Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/400 E. 2019/129 K. 30.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMSİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/400
KARAR NO : 2019/129
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2017
DOSYA NUMARASI : 2014/595 Esas – 2017/394 Karar
DAVA :İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/01/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı – karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıya ait … isimli geminin 17.01.2013 tarihinde saat 02:55 sularında, demir tarayarak sürüklenmeye başladığını ve müvekkiline ait demirli vaziyette durmakta olan … isimli geminin üzerine doğru gelmeye başladığını, bu durumun müvekkili tarafından liman başkanlığına telsiz aracılığıyla hemen bildirildiğini, liman başkanlığının …isimli gemi ile telsiz vasıtasıyla irtibat kurmaya çalıştığını ancak bir süre hiçbir yanıt alamadığını, saat 02:59′ da davalıya ait geminin müvekkiline ait gemiye çarptığını ve zarar görmesine sebep olduğunu, davalıya ait gemiden telsiz operatörüne ancak çatma hadisesi gerçekleştikten sonra yanıt geldiğini, bu yanıtta dahi davalıya ait geminin kaptanının kendisinin demir taramadığını, müvekkiline ait geminin kendisinin üzerine sürüklendiğini sandığını, bunun üzerine ise, VHF Telsiz Operatörünün davalıya ait geminin kaptanına demir taradığını ve sahile doğru sürüklendiğini belirttiğini ve ayrıca yine Liman Başkanlığının geminin karaya doğru sürüklenmesine devam etmesinden dolayı, Kıyı Emniyetine olaya müdahale etmeleri yönünde talimat verdiğini, ayrıca bahsi geçen VHF kayıtlarının 54:44 dakikasında davalıya ait geminin kaptanının telsiz operatörünün sorusu üzerine gemisinde herhangi bir zarar meydana gelmediğini beyan ettiğini, yine aynı telsiz konuşmalarında olayın olduğu anda sadece davalıya ait geminin demir taradığını, demirleme bölgesinde başka herhangi bir geminin sürüklenmediğinin de açıkça belirtildiğini, bu hususun dahi davalıya ait geminin müvekkiline ait gemiye kendi kusuru sebebiyle çarptığını ortaya koyduğunu, çatma olayında davalının kusurlu olduğunu, davalının tam kusuru sebebiyle yaşanan çatma olayı neticesinde müvekkiline ait geminin hasar gördüğünü, tamirat için tersaneye alınması gerektiğinden ve idari tahkikatın tamamlanması için, müvekkilinin dava-dışı üçüncü kişi ile imzalamış olduğu taşıma sözleşmesini ifa edemediğini, bu sebeple de bahse konu sözleşmenin ilgili maddeleri uyarınca iptal edildiğini, davalının, Türk makamları nezdinde kusurlu olduğunun sabit olması sebebiyle ve tamamıyla kötü niyetli olarak mahkemeye başvurduğunu, müvekkiline ait geminin kendi gemisine çarptığını iddia ederek müvekkilinin gemisinin seferden men edilmesine yol açacak bir ihtiyati haciz kararı aldığını, bu karar neticesinde ise müvekkiline ait … gemisinin seferden men edilerek Yunanistan’ın Tsingeli Limanına çekildiğini, çatma olayının aslında sadece davalının kusuru sebebiyle meydana geldiğini ortaya koyan VTS ve VHF kayıtlarının bahsi geçen Yunan mahkemesinin dosyasına sunulduğunu, müvekkiline ait geminin, Yunan mahkemesi tarafından verilen ve haksız ve hukuka aykırı olduğu da sabit olan ihtiyati haciz kararı neticesinde seferden men edilmesi sebebiyle 12,500.-ABD Doları tutarında navlun kaybı, 1800.-ABD Doları yakıt masrafı, 6,500 ABD Doları -geminin 5 günlük masrafı, 650 ABD Doları tutarında ikmal masrafı, 1642 ABD Doları tutarında Yunanistan’daki haksız tutulmadan dolayı Aliağa’ya zorunlu gidişi nedeniyle harcadığı yakıt bedeli olmak üzere toplamda 23.092 ABD Doları masraf doğduğunu, Toplam alacaklarının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün.. E. sayılı dosyasıyla takibe konulduğunu fakat asıl zararın bu tutardan da fazla olacağını, davalının gerçekten de çatma olayında kusursuz olduğu ve olay neticesinde, herhangi bir zarara uğramış olduğu düşünülse dahi olaya ilişkin olarak İstanbul Mahkemeleri yerine, olaydan çok sonra Yunanistan Makamlarından ihtiyati tedbir talep etmelerinin ise, kazada kusurlu olduklarının bilincinde olduklarının açık göstergesi olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla Davalı-borçlunun İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamını, Fazlaya ilişkin talep ve dava hakları ile ilerde haksız eylemi olduğu saptanabilecek 3. kişilere karşı talep ve dava saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 118,000.