetin men’ine ve haksız rekabet yanlış ve yanıltıcı beyanlarla yapıldığından söz konusu internet sitelerinden müvekkili şirketin ürünü olan işitme cihazlarının fotoğraf ve bilgilerinin tamamen kaldırılmasına, yine aynı sitelerde davalıların müvekkili şirket ürünlerine yer vererek haksız rekabet yaptıklarına dair bir bildirimin yayınlanmasına, maddi tazminat talep hakları saklı kalmak kaydıyla 40.000,00.TL manevi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılara usulüne uygun olarak dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davalılarca davaya karşı cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 23/05/2017 tarih 2015/869 Esas 2017/408 sayılı kararında;
“Davalıların dava konusu ürünleri basiretli bir tacir gibi davranmayarak yetkisiz bir şekilde satışa sunduğu için davacının davasının kabulüne karar verilmiş olup ayrıca davalıların eylemleri ve eylem birlikleri davacı yanda TTK 56. Maddesinde belirtilen manevi zarara sebebiyet verdiğinin kabulü gerektiğinden…”gerekçesi ile,
Davanın kısmen kabulü ile davalıların fiillerini haksız olduğunun tespiti ile haksız rekabetin menine, 10.000,00.TL manevi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesi kararının maddi gerçeğe, usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu,
Esas mahkemesince, bilirkişi incelemesi yapılmasına ilişkin olarak müvekkillerine herhangi bir bildirim yapılmadan, müvekkillerinin delilleri dosyaya sunulmadan ve ön inceleme dahi yapılmadan, dilekçeler teatisi aşamasında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi ve rapor alınmasının usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu,
HMK 27. ve 145.maddelerinde yer verilen hükümler çerçevesinde, ön inceleme duruşması öncesinde, mahkeme dosyasına sunulan delillerinin esas mahkemesince dikkate alınmaması, bu hususun değerlendirilmemesi ve kararda yer verilmemesinin usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu,
Davacı ile müvekkili arasında alım satıma yönelik ticari ilişki bulunmakta olup, bu hususun dosyaya ibraz edilen ve davacı tarafından müvekkili adına düzenlenen satış faturaları, hesap mutabakat metni ve fiyat listesi ile sabit olduğunu,
Dosyada bulunan bilirkişi raporunda belirtildiği gibi, raporda belirtilen cihaz görseller, davacı tarafından daha önce flash diske alınan görseller olduğunu, yine bilirkişi raporunda, …com alan adlı internet sitesinin kapalı olduğu, öte yandan….com alan adlı intenet sitesinin yayında olduğu, ancak … adlı ürünlerin yayınlanmadığının belirtildiğini, dolayısıyla rapora dayanak tutulan görsellerin daha önceki tarihli internet ortamında bulunan görseller olup, müvekkili ile davacı firma arasında ticari ilişkinin bulunuğu tarihlere ilişkin olduğunu, bu nedenle davacı ile müvekkili arasındaki ticari ilişkinin varlığının kanıtı olan davacı tarafından müvekkili adına düzenlenen satış faturalarının, hesap mutabakat metni ve fiyat listesi dikkate alınmaksızın sadece davacı tarafından daha önceki tarihli ve müvekkili ile davacı arasında ticari ilişkinin bulunduğu döneme ait olup, internet ortamında bulunan/kalan ve davacı tarafından flash diske kaydedilen görseller dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
TTK’nun 54 ve 55.maddesi anlamında haksız rekabet oluşturacak bir eylem ya da dürüstlük kuralına aykırı bir davranış söz konusu olmadığından esas mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
TTK 56.maddesi gereğince haksız rekabete dayalı maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için haksız rekabet oluşturan bir eylemin olması ve bundan dolayı zarar meydana gelmesi, eylemin kusura dayanması ve zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunması gerekeceğini, davada haksız rekabet teşkil eden bir eylem olmadığı gibi davacının zarar görmesi ya da müvekkilinin kusurlu bir fiilinin de söz konusu olmadığını,
Müvekkilinin diğer davalı …’a ait işyerinde çalışan konumunda olup, işyeri sahibi olmadığından, hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerekirken aleyhine hüküm kurulmasının yasaya ve usule aykırı olduğunu,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu ortadan kaldırılarak davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/869 Esas 2017/408 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı tarafından davalılar aleyhine kendilerinden izin ve bayilik almaksızın üçüncü kişiler nezdinde sahibi oldukları internet sitesi aracılığı ile yetkili satıcıymış gibi … marka işitme cihazlarının satışını yaptıkları, bu surette haksız rekabette bulundukları iddiasıyla, davalıların haksız rekabetinin tespiti ile manevi giderim talepli dava açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile davalıların fiillerinin haksız olduğunun tespiti ile 10.000.TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verildiği, kararın davalılar vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır.
