Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/36 E. 2019/477 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/36 Esas
KARAR NO : 2019/477 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/1194 Esas 2017/833 Karar
TARİH : 04/07/2017
DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan
KARAR TARİHİ: 28/03/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup dairemizce yapılan duruşmalı inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, dava dışı bir şirketin sipariş talebi üzerine dava dilekçesine ekli sevk irsaliyesindeki elli dört parça malzemenin taşınması hususunda davalı şirket ile taşınma sözleşmesi düzenlendiğini, ancak dava dışı şirket tarafından malzemelere zarar verildiği gerekçesi ile teslim alınmayarak iade edildiğini, davalı şirketin zarar verdiğini kabul ettiği malzeme bedelini ödeyeceğini söylemelerine rağmen bugüne kadar herhangi bir ödemede bulunmadıklarını ileri sürerek, 7.324.34 Euro’nun zarar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafından dava konusu malzemelerin müvekkili şirkete tam ve hasarsız olarak teslim edildiğinin kesin delillerle ispatı gerektiğini, müvekkilinin kendisine teslim edilen ürünleri alıcı adresine olması gerektiği gibi ulaştırdığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte göndericinin ürün teslimi sırasında gönderilerin cinsi, miktarı, niteliği gibi hususları tam ve doğru olarak bildirmekle yükümlü olduğunu, taşınan ürünlerin müvekkili şirket tarafından paketlenmediğini ve müvekkili şirketin ambalaj nedeniyle oluşan zarardan sorumluluğu bulunmadığını, dava konusu ürünlerin alıcısı tarafından teslim alınmaktan imtina edildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin sigortacısı tarafından yapılan inceleme neticesinde ürünlerde iddia edilen zararın doğmadığı tespit edildiğini, öncelikle talep konusu edilen zarar tutarının daha sonra kusur ve kusur ile zarar arasındaki illiyet bağının ispatı gerektiğini, davacı tarafça süresinde hasar bildirimi yapılmadığını savunarak, davanın usul ve esas yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 04/07/2017 tarih 2015/1194 Esas 2017/833 sayılı kararında;”Dava, hukuki niteliği itibari ile taşıma ilişkisinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.Davacı, dava dışı müşterisine Bursa’da teslim edilmek üzere 54 çuval malzemeyi davalı kargo şirketine sözleşme yapmak suretiyle tutanakla teslim ettiği, ancak alıcının toplam 1100 kg tutarındaki 38 çuval malzemenin taşıma sırasında zarar gördüğü ve kullanılamaz hale geldiği gerekçesi ile bu ürünleri teslim almadığı, bu nedenle davacı tarafça taşıma sırasında zarar gören malzemelerin zararının davalı tarafından karşılanması istemi ile bu davanın açıldığı görülmüştür. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi ile; davacının davaya konu 38 çuval tekstil kimyasalını tam ve hasarsız olarak ambalajlayıp davalıya teslim ettiği, davalı kargo şirketi tarafından teslim alınan bu ürünlerin taşınması sırasında belirtilen çuvallara yapışkan maddenin nüfuz ettiği, taşıma işleminin davalının sorumluluğunda olması nedeniyle taşıma esnasında ürünün bu şekilde hasarlanmasındaki sorumluluğun tamamen davalı kargo şirketine ait olduğu …”gerekçesi ile, Davanın kabulü ile, 7.324,34 Euro nun fiili ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası olarak ödenmek üzere haksız fiil tarihi olan 23/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararında müvekkili şirketin hukuki sorumluluklarının dayanağı ve gerekçesinin açıklanmadığını, hükmün bu haliyle HMK 297 ve Anayasa’nın 138 ve 141.maddelerine açıkça aykırı olup kararın doğruluğunun denetlenmesinin mümkün olmadığını, Hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı yapılan beyan ve itirazların ilk derece mahkemesi tarafından dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 30/04/2015 tarih 2014/1245 Esas 2014/8167 Karar sayılı ilamında, uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak ambalajlama hususunda hata bulunup bulunmadığının tespitinin yapılması gerektiğinin belirtildiğini, İlk derece mahkemesince itiraz edilen raporun eksik hususlar barındırmakla birlikte uzmanlık da içermediğini, hal böyle iken itirazların yerinde görülmeksizin doğrudan hüküm kurulmasının davacının haklılığı dahi belirsizken yarar sağlamaya yol açtığını, Davacı şirketin, gönderici sıfatıyla kendisine düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmediğini, Bir an için müvekkili şirketin taşıma sırasında gerekli özeni göstermediği ve taşıma konusu granüllerin zarar görmesine neden olduğu düşünülse dahi, gönderilenin zarar görmesi halinde taşıyanın sorumluluğunun sınırlarının TTK 882 hükmünde açıkça düzenlendiğini, Ambalajlama yükümlülüğünün gönderici tarafa ait olmasının, dolayısıyla doğru ambalajlama yapılıp yapılmadığının tespitinin gerekli olmasının