Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/426 E. 2019/185 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/426 Esas
KARAR NO : 2019/185 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/635 Esas 2017/818 Karar
TARİH: 07/11/2017
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/02/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin … markasının ve firmasının sahibi olmakla, çiğköfte imalatı ile iştigal ettiğini, davalının da Eskişehir’de … adlı mağazayı Franchising Sözleşmesine bağlı olarak işletmekte ve müvekkilinden çiğköfte ve malzemelerini aldığını, satılan ürünlerin faturaları mevcut olduğu gibi ayrıca faturaların cari hesaba da kaydedildiğini ayrıca müvekkilinin sözleşmeden doğan yetkilerine binaen davalı nezdinde yaptığı denetimlerde tespit ettiği eksiklikler için cezai müeyyide uyguladığını ve fatura kestiğini, bununla birlikte akdedilen sözleşme müddetince her yıl ödemesi gereken Franchise ücret bedeli ve reklam katılım bedelini ödemediğini, müvekkilinin alacağın tahsili için davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile cari hesaptan kaynaklanan 51.232,15-TL bakiye alacağı için ilamsız icra takibi yaptığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının asıl alacak üzerinden iptaline, takibin devamına, müvekkilinin alacağına, takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına, kötü niyetli davalının alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin dilekçede belirttiği adreste … adlı mağazayı Franchising Sözleşmesine bağlı olarak işlettiğini, davacının haksız uygulamaları neticesinde müvekkilinin Bakırköy … Noterliği’nin 11/05/2015 tarihli …. yevmiye nolu fesih ihtarnamesi gönderdiğini, davacının kötü niyetli olarak bir kısım irsaliye faturaları düzenleyip müvekkiline gönderdiğini, müvekkilinin söz konusu faturaları ihtarnameler ile geri gönderdiğini, buna rağmen davacının icra takibi başlattığını ve alacağın kaynağı olarak 28/05/2015 tarihli cari hesap ekstresini gösterdiğini, söz konusu cari hesap ekstresinde borcun kaynaklarının “Toptan Satış Faturası” adı altında genel bir ibare ile belirtildiğini, müvekkilinin davacıya borcu olmadığı için tamamı ile iyiniyetli olarak ödeme emrine itiraz ettiğini, müvekkiline gönderilen 192748 nolu faturanın kaynağının sözleşmenin 14.18. Maddesi gösterildiğini, söz konusu madde gereği müvekkilinin usulsüzlüğünün bulunmadığını, davacı tarafın şube denetleme formu adı altında hiçbir hukuki değeri olmayan formları müvekkilinin haberi olmadan şubeyi denetlemeden müvekkilinin imzasını almadan bir takım ceza fişleri kestiğini ve müvekkiline bunları haksız olarak irsaliye ettiğini, müvekkilinin söz konusu faturaları iade ettiğini, ayrıca 772165 nolu irsaliye faturasının da aynı şekilde denetim ceza bedeli adı altında düzenlendiğini, müvekkilinin söz konusu faturayı da iade ettiğini, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 07/11/2017 tarih 2015/635 Esas 2017/818 sayılı kararında;”İddia, savunma, toplanan deliller, takip dosyası kapsamı ve bilirkişi raporları kapsamları birlikte değerlendirilmiştir.Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile 01/06/2015 tarihinde 51.232,15-TL asıl alacak, 427,40-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 51.659,55-TL alacağın tahsili için genel haciz yoluyla takip talebinde bulunulduğu, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğine müteakip süresi içerisinde davalı borçlu tarafından borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği, takibin durduğu ve davacı tarafça da süresi içerisinde asıl alacak miktarı olan 51.232,15-TL üzerinden harçlandırılmak suretiyle işbu itirazın iptali davasının açıldığı saptanmıştır.Taraflar arasında 16/12/2009 tarihli Franchise sözleşmesinin imzalandığı, bu yönden taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğu, ticari ilişki