- ABD Doları ( Yüz On Sekiz Bin Amerikan Doları) alacağın TC Devlet Bankalarının ABD Doları cinsi dövize uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte, Borçlar Kanunu gereğince fiili ödeme tarihindeki TC Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığının davalıdan tahsilini, itiraz haksız ve hukuka aykırı olduğundan davalı-borçlunun takip konusu alacak tutarının % 20’sinden aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalı-borçlu üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Yabancı ülkede mukim tüzel kişiliğe dava açıldığını,… gemisi donatanının mukim adresinin Ukrayna olduğunu, bu sebeple Türk Mahkemelerinin yetkisi bulunmadığını, esasa ilişkin olarak ise, dava konusu çatma hadisesinin meydana gelmesinde müvekkiline atfı kabil bir kusur bulunmadığını, karşı taraf tarafından sunulmuş olan dilekçe ile saat 02:59’da müvekkiline ait geminin karşı taraf gemiye çarpmış olduğu ve zarar görmesine sebep olduğunun iddia edildiğini, ancak VHF kayıtları dinlendiğinde anlaşılacağı üzere, … gemisinin Sektör Kadıköy ile irtibata geçmiş olmakla, kendi iddiaları ile hadisenin gelişimini sözlü olarak yönlendirmeye çalıştığını, sabit bir şekilde durduğunu, ancak karşı tarafın dilekçesi incelendiğinde, sanki VHF kaydı ile iş bu uyuşmazlığa konu hadise ile ilgili kusurlu tarafın tespit edildiği ve kusurlu tarafın da müvekkili olduğu izlenimi verilmeye çalışılması suretiyle mahkemenin yanlış yönlendirilmeye çalışıldığını, oysa ki sektör Kadıköy ile ilk irtibata geçen tarafın … gemisi olduğunu, davacının tek taraflı iddiaları ile … gemisinin üzerlerine geldiğini iddia ettiğini, Sektör Kadıköyün de yükümlülükleri çerçevesinde, …gemisine ulaşmaya çalıştığını ve …. gemisi tarafından Geminin sürüklenmediğinin ifade edildiğini, bu çerçevede, karşı tarafın gemi personelinin tek taraflı iddiaları ile … gemisinin iş bu uyuşmazlık konusu hadisede kusurlu taraf olduğunu iddia ettiklerini, İstanbul Liman Başkanlığı’nın Gemi’nin karaya doğru sürüklendiğinden bahisle Kıyı Emniyetine olaya müdahale etmeleri yönünde talimat verildiği iddia edilmiş ise de, VHF kayıtları dikkatlice dinlendiğinde, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, Sektör Kadıköy’ün … gemisine telsiz ile kısa bir süre ulaşamaması sebebiyle Kıyı Emniyeti’ne bot göndermesi yönünde talimat vermekte olduğunu, bu çerçevede, karşı tarafın iddialarının gerçeklerle örtüşmediğini, ayrıca davacı tarafından İstanbul Liman Başkanlığınca genel tahkikat işlemleri çerçevesinde, herhangi bir delil kuvveti bulunmayan acenteye gönderilmiş yazı ile müvekkiline kusur atfedilmeye çalışıldığını, acenteye gönderilmiş bir yazının delil olarak kullanılmaya çalışılıyor olmasının oldukça şaşırtıcı olduğunu ve bu yazının iş bu davada delil niteliği bulunmadığını ve külliyen reddinin gerektiğini, anılan yazının herhangi bir çatma hadisesinde kusurlu tarafı tayin etmeye elverişli bir belge olmadığını, anılan yazının mevzuat gereği çatma olayı meydana geldiğinde ilgili Liman Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen idari tahkikata başlanacağına ilişkin taraflara verilen yazı olduğunu, bir an için ve hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile, …. gemisinin demir taradığı varsayılsa dahi, bu kere de karşı tarafın olası bir hadiseyi önlemek veya zararları en aza indirmek için ne gibi tedbirler aldığının değerlendirilmesi gerektiğini, ancak VHF kayıtları incelendiğinde, … gemisinin üzerine düştüğü iddia edilen Gemi’den kaçınmak amacı ile hiç bir manevrada bulunmadığı ve buna bağlı olarak yeterince gözcülük yapmadığının da açıkça anlaşılmakta olduğunu, davacının gemicilik kurallarına uymak sureti ile çatışmayı önlemek için manevra ve uyarı dahil olmak üzere hiçbir harekette bulunmadığını ve ayrıca TBDTDT’nin hükmüne riayet etmeyerek ana makine ve yardımcılarını manevraya hazır bulundurmadığını, kaldı ki hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile,… gemisinin demir tarayarak sürüklendiği varsayımında da, VHF kayıtları dinlendiğinde dahi …gemisi personelinin Sektör Kadıköy’e ne yapılması gerektiğini sormak haricinde başkaca herhangi bir tedbir almadığının açıkça anlaşılmakta olduğunu, … gemisinin sürüklenme iddiası sonrasında, bizzat …gemisi gemi personelinin beyanları ile sabittir ki, gemi personelinin makineleri çalıştırmaya oldukça geç bir süre sonra karar verdiklerini ve olası bir hadisenin önlenmesi için basiretli olarak hadise öncesinde herhangi bir tedbir almadıklarını, bu çerçevede, … gemisinin iddia edilen hadisede kusurlu olduğunu, VHF kayıtlarında… gemisinin BlO bölgesinde demirli olduğunun belirtildiğini B10 bölgesinin, çatma hadisesinin gerçekleştiği gün ve saatte kalabalık olmasına rağmen 7 bofor şiddetindeki rüzgarın ve bunun denizde yarattığı akıntının etkisi ile geminin BlO bölgesine demirlemesi yönünde Sektör Kadıköy’den talimat almasının yerinde olup olmadığının araştırılmasının da gerektiğini, nitekim VHF kayıtlarının 37. dakikasında Sektör Kadıköy’ün , Gemi Kaptanı’na denizin içinde kaç tane kilit olduğunu sorduğunu ve Gemi Kaptanının 4 adet kilidin deniz içerisinde bulunduğunu beyan ettiğini, Kaydın 46. dakikasında Sektör Kadıköy RÜZGARDAN dolayı başka gemilerde sorun olmadığını belirttiğini ve 52. dakikasında …gemisi ile gerçekleşen görüşmede BlO demirleme bölgesinin kalabalık olduğunu ve bu sebeple … gemisine oradan çıkması yönünde talimatlar verdiğinin anlaşılmakta olduğunu, bu çerçevede ve hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile, geminin sürüklendiği varsayımında demir bölgesinin oldukça kalabalık olması ve gemilerin birbirlerine oldukça yakın demirletilmiş olmalarının da hadiseye etkisi olacağının kati olduğunu, müvekkiline atfı kabil bir kusur bulunmadığını, uyuşmazlığa konu hadisenin gerçekleştiği tarih ve saatte, … gemisi kaptanının ifadesi ve meteoroloji kayıtları ile de sabit olacağı üzere 7 bofor şiddetindeki güçlü rüzgarın etkisini gösterdiğini ve kötü hava şartlarının mevcut olduğunu, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile, bir an için iddia edilen hadisenin gerçekleştiği varsayımında da, hava ve deniz koşulları ve olayda kuvvetli rüzgar ve akıntıya dayanan mücbir sebebin varlığı nazara alınarak müvekkiline atfı kabil herhangi bir kusurun bulunmadığının anlaşılacağını, somut hadisede çatma hadisesinin oluşumunda mücbir sebep olduğu göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafından iddia edilen zarar taleplerinin külliyen reddinin gerektiğini, davacı tarafın talebi ile … gemisi ilgililerinin herhangi bir katılımı olmaksızın, İstanbul 52. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2013/10 Değişik İş sayılı dosyası nezdinde bilirkişi incelemesi gerçekleştirildiğini, bilirkişi tespit raporunda tespit edildiği üzere, geminin yaklaşık 2 iş günü tersanede bağlanmasının yeterli olabileceği görüşü bildirilmişken, davacı tarafından ihtiyati haciz dilekçesinde … gemisinin 22.01.2013 tarihinde tersaneye girdiği ve tamiratların 28.01.2013 tarihinde son bulduğunun bildirildiğini, davacı tarafça afaki olarak tamir için daha uzun süreler belirtilmeye çalışılmış olmasının oldukça dikkat çekici olduğunu, tersanede yürütüldüğü iddia edilen işlemlerin tek tek incelenmesi ve iş bu çatma hadisesi ile olan illiyet bağının araştırılmasının gerektiğini, kaldı ki bir an için geminin 6 gün tersanede kaldığı varsayımında, tersanenin yoğun olması ve geminin sıra beklemiş olması da söz konusu olabileceğinden, Sayın Mahkeme tarafından araştırılması zorunlu olan bir diğer hususun da hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile, bir an için davacı tarafın zararlarının olduğu varsayımında da basiretli bir tacir olarak, davacı taraf zararlarını en aza indirmek için ne yaptığı olacağını, davacı tarafın kötü niyetli yaklaşımının külliyen reddinin gerektiğini ve afaki sürelerin, afaki tutarların reddinin gerektiğini, davacı tarafça,….. Ltd. Şti. tarafından düzenlenmiş olan bir faturanın dosyaya ibraz edildiğini, ancak, genel olarak tersane bakım onarım bedeli olarak ifade edilmiş olan ve 28,544 USD tutarlı bu faturanın iş detaylarının Sayın Mahkeme’ye sunulmadığını, bu fatura tutarının ödenmiş olup olmadığı, faturaya konu yapıldığı iddia edilen işlerin neler olduğu, yapıldığı iddia edilen işlerin çatma hadisesi ile ilgisi olup olmadığının belli olmadığını, fatura içeriğinde gemi bakımından bahsedildiğini, oysa ki geminin neden bakımının yapıldığı hususunun izaha muhtaç olduğunu, davacı tarafça tüm bu hususların açıklığa kavuşturulması gerektiğini, faturaya ve içeriğine külliyen itiraz ettiklerini, davacı tarafça hukuki danışmanlık ücretine ilişkin talep ileri sürüldüğü görülmüş olmakla, Sayın Mahkeme tarafından takdir edileceği üzere, taraflar arasında kolayca kararlaştırılabilecek ve masraf olarak ileri sürülebilecek bu tutarın tek taraflı olarak düzenlendiği kati olmakla, davacı tarafça iddia edilen avukatlık hizmetlerinden kaynaklanan vekalet ücretinin de farazi tutar olması, uyuşmazlık ile ilintisi bulunup bulunmadığının kanıtlanamamış olması, iddia edilen ödemenin yapılıp yapılmadığının ispatlanamamış olması sebebiyle her halükarda reddinin gerektiğini, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafın dilekçesi ekinde … gemisinin huzurdaki davaya konu kazaya ilişkin inceleme hizmetine dair fatura, kazadan sonra tamiratların incelenmesine ilişkin hizmetine dair fatura, geminin kaza neticesi kullanılmaz hale gelen seyir fenerinin yenisinin alındığını gösterir fatura ve acentelik hizmetlerine ilişkin belgelerin davacı tarafından uyuşmazlık konusu çatma hadisesi nedeniyle ödenmek zorunda kalındığının ispatlaması gerektiğini ve bu tutarların ödendiğini ispatlayan herhangi bir bilgi veya belgenin dilekçe içeriğinde ve ekinde yer alan belgelerde mevcut olmadığını, kaldı ki acentelik ücretleri olarak sunulmuş olan ve ödendiğine ilişkin belge dahi sunulmayan bu tutarlara ilişkin olarak bu ücretlerin uyuşmazlık konusu çatma hadisesi ile ilgilisinin bulunup bulunmadığının davacı tarafından kanıtlanması gerektiğini, zira davacının dosyaya sunmuş olduğu harcamaların bir çoğu kaza olmasaydı dahi yapılması gerekecek olan masraflar olmakla, bu tutarların kaza ile ilintilendirilmeye çalışılıyor olmasından dolayı reddinin gerektiğini, iddia edilen masraf tutarlarının ödendiğine ilişkin dosyada herhangi bir belgenin davacı tarafın dilekçesi ekinde sunulmadığını, davacı tarafın ödemelerinin hangi nedenle, kime ve ne zaman yaptığını ispatlayan belgeleri dosyaya sunmak zorunda olduğunu, kaldı ki tüm belgeleri ihtiyati haciz talebine ibrazı kati iken, bu belgelerin itirazın iptali dava dilekçesinde dahi sunulamadığını, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının başvurusu üzerine İstanbul 52. