Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/396 E. 2018/1291 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/396 Esas
KARAR NO : 2018/1291 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/1138 Esas 2018/175 Karar
TARİH : 19/03/2018
DAVA : Zayi Nedeniyle Çek İptali
KARAR TARİHİ: 19/12/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, keşidecisi … Ticaret A.Ş.olan dava konusu 35 adet çekin cirolanarak müşterilere verilmek üzere keşideci şirketin muhasebe müdürü olan müvekkiline verildiğini, henüz müşterilere verilmeden 09/12/2017 tarihinde işyerinde meydana gelen hırsızlık sonucu bu çeklerin çalındığını, hırsızlık olayı ile ilgili Sefaköy Polis Karakoluna müvekkili tarafından müracaat edilerek ifadesinin alındığını ileri sürerek, öncelikle dava konusu çeklerin ödenmemesi hususunda ödemeden men yasağı kararı verilmesini ve yargılama sonunda söz konusu 35 adet çekin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 19/03/2018 tarih 2017/1138 Esas 2018/175 sayılı kararında;
“…davacının dava konusu çeklerin hesap sahibi ve keşidecisi … Ticaret A.Ş.nin muhasebe müdürü olduğu, dava konusu 35 adet çekin keşideci tarafından imzalandıktan sonra müşterilerine verilmek üzere keşideci şirketin muhasebe müdürü olan davacıya teslim edildiği, keşideci şirket merkezinde kasada muhafaza edildiği sırada hırsızlık olayı neticesinde çalındıklarının iddia olunduğu, bu durumda davacının yetkili hamil-çek alacaklısı konumunda olmadığı, keşideci şirket çalışanı olduğu, zayi nedeniyle çek iptali davasının ancak alacaklı sıfatını taşıyan yetkili hamil tarafından açılabileceği, keşideci şirket çalışanının bu davayı açması mümkün olmadığından…”gerekçesi ile,
Davacının dava konusu çeklerin hesap sahibi ve keşidecisi …A.Ş.nin muhasebe müdürü olduğu, dava konusu 35 adet çekin keşideci tarafından imzalandıktan sonra müşterilerine verilmek üzere keşideci şirketin muhasebe müdürü olan davacıya teslim edildiği, keşideci şirket merkezinde kasada muhafaza edildiği sırada hırsızlık olayı neticesinde çalındıklarının iddia olunduğu, bu durumda davacının yetkili hamil-çek alacaklısı konumunda olmadığı, keşideci şirket çalışanı olduğu, zayi nedeniyle çek iptali davasının ancak alacaklı sıfatını taşıyan yetkili hamil tarafından açılabileceği, keşideci şirket çalışanının bu davayı açması mümkün olmadığından aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine,
Dava konusu çekler üzerine konulan ödeme yasaklarının kaldırılmasına, bu hususta muhatap banka şubesi olan… Bankası A.Ş.İkitelli Şubesine derhal müzekkere yazılmasına,
HMK 392/2 maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde tazminat davası açılmadığı taktirde ve talep halinde teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesince müvekkilinin açtığı davanın müvekkilinin yetkili hamil olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu çeklerin alacaklılarına dahi teslim edilmeden tamamen doldurulmuş ve imzalanmış çekler olduğunu, bu çeklerin, çekin keşidecisi olan tüzelkişiliğin muhasebe bölümünde kasa içerisinde muhafaza edilmekte iken dava dilekçesinde belirtildiği üzere 09.12.2017 tarihinde fabrikada meydana gelen ve Cumhuriyet Savcılığına intikal etmiş olan hırsızlık suçu sonucunda kasadan çalındığını,
Bu nedenle, emre düzenlenen ve bütün şekil koşullarına haiz çeklerin alacaklılarına teslim edilmediği ve hırsız/hırsızlar tarafından da keşideci olan tüzelkişiliğin iradesi dışında çalındığı konusunda bir tartışma olmadığını,
İlk derece mahkemesinin emre yazılı bu çeklerde davacı muhasebe müdürünün alacaklı yetkili hamil olmadığından bahisle dava açma hakkını yerinde görmediğini,
Yargıtay 11. HD’nin 11.02.1974 tarih, 1974/436 E., 1974/420 K. sayılı ilamında; “…(eski) TTK 592 maddesi gereğince çekin tamamen doldurulmamış olarak tedavüle çıkarılması olanağı mevcuttur…davacının çekte kaşe ve imzasının bulunduğu, dava dilekçesinde belirtilmiş ve kaybolduğu iddia edilen çekin seri numarası da bildirilmiştir…bu durumda meskul maddeler hükümleri gereğince işlem yapılarak iptal yönünde gerekli kararın ittihazı iktiza etmektedir…” gerekçesi ile bu şekli ile keşideci davacının dahi bu hallerde dava açma hakkının bulunduğunu kabul ettiğini,
Somut olayda da, dava dilekçesinde belirtilen 35 adet çekin keşideci şirketin fabrikasına giren hırsızlar tarafından muhasebe departmanından çalındığını, çek yapraklarının tamamen doldurulduğu, keşideci şirket tarafından imzalandığı, üzerlerine bedel yazıldığı, emrine ödenecek alacaklıların belirtildiği ancak alacaklılarına teslim edilmediğinin de sabit olduğunu,