çerçevesinde davalının, davacıya ait ürünlerin ( Gıda ürünü ) franchise yolu ile satışını üstlendiği, davacı tarafça davalı tarafa Büyükçekmece … Noterliği’nin 18/05/2015 tarihli ihtarnamesinin keşide edilerek 8.311,79-TL tutarın ödenmesinin talep edildiği, davalı tarafa ait 2015 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının yaptırıldığı ve incelenen bu ticari defter ve kayıtlara göre davacı tarafından düzenlenen toplam bedeli 33.544,75-TL olan üç adet faturanın kayıtlı olduğu, buna karşılık davacı tarafından davalıya düzenlenen 31/03/2015 tarihli 2.350-TL bedelli, 03/05/2015 tarihli 23.500-TL bedelli, 03/05/2015 tarih 8.311,79-TL bedelli üç adet faturanın davalı tarafından kabul edilmeyerek, Eskişehir … Noterliği’nin 21/06/2015 tarih …. yevmiye nolu ve 26/05/2015 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnameleri ile iade edildiği, davalıya ait incelenen ticari defter ve kayıtları ve sunulan banka dekontuna göre davacıya olan borcuna karşılık 18.757,00-TL ödemede bulunduğu, buna göre davacı tarafından düzenlenen üç adet fatura toplam bedeli borcuna karşılık yapılan ödeme kaydı düşüldüğünde, davalının takip tarihi itibariyle davacıya 14.787,75-TL asıl borcunun gözüktüğü, davacı tarafın 2015 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve bu ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan kaydi olarak 51.252,15-TL alacaklı göründüğü, tarafların ticari defterlerindeki farkın yukarıda belirtilen üç adet faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, bu faturaların davacı tarafından davalıya keşide edilerek davalının tebliğ aldığı ve yasal süresi içinde iade ettiği faturalar olduğu, davacı davalı ile arasındaki sözleşmenin 14.18. Maddesi uyarınca denetlemelere dayanak gösterilen tutanağa istinaden tahakkuk ettirdiği 2.350,00-TL bedelli faturanın ödenmemesi üzerine 23.500,00-TL bedelli on kat ceza fatura tahakkuk ettirdiği, 2.350,00 TL bedelli ilk faturanın davalı tarafından ne zaman tebellüğ edildiğine ilişkin herhangi bir tebliğ belgesi olmadığından davalının iade işlemini yasal süresi içerisinde yaptığı sonucuna varıldığı, davacının, davalı tarafça yapılan bu iade işleminin süresinde yapılmadığına ilişkin bir itirazının da bulunmadığı, davacının düzenlediği ceza tutanağında davalı yetkilisi veya çalışanının imzasının bulunmadığı, bu nedenle bu tutanağı davalı tarafından itiraz edilmesinin yerinde olduğu, tek taraflı olarak davacı tarafça düzenlenen tutanağa dayalı tahakkuk ettirilen ceza faturasının, davalı tarafça iade edilmesi üzerine faturanın ödenmediği gerekçe gösterilmek suretiyle 10 kat ceza faturası tahakkuk ettirmesinin sözleşme koşullarına uygun olmadığı, bu nedenlerle davacının 51.232,15-TL kaydi alacağından bu faturaların tenzilinden sonra geriye kalan 17.070,36-TL alacağının olduğu ve bu alacağın likit, bu kısım alacak yönünden itirazın haksız olduğu, ayrıca davacı tarafın dava dilekçesinde takipteki işlemiş faiz miktarı yönünden bir talebinin olmadığı belirlenmiş olmakla, davanın kısmen kabulü ile, kabul edilen miktar üzerinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin…”gerekçesi ile, Davanın kısmen kabulü ile; İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıdan 17.070,36 TL alacaklı olduğunun tespitine, bu miktara vaki itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren değişebilir oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminat tutarı 3.414,07-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişkinin ticari alım satım sözleşmesi değil Franchise Sözleşmesi olduğunu, Müvekkilin …” ticaret unvanı ile gıda sektöründe faaliyet göstermekte olup, “…” tanınmış markasının sahibi olduğunu, müvekkilinin “…” markasının yurt dışındaki tesciller yanı sıra 8 ülkede (Türkiye, Almanya, Hollanda, İsviçre, İngiltere, Fransa, Belçika, Avusturya) tescilli olduğunu, Müvekkilinin