Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/409 E. 2018/1292 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/409
KARAR NO : 2018/1292
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2017
DOSYA NUMARASI : 2016/363 Esas – 2017/1285 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 19/12/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında mevcut olan ticari ilişki çerçevesinde davalı müvekkil şirketten muhtelif zamanlarda muhtelif miktarlarda mal aldığını, bir kısım ödemeler yaptığını, davalının bakiye borcunun 24.147,00 TL olduğunu, bakiye alacağın ödenmediğini, alacağın tahsili için Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibi başlattıklarını, davalının itiraz ettiğini belirterek davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı adına yapılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz edilmediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 18/12/2017 tarih ve 2016/363 Esas – 2017/1285 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … Mahkememizce verilen kesin süre içerisinde bilirkişi gideri yatırılmadığı tutanak altına alınmış, davacı vekilinin 18/12/2017 tarihli celsede yeniden kesin süre verilmesine ilişkin talebi, kesin süre ile mahkemenin de bağlı olduğu hususu nazara alınarak reddedilmiştir.
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, faturanın tek başına alacağın varlığını ispata yarar delil teşkil etmediği, taraf ticari defterleri ve gelen BA-BS kayıtlarının da mali müşavir bilirkişi maarifetiyle incelenmesinin gerekli olduğu, davanın esasına etki edecek mahiyette olan bilirkişi incelemesinden süresi içerisinde delil avansı yatırılmadığından davacı tarafça vazgeçilmiş sayıldığı, bu haliyle ispatlanamayan davanın reddi gerektiği … ” gerekçeleri ile;
” Davanın sübut bulmadığından reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Yerel Mahkeme tarafından fatura ve irsaliye asıllarının sunulmasının istendiğini ve gereğinin yerine getirildiğini, irsaliyede ürünleri teslim aldığına dair imzası bulunan davalı çalışanı ” …” un davalının çalışanı olup olmadığına dair tespit yapılabilmesi amacıyla davalının 2015 yılı çalışan listesinin SGK dan istenmesine ve davalıya ihtarlı davetiye tebliğ ile irsaliyede imzası bulunan kişinin kendi çalışanları olup olmadığının duruşmada sorulacağı, duruşmaya katılmadıkları takdirde imzaların davalı çalışanına ait kabul edileceği ihtarı ile tebligat çıkartılmasına karar verildiğini, sonraki duruşmada ise davalı şirket yetkililerine isticvap davetiyesi tebliğ edilmesine ve duruşmaya katılmadıkları takdirde imzaların davalı çalışanına ait kabul edileceğinin ihtar edildiğini, ayrıca tarafların 2015 yılına ait BA ve BS formlarının celbine karar verildiğini,
Sonraki celsede bilirkişi incelemesine karar verildiğini ve kendilerine bilirkişi ücretini yatırmak üzere iki hafta kesin süre verildiğini, ancak bilirkişi ücretinin verilen süre içinde yatırılmadığını, 13.11.2017 tarihinde inceleme için defterlerinin mahkeme kaleminde hazır edilmiş ise de bilirkişi ücreti yatırılmamış olduğu için defterlerlerinin incelenemediğini ve kendilerine duruşma günü durumu mahkeme hakimine izah etmelerinin söylendiğini,
Duruşma günü durum izah edilmiş ise de Yerel Mahkemenin davanın subut bulmadığından reddine karar verdiğini,
1- Davalı tarafa fatura karşılığı mal verildiği ve ürünleri sevk irsaliyesi ile teslim edildiğinin ispatlandığını, davalı tarafa irsaliyeli ve imzalı bir şekilde mal teslim edildiği, teslim alan kişinin davalı şirket çalışanı olduğu, ihtarlı isticvap davetiyesine rağmen hazır bulunmayan davalı tarafça, irsaliyede imzası olan çalışanın davalının çalışanı olarak kabul edildiği, 2015 yılı BA ve BS kayıtlarında faturaların bildirilmiş olduğu hususlarının da ortaya çıkmış olduğunu,
2- Davalı tarafın tüm yargılama süresince sadece icra takibine itiraz sırasında beyanda bulunduğunu ve sadece ” borcumuz bulunmamaktadır” ifadesine yer verdiğini,
