Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/369 E. 2018/1198 K. 28.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/369
KARAR NO : 2018/1198
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 18/12/2017
NUMARASI : 2015/374 Esas 2017/1524 Karar
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/11/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı şirket ile davalılardan … Ltd. Şti arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu ve ticari ilişkinin gereği olarak davalının yetkilisi tarafından lehdarı olduğu çekin ciro edilerek davacı şirkete verildiğini, davalı borçlunun davacı şirkete aralarındaki ticari ilişki gereği satılan malların bedeli olarak dava tarihi itibariyle 7.860,00 TL borcunun bulunduğunu, davalı Markaj’ın bu borca istinaden diğer davalı …’dan almış olduğu çeki kullandığını fakat çekin karşılıksız çıkması sebebiyle bu noktada…’ın da sorumluluğunun doğduğunu, davalıların ödeme yapmaktan kaçındığı gibi başlatılan İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına zaman aşımı itirazında bulunarak alacağın tahsili yolunu da kapatma yoluna gittiğini, davalı şirketin alacağın varlığını bilmesine rağmen tahsilini engellemek amacıyla kötüniyetli olarak mahkemeden icranın geri bırakılması kararı aldığını ve mevcut mallarını da kaçırdığına yönelik duyumların olduğunu, davacının sonradan giderilmesi mümkün olmayacak zararların önlenmesi için davalı şirketlere ait menkul ve gayrimenkul malları ve üçüncü kişilerdeki alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını, davalıların icra takibine konulan çekler ve söz konusu çeklerin dayanağı olan ticari ilişkiyi ve dolayısıyla borçlu olduğunu bilmelerine karşın zaman aşımı yönünden itirazda bulunarak kötüniyetli olarak davacının alacağına kavuşmasının önüne geçtiğini ileri sürerek, davalıların %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmelerine, taraflar arasında alım satım akdinden doğan 7.860,00TL alacağın çekin tahsili amacıyla ibraz edildiği tarihten itibaren Merkez Bankası tarafından ticari alacaklara uygulanan en yüksek avans faizi ile ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile, davalı şirket ile diğer davalı arasında bir kısım sözleşmelerin imzalandığını sözleşme hükümleri gereğince …Reklam’a taraflarınca nakit ve çek ile ödeme yapıldığını, ancak … Reklam’ın sözleşme hükümlerine uymaması sonucunda sözleşmenin taraflarınca tek taraflı olarak fesih edildiğini verilen çeklerin geri istenildiğini, markaj reklamın çekleri iade etmeyerek bu çekleri icra vasıtasıyla tahsil etmek için aleyhlerine icra takibi açtıklarını, taraflarınca bu açılan 2 adet icra takibine karşı menfi tespit davalarının açıldığını ve bu iki davanın İstanbul 7. ATM’ nin 2014/400 Esas sayılı dosyasında birleştirilerek borçlu olmadıklarının tespiti ile ödenen tutarların istirdadına karar verildiğini, bu dosyanın içerisindeki bilirkişi raporu incelendiğinde davalının elden ödediği tutarların bir kısmını da haksız yere ödediğinin anlaşılacağını, davacı şirketin her ne kadar davalılarla ticari ilişki içerisinde olduğunu dava dilekçesinde belirtmiş ise de davalı ile davacı şirket arasında herhangi bir ticari ilişkinin ve alacak verecek ilişkisinin bulunmadığını savunarak, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … San. Tic. Ltd. Şti. cevap dilekçesi ile, davacıya herhangi borçlarının bulunmadığını, davacı şirkete var olan ticari ilişki sırasında her zaman borçlarını çek vererek ya da nakit ödeme yoluyla ödediklerini, davacı şirketle olan cari hesaplarının incelendiğinde borçlarının bulunmayacağının görüleceğini, ayrıca borcun zaman aşımına uğradığını ve davacının icra inkar tazminatı isteme hakkınında bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 18/12/2017 tarih 2015/374 Esas 2017/1524 sayılı kararında;
“Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalı şirketler aleyhin İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile 05/11/2014 tarihinde 7.860,00 TL asıl alacak, 2.149,33 TL işlemiş faiz, 786,00 TL karşılıksız çek tazminatı ve 23,58 TL komisyon alacağı olmak üzere toplam 10.818,91 TL olarak kambiyo senetlerine takip başlattığı, davalılara tebliğ olunan ödeme emrine davalı vekillerinin zaman aşımı yönünden itiraz ettiği ve takibin durduğu, taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlığın, davacı şirketi ile davalılardan … Ltd. Şti arasında ticari ilişki bulunduğu, satışı yapılan emtia karşılığı bu davalıdan 7.860,00TL alacağın doğduğunu ve bu alacağa karşılık aynı miktarda çek alındığını ancak söz konusu çekin bankada karşılığının bulunmadığı, alacağın tahsili amacı ile yapılan icra takibine de davalının zaman aşımı itirazında bulunduğu ve icra tetkik merci nedeniyle zaman aşımı itirazının kabulüne karar verilerek takibin iptaline karar verildiği, söz konusu alacağın halen tahsil edilemediği belirterek 7.860,00TL’nin çekin bankaya ibraz edildiği tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili talebine ilişkin olduğu, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ile davalı …iz San Tic Ltd Şti arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davaya konu çekin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 17/08/2011 tarihinde tahsilat olarak davacı defterlerine kayıt edildiği (120 Alıcılar hesabının 7.860,00TL alacaklandırıldığı), ancak söz konusu çekin ödenmediği, dolayısıyla davacının davalı… Ltd Şti’nden 7.860,00TL defterlere kaydedilerek cari hesaptan düşülen çek nedeniyle, 676,00TL ise cari hesaptan olmak üzere toplam 8.536,00TL alacaklı olduğu, alacak davasının ise 7.860,00TL üzerinden açıldığı, davacının bu davalıdan temel ilişki sebebiyle alacaklı olduğu, diğer davalı …nin ise söz konusu çekte keşideci konumunda olduğu ve TTK 732.maddesi uyarınca sorumlu olduğu anlaşıldığından…”gerekçesi ile,
Davacının davasının kabulü ile, 7.860,00 TL’nin 22/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilde mükerrer olmamak şartı ile müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve karara karşı davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesinin zamanaşımı konusunda olumlu veya olumsuz bir karar vermediğini,
Davaya konu edilen çeklerin İstanbul 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/685 Esas 2014/861 Karar ve 05/12/2014 tarihli mahkeme kararıyla zamanaşımına uğradığı ve kambiyo vasfını yitirdiğinin tespit edildiğini,
İlk derece mahkemesince, davacının davalı müvekkilinden TTK 732.maddesi uyarınca dava konusu alacağı talep edebileceğine hükmettiğini, ancak davaya konu edilen çeklerin İstanbul 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/685 Esas 2014/861 Karar ve 05/12/2014 tarihli kesinleşmiş mahkeme kararıyla zamanaşımına uğradığına dair dosya içerisindeki mahkeme kararı delilini değerlendirmediğini, davanın zamanaşımı süresinden sonra açıldığına dair itirazları dikkate almadığını,
Öncelikle bu davanın müvekkiline yöneltilebilmesi için alacak kaynağını teşkil eden çekin zamanaşımına uğradığı tarihten sonra , TTK. m. 732/4 uyarınca bir yıllık süre içerisinde açılmış olması gerektiğini, ancak davacının, müvekkiline karşı dava açmasına sebebiyet veren çekin; ” …Bankası Küçükpazar Şubesine ait, … çek seri numaralı, 22.10.2011 keşide tarihli, 7.860 TL bedelli, 24.10.2011 ibraz tarihli” çek olduğunu, iş bu çekin zamanaşımı süresi 6762 S.lı Türk Ticaret Kanunu madde 726 gereği altı (6) ay olduğunu, yani çekin zamanaşımına uğradığı süre 23.04.2012 tarihi olduğunu,
İlk derece mahkemesinde görülen ve karara bağlanan davada bu hususlar gözönünde bulundurulmadığını, ayrıca müvekkiline karşı davanın yöneltilebilmesi için bu davanın en geç 23.04.2013 tarihine kadar açılmış olması gerektiğini, işbu davanın TTK 732/4 maddesi uyarınca zamanaşımı süresi geçtikten sonra 01.04.2015 tarihinde açıldığını,
İlk derece mahkemesi tarafından, müvekkiline karşı açılan davada TTK. 732 maddede geçerli sürelere riayet edilip edilmediği değerlendirilmediğini,
