Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/431 E. 2018/419 K. 09.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/431
KARAR NO : 2018/419
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 15/02/2017
DOSYA NUMARASI : 2016/1074 Esas – 2017/169 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/05/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı arasında İstanbul Bakırköy İli … parselde bulunan gayrimenkülün satışı hususunda taşınmaz satışı aracılık sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca müvekkili şirkete 21.000,00-TL ödeme yapılacağını ve hizmet bedelinin ödenmemesi durumunda sözleşmenin 5.2 maddesi uyarınca 63.000,00-TL’lik cezai şartın kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin sözleşme edimini yerine getirdiğini ve gayrimenkulü sattığını, hizmet bedeli alacağını alamadığını, ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığını alacağın cezai şartlı birlikte tahsili amacıyla İstanbul ..İcra müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe haksız yere itiraz ettiğini beyanla, %20’nden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hüküm edilerek, itirazın iptali ile takibin devamını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Görev yönünden davanın tüketici mahkemesi’nin görev alanında olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin daha önceden hazırlanmış matbu sözleşme metni olduğunu ve sözleşme hükümlerinin haksız şart niteliğinde olduğunu, davacı tarafın taşınmazın satılması istenen en yüksek değer üzerinden talepte bulunduğunu, ancak daha düşük bir bedelle satışın gerçekleştiğini, davacının komisyon,simsarlık, aracılık ücretini, cezai şart ile birlikte talep etmesinin mümkün olmadığını, davacının talep ettiği cezai şartın tüketici işlemi için oldukça fahiş bir rakam olduğunu beyanla, cevap dilekçesinde ileri sürülen tüm nedenlerle davanın reddi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 15/02/2017 tarih ve 2016/1074 Esas – 2017/169 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … tüm dosya kapsamına göre; davalının tacir olmadığı gibi ticari işletmesi de bulunmadığı, kendi kullanımındaki taşınmazı ticari işletmenin faaliyeti kapsamında satışa çıkarmadığı, bireysel tasarrufu olarak satışa çıkardığı, simsarlık sözleşmesine de bu maksatla taraf olduğu, 6502 sayılı kanunun 3/1-k maddesinde belirtilen tüketici olduğu ve taraflar arasındaki işlemin de tüketici işlemi olduğundan görevli mahkeme bu hale göre tüketici mahkemesi olup; 6100 sayılı H.M.K’nun 1, 114/1, ve 115/2 maddeleri ile 6502 sayılı yasanının 3/1-l, 3/1-k, 73/1. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile;
” 1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel mahkemece 6502 sayılı kanuna göre davalının tüketici olduğu ve taraflar arasındaki işlemin de tüketici işlemi olduğu bu sebeple de görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiğini, Yerel mahkemenin bu hükmü karşısında aynı kanunun 3. maddesindeki düzenlemeye değinmek gerektiğini,
Yerel mahkemece hüküm kurulan huzurundaki iş bu uyuşmazlıkta davalı tarafın ticari olmayan amaçlarla hareket ettiğini iddia etmenin gerçeklikten uzak olduğunu, zira davalı tarafın, işbu uyuşmazlığa konu taşınmaz satışından hemen evvel Gaziosmanpaşa’dan bir gayrimenkul satın almış ve ayrıca da bundan başkaca bilindiği kadarı ile 4 gayrimenkulün daha sahibi olduğunu, yine davalı tarafın Konya’da hayvan ticareti – çiflik işleri yaptığının da şifahi beyanlarıyla müvekkile bildirilmiş ve davalı tarafın işbu uyuşmazlığa konu taşınmazın satışını şahsi değil ticari amaçlar güderek ve ev alım-satımı ile ticari işlerine mali kaynak sağlamak amacıyla gerçekleştirmiş olduğunu,
İşbu davanın görülmesinde Yargıtay kararları ve Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’ un lafzı ve amacı gözetildiğinde ticaret mahkemelerinin görevli olduğu zira davalı tarafın ticari amaçlarla hareket ettiği ortada olduğundan yerel mahkemenin görevsizlik kararının kabulünün mümkün olmadığını,
İleri sürerek; İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/1074 Esas 2017/169 Karar sayılı ve 15.02.2017 tarihli kararının kaldırılarak davanın kabulüne,
Davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, % 20’ den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Dava, taşınmaz satışı için yapıldığı iddia edilen aracılıkta komisyon alacağının tahsili istemine ilişkindir.
İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce; taraflar arasındaki sözleşmeye konu yerin konut niteliğinde ve davalının tüketici konumunda olduğu bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
Somut olayda, davacı emlak komisyoncusu ile davalı arasında simsarlık sözleşmesi mevcut olup, sözleşme konusu taşınmaz konut niteliğindedir. Davacı bu sözleşmeden kaynaklanan komisyon ve cezai şart alacağının tahsilini talep etmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca bu tür davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alındığında uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
Bu sebeplerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine de aykırı olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 31,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye 4,50 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/05/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-ç ve 23. maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.