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/10 D.İş sayılı dosyası tahtında gerçekleştirilen tespit neticesinde tanzim edilen bilirkişi tespit raporu kapsamında da, anılan bilirkişi tespit raporuna karşı her türlü itirazları saklı kalmak kaydı ile, açık bir şekilde anlaşılacağı üzere davacı taleplerinin oldukça fahiş ve afaki olduğunu, bilirkişi tespit raporu tahtında davacı tarafın masrafları ve kar kaybı toplam zararlarının, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile 38.134,00 USD olarak tespit edildiğini, davacının dava dilekçesinde çatma hadisesi neticesinde 45.000 USD tutarında navlun ücretinden mahrum kalındığını iddia ettiğini, davacının navlun ücretinden mahrum kaldığını ispat edemediğini, kançello tarihi olduğu iddia edilen 16/17 Ocak 2013 tarihinde …gemisinin halen İstanbul’da olduğunu, çatma hadisesinin 17 Ocak 02.55 sularında meydana geldiğini, bir an için ve hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile, geminin çatmanın meydana geldiği 02:55’de kalktığı ve Köstence’ye gideceği varsayımında dahi geminin Köstence limanına gideceği süre de nazara alındığında, çatma hadisesi olmasaydı dahi, geminin Köstence taşımasının kançellosunu kaçırdığı ve kançello tarihinde İstanbul’da olduğunu, kaldı ki, Köstence taşımasının iptal edildiğine ilişkin sunulduğu iddia edilen navlun sözleşmesi çevirisinde de kançello tarihinin yazılmamış, belirtilmemiş olduğunun anlaşılmakta olduğunu, davacı tarafın 45,000 usd navlun bedeli alacağının iş bu davada her ne nam ve ad altında olursa ispat edemediğini, Yunan Mahkemesi tarafından …gemisi üzerine konulan ihtiyati haciz ve seferden men kararı gereği davacı tarafın bir takım zararlara maruz kaldığını iddia ettiğini ve fakat uğradığını iddia ettiği zararları ispata elverişli bir tek belgeyi dahi dava dilekçesine ek olarak sunmadığını, davacı tarafından başkaca herhangi bir delil sunulmasına muvafakatlerinin bulunmadığını, davacının gemisinin Yunanistan’da seferden men edilmesi kararı yüzünden oluştuğu iddia edilen zararların külliyen reddi gerektiğini, bununla birlikte yabancı bir memlekette verilen ihtiyati haciz kararının, hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydı ile, alacaklı aleyhine verilmiş olsa dahi bu karara karşı Türk Mahkemelerinde tazminat istenmesinin Milletlerarası Hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu, arz ve izah edilmiş olan sebeplerle, işbu haksız davanın külliyen reddinin gerektiğini ve Davalı/Karşı davacı Müvekkili … gemisinin Varna/Bulgaristan’dan, Sochi/Rusya’ya navlun sözleşmesinde kararlaştırılan çimento yükünü teslim alıp ve alıcısına teslim etmek amacıyla yükleme limanı olan Varna’ya seferine başladığını, geminin yüklemenin yapılacağı limana gitmek için İstanbul Boğazı’nda demirdeyken 17.01.2013 tarihinde 02.55 sularında … gemisi ile çatma hadisesi meydana geldiğini, yaşanan çatma hadisesi sonrasında 618 Limanlar Kanunu, Denizde Can ve Mal Koruma Hakkında Kanun ve İstanbul Liman Başkanlığı Yönetmeliği uyarınca hadise ile ilgili İstanbul Liman Başkanlığı tarafından idari tahkikat başlatıldığını, yürütülen tahkikat sonucunda ve ayrıca devamında davacı/karşı davalı tarafından Gemi üzerinde haksızca ve afaki ve fahiş taleplerle ihtiyati haciz kararı ittihaz edilmesi talep edildiğini ve sonrasında geminin seferden men edildiğini ve sonucunda müvekkilinin telafisi güç zararlara maruz kaldığını, müvekkilinin fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, çatma hadisesinden kaynaklanan zararları karşılığı şimdilik 74.555,00 USD ve 5.519,00 EURO alacağın karşı taraftan tahsilini talep etmek zarureti hasıl olduğunu ileri sürerek bu talebi ile ilgili dilekçesinde ayrıntılara yer vermiş ve sonuçta yukarıda arz ve izah edilen nedenler muvacehesinde ve fazlaya ilişkin tüm talepleri saklı kalmak kaydıyla, davacı tarafın haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının külliyen reddine, müvekkilinin fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, çatma hadisesinden kaynaklanan zararlar karşılığı 74.555,00 USD ve 5.519,00 EURO alacağın çatma tarihi olan 17.01.2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Hakkında Kanun’un 4. maddesinin a fıkrasında belirlenen faiz oranı uygulanmak suretiyle B.K. m.99 maddesine göre, fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden davalıdan tahsiline, haksız ve kötü niyetli davacının %20’ den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama masrafları, vekâlet ücreti ve sair masrafların davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 21/11/2017 tarih ve 2014/595 Esas – 2017/394 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden, davaya konu çatma hadisesinin meydana gelmesinde …’ nun güvenli mesafede demirlememesi ve çatma riskini fark etmesine rağmen 30 dakika boyunca hiçbir eylemde bulunmaması ve çatışmadan kaçınmaması nedeniyle %75 oranında asli kusurlu, …’ nin de iyi gözcülük yapmayarak içinde bulunduğu konumun farkında olmaması nedeniyle %25 oranında tali kusurlu olduğu yönündeki bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle,