Halbuki davalının müvekkil şirkete borcu olduğunun ispatlanmış olduğunu,
Bu aşamadan sonra ispat külfetinin yer değiştirmiş olup davalının borcu olmadığı iddiasını ödeme belgesi ile ispat etmesi gerektiğini,
Her ne kadar bilirkişi ücreti, belirtilen kesin süre içinde yatırılmamış ise de bu durumun sadece bilirkişi delilinden vazgeçildiği sonucunu doğuracağını, yoksa davanın reddini gerektiren bir durum söz konusu olmadığını,
İstinaf incelemesinde HMK hükümleri gereği bilirkişi inceleme ve duruşma açma yetkisi olduğu gözetildiğinde, dosyadaki tüm sayılan delillere karşın yine de bilirkişi incelemesi yapılması gereğine hükmedilmesi halinde bilirkişi incelemesi için gün tayin edilerek gerekirse duruşma da açılmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini beyanla;
Yerel Mahkeme kararının bozulmasına, davanın kabulüne, dosyadaki belge ve delillere rağmen yine de bilirkişi incelemesi yapılması kanaatinde olunması halinde HMK gereği duruşma açılarak ve bilirkişi incelemesi yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, faturalara dayalı alacağının tahsili amacıyla başlatılan takip dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, takip konusu faturalarda gösterilen malları teslimini ispatlamak zorundadır. Dosyaya sunulan sevk irsaliyelerinde teslim alan imzaları bulunmaktadır. Buna göre mahkemece, hâkimin soru sorma ve davayı aydınlatma ödevi ( HMK m. 31) çerçevesinde oluşturulan ara karar ile, dosya içerisinde bulunan sevk irsaliyelerindeki teslim alan imzalarına karşı davalı şirketin yetkililerine isticvap davetiyesi gönderilmek suretiyle beyanlarının alınmasına karar verildiği ve ara karar gereğince şirket yetkililerine isticvap davetiyesi gönderildiği halde, isticvap davetiyeleri ve sonuçları ile dosyada mevcut BS ve BA formlarına ilişkin olarak gerekçede herhangi değerlerme yapılmaksızın, davacının kesin süreye riayet etmediği, bu suretle davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, mahkemece üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere tarafların ticari defter ve belgelerini sunması için, ticari defterlerin aynı zamanda HMK’nun 199. maddesi kapsamında belge olduğu hususları da göz önünde bulundurularak HMK’nun 220. maddesine uygun biçimde aynı tarihte oluşturulan ara karar ile kesin süre verildiği halde, bu ara kararın taraflara tebliğ edilmediği, bu nedenle üzerinde inceleme yapılması istenen şirket defter ve belgeleri toplanmadan, bilirkişi ücretinin yatırılması için kesin süre verilmesinde yeterlilik, gereklilik ve yapılabilirlik unsuru da bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 324. maddesinde ise “(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. (2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır…” düzenlenmesi bulunmaktadır. Bu durumda, tarafların her birinin 324. Maddesi gereğince delil avansı yatırması hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, davalıya bilirkişi delili için avans yatırması hususunda tebligat yapılmadığı gibi, HMK 324/3 üncü maddesi kapsamında mahkemece re’ sen de defter incelemesi de talep edebileceğinin gözetilmediği, bu bağlamda yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, böylece delillerin toplamadığı ve bu şekilde değerlendirilmemiş olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a6. maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 18/12/2017 tarih ve 2016/363 Esas – 2017/1285 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca dosyanın mahkemesine İADESİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvurma harcı 98,10 TL ile dosya gidiş- dönüş masrafı 31,00 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından, dosyanın taraflarına tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/12/2018 tarihinde HMK 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.