Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/368 E. 2018/1242 K. 12.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/368
KARAR NO : 2018/1242
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2017
DOSYA NUMARASI : 2016/119 Esas – 2017/1103 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12/12/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalı-borçlu şirkete yaptığı satışlardan dolayı 21.02.2014 ve 13.03.2014 tarihli, 037693 ve 037715 numaralı faturaları kestiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle 16.01.2015 tarihinde Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyası ile cari hesap üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun gönderilen ödeme emrine itiraz ettiğini ve icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı-borçlunun itirazının yasal dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu belirterek fazlaya ilişkin dava ve talepleri saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulü ile itirazın iptaline, kötü niyetli itiraz nedeniyle müvekkili şirket lehine, % 10’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ve haksız yere borcunu inkarı nedeniyle %20’ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket merkez adresinin Menteşe-Muğla olduğunu, davacı tarafından Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine 09.02.2015 tarihinde hem borç hem de yetki yönünden itiraz edildiğini, ödeme emrinin Menteşe-Muğla adresine gönderilmiş olup, itiraz dilekçesinde Muğla İcra Dairelerinin yetkili olduğunun açıkça belirtildiğini, dolayısıyla davacının, bu itirazları doğrultusunda ya bu yetki itirazının kaldırılması için İcra Hukuk Mahkemesinden talepte bulunup yetkiye yönelik itirazın kaldırılması ya da yetkili Muğla İcra Müdürlüğüne takip dosyasını gönderterek yeniden bir ödeme emri gönderilmesini sağlaması gerektiğini, davacının açmış olduğu itirazın iptali davasının, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde açılması gerektiğinden reddinin gerektiğini, vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerekirken dava dilekçesinin vekile değil davalı asile yapılmasının da usuli bir eksiklik olduğunu, borç likit olmadığından yargılama, belki bilirkişi incelemesi gerektirdiğinden kötü niyet tazminatının kabul edilmediğini belirterek usul ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 22/12/2017 tarih ve 2016/119 Esas – 2017/1103 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … Tüm dosya kapsamı itibariyle alınan bilirkişi raporunda da görüldüğü üzere takip tarihi itibariyle davacının takip asıl alacak miktarı olan 46.898,04.-TL alacaklı olduğu anlaşılmış bu miktar itibariyle haksız itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği, takip öncesi davacının davalıyı temerrüde düşürecek hiçbir ihtarname vb tebliğ ettirmediğinden takip öncesi faiz talebinin yerinde olmadığından 4.306,59.-TL’lik kısmının reddine karar verilmesi gerektiği, takip konusu alacak faturaya dayanması ve likit olduğu anlaşıldığından, kötü niyetli itirazla takibin durmasından dolayı %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği … ” gerekçeleri ile;
” Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
Davacının davasının 46.898,04.-TL’lik kısmının KABULÜ ile Büyükçekmece … İcra Dairesinin .. Esas sayılı dosyası üzerindeki itirazın iptali ile bu miktar üzerinden takibin DEVAMINA,
Davacının davasının 4.306,59.-TL’lik kısmının REDDİNE,
Dava konusu alacak faturaya dayalı ve likit olduğu anlaşıldığından, kötü niyetli itirazla takibin durmasından dolayı %20′ sini oluşturan 9.379,60.-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
14.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı …-Kimya’nın davalı müvekkil Şirketten 01.01.2015 tarihinde toplam 46.898.04 TL alacaklı olduğu ancak davalı müvekkil şirketin bu borcu ödediği ve müvekkil şirketin davacı … Şirketine bir borcu olmadığı hususlarının tespit edildiğini,
Dosyada mevcut bulunan bilirkişi raporları incelendiğinde tarafların ticari defter kayıtlarının birbirini tutmadığının ortada olduğunu, tarafların ticari defter kayıtları birbirini tutmadığından davacı şirketin ticari defterlerinin lehe delil olma özelliği kalmadığını, buna rağmen yerel mahkemenin davacı şirketin ticari defterlerine göre karar vermesinin kanuna aykırı olduğunu, davacı şirketin borca konu olan malları davalı müvekkil şirkete teslim ettiğini kanıtlayamadığını,
23.03.2017 tarihli bilirkişi raporunda, her bir fatura bazında düzenlenen sevk irsaliyelerinin altında teslim eden davacı şirketin imzasının bulunduğu fakat teslim alan davalı şirketin imzasının bulunmadığının tespit edildiğini, faturaların davacı şirket ticari defterlerine tek taraflı kaydedilmesi yeterli olmayıp fatura ve içeriği mal tesliminin davalıya yapıldığının kanıtlanması gerekirken yerel mahkeme tarafından bu hususun gözardı edilerek müvekkil şirket aleyhine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla;
Bakırköy 6. Ticaret Mahkemesi’nin 2016/119 E. – 2017/1103 K. Sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava itirazın iptali davasıdır.
Taraf ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış rapor alınmıştır. Bilirkişi raporlarına göre davaya ve takibe konu davacı faturaları her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlıdır. Davalı ticari defter kayıtlarına göre ticari alım satım nedeniyle 2014 yılı sonu itibarıyla davalı davacıya 46.898,04 TL borçlu görünmektedir. Söz konusu kayıtlar davacı ticari defterleri ile uyumlu olup davacı ticari defterlerine göre de 2014 yılı sonu itibarıyla davalı aynı miktarda borçlu görünmektedir. Davalı ticari defterleri davalı aleyhine delil teşkil ettiğinden davalının fatura içeriği malların teslim edilmediğine ilişkin itirazları yerinde değildir. Taraf ticari defterleri arasında fark 2015 yılında davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup davacı defterlerinde kayıtlı olmayan davalı ödemelerinden kaynaklanmaktadır. Davalı ticari defterlerinde 2015 yılında ödeme kayıtlı ise de davalı taraf bu ödemelere ilişkin belgeleri sunmamıştır.
Her ne kadar davaya ve takibe konu faturaların dayanağı sevk irsaliyelerinde teslim alan imzası bulunmamakta ise de, davalı taraf söz konusu faturaları teslim alarak ticari defterlerine işlemiş ve fatura içeriklerine süresinde itiraz ettiğini iddia ve ispat edememiştir. Bu nedenle söz konusu faturalar her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğundan fatura içeriği malların teslim edilmediğine yönelik davalı itirazı yerinde değildir.
Buna göre ödeme iddiasını davalının usulüne uygun şekilde ispatlaması gerekir. Davalı 2015 yılı ticari defterlerinde kayıtlı olan ödemelerin dayanağı belgeleri dosyaya sunmamıştır. Davalı ödeme iddiasını kanıtlayamadığından borcu olmadığına ilişkin itirazı da yerinde değildir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, takip konusu faturaların her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olup ödeme iddiasının davalı tarafça usulüne uygun şekilde ispatlanamamış olmasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 352/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.203,60 TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 800,90 TL karar harcının mahsubu ile bakiye 2.402.70 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/12/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.