HMK 355. madde uyarınca davalılar vekilinin istinaf başvuru nedenleri ile kamu düzeni yönünden inceleme yapılmıştır.
Davalı vekilince bilirkişi incelemesi yapılmasına ilişkin müvekkillerine bildirim yapılmadığı, delilleri sunulmadan ve ön inceleme dahi yapılmadan, bilirkişi incelemesine dilekçeler teatisi aşamasında karar verildiği, ön inceleme duruşmasından önce sundukları delillerin dikkate alınmaksızın ve mahkeme gerekçesinde değerlendirilmeksizin sonuca gidildiği ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Dosyaya sunulan Yargıtay HGK 2014/2-695 E. 2016/522 K. 20.04.2016 tarihli karar içeriği de dikkate alındığında, davalılarca tensip tutanağı uyarınca dava dilekçesinin usule uygun tebliğ olunmasına rağmen süresinde cevap dilekçesi verilmediği, dava dilekçesinin usule uygun ihtar içerir şekilde tebliğinden sonra iki haftalık süre içerisinde delillerini bildirmeyen davalının sonradan delil gösterebilmesi için HMK 145. maddesinde belirtilen istisna hallerin mevcudiyetinin de ileri sürülmediği gibi kanıtlanmadığı, somut olayda davalıların cevap ve delil bildirme içerikli dilekçelerinin ön inceleme duruşmasından sonra bilirkişi raporunun tebliği üzerine rapora beyan dilekçeleri kapsamında 20.08.2016 tarihli sundukları anlaşılmaktadır. Bu durumda dava dilekçesinin davalılara 16.09.2015 tarihli usule uygun tebliğ edilmesinden sonra süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmediğinden savunmanın dayanağı olarak süresinde ileri sürülen bil delil bulunmadığından ilk derece mahkemesince davalılara delil göstermesi için süre vermesine yasal olarak olanak da bulunmamaktadır. Bu nedenle davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir.
Davalı vekilince taraflar arasında önceki dönemde ticari ilişki bulunduğu, raporda belirlenen cihaz görsellerinin davacı tarafından daha önce flash diske alınan görseller olduğu, bunların taraflar arasındaki ticari ilişkinin bulunduğu döneme ilişkin oldukları ileri sürülerek isinaf başvurusu yapılmıştır. Bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ile davacı tarafından davalılara gönderilen ve tebliğ olan ihtarname tarihleri ile dava tarihi dikkate alındığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir.
Davalılar vekilince somut olayda TTK 54 vd. maddeleri kapsamında haksız rekabetin oluştuğunun kabul edilemeyeceği, kaldı ki davalılardan …’ın diğer davalı …’ın işletmesinde çalışan konumunda olduğu, bu davalı yönünden husumetten davanın reddi gerekeceği ileri sürülmüştür. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi rapor içeriğindeki tespitlere göre davacı tarafın haksız rekabete ilişkin yayın yapıldığını ileri sürdüğü “…” sitesinin alan adı kaydının davalılardan … adına kayıtlı olduğu, delil olarak sunulan 11.08.2015 tarihli flash diske kaydedilen internet sayfalarında … marka ürünlerin internet sitesinde satış amaçlı yayınlandığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedenleri de yerinde görülmemiştir.
İlk derece mahkemesi davacının açtığı davanın kısmen kabulü ile davalılar eyleminin haksız rekabet olduğunun tespiti ile birlikte manevi tazminata da karar vermiştir. Somut olayda Yargıtay emsal kararları da dikkate alındığında somut olay kapsamında davalıların TBK 58. maddesi kapsamında eylemlerinin davacının kişilik haklarını ihlal niteliğinde kabulü mümkün olmadığından, davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının 2.bendinin ortadan kaldırılarak ve davacının manevi tazminata ilişkin talebinin reddine şeklinde dairemizce düzeltilerek yeniden hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2017 tarih 2015/869 Esas 2017/408 sayılı kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalıların fiillerinin haksız olduğunun tespiti ile haksız rekabetin menine,
2-Davacı vekilinin manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli 35,90.TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 683,10.TL harçtan mahsubu ile bakiye 647,20.TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 35,90.TL harcın davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarfedilen 105,00.TL posta ve tebligat gideri ile 1.200,00.TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.305,00.TL yargılama giderinin red kabul oranına göre belirlenen 652,50.TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.180,00.TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Red edilen manevi tazminat yönünden davalılar vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.180,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-İstinaf yönünden davalılar tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,170,78.TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara iadesine,
9-İstinaf yönünden davalılar tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 24,00.TL posta gideri olmak üzere toplam 109,70.TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-Dosyada artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 04/07/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.