Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/433 E. 2019/217 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/433
KARAR NO : 2019/217
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2017
DOSYA NUMARASI: 2016/675 Esas – 2017/832 Karar
DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ : 20/02/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin 3. şahıs ….. Ticaret Limited Şirketi adına bu şirketin yapacağı gümrük işlemlerine ilişkin olarak ……. Tekstil İhtisas Gümrük Müdürlüğü lehine davalı bankaca düzenlenen teminat mektuplarının muhatabı olma yükümlülüğünü üstlendiğini, süreleri dolan ve geçerliliği kalmayan ve zaman aşımına uğrayan mektupların lehtarına ve üçüncü kişilere ödenmemesi ve nakit karşılığının iadesini,iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bankanın teminat mektuplarıyla ilgili tek başına işlem yapmasının mümkün olmadığını, teminat mektuplarında vade klozu olmadığını, gümrük müdürlüğünce teminat mektubundan dolayı herhangi bir yükümlülüğünün kalmadığının müvekkil bankaya bildirilmesi gerektiğini, yazı geldikten sonra işlem yapılabileceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Davacı vekili 24/04/2017 tarihli dilekçesi ile; teminat mektuplarının karşılığı olan mevduatın bu aşamada hesaplanmasının müşkülatta olacağından bu konuya ilişkin taleplerini atiye bıraktıklarını beyan etmiştir. Davalı vekilinin 25/10/2017 tarihli celsedeki beyanında; davacının faiz alacağına ilişkin talebini atiye terk etmesine bir diyeceği olmadığını beyan ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 25/10/2017 tarih ve 2016/675 Esas – 2017/832 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” Dava, banka teminat mektuplarına ilişkin davacının hesabı üzerindeki blokenin kaldırılması ve nakit bedelleri ve faize ilişkin olup, nakit bedeller ve faize ilişkin talep atiye terkedildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İncelenen dosya kapsamından dava konusu teminat mektuplarının dava dışı firma adına verildiği ve halen Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İstanbul Gümrük ve Mufafaza Müdürlüğü Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nde bulunduğu konusunda uyuşmazlık yoktur. Davacının hesabı üzerindeki rehin sözleşmesine dayanılarak teminat mektubu sebebiyle konulan blokenin kaldırılabilmesi için Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 2012/798 Esas – 2013/1542 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere vadeden itibaren 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolması gerektiği, somut olayda davaya konu teminat mektubunda “31/05/2006 / 30/06/2006 tarihine kadar geçerlidir.” ibaresi yer almakta olup, davanın 01/07/2016 tarihinde açıldığı dikkate alındığında 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla davaya konu teminat mektupları üzerindeki blokenin kaldırılmasına dair … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” Davanın kabulü ile dava dışı …….. Ticaret Limited Şirketi adına ….. Tekstil İhtisas Gümrük Müdürlüğü lehine davalı bankaca verilen;
1-07/05/2004 tarih, ……. no’lu beyanname için 13/05/2004 tarih, ……….. no’lu 2.500,00 TL bedelli, 31/05/2006 vade tarihli,
2-06/05/2004 tarih, ……. no’lu beyanname için 17/05/2004 tarih, ……………… no’lu 1.650,00 TL bedelli, 31/05/2006 vade tarihli,
3-05/05/2004 tarih, ….. no’lu beyanname için 17/05/2004 tarih, ………… no’lu 3.200,00 TL bedelli, 30/05/2006 vade tarihli,
4-11/05/2004 tarih, …… no’lu beyanname için 20/05/2004 tarih, ………… no’lu 16.510,00 TL bedelli, 31/05/2006 vade tarihli,
5-25/05/2004 tarih, …… no’lu beyanname için 26/05/2004 tarih, ………….. no’lu 7.950,00 TL bedelli, 31/05/2006 vade tarihli,
6-25/05/2004 tarih, ……. no’lu beyanname için 26/05/2004 tarih, ………. no’lu 4.050,00 TL bedelli, 31/05/2006 vade tarihli,
7-25/05/2004 tarih, ……. no’lu beyanname için 26/05/2004 tarih, …………. no’lu 7.600,00 TL bedelli, 31/05/2006 vade tarihli,
8-25/05/2004 tarih, …… no’lu beyanname için 26/05/2004 tarih, ……….. no’lu 9.260,00 TL bedelli, 31/05/2006 vade tarihli,
9-27/05/2004 tarih, …….. no’lu beyanname için 09/06/2004 tarih, ………. no’lu 3.500,00 TL bedelli, 30/06/2006 vade tarihli,
10-18/03/2004 tarih, ……… no’lu beyanname için 09/06/2004 tarih, ………. no’lu 7.385,00 TL bedelli, 30/06/2006 vade tarihli teminat mektuplarına ilişkin davacının hesabı üzerindeki blokenin kaldırılmasına,
