Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/446 E. 2019/120 K. 30.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/446 Esas
KARAR NO : 2019/120 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/394 Esas 2018/80 Karar
TARİH : 05/02/2018
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/01/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalı işletmeye tekstil ürünü olan kumaş temin etmekte olduğunu, müvekkili şirketin ticari ilişki sonunda davalı şirkete fatura kesmiş ve faturaları davalı şirkete teslim ettiğini ve cari ekstreyi mali hesaplarına işlediğini, 04/04/2017 tarihi itibariyle davalının müvekkiline 94.102,67-TL borcu olduğunu, tüm ikaz ve uyarılarına rağmen davalı şirketin kalan borcu ödemediğini, 12/04/2017 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının borca itiraz ettiğini, takibin durduğunu, itiraz tarihinden sonra 13/04/2017 tarihinde 9.633,98-TL, 17/04/2017 tarihinde 13.928,49-TL, 18/04/2017 tarihinde 16.914,69-TL ve 20/04/2017 tarihinde 14.056,04-TL ödeme yaptığını ileri sürerek, davalının itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın nispi harcı tamamlaması gerektiğini, bu sebeple davanın usulden reddine karar verilmesi talep ettiklerini, takibe itirazdan sonra ödeme yaptıklarını, ödemenin nazara alındığında sebepsiz zenginleşenin davacı olduğunu, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunun aşikar olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 05/02/2018 tarih 2017/394 Esas 2018/80 sayılı kararında;
“Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, icra takibinin 94.102,67 TL asıl alacak üzerinden başlatıldığı, davanın açılış tarihinden önce yapılan ödemeler nazara alınarak işbu itirazın iptali davasının 39.331,84 TL dava değeri ile açıldığı, bu miktarın da dava tarihinden sonra ödendiği anlaşılmakla dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve haksız olduğu anlaşılmakla…”gerekçesi ile,
Davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla karar verilmesine yer olmadığına, Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 39.331,84-TL üzerinden hesaplanan ve %20’sine tekabül eden 7.866,36-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile,
Davacının dava dilekçesinde dava değerini belirtmediği ve yatırması gereken harcı mahkeme veznesine yatırmadığını, bu nedenle 02.05.2017 tarihli tensip tutanağından davacıya eksik harcı tamamlaması için 2 haftalık kesin süre verildiği, yatırmadığı takdirde davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtar edildiğini, ancak söz konusu ihtara rağmen davacının dava değerini belirtmediği ve eksik harcı tamamlamadığını, mahkemece bu eksiklik giderilmeden davacının davasının usulden reddine karar verildiğini, bu nedenle mahkeme kararının usulden bozulması gerektiğini,16.10.2017 tarihli celsede davacının dava değerini bildirmemesi ve eksik harcı ikmal etmemesinden ötürü dosyanın işlemden kaldırıldığı, davacının davasını 25.12.2017 tarihinde eksiklikleri gidererek yenilediği, ancak dosyanın yenilendiği tarihte davacının müvekkilinden hiçbir alacağı kalmamış olduğu, dosyadaki bilgi ve belgeler ile dekontlarla sabit olduğunu, bu nedenle icra inkâr tazminatı ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden davacı lehine karar oluşturulmasının usul ve yasaya açıkça aykırı olup bozmayı gerektirdiğini, İcra takibi başlatıldığı sırada muaccel bir borç olmadığını, ayrıca Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün …Esas dosyasındaki itirazda, yapılan işte iadeye tabi meblağların olduğu belirtilerek itiraz edildiğini, aynı zamanda muaccel olmayan bir alacak için davacının herhangi bir zararı da bulunmadığını, Dosyadaki ödendi belgeleri, dekontlar da incelendiğinde, müvekkilinin borcun tamamımı davacıya fazlası ile ödediği, bu sebeple kötü niyetli olmayan müvekkilinin aleyhine icra inkâr tazminatı hükmedilmesinin hatalı olduğunu, İcra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için; müvekkilinin kötü niyetli olması, alacağın likit olması ve en önemlisi ortada ödenmemiş bir bedel olması gerektiğini, ancak yukarıda da belirtildiği üzere müvekkilinin borcunun tamamını fazlasıyla ödediğini, dava dilekçesinden de görüleceği üzere davacı