Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/435 E. 2019/143 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/435 Esas
KARAR NO : 2019/143 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/57 Esas 2017/1122 Karar
TARİH : 12/12/2017
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/02/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında ticari ilişki nedeni ile müvekkilinin davalıdan fatura ve cari hesap karşılığı sattığı mal bedeli nedeniyle alacaklı olduğunu, alacağının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe haksız itiraz edildiğini, müvekkillinin sattığı emtianın sevk irsaliyesi ile davalıya teslim edildiğini, tebliğ edilen faturalara süresinde itirazda bulunulmadığını ileri sürerek, itirazın iptaline davalı/borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkillinin ticari ilişki nedeni ile davacı tarafından teslim edilen mal bedelini ödediğini, dava konusu talebinin haksız olduğunu, davacının teslim etmediği emtia karşılığının fatura düzenlendiğini, müvekkilinin ticari ilişki nedeni ile borç olmadığı gibi alacaklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 12/12/2017 tarih 2017/57 Esas 2017/1122 sayılı kararında;”Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, ticari satımdan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Satım sözleşmesinde satılanın sözleşmeye uygun şekilde alıcıya teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacıya ait olup, dosyaya sunulan sevk irsaliyeleri ile satım konusu emtianın alıcıya teslim edildiği sabittir. Her ne kadar bilirkişi raporun 9’uncu sayfasında belirlenen 5 adet faturaya ilişkin sevk irsaliyesinde teslim alan kısmında imza bulunmadığı açıklanmış ise de belirtilen faturaların tamamının davalının 2014 yılına ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş defterinde kayıtlı bulunması karşısında belirtilen emtianın da teslim edildiğinin kabulü gerekmiştir. Süresi içerisinde satıma konu emtiada ayıp bulunduğu hususu davalı yanca savunulmadığı gibi, alıcının asli edimi olan bakiye satım bedelininde ödendiği savunulmamıştır. Bu nedenle davalı defterinde kayıtlı olan 44.671,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Satım sözleşmesinden kaynaklanan faturaya bağlı alacağın likit olması nedeni ile hüküm edilen alacak üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği “gerekçesi ile, Davacının davasının kısmen kabulü ile; davalının Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 44.671,00-TL üzerinden iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarla avans faizi uygulanmak sureti ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Hükmedilen alacağın %20’ı olan 8.934,20-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş ve karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacının 45.557,97 TL asıl alacağının faizi ile birlikte ödenmediğini, ödenmeyen borç sebebiyle müvekkili hakkında Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve müvekkili davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek davalı itirazının iptalini talep ettiğini, Kısmen kabul edilen alacağı kabul etmemekle birlikte davacı tarafından icraya ve davaya konu alacak miktarının 45.557,97-TL olduğu, mahkemece karar verilen 44.671,00 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptaline ve takibin devamına ve ayrıca fazla istemin reddine karar verildiği, böyle bir durumda alacak miktarının likit olmadığı ve alacak miktarının ancak bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, buna rağmen mahkemenin alacak miktarı likit olmamasına rağmen alacağın % 20’si üzerinden icra inkar tazminatına mahkum etmesinin yasa ve usule aykırı olduğunu, Davacının müvekkiline teslim etmediği malları iş bu davaya konu yaparak bedelini haksız olarak talep ettiği, mahkemenin müvekkiline teslim edilmeyen mallardan müvekkilini sorumlu tutarak gereçeğe ve hakkaniyete aykırı karar verdiğini, Davacı firmanın fatura ettiği bütün malların teslim edildiğini yazılı delillerle kanıtlamakla mükellef olduğunu, alınmamış bir ürün karşılığında kesilen faturaya istinaden ödenmiş avans fazlası olduğunu, 01.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda ve sonuç kısmında “dava borç tutarı ve dava konusu 45.557,97.TL bedelden, davalı yana teslimi ispata muhtaç kalan 19.876,52.TL bedelin mahsubu ile yani 45.557,97-19.876,52=25.681,45.TL talep edebileceği” yönünde somut tespite rağmen mahkemece müvekkiline teslim edildiği ispatlanmayan ve teslim edilmeyen alacaktan dahi sorumlu tutulduğunu, bu hususun bilirkişi raporunda da açıkça ortaya konulmasına rağmen mahkemenin aksi düşünce ile karar vermesinin mevzuata ve hakkaniyete aykırı olduğunu,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu düzeltilerek onanmasına veya kısmen kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talep gibi davacı aleyhine davanın tamamen reddine ve davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesi ile, Müvekkilinin davalıya verdiği mal/hizmet karşılığı davalıdan alacaklı olduğu ve takibe konu olan asıl alacak miktarı 45.557,97.TL olduğu halde mahkemece 44.671,00TL üzerinden hüküm kurulduğunu, Hükme dayanak