Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/445 E. 2019/144 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/445 Esas
KARAR NO : 2019/144 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ :İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/27 Esas 2017/870 Karar
TARİH : 27/09/2017
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 06/02/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacıya sigortalı, dava dışı firma tarafından 11/03/2014 tarihli fatura ile 138.675.00 USD bedelle satın alınan 107.500 MT Powder Polypropylene isimli ürünün 21.500 kg. lik kısmının Kazakistan’dan Türkiye’ye davalılardan … Ltd. Şti. tarafından temin edilen diğer davalı nakliyeci …. Ltd. Şti. sorumluluğunda Erenköy Gümrük Müdürlüğüne sevkedildiğini, buradan da 22/03/2014 günü … Ltd. Şti. nin Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesinde kurulu tesislerine sevk edildiğini, aracın boşaltılmasında gelen malzemenin olması gereken şekilde olmadığının, aşırı ısınmış ve renginin değişmiş olduğunun anlaşıldığını, sigortalının zararının davacı tarafça 22.05.2014 günü ödenmiş olduğunu, ödenen 12.371.56 TL hasarın davalılardan tahsili için başlatılan İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalılarca itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu ileri sürerek, davalıların borca vaki itirazlarının iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile; gerek yüklemede ve gerekse nakliyede davalıya atfı kabil bir kusurun bulunmadığını, yüklemede emtiayı satan şirket yetkililerinin hazır bulunduğunu, yüklemenin de bu kişilerce yapıldığını, hasarın emtianın aşırı ısınması sonucu oluşan yanma, öbekleşme, renk değişiminden kaynaklandığını, oysa dorse brandasının hiçbir yerinde dış etken kaynaklı bir neden tespit edilmediğini, araçta da herhangi bir arızaya rastlanmadığını, bu konuda rapor alındığını, hatanın yükleyicide bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile; davalının davacının sigortalısı ile aralarında herhangi bir taşıma sözleşmesinin bulunmadığını, sözleşmenin diğer davalı ile yapıldığını, yine de kendilerinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, davanın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle de zamanaşımı definde bulunduklarını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 27/09/2017 tarih 2016/27 Esas 2017/870 sayılı kararında;”Davacı şirket sigortalısı olan dava dışı şirketin, ticaret unvanından ağırlıklı olarak kimyevi maddelerin ithalatı ile iştigal ettiği, dava dışı sigortalının faaliyet konusu olan kimyevi maddelerin kimyasal özelliklerini bilmesi gerektiği, devamla ambalajlanması, yüklenmesi vs. hususlarında azami dikkat ve özeni göstermesi gerektiği, oysa davalıların sadece nakliye/taşıma işi ile iştigal ettikleri, taşımaya konu her ürünün kimyasal özelliklerini, ambalajlanma ve taşıma özelliklerini bilmesi gerektiği hususunun davalılardan beklenemeyeceği, emtianın ambalajlanma görevinin ise davalılarda olmadığı, somut uyuşmazlıkta ambalajlanmanın ve yüklemenin davalılarca yapılmadığının uyuşmazlık konusu da olmadığı, alınan raporda hasarın taşıma esnasında meydana gelmediğinin de rapor edilmiş olduğu, alınan raporun mahkememizce uygun görüldüğü…”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili şirket tarafından sigorta poliçesi kapsamında sigortalının zararının 22/05/2014 tarihinde karşılandığını, İlk derece mahkemesi kararının yasaya aykırı olduğunu, CMR Konvansiyonu’nun 17.maddesinin 1.fıkrasının; “Taşımacı yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından doğacak hasardan sorumludur.” şeklinde düzenlendiğini ve davanın haklılığını kanıtladığını, bir taraftan TTK 875/1.maddesinin; “taşıyıcı eşyanın taşımak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içerisinde