– Tespit raporunda tespit edilmiş olan onarım bedeli ile davacı tarafından sunulmuş olan tersane faturası arasında yaklaşık 4 kattan fazla bir fark olduğu, tersane faturasında belirtilmiş olan bedelin bilirkişilerce tespit raporunda belirtilen tutardan yüksek olması ve bu faturada mükerrer işlemler ile çatma ile ilgisi olmayan işlemlerin yer alması nedeniyle kabul edilebilecek tutarın tespit raporunda belirtilmiş bedel üzerinden hesaplanmasının isabetli olacağı, …’da meydana gelmiş olan hasarların tamiratı için talep edebileceği makul tazminat tutarının 6.124 USD + %20 = 7.348,8 USD olduğu kanaatine varıldığı,
– Deniz Ticaret Odası tarafından dava dosyasına sunulmuş olan 18.05.2015 tarihli müzekkere cevabında,… gemisinin Şubat 2013 piyasa koşullarında günlük kazancının işletme giderleri düşüldükten sonra 500 USD ile 700 USD arasında olduğunun belirtildiği, 21.01.2013 sonrasında geminin tersaneye gidebileceği, tespit raporunda belirtilmiş olduğu üzere de tersanedeki tamiratların da 2 süreceği dikkate alındığında, …’nun çatma sonrası işlemlerinin 23.01.2013’te sona ermiş olacağı, bu nedenle …nun çatma nedeniyle 7 x 600 USD = 4.200 USD gelir kaybına uğramış olduğu kanaatine varıldığı,
– Davacı tarafından çatma ile ilgili olarak hukuki danışmanlık masrafının 5.000 TL olduğu beyan edildiği, ücretin makul olduğu
– Davacı tarafından talep edilmekte olan 740,56 EURO ve 503,18 EURO tutarındaki survey bedellerinin makul bulunduğu,
– Her ne kadar tespit raporunda çatma sonrasında …’nun seyir fenerinin hasar gördüğü açıkça belirtilmemiş olsa da, raporun ekindeki fotoğraflarda seyir fenerinin hasar görmüş olduğu oldukça açık bir şekilde gözüktüğü, bu nedenle seyir fenerinin yenilenmesi için talep edilen 826 USD’nin makul bulunduğu,
– Dosyada sunulmuş olan belgelerden ve …mürettebatının vermiş olduğu ifadelerden çatma meydana geldiğinde …’nun transit nitelikte bir gemi olduğu ve çatma hadisesi nedeniyle transit niteliğinin bozulduğu, bu durum ve çatma sebebiyle meydana gelen diğer ek acentelik masrafları dikkate alındığında, acentelik masrafları olarak talep edilmekte olan 3.562,61 TL tutarın makul bulunduğu, ancak acentelik hizmetlerine ilişkin olarak talep edilmekte olan 6.300,00 USD’ nin, piyasa rayicinin üstünde olduğu, makul acente hizmeti ücreti bedelinin 2.500,00 USD olduğu,
-Davacı tarafından sunulmuş olan makbuz ve belgeler incelendiğinde, İstanbul 52. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2013/10 D. İş sayılı dosyası tahtında yapılan delil tespiti başvurusu için yapılan 2.000,80 TL bilirkişi ücreti, 170,80 TL keşif harcı ve 600 USD bot ücretinin makul olduğu,
-Davacının çatma sebebiyle Köstence-Aliağa seferini gerçekleştiremediğini ve bu nedenle 45.000 USD navlun kaybı olduğunu iddia ettiği, bu iddiaya dayanak olarak söz konusu sefere ilişkin 13.01.2013 tarihli Recap’i dosyaya sunduğu, söz konusu recap incelendiğinde laycan olarak 16-17 Ocak tarihlerinin belirtilmiş olduğu görüldüğü, deniz ticaretinde belirtilmiş olan laycan (kançello) sürelerinin geminin yükleme için limanda hazır bulunması gereken en geç tarihi belirtmekte olup, bu sürenin kaçırılması halinde geminin kiracısının sözleşmeyi feshetme imkanı bulunduğu, …nun söz konusu seferi gerçekleştirmek için en geç 17 Ocak 2013’te Köstence Limanı’nda yüklemeye hazır olması gerektiği, davacının kançello süresinin uzatılmış olduğuna ilişkin bir belgeyi de sunmadığı, ancak çatmanın 17 Ocak 2013’te .. Ahırkapı’da demir bölgesinde demirde beklemekteyken meydana geldiği,….’nun bu noktadan Köstence limanına ulaşması, İstanbul Boğaz geçişi de dikkate alındığında yaklaşık 20 saat sürecek ve … çatma olmasa dahi en erken 18 Ocak 2013’te Köstence’ye varabileceği, çatma olmasa dahi …’nun kançello tarihinde Köstence’ye varmasının mümkün gözükmediği, bu nedenle navlun kaybının talep edilemeyeceği,
– Çatma hadisesinde asli kusurlu tarafın… gemisi olduğu kanaatine varıldığından, çatmadan kaynaklanan zararlara karşı teminat oluşturması adına asli kusurlu taraf …’ nun tutuklanmasında hukuki açıdan bir haksızlık bulunmadığı ve bu hadise ile ilgili masrafların … ilgililerinden talep edilmesinin mümkün olmadığı,
-Karşı Davacı … Donatanının talepleri bakımından;
-Davalı/karşı davacının çatma sonrasında …gemisinde meydana gelen masrafların onarımına ilişkin olarak 5.012,00 EURO tutarlı faturayı ibraz ettiği, çatma sonrasında diğer gemide meydana gelen hasarlar ve onarım bedeli dikkate alındığında, … için yapılan 5.012,00 EURO’ luk tamirat bedelinin makul bulunduğu,