teşkil eden bilirkişi raporunun ”Taraflar Arası 120-30 Hesap Farkının İncelenmesi” başlıklı bölümünün sonuç kısmında da ‘ticari defterler kapsamında davacının davalıdan 45.557,97.TL alacaklı olduğunun kabulü gerektiğinin belirtildiğini, yani alacaklı oldukları miktarın bilirkişi raporuyla da teyit olunduğu halde mahkemece 44.671,00.TL üzerinden hüküm kurulduğunu, Mahkemece davalı şirket ticari defterlerine itibarla hüküm kurulduğu düşünülse dahi bilirkişi raporuna göre o miktarın 44.672,99.TL olup, 44.671,00TL alacak üzerinden hüküm kurulmasının izaha muhtaç olduğunu, Mahkemece belirlenen alacak tutarı dosya kapsamı ve bilirkişi raporu ile bağdaşmadığından davamızın tamamen kabulü ile icra takibinin 45.557,97TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının belirtilen sebep ve gerekçelerle sınırlı olmak üzere kaldırılarak davanın tümden kabulüne, davalının kötü niyetli olması nedeniyle hakkında HMK 351.maddesi yollamasıyla 329. maddesi hükmünün uygulanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/57 Esas 2017/1122 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava itirazın iptali davasıdır.Mahkemece taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan bilirkişi raporuna göre takibe konu davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalar (150 TL’lik fatura haricinde) davalı defterlerinde kayıtlı olup, HMK 222/4. maddesi gereğince sahibi aleyhine delil teşkil eden davalı ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla 44.672,99 TL borçlu olduğu gibi davalı söz konusu borcun ödendiğini iddia ve ispat edememiştir. Davalı her ne kadar fatura içeriği malların teslim edilmediğini savunmuş ise de, ilgili faturaları ticari defterlerine kaydetmiş olması nedeniyle fatura içeriği malların teslim edildiğine ilişkin karinenin aksinin davalı tarafça ispatlanması gerekir. Davalı bu hususu usulüne uygun delillerle ispatlayamamıştır. Bu nedenle davalının fatura içeriği malların teslim edilmediğine ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir. Yine davalı ticari defterlerine göre davacıya 44.672,99 TL borçlu olduğu kayıtlı olup davalı takipte alacağın tamamına itiraz edip takibi durdurduğundan mahkemece kabul edilen dava değeri üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olup buna yönelik davalı istinaf sebebi yerinde değildir.Davacının katılma yoluyla istinaf başvurusuna gelince, taraf ticari defterleri arasındaki uyumsuzluk davacı tarafça kesilen 27/10/2014 tarih 267124 nolu faturanın bedeli 33.450 TL olmasına rağmen iş bu faturanın davalı defterlerine 32.450 TL olarak kaydedilmesinden kaynaklanmaktadır. Buna göre davalı defterlerinde kayıtlı olan 267124 nolu davacı faturasının 33.450 TL olduğunun kabulüne göre, davalı defter kayıtlarına göre davalı 45.672,99 TL davacıya borçlu olmaktadır. Davacı talebi 45.557,97 TL olduğundan taleple bağlılık gereğince davanın bu miktar üzerinden kabulü gerekirken, nasıl hesaplandığı anlaşılamayan 44.671 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.Bu nedenle davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan davacı alacağı daha fazla göründüğünden taleple bağlı kalınarak 45.557,97 TL üzerinden kabulüne ve itirazın bu miktar üzerinden iptaline, hükmedilen alacak miktarı üzerinden davacı yararına %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2017 tarih 2017/57 Esas 2017/1122 Karar sayılı ilamının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurularak; DAVANIN KABULÜNE, 1-Davalının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı dosyasına vaki itirazın 45.557,97.TL üzerinden iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile devamına, 2-Hükmedilen alacağın %20’si olan 9.111,60.TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, İLK DERECE YÖNÜNDEN: 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.112,06.TL harçtan, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 550,23.TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,83.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 550,23.TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından sarfedilen 1.000,00.TL bilirkişi gideri, 105,00.TL posta / tebligat gideri ile 31,40.TL dava başvurma harcı gideri olmak üzere toplam 1.136,40.TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesaplanan 5.361,38.TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN:8-Harçlar Kanunu gereğince isttinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine, 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 10-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.112,06.TL karar harcından istinaf eden davalı tarafından yatırılan 762,87.TL harcın mahsubu ile bakiye 2.349,19.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 11-İstinaf aşamasında davacı tarafından sarf edilen 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 35,00.TL dosyanın istinafa gönderim gideri olmak üzere toplam 133,10.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 12-Dosyada artan gider avansı bulunması halinde yatıran tarafa iadesine, 13-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/02/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.