eşyanın zıyaı ve hasarından doğan zararından sorumludur.” hükmünün bulunduğunu, buna göre bilirkişi heyet raporu görüşünün aksine, taşıyıcının sigortalının uğradığı zarardan sorumlu olacağını, Gerek TTK gerekse CMR’de öngörülen sorumluluk sistemine göre taşıyıcı eşyanın kendisi tarafından teslim alındığı tarih ile gönderene teslim ettiği tarih arasında uğramış olduğu hasar ve ziyadan sorumlu olduğunu, söz konusu taşıma ilişkisinde davalı ..Tic. Ltd. Şti.’nin üst taşıyıcı, diğer davalı …Tic. Ltd. Şti.’nin ise fiili taşıyıcı konumunda olup, hasardan müşterek sorumlulukları bulunduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/11-2206 E. 2015/1324 K. 13/05/2015 tarihli kararından anlaşılacağı üzere, davalıların nezaret ve gözetim yükümlülüklerini yerine getirmemelerinin de dava konusu hasarın meydana gelmesinde davalıların sorumluluğunun mevcudiyetini gösterdiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/27 Esas 2017/870 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, uluslararası kara taşıması sırasında taşınan yükte meydana gelen hasar nedeni ile sigortalısına ödeme yapan davacı sigortacının asıl ve alt taşıyıcıdan rücuen alacağın tahsili için yaptığı takibe itirazın iptali davasıdır.Davaya konu uyuşmazlık uluslararası taşımadan kaynaklandığından olaya CMR konvansiyonu hükümleri uygulanacaktır.CMR Konvansiyonu 17/1 maddesinde “Taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur.” 17/2. maddesinde, “Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşımacı sorumlu tutulamaz”. hükümleri düzenlenmiştir.Taşıyıcı eşyanın, kendisine teslim edildiği tarihten varma yerinde alıcıya teslimine kadarki dönemde uğrayacağı zararlardan sorumlu olup, taşıyıcının bu sorumluluğu ispat külfeti ters çevrilmiş bir kusur sorumluluğudur. Davalı taşıyıcı CMR 17. maddesi uyarınca hasarın kendisinin sebep olmadığı bir nedenden meydana geldiğini kanıtlaması halinde sorumluluktan kurtulabilir.Somut olayımızda, davacı tarafça sigortalanan ve davalılarca taşınan eşyanın taşıma sırasında hasarlandığı hususu çekişme konusu değildir. Varış yerinde yapılan tespitte ve davacı sigorta şirketince …. Ltd. Şti.’ne yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu alınan raporda ve yine … Ltd. Şti.’nin 18/06/2014 tarih IS/03767/14/AV nolu raporunda meydana gelen hasarın yükleme sırasında taşınan emtianın yanıcı madde ile teması veya sıcak olarak ambalajlanmasından ve emtianın niteliğinden kaynaklanmış olabileceği, hasarın taşımadan kaynaklanmadığı yolunda görüş bildirildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da taşımaya konu emtianın toz halinde içinde bulunan uçucu kimyasal maddeler arındırılmadan sıcak halde iken ambalajlandığı ve polipropilen’in içindeki mevcut uçucu kimyasal maddelerin sıcaktan dolayı toz polipropileni kavurduğu yani toz polipropilenin alevsiz bir şekilde yanmasına neden olduğu, hasarın taşınan emtianın kimyasal özellikleri dikkate alınmadan ambalajlanması ve bu şekilde yüklenmesine bağlı olarak gerçekleştiği hasarın oluş şekli dikkate alındığında taşıyıcının yükleme sırasındaki gözetim sorumluluğuna da aykırılık teşkil etmediği, taşıyıcının sorumluluğunun bulunmadığı” şeklinde görüş bildirildiği anlaşılmaktadır.Buna göre davaya konu hasarın taşımadan kaynaklanmadığı, malın ambalajlanmasından, yüklenmesinden ve niteliğinden kaynaklandığı, malın ambalajlamasının ve yüklenmesinin gönderen tarafından yapıldığı, taşıyıcının yükleme sırasındaki gözetim sorumluluğuna aykırı bir durumun da ispatlanamadığı anlaşılmakla ve mahkeme kararı, dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olmakla; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde davacı tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/02/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.