Nakit bedelleri ve faizine ilişkin talep atiye terkedildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili ile ihbar olunan vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olup süresi içinde kararın kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurduklarını, Davacının talepleri doğrultusunda davacı tarafa bankanın tek başına teminat mektupları ile alakalı olarak işlem yapmasının mümkün olmadığını, teminat mektuplarının süreli olmasının yanında ayrıca teminat mektuplarında vade klozunun bulunması durumunda banka teminat mektupları ile ilgili işlemleri tek başına yapabileceğini, ancak bahse konu teminat mektuplarında vade klozu bulunmadığını, bu nedenle Gümrük Müdürlüğü’ nden beklenen “herhangi bir hak ve alacağımız kalmamıştır” yazısı geldikten sonra işlem yapılabileceğini, Gümrük Müdürlüğü’ne müvekkil bankaca yazı yazılmasına rağmen söz konusu teminat mektuplarına ilişkin bir cevap yazısı gelmediğini, bu sebeple davanın husumetten reddi gerekirken yerel mahkemenin davanın kabulüne yönelik vermiş olduğu kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu, Dosyada yapılan bilirkişi incelemesinde bilirkişi sayısının iki olmasının; başka bir ifade ile bilirkişi sayısının çift olmasının hukuka ve usule aykırılık teşkil edeceğini, işbu sebeple söz konusu bilirkişi raporuna karşı sözlü ve yazılı itiraz ederek tek sayıdan oluşan bir bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmasını talep etmiş olmalarına rağmen yerel mahkeme tarafından söz konusu taleplerinin dikkate alınmadığını, red kararı dahi oluşturulmadığını, bu bilirkişi raporunun dayanak gösterilerek yerel mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olup söz konusu kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Bilirkişi incelemesinde ihbar olunan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ nın beyanları ve delilleri dikkate alınmadan eksik ve yetersiz bir rapor oluşturulduğunu, işbu sebeple ihbar olunanın beyan ve delilleri de dikkate alınarak rapor oluşturulması için dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine gönderilmesi talep edilmiş olmasına karşın yerel mahkemenin eksik ve yetersiz hazırlanmış bilirkişi raporuna riayet ederek karar oluşturulduğunu, Gümrük müdürlüğü tarafından herhangi bir hak ve alacağı kalmadığına dair bir yazı verildikten sonra müvekkil bankanın teminat mektupları için gerekli işlemi yapacağını, Gümrük Müdürlüğü’nün teminat mektubundan dolayı herhangi bir yükümlülüğünün kalmadığının davalı müvekkil bankaya bildirilmesi gerektiğini, Ayrıca, vade tarihine kadar başvurulmadığı takdirde teminat mektubunun hükümsüz hale geleceği klozunu taşıyan teminat mektuplarında, muhatabın sadece vade içerisinde tazmin talebinde bulunması yeterli olmayıp, tazmin talebinin yazı ile (HMK md. 200) vade içerisinde bankaya ulaşması gerekmekte olduğunu, aksi takdirde bankanın garanti yükümlülüğünün sona ereceğini, her ne kadar bilirkişi raporunda BK 110 maddesine atıf yapılarak davaya konu teminat mektuplarında açık ve net bir irade beyanının bulunmadığı bir diğer ifadeyle teminat mektubunda yer alan ibarenin, belirlenen sürenin geçmesinden sonra teminat mektubunun geçersiz olacağına ilişkin açık ve yoruma yer bırakmayacak nitelikte olmadığı tespitinde bulunulmuş olmasına karşın; raporun sonuç kısmın da bu tespite yer verilmediği gibi aksini beyan eden bir rapor oluşturduklarını, usul ve yasalara aykırı bilirkişi raporu dayanak gösterilerek yerel mahkemenin davanın kabulüne karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla; – Tehir-i icra taeplerinin kabulüne, – Usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İhbar olunan vekili istinaf dilekçesinde özetle; Söz konusu davada, davalının ihbarını kesinlikle kabul etmeyerek davada taraf sıfatı taşımamakla birlikte idareleri açısından bir hak kaybına mahal vermemek adına kendilerine tebliğ edilen karar aleyhine istinaf yoluna başvurulduğunu, Öncelikle işbu davada taraf sıfatı taşımadıklarını, zira davanın, davacı şirket ile teminat mektubunu veren banka arasında görülmesi gerekirken kendilerine yöneltilmesinin hakka ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini, dava konusu teminat mektubunun ilgili banka tarafından düzenlendiğini ve mükellefçe kendilerine verildiğinin iddia edildiğini, davacı tarafından sadece bankaya yöneltilip bir müzekkere ile gümrük idaresinden bilgi istenebilecekken davanın kendilerine ihbar edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, İhtilafın, teminat mektubundan kaynaklanmakta olduğunu, bir gümrük yükümlülüğüne ilişkin olarak bankalar tarafından düzenlenen teminat mektuplarının