İlk derece mahkemesi kararının TTK 732/4. maddesine aykırı verildiğini, HMK 353/1-a6 maddesi gereğince bozulması gerektiğini,
TTK. 732/4 maddesine göre ispat yükünün sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene ait olduğunu, bu hüküm uyarınca müvekkilinin sebepsiz olarak zenginleşmediğini ispat ettiği, ancak bu ispata ilişkin delillerin ilk derece mahkemesince değerlendirilmediğini, bu hususlara dair olumlu veya olumsuz bir değerlendirmeyi gerekçeli kararda yapmadığı hangi delile ne sebeple itibar ettiğini belirtmediğini, müvekkilinin nasıl ve ne sebeple sebepsiz olarak zenginleştiğine kanaat getirdiğini gerekçeli kararda belirtmediğini,
Müvekkili ile diğer davalı arasında İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2014/400 Esas sayılı dosyasında karara bağlanan menfi tespit davası bulunduğunu,
Davalılar arasındaki menfi tespit davasının sonucunda müvekkilinin diğer davalıyı zamanaşıma uğradığını, dava konusu çekten kaynaklı borcunun olmadığı ve fazla ödeme yaptığının tespit ettiğini, bu nedenle müvekkilinin diğer davalıya borcu bulunmadığını,
Müvekkilinin sebepsiz zenginleşmediği İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2014/400 Esas sayılı menfi tespit davasıyla sabit olmasına rağmen ilk derece mahkemesince iş bu istinaf dilekçesine konu usul ve yasaya aykırı karar verildiğini,
İlk derece mahkemesinin delil olarak gösterilen İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2014/400 Esas sayılı dosyasını değerlendirmediğini, TTK.nun 644. maddesi uyarınca müvekkilinin sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği yönü üzerinde durup tartışmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İlk derece mahkemesinin dosyadaki delilleri yanlış değerlendirdiğini, davacının usul ve yasaya aykırı olarak fazla talep ettiği miktarın reddi yerine kabulüne karar verdiğini,
Dava konusu alacağın dayanağını teşkil eden çek bedeli olan 7.860 TL üzerinden, davacının müvekkilinden çekin keşide tarihi olan 22.10.2011’den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verdiğini, ancak davaya konu olan çekin arka yüzü incelendiğinde “bankanın ödemekle yükümlü olduğu çek yaprak bedeli olan 655,00TL’ nin 24.11.2011 tarihinde davacı vekili Av. …’a ödendiğinin görüleceğini,
Bu durumda çekten kaynaklanan asıl alacak miktarının 7.860 TL – 655 TL = 7.205 TL olması gerektiğini, kabul anlamına etmemekle birlikte; müvekkili aleyhine bir karar verilecek olsaydı dahi, ilk derece mahkemesince davacının kabul edilebilecek talebinin 7.205 TL’ den fazla olamayacağını, ancak ilk derece mahkemesinun bu miktarın üstünde usul ve yasaya aykırı olarak talep edilen 7.860,00TL üzerinden davacının talebinin kabulüne karar vermek suretiyle mükerrer tahsilata sebebiyet verecek usul ve yasaya aykırı bir hüküm kurduğunu,
İlk derece mahkemesinin Yargıtay içtihatlarına aykırı şekilde karar verdiğini, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2012/19-1098 K: 2013/400 T.27.03.2013, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2014/17427 E. , 2015/7469 K. , Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/1633 E. 2015/1086 K. T.25.03.2015 , Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 06.06.2012 gün ve 2012/2808 E-2012/9575 K. ,Yargıtay 19. Hukuk Dairesi., E:2014/10797, K:2014/16116, T:12.11.2014. , Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, E:2015/2120, K:2015/14537, T:11.11.2015. )
İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/374 Esas 2017/1524 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK 355. Maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
İstinaf açısından uyuşmazlık konusu 6102 sayılı TTK’ nun 732. maddesine ( 6762 sayılı TTK’ nun 644. Maddesine ) dayanan sebepsiz zenginleşme nedeni ile alacak istemine ilişkin olup, davalı … Tic Ltd Şti’ nin sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği yönündedir.