dava değerini belirtmediği, alacak miktarını somutlaştırmadığını, dava dosyasının davacı tarafından yenilendiği tarihte miktar belirtilmiş olsa da, söz konusu tarihe kadar zaten müvekkilinin davacıya tüm borcunu ödediğini, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde müvekkilinin kötü niyetli olmaması, alacağın davacı tarafından somutlaştırılmamış olması ve borcun tamamının ödenmiş olması göz önüne alındığından müvekkili aleyhine hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığını, İcra İnkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, itirazın iptali davasının davalı borçlu aleyhine sonuçlanması gerektiğini, davanın konusuz kalma kararı verildiği takdirde, dava, borçlu aleyhine sonuçlanmamış olacağından, inkâr tazminatına hükmolunmayacağı yerleşik Yargıtay kararlarıyla da sabit olduğunu, (Yargıtay 11. H.D. 2004/6006 E. 2005/2513 K. 21.03.2005 T. İlamı) Davanın usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle usulden reddine ve davanın konusuz kalması sebebiyle de esastan tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken, müvekkili aleyhine icra inkâr tazminatı ve yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka, kanuna ve adalete aykırı olup istinafen bozulması gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/394 Esas 2018/80 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK 355. Maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davanın konusuz kaldığı bahisle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Davacı, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün… sayılı dosyasında faturayı esas alarak davalı aleyhine ilamsız icra takibi yapmış, davalının yetkiye, borca itirazı üzerine takip durmuş, davacı da eldeki davayı açmıştır.
Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse, işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır( Harçlar K. m. 32). Davada, davacı vekili konusu belli bir değerle ilgili bulunan itirazın iptali davasını açarken, dava dilekçesinde dava değerini açıkça göstermemiş, peşin harç olarak maktu peşin harç yatırmıştır. Taralar duruşmaya gelmiş olsalar bile, noksan alınan harç tamamlanıncaya kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir( Harçlar Kanunun 16/4; 30 uncu maddesi; HMK 150 inci maddesi).Mahkemece, 16/10/2017 tarihli celsede, HMK 119/1-d maddesi gereğince dava değerini bildirmesi ve eksik harcın ikmal etmediğinden bahisle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili üç ay içinde, 25/12/2017 tarihinde dava değerinin 39.331,84 TL olduğunu göstermek suretiyle 671,69 TL peşin karar ve ilam harcını yatırmak suretiyle davasını yenilediği, davalı vekili davanın yenilendiği tarihte davacının hiç bir alacağı kalmadığı istinaf sebebi olarak gösterilmiş ise de, bu halde de davacının yargılama giderleri ve icra inkar tazminatını talep edebilmek için davasını yenileme hakkının mevcut olduğu, anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Takip konusu alacağın haricen ödemesine yönelik belge dava ve icra dosyasına sunulmasa da, davaya konu borcun dava açılmasından sonra haricen ödendiği hususu taraflar arasında ihtilafsızdır. Davalının davadan sonra yaptığı ödemeyle, borçlu olduğu alacağın tahsili için yapılan icra takibine bilerek ve haksız itiraz etmek suretiyle icra takibinin durmasına neden olduğu gibi itirazdan sonrada borcunu ödemeyerek eldeki davanınaçılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. (Yrg. 11. HD. 22.05.2017 T. 2016/399 E. 2017/2978 K. ve Yrg. 19. HD. 18/10/2018 T. 2017/3649 E. 2018/5078K.) Buna göre mahkemece davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedildiği, davalı borçlu takip konusu alacağı dava sonrası haricen ödemiş ise de, bu ödemeler BK’nın 100. maddesi uyarınca infaz sırasında dikkate alınacağı, takip konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, mahkemece davacının talebi gibi, davalı aleyhine yargılama gideri ve icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.686,76.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 671,69.TL harcın mahsubu ile bakiye 2.015,07.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/01/2019 tarihinde HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.