– Acente masraf ve ücretleri olarak talep edilen 5.781,00 USD ‘ nin teknik bilirkişilerce yüksek bulunduğu, talep edilen tutara ilişkin olarak sunulmuş olan belgeler incelendiğinde çatma ile hiç bir ilgisi olmayan masraf ve hizmetlere iliişkin bedellerin de talep edildiğinin görüldüğü, … ilgililerinin dava konusu çatma hadisesi ile ilgili olarak talep edebileceği acente masraflarının 2.000,00 USD olabileceği,
– Çatma nedeniyle uğramış olunduğu iddia olunan 50.750,00 USD’ lik navlun kaybı ve 9.000,00 USD’ lik gelir kaybı talebine ilişkin olarak 07.01.2013 tarihli Varna, Bulgaristan – Sochi, Ukrayna seferine ilişkin kira sözleşmesini sunulduğu, ancak sözleşme incelendiğinde kançello tarihinin 15 Ocak 2013 olduğu görüldüğü, çatmanın meydana geldiği 17 Ocak 2013’te …’ nin İstanbul’ da olarak kançello süresini çoktan kaçırdığı ve gelir veya navlun kaybı oluşmadığı,
– Dosyaya sunulmuş olan bilgi ve belgelerde çatma sonrasındaki idari tahkikat ve tamiratlar sebebiyle …’ nin ne kadar vakit kaybetmiş olduğuna ilişkin bir bilgi bulunmadığı, ancak yalnızca tamiratlar için yaklaşık 2 gün kaybetmiş olacağı ve 2013 Şubat piyasa koşullarında … gibi bir geminin günlük harcamalar düşüldükten sonra günlük karının 900 USD civarında olduğu dikkate alındığında, … donatanının çatma nedeniyle 1.800,00 USD kar kaybına uğradığı kanaatine varıldığı olayda, tarafların müşterek kusurlu oldukları ve kusur oranları dikkate alındığı TTK. m.1289 uyarınca, davacı …’ nin 23.264,35 USD tutarındaki zaranın %25’ine tekabül eden 5.816,0875 USD; davalı … donatam ise uğradığı zararın %75’ine tekabül eden 8.479,38 USD tutannda tazminat talep edebileceği … ” gerekçeleri ile;
” 1-Asıl dava açısından davacının davasının KISMEN KABULÜ ve takibe yapılan itirazın KISMEN İPTALİ ile İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ….sayılı takibinin 5.816,0875 USD üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmasına,
Alacak yargılamaya gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Karşı dava açısından ; davalı-karşı davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 8.479,38 USD’ nin çatma tarihi olan 17/01/2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı- karşı davalı vekili ile davalı- karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı – karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
… Gemisinin, VTS kayıtlarında açıkça belli olduğu üzere demir taramasına ve … gemisine çatmasına rağmen ” sürüklenmiyorum, sürüklenen gemi Zanzibar bana dokundu. Dokunduğu yere bakacağım. Yerimde duruyorum … ” diyerek sektöre hem çatma hususunda hem de demir tarama hususunda yanlış bilgi verdiğini,
Yine VTS kayıtlarından anlaşıldığı üzere müvekkilinin gemisi ( … üzerine sürüklenen … gemiden sakınmak üzere demirini vira kaloma ederek sakınma manevrasını yerine getirdiğini, … gemisinin hava şartlarının daha önceden bilmesine rağmen, boş bir gemi olduğunu da gözetmeden yalnızca 4 kilit demirini suya verdiğini ve denizcilik kurallarına aykırı davrandığını, zira 4 kilit demirin mevcut hava koşullarına aykırı olarak yetersiz demirleme olduğunu,
En önemlisinin ise … gemisinin hiçbir uyarıyı dikkate almadığını, demir taradığını fark edemeyecek kadar dikkatsiz ve kurallara aykırı davranıldığını, Tüm bunlara rağmen, demir taradığının farkında dahi olmayan bir gemiyi uyaran ve bunu sektöre bildiren, çatışmadan kaçınmak için hamle yapan .. gemisinin dava neticesinde % 75 kusurlu bulunmasının fevkalade yanlış bir karar olduğunu, dosyaya ibraz edilmiş olan ilk raporun dışındaki diğer raporları kabul etmediklerini,
Seyir halinde olan iki geminin çatmasında kusurlu tarafın bulunmasında bir takım zorluklarla karşılaşılmasının mümkün olduğunu, ama dava konusu çatma hadisesinde kusurlu tarafı aramaya gerek dahi olmadığını, … gemisinin demirli olduğunu ve… ‘ nin sürüklenerek gelip … gemisine çarptığını, … gemisini sektörden izin alarak demir bölgesine demirlediklerini, yanlış yere demirli olmadığını, olayda tek kusurlu …gemisi olmasına rağmen, son iki rapordaki bilirkişilerin anlaşılamaz şekilde müvekkilinin gemisini % 75 kusurlu bulmalarının kabul edilemeyeceğini, Kusur oranının dışında, mahkemeye sunmuş oldukları masrafları belgeleyen tüm delillere rağmen, bilirkişilerin belge ile kanıtlamış oldukları masrafları hiçbir gerekçeye dayanmadan uygun bulmadıklarını ve masraf taleplerini fahiş surette indirdiğini beyanla; Öncelikle kararın icrasının istinaf incelemesi sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına için icranın geri bırakılmasına, Yerel mahkeme kararının kaldırılarak yeniden yapılacak yargılama neticesinde davanın dava dilekçesindeki talepleri çerçevesinde kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesi, bunun mümkün olmaması halinde ise kararın bozularak dosyanın yeniden karar verilmesi için Yerel Mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı – karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, iki gemi arasında meydana gelen bir çatma hadisesine ilişkin olduğunu, Müvekkile ait … gemisine atfı kabil herhangi bir kusur olduğunun hiçbir kabulü anlamına gelmemek kaydı ile, Yerel Mahkeme tarafından gerçekleştirilen detaylı inceleme ve dosyaya sunulmuş olan bilirkişi raporları ile de sabit olduğu üzere uyuşmazlığa konu çatma hadisesinin karşı tarafın donatanı olduğu… gemisinin kusurlu hareketleri neticesinde meydana geldiğini ve bu nedenle hadisenin sonuçlarından yalnızca … gemisinin sorumlu olduğunu, bu nedenle karşı tarafın davasının reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabul-kısmen reddine karar verilmiş olmasının isabetli olmadığını,
Diğer yandan, müvekkilin sorumlu tutulabileceği herhangi bir alacak olduğunun hiçbir kabulü anlamına gelmemek kaydı ile, Yerel Mahkeme’nin tesis etmiş olduğu ilamda… gemisi ilgilileri lehine hükmedilen alacak kalemlerinin afaki olması nedeniyle istinaf yoluna başvurulmakta olduğunu,
• Somut hadise ile ilgili olarak … gemisinin görmüş olduğu tamiratlara ilişkin kabul edilebilecek olan tutarın hadise sonrasında gemide yapılan tespit sonucunda takdir edilen tutarlar olacağının tartışmasız olduğunu, zira … ilgilileri tarafından sunulmuş olan tersane faturasında çatma ile ilgisi olmayan bakım ve onarım masraflarının da dahil edilmiş olduğunun görüldüğünü, bu nedenle … gemisinin çatma nedeniyle uğramış olduğu hasar miktarının hemen çatma sonrasında tespit edildiği üzere azami 6.134,00 USD olabileceğini,
• Davacı tarafından ayrı ayrı iki farklı şekilde hem acentelik masrafı, hem de acente hizmeti ücreti talep edilmiş olmasının abartılmış ve kötü niyetli talepler olduğunu, bu nedenle kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için karşı taraf lehine acentelik ücretine hükmedilebileceği varsayımında dahi bu tutarın yalnızca 1.486,80 USD’lik kısmının kabul edilebilir nitelikte olduğunu,
• Hadise nedeniyle…’ nun herhangi bir kay kabına uğradığının kabulü anlamına gelmemek kaydı ile, bir kar kaybı söz konusu olsa dahi bu tutarın İstanbul Ticaret Odası tarafından sunulan 18.05.2015 tarihli müzekkere cevabında … gemisi gibi bir geminin Şubat 2013 koşullarında günlük gelirinin 500-700 USD arasında olduğunun belirtildiği dikkate alındığında …’ nun uğramış olabileceği azami kar kaybının 500 USDx 7 gün= 3.500 USD olabildiğini,
Diğer yandan, Karşı Davaları yönünden ise müvekkili … gemisi donatanının, … gemisinin kusurlu hareketleriyle sebep olduğu çatma hadisesi neticesinde uğramış olduğu zarar kalemlerinin Yerel Mahkeme ilamında hükmedilen tutarlardan daha yüksek olduğunu,
Açıklanan nedenlerle; çatma hadisesinin yalnızca … gemisinin kusurlu hareketleri neticesinde vuku bulması ve … lehine hükmedilmiş olan alacak kalemlerinin afaki olması nedeniyle;
– Yerel Mahkeme tarafından tesis edilen kararın Davacı/Karşı Davalı tarafın davasının alacak kalemleri yönünden kaldırılmasına,
– Karar kesinleşinceye kadar tehir-i icra kararı tesis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Asıl dava itirazın iptali davasıdır. Karşı dava ise bu davaya karşı aynı sebepten açılmış tazminat davasıdır. Her iki dava açısından da uyuşmazlık konusu, davaya yol açan çatma olayında kusurun kimde ve ne oranda olduğu, bu bağlamda davacının doğduğunu öne sürdüğü zararı ve takip konusu alacak tutarlarının yerinde olup olmadığı, davalı-karşı davacı açısından da aynı şekilde uğradığını öne sürdüğü zararın miktarı ile davacı-karşı davalının bundan sorumlu olup olmadığı noktalarındadır. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu asıl dava yönünden çatmadaki kusur durumu ve oranı, davacı-karşı davalı … gemisinin zararı ve zarar hesabının kadri maruf olup olmadığı, karşı davaya yönelik davacı-karşı davalı istinafı açısından ise aynı şekilde karşı davada kabul edilen tutarın oluşa, dosya içeriğine uygun olup olmadığı noktalarındadır. 17/01/2013 tarihinde 02.55 sularında taraf gemiler arasında Ahırkapı önlerinde çatma olayının gerçekleştiği sabittir. Olayın nasıl gerçekleştiğine ilişkin her iki geminin konumlarını belirten VTS kayıtları, çatmanın oluş öncesi ve sonrasına ait konuşmaları içeren VTS kayıtları ve buna ilişkin tüm kayıt ve belgeler dosyaya alınmış ve birden fazla bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 09/02/2015 tarihli bilirkişi raporunda çatma olayında … gemisi % 90, … gemisi ise % 10 kusurlu bulunmuştur. Daha sonra alınan 01/02/2016 tarihli rapor ile 18/11/2016 tarihli raporlarda ise olay bölgesine daha sonra gelip demirleyen .. gemisinin kendisinden önce orada bulunan … gemisindenolay esnasındaki hava durumunu da gözönüne alarak yeterli mesafede demirlemediği, VHF kayıtlarına göre … gemisinin çatmadan 3 dakika önce … gemisiyle irtibat kurmaya çalıştığı, yarım saat kadar üzerine sürüklenen gemiyi görmesine rağmen hiçbir manevra yapmadığı böylelikle Uluslararası Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğünün 2 ve 8. no.lu kurallarını ihlal ettiği, …gemisinin ise olayı algılayacak gözcülük kurallarını ihlal ederek Uluslararası Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğünün 5. Maddesini ihlal ettiği ve STCW adlı demir vardiyasına ilişkin hükümlere aykırılık gerekçeleriyle … gemisinin olayda % 75, … gemisinin ise % 25 kusurlu olduğu ifade edilmiş ve mahkeme son iki bilirkişi raporunda teyit edilen raporu esas almıştır. 