Avrupa’da en çok şubesi olan çiğköfte markası olduğunu, Avrupa’da ve yurt içerinde bu denli ticari başarı elde etmesinin sebebinin, reklam faaliyetlerinin yanı sıra, kendisine özel reçeteler kullanarak üretim yapması, ürettiği gıda maddelerinin Avrupa sağlık kriterlerine uygun olması, üretimin günlük yapılması, gün sonunda satılmayan ürünün imhası, özetle müvekkilinin tüketiciyi önemseyen, hukuk kurallarına bağlı, basiretli tacir olmanın gerektirdiği prensiplerden taviz vermeyen ticari ahlakı benimsemiş olması olduğunu, müvekkilinin franchise vermek sureti ile her geçen gün “…” şube sayısını arttırmakta olduğunu, Müvekkilinin bugüne kadar tüketici nezdinde kazandığı haklı güven ve ticari başarısını devam ettirebilmesi için franchise alan kişilerin müvekkilinin ticaret kurallarına uygun bir biçimde faaliyette bulunmaları, müvekkilinin bugüne kadar uyguladığı üretim, satış, saklama, imha vs… prosedürlerini ihlal etmemeleri müvekkili açısından hayati önem taşıdığını, müvekkilininin 300’e yakın şubesinin her birinin kendi malzemesi ile, kendi yöntemleri ve insiyatifi ile çiğköfte üretimi ve satışı yapması durumunda, bir kalite standardından bahsetmenin mümkün olmayacağını, müvekkilinin amacının tüketicinin … markasından yapacağı her alışverişte, aynı hijyen ve kaliteye uygun mal ve hizmet almasını temin etmek olduğunu, bu çerçevede müvekkilinden franchise alacak adaylara, müvekkilinin ticari kurallarını katı katıya uygulamalarına yönelik sözleşme imzalamak zorunda oldukları en başta açıklanmakta, yine müvekkilinin her daim denetim yapmak ve ihlalleri tespit etmesi halinde ceza kesmek yetkisi bulunduğunun da hatırlatıldığını, Davalı ile müvekkilinin 16.12.2009 tarihinde akdettikleri Franchise sözleşmesi ile ticarete başladıklarını, davalının “…” ticari unvanı ile gıda sektöründe faaliyette bulunduğunu, taraflar arasındaki franchise sözleşmesi hükümleri çerçevesinde davalının, müvekkiline ait …. markasını, mağaza konseptini, müvekkilinden aldığı know how’ları(üretim yöntemleri, malzeme reçeteleri vs…) kullanarak Eskişehir sınırları dâhilinde müvekkilinin üretici bayi olduğu, ayrıca kendi adına bir de … şubesi açtığını, Davalının 16.12.2009 tarih Franchise sözleşmesini imzalayarak elde ettiği müvekkilinin ticari know-how’ u, müvekkiline ait tanınmış … markasını kullanım hakkı ile, Eskişehir’ de çok ciddi bir ticari çıkış yaptığını, sözleşmeye uygun biçimde ticareti sorunsuz sürdürdüğü beş yıl içerisinde davalı kazandığı para ile, birçok gayrimenkul edindiğini, Range Rower marka araç satın aldığını ve maddi açıdan refaha erdiğini, buna karşılık yıllar sonra davalının müvekkili ile arasındaki franchise sözleşmesinden elde ettiği bunca kazançla yetinmeyip, taraflar arasındaki sözleşmeyi ihlal etmeye başladığını, yapılan denetimlerde bu husus ortaya çıktığında müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşme hükümleri çerçevesinde cezai şart tahakkuku yaptığını ve bunu davalıya fatura tahakkuk ettirdiğini, Taraflar arasındaki sözleşme basit bir ticari alım satım değil, karma niteikli bir franchise sözleşmesi olduğundan taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin tarafların durumları, üstlendikleri ticari riskler, müvekkilinin ticari hayatının devamı için 300 şubenin belirli ticari standartlarda hizmet vermesine bağlı oluşu gözetilmesi gerektiğini, Davalının alelade bir Franchise alan olmayıp, davacıya üretici Franchise yetkisi tnındığını, somut olayın ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin basit bir ticari alım satım gibi yorumlanması, davalı eylemlerinin müvekkilinin ve diğer şubelere verdiği/vereceği zararların gözetilmemesinin mahkemenin hatalı bir neticeye varmasının ana faktörlerinden birisi olduğunu, Davalının sadece cezai şart fatura bedellerini değil, mal alışa ilişkin fatura bedellerini de ödemediği gözetildiğinde, davalının faturalara itiraz ederek iade etmesinin davalıyı haklı çıkarmaya yetmeyeceğinin açık olduğunu,
