Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/457
KARAR NO : 2019/176
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2017
DOSYA NUMARASI: 2017/156 Esas – 2017/849 Karar
DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ : 06/02/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın davalıdan sipariş ettiği kurdelelerin sırasıyla …. Ltd. Şti.’ye oradan … Tic. Ltd. Şti.’ye oradan da …’e gittiğini, …tarafından yapılan üretimde kurdelelerin, üretilen ürünlere renk verdiğini, bu nedenle malı bozduğunun ortaya çıktığını, buna ilişkin faturaların dosyada olduğunu, Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/65 D.İş esas 2014/64 karar numaralı dosyasında bilirkişi incelemesi sonucunda alınan raporda davalı firmadan alınan kurdelelerin renk verdiğinin tespit edildiğini, ayıp ortaya çıktığında müvekkili tarafından bu hususun karşı tarafa bildirildiğini, üretilen kurdelelerin haiz olması gereken özelliklere sahip olmayan sözleşmeye aykırı olan ürünler olduğunu öne sürerek fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydı ile şimdilik 15.000 TL zararın tazminini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tazminat isteminin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak (10) yılın geçmesiyle zamanaşımına uğradığını, ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanacağını, davacının Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/65 D.İş sayılı dosyasında almış olduğu raporun tarihinin 18/06/2014 olduğunu, davacının 2014 yılında ayıp iddiasında bulunduğu ürünlerle ilgili iş bu dava açılıncaya kadar davalı şirkete bir ayıp ihbarında bulunmadığını öne sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 16/10/2017 tarih ve 2017/156 Esas – 2017/849 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … Somut olayda tacir olan taraflar arasında yapılan ticari satım sözleşmesi uyarınca kurdalelerin 2013 yılında davacı tarafa teslim edildiği, davacı tarafından ayıp ve zararın tespiti için Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/65 D.İş dosyası üzerinden talepte bulunduğu ve 18.06.2014 tarihinde bilirkişi raporu ile tespitin yapıldığı, ancak 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 15.02.2017 tarihinde iş bu davanın açıldığı, davalı tarafın ilk itirazlardan olan zamanaşımı itirazını cevap dilekçesi ile ileri sürmüş olduğu, HMK’nın 142/1 maddesi uyarınca ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, fakat tahkikata başlamadan önce süresinde yapılan zamanaşımı def’i değerlendirilerek yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Müvekkili davalı firmanın ürettiği mallar nedeniyle piyasadaki iş yaptığı 3. firmalara malların teslimi sonrasında ortaya çıkan ayıp nedeniyle zarara uğradığını, nihayetinde kesilen münferit iade faturalarıyla durumun sabit olduğunu, bu durum üzerine müvekkili adına vakit geçirmeden Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2014/65 D. İş sayılı dosyası ile delil tespit davası ikame olunduğunu, söz konusu tespit davası neticesinde bilirkişi tarafından Mahkeme dosyasına sunulan 18.06.2014 tarihli raporla müvekkilin ayıplı kurdele nedeniyle 31.03.2014 tarihli 497091 nolu 36.573,12 TL tutarındaki reklamasyon faturası ile iade edilen ürünler sonucu zarara uğradığının tespit olunduğunu, rapora karşı davalı tarafça süresinde itiraz olunmadığını ve raporun kesinleştiğini, dolayısıyla müvekkilinin dava değerinden daha fazla tutan bir zararı söz konusu olduğunu, işbu zararın tazmininin davalı tarafça bugüne kadar karşılanmadığını, Ayrıca, tespit raporuyla da yetinilmediğini ve İTÜ Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi tarafından tanzim olunan 20.03.2014 tarihli 14/92 numaralı raporun da delil olarak dava dosyasına sunulduğunu, söz konusu işbu raporda da ayıbın açıkça belirlenmiş olduğunu, Tüm delilleri sunmuş olduklarını, buna rağmen Yerel Mahkemenin davanın esasına girmeden mezkur kararını vermiş olduğunu, deliller toplanmadan, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan Mahkemece karar verildiğini, müvekkilinin uğradığı haksız fiil sonucu oluşan zararın herhalükârda tazmini için başvurunun haksız fiilin oluştuğu tarihten itibaren 5 yıl içinde dava ikame olunduğunu, davalının haksız fiili neticesinde sebepsiz zenginleşmesi üzerinden 5 yıllık süre henüz geçmeden davanın ikame olunduğunu, bu itibarla zaman aşımı def’ inin geçersiz olduğunu, davanın konusunun alacak olduğunu, bu itibarla alacak davalarındaki genel zaman aşımı süresi olan 10 yılın dahi dava dosyasında uygulanabilmesi gerektiğini beyanla; Yerel Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ayıplı olduğu öne sürülen davalının sattığı emtiadan (kurdele) dolayı uğranılan zararın tespiti ve tazmini yönünde belirsiz alacak davasıdır. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu, davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davacının ayıp ihbarını süresinde yapıp yapmadığı konularındadır. Davacı davalıdan alım yaptığı tarihi belirtmemekle birlikte dosyada davalı tarafından davacı adına düzenlenmiş saten kurdele satışına ilişkin 08/11/2013 tarihli irsaliyeli fatura bulunmaktadır. Davacı bu kurdelaları sattığı işletmelerin ürettiği ürünlerde bozulmalar olması nedeniyle kendilerine aşamalı bir şekilde zarar faturası yansıttıklarını öne sürerek bu bağlamda davalıya rücu etmektedir. Dosyada …Ltd.nin .Matbaa ve Tekstil San. Tic. Ltd. Şti. adına düzenlediği 31/03/2014 tarihli bir fatura örneği ile okunamayan …n Tic. Ltd. Şti.nin başka bir fatura örneği bulunmaktadır. Davacının sunduğu İTÜ Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesinin 20/03/2014 tarihli raporuna göre incelenen 3 adet siyah renkli önü baskılı sweat shirt üzerinde bulunan lekelenmelerin kurdele haslık değerlerinin yetersiz seviyede olmasından kaynaklanmıştır. Davacının davalıyı karşı taraf göstererek Bakırköy 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/65 D. İş dosyasında 28/05/2014 tarihinde delil tespiti talebinde bulunduğu, Bilirkişi … tarafından 18/06/2014 tarihinde rapor verildiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava 15/02/2017 tarihinde açılmış olup, ticari satışlarda ayıp ihbarı 6102 sayılı TTK’ nın 23/1-c maddesi uyarınca 8 gün içinde yapılmak durumundadır. Mahkeme hem TTK 23/1-c hem de 6098 sayılı TBK 231. maddeyi değerlendirirek davanın zamaşımına uğradığına hükmetmiştir. Davacı istinaf talebinde haksız fiilden dolayı 5 yıllık süre içinde dava açtıklarını öne sürmüşse de ortada haksız fiil olmayıp sözleşmeye aykırılık ve kusurlu- ayıplı ifa iddiası bulunmaktadır. Üstelik taraflar tacirdir. Sonuç olarak; mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddi verilen karar dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/02/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.