İstinaf eden davalı …i vekili istinaf sebepleri arasında sebepsiz zenginleşme davasının zamanaşımı uğradığı halde esastan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmek suretiyle istinaf talebinde bulunmuştur.
HMK’ nın 141. maddesi; “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirlimesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda davalı … Tic Ltd Şti’ ne usulüne uygun olarak yapılan tebligatlara rağmen davalının süresi içerisinde cevap dilekçesi verdiği halde, zamanaşımı def’ini ileri sürmediği, ön inceleme duruşmasının 21/12/2015 tarihinde yapıldığı, davalı vekilinin davalının zamanaşımı def’inin yasal süresinde ileri sürmediği gibi, bu konuda ıslah hakkınıda kullanmadığı anlaşıldığından ve HMK’nın 357/1 maddesine göre de ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar istinaf incelemesinde dinlenmeyeceğinden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ nun “Sebepsiz Zenginleşme” başlıklı 732.maddesinin 4.fıkrası aynen: “Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir” şeklindedir. Somut olayda, taraflar arasında temel ilişki bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, ispat külfeti davalı keşidecide olup, keşideci sebepsiz zenginleşmediğini usulen kanıtlamak zorundadır.
Davalı, çekin diğer davalı şirkete aralarındaki temel ilişki nedeniyle verildiğini, ancak İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2014/ 400 Esas – 2015/228 Karar ile; diğer davalı …ve Tic Ltd. Şti aleyhine açmış olduğu menfi tespit davasının kabul edildiğini, bu şekilde dava konusu edilen çekten borçlu olmadığının belirlendiğini ileri sürmüştür.
Davalının istinaf sebepleri arasında bildirdiği İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2014/ 400 Esas – 2015/228 Karar sayılı dava dosyasında 22/10/2011 keşide tarihli çekle ödeme yapıldığının belirlenmesi halinde, işbu davadaki uyuşmazlık konusu edilen çekten davalının karşılıksız zenginleşmeyeceğinin anlaşılacağı,belirtilen nedenle dava dosyasının ön mesele olarak incelenmesi gerektiği, bu bağlamda mahkemece, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin kararının kesinleşmesinin beklenmemesi usulsüz ise de, istinaf incelemesi esnasında bu eksikliğin tamamlandığı ve söz konusu kararın kesinleştiği görülmüştür.
İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2014/400 Esas – 2015/228 Karar sayılı kararının içeriğinden, ” davalının diğer davalı …ile arasındaki sözleşmenin fesih edildiği, davalı …. sözleşmesi ile ilgili 17.500,00 TL’si ve .. . ile ilgili 10.000,00 TL’si olmak üzere verdiği hizmetler dolayısı ile 27.5000 TL’sinin davacı … tarafından ödenmesi gerektiği, davacı tarafın …. sözleşmesi ile ilgili 18.01.2011 ve21.022011 tarihlerinde yaptığı (5.000,00 TL 25.03.201 1 vadeli çek + 6.500,00 TL 25.04.2011 vadeli çek+ 5.000,00 TL Nakit) olmak üzere toplam 17.500,00 TL’e ödeme yapmak suretiyle iş bu sözleşme ile ilgili ödemelerini yaptığı, davacı tarafın … sözleşmesi ile ilgili 01.08.2011 tarihinde davalı tarafın tanzim ettiği 115-116-117-118 ve 119 no.lu makbuzlar ile; 7.860,00 TL’si nakit olmak üzere 22.10.2011 vadeli 7,860,00 TL’ lik, 26.12.2011 vadeli 7.860,00 TL’lik, 19.02.2012 vadeli 7.860,00 TL’lik, 22.042012 vadeli 7.860,00 TL’lik ve 24,06.2012 vadeli 7,860,00 TL’lik çekler olmak üzere toplam 47,160,00 TL’lik ödeme yapıldığının belirlendiği, davalı tarafın ….. ile ilgili yaptığı hizmet dolayısı ile davacı taraftan tahsil etmesi gereken hizmet bedelinin 10.000,00 TL’si olduğu nazara alındığında davacı tarafın (47,160,00 TL- 10.000,00 TL)37.160,00 TL’lik fazla ödeme yaptığının hesaplandığı, davacı tarafın … ile ilgıii 7.860,00 TL’lik nakit ödeme yaptığı ayrıca 22.10.2011 ve 26.12.2011 keşide tarihli çeklerin vadelerinin menfi tespit talebinde bulunulan 19.02,2012- 22.04,2012 ve 24.06.2012 vadeli 7.860,00 TL’lik toplam 23.580,00 TL’lik çeklerden önce olduğu nazara alındığında davalı