Müvekkili ile davalı arasında ilişki 16.12.2009 tarihinde başladığında, davalı imzaladığı franchise sözleşmesindeki ticari kaidelere sıkı sıkı bağlı kalacağını kabul ve taahhüt ettiğini, 2009-2015 yılları arasındaki sorunsuz dönemde davalı bu sayede çok ciddi kar ve malvarlığı elde ettiğini, 2015 yılına gelindiğinde ise davalının, ahde vefa yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkilinin tüketici nezdindeki güvenilirliğini ve marka imajını zedeleyecek eylemlerde bulunmaya başladığını, müvekkilinin de yaptığı denetimlerde bunu fark ettiğini, Sözleşme hükümlerinde müvekkilinin davalıya iş verirken, mağaza konseptinden, marka kullanımına, personel seçim ve eğitiminden giyim kuşamına bir çok hususu önceden düzenlediği ve buna uyulmamasının bir müeyyidesi olacağını açıkça tebliğ ettiğini, müvekkili şirketin davalı tarafa yönelik denetimlerinde birçok olumsuzluğu fark ettiğini, buna yönelik delillerin de dosyada bulunduğunu, Mahkemenin kabulünün aksine taraflar arasındaki sözleşme hükümleri incelendiğinde, müvekkilinin önceden haber vermeksizin tek taraflı denetleme yapma yetkisi, yine bu denetimleri yapan müvekkilinin denetim personelinin tek taraflı tutanak ve rapor düzenleme yetkisinin mevcut olduğunu, Dosyaya mübrez olan ve taraflar arasında akdedilen 16.12.2009 tarihli Franchise sözleşmesinin 14.15 maddesi hükmü müvekkilin görevlendirdiği denetim personeli aracılığı ile önceden haber vermeksizin denetim yapma yetkisi verdiğini, bu yetkiye istinaden müvekkili tarafından davalıya ait Franchise şubesinde yapılan denetlemede, denetleme raporundaki eksiklikler tespit edildiği ve bu eksikliklere istinaden KDV dâhil 2.350,00.TL bedelli fatura kesildiğini, Denetim tutanaklarında davalının çalışanlarının imzasının bulunması, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri çerçevesinde tutanağın ve tespitlerin geçerliliğine etki eden bir husus olmadığını, Somut olayda yapılan denetimlerde sözleşme ihlalleri, bayat çiğköfte satışı vb…. tespit edildiğinden 31.03.2015 tarihli 2.350,00 TL bedelli fatura kesildiği ve davalıya gönderildiğini, buna karşılık davalı 31.03.2015 tarihli 2.350,00 TL bedelli faturayı ödemediği için iş bu sefer Franchise sözleşmesinin 14.18 maddesi hükmü gereği 03.05.2015 tarihli 23.500,00.TL bedelli fatura kesilmek zorunda kalındığını, davalıya gönderilen faturaların barkod ve tebliğ şerhli sureti dosyaya sunulduğunu, Yapılan teknik bilirkişi incelemesi ile müvekkilinin davalıdan 51.232,15.TL alacaklı olduğunun sabit olduğunu, mahkemenin bilirkişilerin teknik görüşleri yerine hukuki mütalaalarını esas alarak kurduğu hükmün hukuka aykırı olduğunu, Müvekkili tarafından davalıya kesilen altı adet fatura bulunduğunu, bu çerçevede mahkemenin verdiği hükümde sadece 03.05.2015 tarihli 23.500,00 TL bedelli faturayı değil, kesilen ve alacak konusu edilen diğer faturaları da hüküm dışında bıraktığını, müvekkilinin alacaklarının hüküm altına alınmamasının kararın gerekçesinde bunun sebebinin belirtilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kısmen ret kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın kabulüne, fazla dair hakların saklı tutulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/635 Esas 2017/818 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK 355. Maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, franchise sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir . Davacı vekili, takip konusu faturaların tahakkuk ettirilen ceza bedeli, franchise ücret bedeli ve reklam katkısı, malzeme bedeli olmak üzere dört kalemden oluşan toplam 51.232,15-TL zararı bulunduğunu ileri sürmüştür. Franchise Sözleşmesi, kanunda düzenlenmemiştir. Bu sözleşme doktrinde tam iki tarafa borç yükleyen çeşitli özellikleri