doktrinde bir tür garanti sözleşmesi olarak kabul edilmekte olduğunu, buna göre bankanın, teminat mektubundan dolayı lehtar firma ile keşideci banka arasındaki ilişkide gümrük idaresinin yeri olmadığını, özetle, dava konusu işlemle ilgili idarelerinin herhangi bir hukuki sorumluluğu olmadığını, Dava konusu teminat mektuplarına ilişkin davacının hesabı üzerindeki blokenin kaldırılması yönünde verilen karar ile devletin vergi alacağının tahsil imkanının ortadan kalkmasına sebebiyet verileceğini beyanla; İhbar olunan sıfatı ile kendilerine tebliğ edilen ve davacının hesabı üzerindeki blokenin kaldırılması yönünde verilen karar ile devletin vergi alacağının tahsil imkanının ortadan kalkmasına sebebiyet verileceğinden; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 10/11/2017 tarih ve 2016/675 Esas – 2017/832 Karar sayılı kararının istinaf talepleri doğrultusunda incelenerek bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: 6100 sayılı HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ve iptali ile teminat mektupları nedeniyle banka hesaplarına konulan blokajın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının hesaba konulan blokajın kaldırılması talebi ile ilgili karar verilirken, teminat mektuplarının iptaline yönelik talebi ile ilgili karar verilmediği görülmüştür. Tüm dosya kapsamına göre, teminat mektupları üçüncü kişinin fiilini taahhüt mahiyetinde bulunduğundan ve zamanaşımı süresinde TBK’ nun 153. maddesi ile zamanaşımını durduran sebepleri, aynı Kanunun 154 üncü maddesi ile zamanaşımı kesen nedenler gözetilerek bankaya başvurulması halinde bankanın teminat mektubu bedelini tazmin etmesi sözkonusu olacağından teminat mektubunun iptali veya hükümsüzlüğü davasının muhataba karşı açılması gerektiği, davacının teminat mektubundan dolayı sorumlu olmaması için, muhatabı ( ….. Tekstil İhtisas Gümrük Müdürlüğü ) tarafından iptali veya geri verilmesi, muhatabın teminat mektubundan dolayı bankayı ibra etmesi veya teminat mektubunun iptaliyle ilgili olarak kesinleşmiş mahkeme kararı sunması gerektiği, taraflar arasında teminat mektuplarının muhatabın elinde bulunduğu noktasında ihtilaf bulunmadığı, teminat mektup ve muhatabının bulunmadığı bir davada teminat mektuplarının hükümsüzlüğü ve iptali talebinin dinlenmesinin mümkün olmadığı gözetildiğinde, davacıya İstanbul Halkalı Gümrük Müdürlüğü aleyhine de dava açması için süre verilmesi ve açılan davanın işbu dava ile birleştirilip birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi, aksi halde dosyanın şu andaki mevcut durumuna göre karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı ihbar olunan İstanbul …… Gümrük Müdürlüğü tarafından da istinafa başvurulmuş ise de; ihbar edilenin davaya müdahale talebinde bulunmadığı, davada fer’i müdahil sıfatı kazanmayıp ihbar olunan olarak yer aldığı, mahkemece de hakkında, bir hüküm kurulmadığı anlaşılmakla; karara karşı istinaf kanun yoluna başvurma hakkı bulunmadığından, ihbar olunanın istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. Sonuç olarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-a4., 6., 355. maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A) İhbar olunan vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, B) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 25/10/2017 tarih ve 2016/675 Esas – 2017/832 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a4, HMK 353/1-a6 ve HMK 355 maddeleri uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 813,38 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 3- Harçlar Kanunu gereğince ihbar olunan tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 4- İhbar olunan tarafından yatırılması gereken 44,40 TL istinaf karar harcının, istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 813,38 TL harçtan mahsubu ile bakiye 768,98 TL harcın talep halinde ihbar olunana iadesine, 5- Davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı 85,70 TL ile davalı avansından sarf edilen – dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş/dönüş masrafı – 32,00 TL’ nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6- İhbar olunan tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı 85,70TL’nin ihbar olunan üzerinde bırakılmasına, 7-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından, dosyanın taraflarına tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/02/2019 tarihinde HMK 353/1-a4, HMK 353/1-a6 ve HMK 355 maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.