tarafın Teknik Bilirkişi raporunda belirtilen10.000,00 TL’lik hizmet bedelini tahsil ettiğinin kabulü gerektiği, davacı tarafın Davalı tarafça sözleşmenin eksik yapılmasından dolayı 19.02.2012- 22.042012 ve 24.06.2012 vadeli 7.860,00 TL’lik toplam 23.550,00 TL’lik çeklerle ilgili menfi tespit taleplerinin kabulünün gerektiği” belirtilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararın temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/ 9209 Esas, 2018/ 2387 Karar sayılı ilamı ile onanmış olup, onama ilamı davacı vekiline 04/05/2018 tarihinde, davalı tarafa 09/06/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, taraflarca karar düzeltme talebi bulunulmadığı için de 26/06/2018 tarihinde kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı keşideci tarafından diğer davalı ile arasındaki sözleşmelerin geçersizliğinden kaynaklı olarak İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan menfi tespit davasında verilen ve kesinleşen kararın içeriğinden, ” 01.08.2011 tarihinde davalı tarafın tanzim ettiği 115-116-117-118 ve 119 no.lu makbuzlar ile; 7.860,00 TL’si nakit olmak üzere 22.10.2011 keşide tarihli 7,860,00 TL’ lik çek için davalı … tarafınca …’a ödeme yapıldığının kabul edildiği” anlaşılmaktadır. Dolayısıyla İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşen kararı ile, dava konusu edilen çek yönünden keşideci davalının zenginleşmediği, çekin karşılığının diğer davalı …’ a makbuz karşılığında ödendiğinin belirlendiği, kesinleşen kararın kesin delil niteliğinde olduğu, bu nedenle davalı …’ a karşı TTK’nın 644. maddesindeki sebepsiz zenginleşme davası açılma koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabul kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-b2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davalı davalı … Tic. Ltd. Şti. yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 18/12/2017 tarih ve 2015/374 Esas – 2017/1524 Karar sayılı gerekçeli kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
A)Davacının davasının davalı … Tic. Ltd. Şti. yönünden REDDİNE,
B) Davalı …Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. yönünden KABULÜ ile, 7.860,00 TL’nin 22/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Hiz. San. Tic. Ltd. Şti.’ den – tahsilde mükerrer olmamak şartı ile – tahsili ile davacıya verilmesine,
2)-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 536,91TL nispi karar harcından peşin alınan 124,23 TLnin mahsubu ile bakiye 412,68TLnin davalı …. San. Tic. Ltd. Şti.’ den tahsili ile hazineye irad kaydına,
3)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı …. San. Tic. Ltd. Şti.’ den alınarak davacıya verilmesine,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Tic. Ltd. Şti.’ ne verilmesine,
5) İlk Derece Mahkemesi’ nde yapılan yargılama sırasında; davacı tarafından yapılan 124,23TL peşin harç, 750,00TL bilirkişi ücreti ve 150,00TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.024,23 TL yargılama giderinin davalı … ve .. San. Tic. Ltd. Şti.’ den alınarak davacıya verilmesine, davalı … Tic. Ltd. Şti. yönünden sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6) İlk Derece Mahkemesi’ nde yapılan yargılama sırasında; davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından sarf edilen 11,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde avansı yatıran taraflara iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN :
8) Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 134,25 TL istinaf karar harcının talep halinde bu davalıya iadesine,
9) İstinaf aşamasında davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 65,00 TL dosya gidiş – dönüş masrafı olmak üzere toplam 163,1 TL’ nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
10) Artan gider avansı olması halinde talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/11/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.