Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/450 E. 2019/211 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/450 Esas
KARAR NO : 2019/211 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/921 Esas 2017/854 Karar
TARİH : 31/10/2017
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/02/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalıya mal sattığını, davalının mal bedelinin 46.986,95.TL’sini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin borca itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı usulüne uygun meşruhatlı davetiyeye rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 31/10/2017 tarih 2016/921 Esas 2017/854 sayılı kararında;” 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 21. maddesinin birinci fıkrasında; “Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” denilmekte; ikinci fıkrasında da; “Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Bu yasal düzenlemelerden çıkan sonuç; fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusudur. Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma halinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir ve elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin TTK’nun 21/2. maddesi anlamında sonuç doğurması da beklenemez. Kısacası; TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca gönderilen faturaya sekiz gün içinde itiraz olunmaması halinde fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması için, faturayı düzenleyen kişinin aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ticari işletmesi icabı mal satmış, imal etmiş yada iş görmüş bir tacir olması gerekir.TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrası hükmü ile, fatura özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olarak kabul edilip; süresinde itiraz edilmemekle mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine, bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Eş söyleyişle, faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nun 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. Buna göre, fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin varlığı şarttır. TTK’nun 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. (Bkz 27.06.2003 gün ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/15-472 E.,2011/608 K sayılı kararı) Takip dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; davacının sözleşme ilişkisi ve mal teslimine ilişkin ispat vasıtası getiremediği, delilleri arasında açıkça yemin delilinin de bulunmadığı, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği…”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili … San. ve Tic. A.Ş.’nin … yılından bu yana elektrik-elektronik alanında faaliyet gösteren, sektörünün lider ve yönlendirici kuruluşlarından olduğunu, müvekkilinin özellikle görüntülü ve sesli kullanılan diafon/telefon sistemleri ve bağlı ürünlerinin üretim ve satışında ülkenin lider kuruluşlarından olup, sektörünün tanınmış markaları arasında yer aldığını, Davalı şirketin müvekkili şirketten 62.486,95.TL tutarında ticari mal satın aldığını, satın aldığı tüm ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğini, ancak davalı şirketin borcunun 46.986,95 TL’sini ödemediğini, ilk derece mahkemesince fatura konusu malların davalı tarafa tesliminin ispatlanamadığı gerekçesiyle, itirazın iptali davasının reddine karar verildiğini, verilen kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini, Müvekkilinin davalı şirketten alacağının olup olmadığının ispatlanması için bilirkişi incelemesi yapılmış olup, müvekkili şirketin ticari defterlerinde inceleme yapıldığı, müvekkili şirketin ticari defterlerinin yasal zorunlulukları haiz olduğu ve müvekkili şirket lehine delil teşkil ettiği, ticari defterlerinden de davalı şirketten 46.986,95.TL alacaklı olduğunun sabit olduğunu, Davalı şirkete satılan malların kargo ile gönderildiğini, kargo bilgileri araştırılmadan hüküm verildiğini, fatura içeriği malların, davalı şirkete teslim edildiğinin kargo bilgilerinden açıkça görüldüğünü, Davalı şirketin bu malları teslim aldığı, faturaları da aldığı, ticari defterlerine işlediği, ancak ilk derece mahkemesindeki yargılama sırasında ticari defterlerini ibrazdan kaçındığını, davalı şirketin mükellefi olduğu Beylikdüzü Vergi Dairesi’nden BA formlarının celbi gerektiğini, BA formları celb edilmeden davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, dava konusu fatura içeriği malların davalı şirkete teslim edildiği hususunun Aras Kargo’dan sorulmasına, dava konusu faturaların davalı şirket tarafından teslim alınıp itiraz edilmemiş olmasının delili olarak Beylikdüzü Vergi Dairesi’nden BA formlarının celbine ve ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak davamızın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/921 Esas 2017/854 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticari satıştan doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalıya mal satıp teslim ettiğini, davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı akdi ilişkiyi inkar ederek fatura içeriği emtianın teslim edilmediğini savunmuştur. Bu durumda davacının davalıya mal satıp teslim ettiğini yazılı delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Teslim hususunda ispat külfeti davacıdadır. Takibe konu faturalar irsaliyeli fatura olup teslim alan imzası bulunmamaktadır. Davacı her ne kadar istinaf aşamasında fatura içeriği malların kargo ile gönderildiğini kargo teslim fişlerinin bulunduğunu beyan etmiş ise de söz konusu kargo ile teslim hususunu dava dilekçesinde belirtmediği gibi buna ilişkin delillerini de süresinde ilk derece mahkemesinde sunmamıştır. Süresinde bildirilmeyen delillere dayanılarak ilk derece mahkemesince karar verilemeyeceği gibi HMK 357/1 maddesine göre istinaf aşamasında yeni delillere dayanılamayacağından bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. HMK’nın 222/1 ve TTK’nın 83/1 maddesine göre ticari davalarda mahkeme tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden karar verebilir. Ayrıca HMK’nın 31. maddesinde hakimin davayı aydınlatma görevi düzenlenmiştir. Maddeye göre hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi ve hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlarda taraflara açıklama yaptırabileceği gibi soru sorabilecek ve delil gösterilmesini isteyebilecektir. Somut olayda, davacı tarafların ticari defter ve belgelerine delil olarak dayanmış, süresinde kendi ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesi için sunmuştur. Davalı ise kendisine verilen kesin süre içinde ticari defter ve belgelerini dosyaya sunmamış ise de, 08/09/2017 havale tarihli ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ticari defterleri ve kayıtları bilirkişi incelemesi için sunmaya hazır olduklarını belirtmiştir. Alınan bilirkişi raporuna göre, usulüne uygun olarak tutulmuş davacı defterlerine göre davaya ve takibe konu faturalar kayıtlı olup takip tarihi itibarıyla davacı davalıdan takipte istenen asıl alacak miktarı kadar alacaklıdır. Takibe ve davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD’nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.) Mahkemece, davalının davaya ve takibe konu faturaları BA formu düzenlemek suretiyle vergi dairesine bildirip bildirmediği araştırılmamıştır. Bu nedenle, mahkemece davalının bağlı olduğu vergi dairesinden davalının sunduğu BA formları getirtilerek davaya ve takibe konu faturaların davalı tarafından BA formu ile vergi dairesine bildirip bildirmediği araştırılarak ve ayrıca davalının ticari defterlerini bilirkişi incelemesi için sunmaya hazır olduğuna ilişkin beyanı da dikkate alınarak ticari defter ve belgelerini dosyaya sunması için süre verilerek sunulması halinde davalı ticari defter ve belgeleri ile vergi dairesinden getirtilecek davalı BA formları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davaya ve takibe konu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olması veya davalı tarafça BA formları ile vergi dairesine bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekeceğinden oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davanın esası ile ilgili deliller toplanmadan ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu, davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.Bu bakımdan, ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli olan işlemlerin yapılmamış olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/10/2017 tarih ve 2016/921 Esas – 2017/854 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,3-İstinaf kanun yoluna başvurma harcı 98,10.TL ile dosya gidiş- dönüş masrafı 35,00.TL toplamı 133,10.TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/02/2019 tarihinde HMK 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.