Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/40 E. 2018/647 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/40 Esas
KARAR NO : 2018/647 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/1081 Esas 2017/830 Karar
TARİH : 02/10/2017
DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 04/07/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin keşidecisi davalı olan … tarafından düzenlenen 15/12/2011 tarihli 207.680-USD ve 25/02/2012 tarihli 253.000-USD bedelli iki adet çekten dolayı hamil olarak alacaklı olduğunu, çeklerin süresinde bankaya ibraz edilmemesi nedeniyle daha önce davalı adına Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yaptıklarını, davalının takibe itiraz etmesi nedeniyle alacaklarını tahsil edemediklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile şimdilik çeklerden dolayı 10.000-TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dava konusu çeklerin zaman aşımına uğradığını, çeklerde alacaklı olarak yer alan şahsın kendi edimini yerine getirmemiş olması nedeniyle çek bedelinin kendisine ödenmediğini, davacıya çeklerden dolayı herhangi bir borçları bulunmadığını savunarak, 6102 Sayılı Yasanın 732/4 md gereğince davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 02/10/2017 tarih 2016/1081 Esas 2017/830 sayılı kararında;
“Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın alacağına dayanak yaptığı ve dava dilekçesinde ayrıntısı belirtilen 2 adet çekin hamili olduğu çeklerin süresinde bankaya ibraz edilmemiş olması nedeniyle kambiyo senetlerine mahsus takip yapılamadığı, davacı tarafın alacağının dayanağını TTK 732.md kapsamında sebepsiz zenginleşme hükümlerine tabi olduğu, TTK 732/4 md gereğince sebepsiz zenginleşmeye dayalı çekten kaynaklı alacağın 1 yıllık süre içinde talep edilebileceği söz konusu çeklerin kanunda ön görülen 1 yıllık zaman aşımı süresinden sonra sebepsiz zenginleşme kapsamında alacak davasına konu edildiği, davalı tarafın da süresinde ve usulüne uygun olarak zaman aşımı itirazı bulunduğundan…”gerekçesi ile,
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın TTK 732/4 md gereğince zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ve karara karşı her iki taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Taraflarınca alacak davası açıldığını, söz konusu alacak davasının dayanağının müvekkili tarafından ciro ile ciranta …‘tan temlik alınan …. seri nolu 253.000 USD bedelli ve… seri nolu 207.680 USD bedelli iki adet çek olduğunu,
İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın usule ve kanuna aykırı olduğunu,
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararında “davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın TTK 732/4 md gereğince zaman aşımı nedeniyle reddine” şeklinde hüküm kurduğunu, ancak davanın alacak davası olup, söz konusu çeklerin BK 183. maddesine göre ciranta …tan müvekkili tarafından temlik alındığını, temlik alınan alacaklarda zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu,
Açılan alacak davasının süre yönünden BK 146’ya bağlı olmakla birlikte 10 yıllık genel zamanaşımı öngörüldüğünü, ilk derece mahkemesinin davayı reddetmesinin usul ve esasa aykırı olduğunu,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesi ile,
Müvekkili tarafından dava dışı yabancı …’a verilen çeklere dayanarak davacının müvekkili hakkında haksız takip başlattığını,
Söz konusu takibe taraflarınca itiraz edildiği ve davacı tarafından işbu davanın açıldığını, davaya süresi içerisinde yapılan haklı zamanaşımı defii sebebiyle davanın reddedildiğini,
Çeklere dayalı davaya çekin kıymetli evrak olarak TTK’da yer alması ve TTK 1.maddesinde “bu kanundaki hükümler.. Ticari hükümlerdir.” denilmesi sebebiyle TTK uygulanacağını, bu nedenle davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görüldüğünü,
Davacının davasını ibraz edilmeyen çeklere dayandırdığını, bu durumda genel nitelikli hükümlerin ve ticari olmayan borç ilişkilerinin düzenlendiği TBK yerine özel nitelikli olan ve kıymetli evraklar ile çekin düzenlendiği TTK’nın uygulanması gerektiğini,
Davanın, konusu itibari ile ticari hükümleri ilgilendirdiğinden dolayı davacının istinaf sebebinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı ticari olmayan ilişkilerin düzenlendiği genel nitelikli kanun olan TBK’da yer almakta olup, TBK hükümleri dava için uygulama alanı bulmayacağını,
Ayrıca davanın reddinden sonra davacının, dava dilekçesinden farklı olarak çekleri TBK 183.maddesine göre temlik aldığını bu sebeple zamanaşımının 10 yıl olması gerektiğini belirttiğini, bu konuda davanın ticari hükümleri ilgilendirdiği bu TTK’nın uygulanması gerektiği yönündeki beyanları korumakla birlikte, davacının ilk defa istinaf dilekçesi ile bahsettiği alacağın temliki kurumunun geçerliliğinin TBK 184.maddesi uyarınca yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlı olduğunu, gerek temlikten bahsedilmeyen ilk derece mahkemesi yargılaması esnasında gerekse istinaf dilekçesinin deliller kısmında davacı iddiasının ispatı için yazılı yapılmış bir temlik sözleşmesi göstermediğini, davacı tarafın dosyaya yeni delil sunmasına muvafakatlerinin olmadığını,
Cevap dilekçesinde detaylı şekilde açıklandığı üzere çeklerin süresinde bankaya ibraz edilmemiş olduğundan davacının talebi TTK 732.maddesi hükümleri doğrultusunda değerlendirildiği ve her iki çek için de ayrı ayrı açıklayarak yapılan zamanaşımı defiilerinin ilk derece mahkemesince kabul edilerek hukuka uygun olarak davanın reddedildiğini,
Dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında davacının çeklerden dolayı 460.680,00 USD tutarındaki alacağın tespiti ve şimdilik 10.000,00.TL alacağın tahsilini talep ettiğini, dava dilekçesinde 2 adet talep mevcut olup bu taleplerin HMK 106 uyarınca tespit davası ve HMK 109 uyarınca kısmi dava olarak ileri sürüldüğünü,
Ancak davacının harç olarak yalnızca kısmi dava olarak ileri sürdüğü talebine ilişkin harç yatırdığı, 460.680,00 USD tutarındaki tespit davasına ait harç yatırmadığını, söz konusu hususun cevap dilekçesinde ileri sürülmüş olmasına rağmen ilk derece mahkemesi tarafından dikkate alınmadığını, bu durumda davanın reddi ile yalnızca kısmi davaya ilişkin davacı talebinden dolayı lehlerine vekalet ücretine hükmedildiği, ancak davacının red edilmesi gereken tespit davasına ilişkin talebi dolayısı ile lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini,
İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının esasa ilişkin kararı hukuka uygun olmakla birlikte, red olunması gereken tespit davası ile ilgili vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1081 Esas 2017/830 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı vekili, müvekkilinin ticari ilişkisi kapsamında dava dışı 3. Kişiden davalının keşidecisi olduğu 15.12.2011 keşide tarihli 207.680,00 USD ve 25.02.2012 keşide tarihli 253.000,00 USD tutarlı çekleri ciro yoluyla alarak hamil olduğunu, ibraz edilmeyen çeklerin tahsili için davalı hakkında başlatılan ilamsız takibe davalının haksız itirazı sonucu takibin durduğunu, çeklerden dolayı alacağının ödenmediğini ileri sürerek 10.000 TL alacağın tahsili için kısmi alacak davası açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın TTK 732/4 maddesi uyarınca zaman aşımı süresinden sonra açıldığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, karın davacı vekilince istinaf, davalı vekilince katılma yoluyla istinaf edildiği anlaşılmaktadır.
Davaya dayanak çeklerin keşidecisinin davalı olup, davacının ise ciro yoluyla hamil olduğu, çeklerin süresinde ibraz edilmediği, davacı tarafından davalı aleyhine Bakırköy … İcra müdürlüğünün… E. sayılı dosyasında ilamsız icra takibine konu edildiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, daha sonra davacı vekilince işbu alacak davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı alacağa dayanak gösterdiği davalının keşidecisi olduğu çeklerin ciro yoluyla hamili olup, davalı ile arasında ayrıca ticari ilişki bulunduğunu ileri sürmemektedir. Ticari ilişkinin davalı keşideci ile kendisine çekleri ciro yoluyla devreden 3. Kişi arasında ticari ilişki bulunduğunu, 3. Kişinin de kendi aralarındaki ilişki kapsamında çekleri kendisine verdiğini ileri sürmektedir. Davalı vekili, zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu yapılan çeklerin 15.12.2011 ve 25.02.2012 keşide tarihleri itibariyle davacının sebepsiz zenginleşme temeline dayalı olarak dava açtığı, zaman aşımı süresinin TTK 732/4 (eski TTK md 644) TTK 818 yollamasıyla çekin zaman-aşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren 1 yıl olduğu, davalının süresinde zaman-aşımı definde bulunduğu gerekçesiyle, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Çeklerde davalı keşideci olup, davacı ise ciro yoluyla çeklerin hamilidir. Çeklerin keşide tarihi 15.12.2011 ve 25.02.2012 olup TTK 814 maddesine göre 10 günlük ibraz sürelerinin bitiminden itibaren başlayacak 3 yıllık sürenin geçmesiyle hamil davacının başvuru hakkı zaman aşımına uğrayacaktır. Bununla birlikte Eski TTK’nın 662 (yeni TTK’nın 818 Maddesi delaletiyle 750) maddesinde zamanaşımını; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesinin keseceğinin düzenlendiği, TTK’nın 663/2 (yeni TTK’nın 751/2) maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir zamanaşımının işlemeye başlayacağı, dosya içersindeki icra dosyası evraklarından icra takibinin 29.05.2015 tarihli olup, en son 03.08.2015 tarihinde ödeme emri tebliğ işlemi yapıldığı ve zaman aşımını kesen son işlemin bu olduğu, bu durumda hamilin TTK 732/4 maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeye dayanarak bu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde en geç 03.08.2016 tarihinde dava açmasının gerektiği, davacı tarafın süreyi geçirdikten sonra 02.12.2016 tarihinde dava açtığı, davalının da süresinde zaman aşımı defi ileri sürdüğü anlaşılmakla, davacı vekilinin davanın alacak davası olarak açıldığı , çeklerin BK 183 maddesi uyarınca ciranta 3. Kişiden temlik alındığı, temlik alınan alacak bakımından zaman aşımı süresinin 10 yıl olup çek keşidecisine karşı açtıkları alacak davasında verilen kararın doğru olmadığı yönündeki istinaf nedeni yerinde değildir.
Davacı tarafından dava dilekçesin sonuç ve istem kısmında, çeklerden dolayı 460.680,00 USD alacaklı olduklarının tespiti ile şimdilik 10.000 TL nin davalıdan tahsilinin istendiği, davanın eda davası niteliğinde kısmi alacak davası şeklinde açıldığının kabulü gerekeceği, bu itibarla davalı vekilinin kararda eksik vekalet ücreti tayini yönünden istinafı da yerinde değildir.
İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince taraflarca yatırılan 85,70’er.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 31,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 04/07/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.