6100 sayılı HMK’nın 198.maddesine göre kanuni istisnalar dışında hakim delilleri serbestçe değerlendirir ve aynı kural dahilinde HMK’nın 282.maddesine göre de hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Mahkemenin son iki bilirkişi raporunda yapılan kusur analiz ve değerlendirmesinde vardığı sonuç dosya içeriğine ve sunulan belgelere uygun bulunmuştur. İkinci çözülmesi gereken husus ise her iki tarafın çatma dolayısıyla uğradığı zarar miktarıdır. Gemilerin uğradığı hasara ilişkin olarak … gemisi üzerinde İstanbul 52. ATM’nin 2013/10 D.İş sayılı dosyasında hasar tespiti yaptırılmış bulunmaktadır. Bunun dışında onarım için yapılan harcamalar ilişkin fatura ve belgeler ile klas survey raporları birlikte değerlendirilmek suretiyle çatmadan dolayı gemiye yapılan masraflar ayrıntılı olarak değerlendirilmiş ve kadri maruf olanlar da mahkemece dikkate alınmıştır. Bunun dışında … gemisinin çatma nedeniyle onarım süresinde maruz kaldığı işletme zararı da bilirkişilerce değerlendirilmiş olup, çatma nedeniyle 13/01/2013 tarihli bağlantı özetinde belgelenen navlun sözleşmesinden yükleme için 17/01/2013 tarihinde Köstence limanında bulunması gerekirken Ahırkapı’da demirlemiş olması karşısında Köstence limanına varış süresi gözönüne alındığında kançello tarihi olarak belirtilen nihai tarihte zaten Köstence limanına varışının mümkün olmadığı, bu itibarla … gemisinin navlun kaybının oluşan çatma ile ilişkilendirilemeyeceği ayrıntılı olarak raporlarda ve mahkeme kararında tartışılmış olup buna yönelik istinaf nedenleri de yerinde değildir. …gemisinin çatma nedeniyle uğradığı zararı kanıtlamak üzere sunduğu fatura ve survey hizmet bedeli ile onarım için gerekli süre zarfında oluşan işletme kaybı ayrıntılı olarak bilirkişiler tarafından değerlendirilmiş ve mahkemece de aynı şekilde tartışılarak hüküm kurulmuştur.
Sonuç olarak; taraf gemilerin çatmadaki kusurları … gemisinin 3/4, … gemisinin ise 1/4 olarak belirlenerek oluşan hasarlardan kusurları oranında sorumluluklarına hükmedilmesi ve bu yönde davacı taraf açısından itirazın iptali davasının kısmen kabulüne karar verilmesi, karşı dava açısından da aynı şekilde karşı davanın kısmen kabulü yönünde kurulan karar, dosya içeriğine, sunulan belge ve kayıtlara, yaptırılan bilirkişi incelemeleri ve raporları ile tekmil dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup, her iki tarafın istinaf nedenleri de yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak davacı – karşı davalı ile davalı – karşı davacının istinaf taleplerinin HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı – karşı davalı ile davalı – karşı davacının istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
DAVACI – KARŞI DAVALI YÖNÜNDEN;
Davacı – Karşı davalı tarafından, asıl ve karşı davada verilen kararlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup;
2-Harçlar Kanunu gereğince davacı – karşı davalı tarafından, asıl dava ve karşı dava yönünden ayrı ayrı yatırılan 98,10′ ar TL İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar Tarihi itibari ile Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı – karşı davalı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 8,5 TL harcın davacı – karşı davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4- Karar Tarihi itibari ile Harçlar Kanunu gereğince karşı dava yönünden alınması gereken 1.027,08 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı – karşı davalı tarafından yatırılan 256,77 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 770,31 TL harcın davacı – karşı davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
DAVALI – KARŞI DAVACI YÖNÜNDEN;
Davalı – Karşı davacı tarafından, yalnızca asıl davada verilen karar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup;
5-Harçlar Kanunu gereğince davalı – karşı davacı tarafından, asıl dava yönünden yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
6- Karar Tarihi itibari ile Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 703,22 TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı – karşı davacı tarafından yatırılan 175,90 TL ( 140,00 TL + 35,90 TL ) istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 527,32 TL harcın davalı – karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
HER İKİ TARAF YÖNÜNDEN;
7- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde avansı yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 30/01/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.