Tedavüle hazır halde bulunan bu çeklerin keşidecinin rızası dışında çalındığı konusunda bir tereddüt olmadığını, keşidecinin bu olay karşısında muhatap bankalara ödeme yasağı konusunda müracaatta bulunduğu ve bu müracaatında muhatap banka tarafından yerinde görülmediğinin de tartışma dışı olduğunu,
Çekleri hamil olarak en son, elinde bulunduran şirket muhasebe müdürünün hamil sıfatı ile bu çekler konusunda huzurdaki davayı açtığını,
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararında, zayi davasını yetkili hamil sıfatı ile alacaklılar açar şeklindeki tespitinin nasıl yerine getirileceğinin de muamma olduğunu,
Emre yazılı olan çeklerin yetkili hamil olan alacaklılara teslim edilmediğini, kanun koyucunun bu hususlarda bir düzenleme yapmadığını, ilk derece mahkemesinin bu olguları göz ardı ederek davacının hak arama hürriyetini kısıtlar şekilde davayı reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu,
Diğer yandan, zayi istenen çeklerin emre yazılı çek olduğunu, kıymetli evrakın zayi ve iptal hususlarının, poliçesinin zayi ve iptali hakkındaki hükümlerinde düzenlendiğini, yine bono ve çek bakımından poliçe hükümlerine de yollama yapıldığını, bu hükümlere göre emre yazılı kıymetli evrakın iptaline ilişkin Türk Ticaret Kanunu’nun m.757 – m.765 arasında düzenlenen hükümlerin bütün olarak incelendiğinde, bu hükümlerin genel olarak ziya kavramından söz açmadığı ve iptali poliçenin irade dışı elde çıkma halini temel olarak düzenlediğini, poliçenin iptaline dair hükümlerin irade dışı elden çıkmayı esas aldığını, poliçenin iptali usulünde, TTK m.757 maddesinde “önleyici önlemler” kenar başlığı altında düzenlenen ve iptal süresince poliçenin ödenmesini engellemek amacına yönelik olan bir ihtiyat-i tedbir kararı ile başlayacağını, daha sonra da poliçeyi ele geçiren kişinin bilinmesi veya bilinmemesi olasılıklarına göre gündeme gelecek teknik anlamda iptal ve istirdat davaları ile bunların sonuçlarının düzenlendiğini,
Bu açıklamalar ışığı altında, somut olaya bakıldığında kıymetli evrak olan ve bütün unsurları taşıyan 35 adet çekin emre yazılı olarak düzenlendiği, keşidecinin rızası dışında bu çeklerin çalındığı, yetkili hamil olan alacaklılara çeklerin tesliminin dahi gerçekleştirilmediğini, buna rağmen ilk derece mahkemesinin TTK 757 maddesinde düzenlenen önleyici önlem olan ödeme yasaklarını dahi kaldırdığı ve böylelikle yasaya aykırı karar verdiğini,
İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1138 Esas 2018/175 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkindir.
TTK’nun 757 vd. maddelerinde yer alan kambiyo senedinin zayi nedeni ile iptal davası, iradesi dışında kambiyo senedi elinden çıkan kişiye kambiyo senedi yerine mahkemeden alacağı zayi kararını ibraz sureti ile TTK’nun 739. maddesinde düzenlenen hamilin ibraz yükümlülüğünü ortadan kaldırma amacı taşıyan bir başka deyişle zayi ettiği kambiyo senedini ibraz edemeyen hamile, keşideciye karşı senet yerine geçecek olan zayi kararını ibraz sureti ile keşidecinin ödeme yapmasını sağlayan hukuki bir olanaktır.
Kıymetli evrakta hakkın çeke bağlı olması nedeniyle, çekin zayi edildiği durumlarda, çeke bağlı hakkın çeksiz de ileri sürülebilmesi için TTK 651.ve 652.maddelerinde hamile iptal davası açma hakkı getirilmiştir. İptal kararı alan hamil hakkını çek olmadan ileri sürebilecek ya da borçludan yeni bir senet tanzim edilmesini isteyebilecektir.
Dava dilekçesindeki açıklamalardan, dava konusu çeklerin keşideci tarafından nama yazılı tanzim edilerek, saklanmak üzere çalışanı muhasebe müdürü davacıya verildiği, dava dışı alıcılara henüz teslim edilmeden çeklerin çalındığı, bunun üzerine davacı çalışan tarafından çalınan çekler bakımından işbu iptal davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dışı keşideci tarafından çek iptal davası açılmayacağından, çalışanı davacı çeklerin üzerinde hak sahibiymiş gibi işbu davanın açıldığı, halbuki; davacının çalınan çekler üzerinde yetkili hamil olmadığı, keşideci tarafından saklanmak üzerine çeklerin kendisine verildiği, çeklerin şirket kasasında bulunduğu sırada çalındığı, dosya kapsamından davacının hamil olmadığının açık olduğu, mahkeme kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin emsal nitelikteki 2016/8896 Esas, 2017/5853 Karar sayılı ilamına uygun olması karşısında davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin hükmün yerinde olup istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde davacıya iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince davacı tarafa tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/12/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-ç
maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.