birlikte barındıran ve birden fazla sözleşme türünün özelliklerini gösteren bir sözleşme olarak tanımlanmıştır. Franchise sözleşmesinin tarafları franchise veren ve alan olarak tanımlanmaktadır. Franchise alanın sözleşme kapsamında belirlenen ilkelere ve sözleşme konusu olan ürün veya hizmetlerin niteliği veya sürümü ile ilgilendiren konularla ilgili talimatlara uygun davranma borcu bulunmaktadır. Bu borca bağlı olarak da franchise verenin denetleme hakkı ortaya çıkmaktadır. Franchise alanın denetlemelere katlanma borcu doğmaktadır. Taraflar arasındaki Franchise sözleşmesinde, franchise veren davacının marka olmuş … ürününü franchise alan davalının kendi işletmesinde pazarlama hakkı tanıdığı, böylece davalı işletmesinde, davacının ticari markası, işaretleri ve sembolleri altında faaliyet gösterme imtiyazını kazanırken, davacının kendisine ait markasını kullanılmasını denetleme hakkı kazandığı görülmüştür. Taraflar arasındaki franchise sözleşmesi davalı tarafından 11/05/2015 tarihinde feshedildiği, davacının feshin haksızlığı veya geçersizliği ile ilgili bir iddiada bulunmadığı, fesih öncesi kestiği fatura alacaklarının tahsilini talep ettiği, sözleşmenin 24. maddesinde her yıl için franchise alanın ücretinin 500TL+KDV franchise alan tarafından ödeneceği, 9.3. maddesinde de franchise alanın her yıl için bir defa 400 USD ödeneceği kararlaştırılmış olup, davacı tarafça takibe konu 03/05/2015 tarihli ve 192750 seri numaralı faturanın 2.542,37 TL (2010,2011,2012,2013 tarihlerinde ödenmediği iddia edilen) franchise ücreti ile 4.501,52 TL reklam katkı bedeli olmak üzere toplam 7.043,89 TL ve 1.267,90 TL(% 18 KDV) olmak üzere 8.311,79 TL tutar üzerinden davalı adına fatura kesildiği ve B.Çekmece … Noterliğinin 18/05/2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tebliğ edildiği, ancak davalı tarafça Eskişehir .. Noterliğince 26/05/2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hiç bir sorumluluğun kabul edilmediğini bildirir, faturanın iade edildiği, bu şekilde borcun inkar edildiği, böylece uyuşmazlığın bu alacak kalemleri yönünden davalının borçlu olup olmadığı noktasında toplandığı, her ne kadar davalının 2015 tarihli ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile, bu faturanın ticari defterde kayıtlı olmadığı belirlenmiş ise de, taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan yazılı franchise sözleşmesinin mevcut olduğu ve davacı franchise veren franchise ücreti ile reklam katılım bedeli alacağını ve miktarını bu sözleşme kapsamıyla ispat ettiği görülmekle, davalı franchise alan olarak katılım bedelini ödediğini ispat ile yükümlü olduğu, bu bağlamda davalı cevap dilekçesi ve savunmasında; kendisine tebliğ edilen faturayı iade ettiği, ancak franchise ücreti ile reklam giderlerinin ödendiğine dair beyanda bulunmadığı gibi, davacı tarafça sözleşme kapsamında kesilen faturanın ödendiğini gösterir belge ve kaytı sunmadığı, bu durumda, mahkemece davalının yemin deliline dayanmadığı da gözetilerek, davalının fatura konusu alacakları ödediğini ispat edemediği dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu fatura yönünden yazılı şekilde ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, sonuçta belirtilen yıllara ait ödenmediği bildirilen franchise ücreti ve reklam katılım bedelinin sözleşme kapsamından anlaşılabildiği, sözleşmenin 24.1 maddesi gereğince her yıl için 500 TL+” 90TL-% 18 KDV” franchise ücreti” ödeneceğine göre, 2010,2011,2012,2013,2014, 2015, yıllarına ait ücret 590X6=3.540 TL; sözleşmenin 9.2 maddesi gereğince her yıl bir defa 400 USD olmak üzere 400×6=2.400 USD olmak üzere faturadan anlaşıldığı üzere TL karşılığı 4.501,52 TL reklam katkı payı tahakkuk ettirildiği, bu şekilde 03/05/2015 tarih ve 8.311,79 TL tutar fatura borcunun davalı tarafça ödenmediği anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun bu fatura alacağı yönünden kabul etmek gerekmiştir. Taraflar arasındaki Franchise Sözleşmesi’nin 14.18. maddesinde “iş bu sözleşme kapsamında franchise alan, franchise veren’ in yaptığı denetlemeler sonucunda ortaya çıkan her türlü usulsüzlükler nedeniyle franchise veren’ in yazacağı ceza miktarını 10 gün içinde ödemediği takdirde ceza 10 kat arttırılarak 1 ay ertelenir. Bu süre sonunda ceza ödenmez ise sözleşme franchise veren tarafından tek taraflı fesih edilir.” şeklinde ifade edilen hüküm gereğince davacı tarafça tek taraflı 17/03/2015 tarihli iş yeri denetleme tutanağı düzenlenerek, ürün ve hizmetten kaynaklı işletmedeki yetersizlik ve talimatlara aykırılılıktan kaynaklı 2.350 TL ceza tahakkuk ettirilerek, 31/03/2015 tarih ve 772165 seri numaralı fatura kesildiği, davacı elemanınca sözde davalının işyerinde tutulan tutanakta şirket yetkilisi veya çalışanlarının imzasının bulunmadığı, davacının tek başına tutanak düzenleme yetkisinin olmadığı, sonuçta sözleşme kapsamında davacının franchise veren olarak denetim yetkisine karşılık, davalının franchise alan olarak iş yerinin denetlenmesine katlanması gerektiği belirlenmiş ise de, söz konusu denetimin karşılıklı olacağı, kısaca sözleşmenin davacının tek başına tutanak tutma yetkisi tanımadığı, denetleyen ve denetlenmeyi katlanan, her iki tarafın denetim esnasında karşılıklı hazır bulunması gerektiği, bu nedenle davacının tek taraflı düzenlemiş olduğu tutanağın cezai yaptırımın uygulanması için, yeterli olmadığı, bu bağlamda tahakkuk ettirdiği cezai faturalar yönünden iddiasını ispatlamaya yeterli olmadığı görülmekle, davacı vekilinin bu cezai faturalar yönündeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK 353/1-b2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen 8.311,79 TL tutar fatura tutarı üzerinden de davanın kabul ile, 25.382,15 TL üzerindeki itirazın iptali ile, bu miktar üzerinden takibin devamına karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2017 tarih 2015/635 Esas 2017/818 Karar sayılı ilamının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kısmen KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak, DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,1-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazının İİK 67.maddesi uyarınca kısmen iptali ile, icra takibinin 25.382,15.TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sk. 2/2.maddesi avans faizi işletilmek suretiyle devamına, Fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 5.076,43.TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İLK DERECE YÖNÜNDEN: 4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.733,85.TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 874,92.TL harcın mahsubu ile bakiye 858,93.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 874,92.TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından sarfedilen 31,80.TL başta yapılan yargılama gideri ile yargılama aşamasında yapılan 1.367,50.TL olmak üzere toplam 1.399,30.TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (% 49 kabul) 685,66.TL’lik kısmının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesaplanan 3.045,86.TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 8-Red edilen kısım üzerinden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesaplanan 3.153,29.TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN:9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine, 10-İstinaf aşamasında davacı tarafından sarf edilen 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 23,50.TL dosyanın istinafa gönderim gideri olmak üzere toplam 121,60.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 11-Dosyada artan gider avansı bulunması halinde yatıran tarafa iadesine,
12-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/02/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.