tüm bu hususların mevcut olayla ilintili uzmanlığı bulunan bir bilirkişi heyeti tarafından incelenmesi gerektiği ve kabul anlamına gelmemekle, hükmedilen tazminat miktarının zarar gördüğü ileri sürülen ürünler için fahiş tutarda olması nedenleri ile ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1194 Esas 2017/833 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ :HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek istinaf incelemesi yapılmıştır. Dava, hukuki niteliği itibari ile taşımadan kaynaklanan zararın tazmini isteminden kaynaklanmaktadır. İlk derece mahkemesi davacının davasının kabulüne, 7.324,34 Euro’nun fiili ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası olarak ödenmek üzere haksız fiil tarihi olan 23/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar vermiştir. İlk dererece mahkemesi kararına karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dairemizce istinaf incelemesinin HMK 356.ve 358. maddeleri uyarınca duruşmalı yapılmasına karar verilerek, davalının istinaf dilekçesi, davacı tarafın istinafa cevap dilekçesi, ilk derece mahkemesi kararı, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu, bilirkişi raporuna itirazlar dikkate alınmak suretiyle, davaya konu olay nedeniyle taşıma sırasında meydana gelen hasarın mahiyeti miktarı, tarafların hasarın oluşmasındaki sorumlulukları konusunda bilirkişi heyetinden 05/10/2018 tarihli kök ve 18/01/2019 tarihli ek raporlar alınmış, daha sonra dava konusu taşıma nedeniyle meydana gelen hasarın TTK 875 vd. maddeleri gereğince gereğince miktarı, tarafların kusur durumları ve varsa taşıma nedeniyle meydana gelen zarar miktarı konusunda bilirkişiden 22/02/2019 tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulu 03/10/2018 tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde özet olarak; davacının davaya konu 54 çuval halindaki “….” ticari marka “polipropilen masterbatch” kimyasalını tam ve hasarsız olarak ambalajlayarak teslim ettiği, Dava konusu ticari markası “….” olan “polipropilen masterbatch” olarak bilinen, çuval içinde granül halinde bulunan ve tekstil renklendirme amacıyla kullanılan kimyasal malzemenin davalı … firması tarafından nakliyatı sırasında çuvallardan 38 tanesinin (1100 kg) üzerine yapışkan bir madde döküldüğü ve bu yapışkan maddenin çuval içindeki granüllere nüfus ettiği, Davaya konu masterbatch granüller, polipropilen eriyik çözeltisine katılarak renklendirici olarak kullanılacağından saflığının önemli olduğu, granüllerin içerisine kimyasal yapısı tam olarak bilinmeyen yapışkan bir madde karıştığı için saflığının bozulmuş olduğu, bu nedenle eriyik çözeltisine katılarak kullanılmalarının üretim açısından uygun olmadığı, üretimde kalite sorununa neden olabileceği, hasar oluşumunda sorumluluğun davalı firma olan …’ye ait olduğu tespit edilmiştir. Taşıma konusunda uzman bilirkişiden alınan 22/02/2019 tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde özet olarak; davalının taşınmak üzere kendisine teslim edilen dava konusu toplam 54 çuval kimyasal malzemenin alıcısı emrine hasarlı teslim edildiği için iade edilen 38 çuvalı dolayısıyla davacı karşısında tazminat bağlamında sorumluluğun (düzenlediği tarih itibariyle karşılığı 7.324,34 Euro olarak gösterilmiş ve derdest davaya da bu miktar konu edilmiş olmakla birlikte TL bazında tanzim edilmiş olan satış faturasına göre; KDV hariç, 6102 sayılı TTK mad.880/3 uyarınca 3.726,93+9.118,14 + 1067,20 + 3.691,65=) 17.603,92.TL olduğu, 38 çuvalın toplam brüt ağırlığı 961,40 kg olduğundan ve 6102 sayılı TTK mad. 882/1 ve 2-b maddesine göre bu ağırlıktaki gönderi için davalının tazminat bağlamında sorumluluğunun üst sınırının kargonun kendisine teslim edildiği 23/10/2014 tarihinde TCMB – Bülten No.2014/202’deki SDR/TL kuruyla 26.660,17 TL olduğu, hesaplanan zararın sorumluluk miktarını geçmediği,Davacının somut olaya bağlı zararını davalıdan TTK mad.880’de KDV’li bedelden bahsedilmediğinden ve davacının davalıya teslimen sevk ettiği kimyasalların alıcısına teslim edilemeyip, iade olarak geri gönderilen hasarlı kısmının KDV’si hariç teslim tarihindeki “piyasa fiyatı olarak kabul edilebilen” satış bedeli üzerinden talep edebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.Dosya içinde bulunan tüm belge ve bilgilerden, taşınmak üzere davalıya teslim edilen emtianın bir kısmının hasarlandığı, alıcı tarafından hasarlı emtianın kabul edilmeyerek davacı gönderene iade edildiği, hasarlanan emtianın kimyasal özelliği gereği hasarlı haliyle kullanılmasının mümkün olmadığı, hasarın taşımadan kaynaklandığı, TTK 875/1 maddesine göre taşıyıcının taşınmak üzere kendisine teslim edilen eşyanın hasarından doğan zarardan sorumlu olduğu, davalının TTK 876 ve 878. maddelerinde öngörülen sorumluluktan kurtulma şartlarının gerçekleştiğini ispatlayamadığı, bilirkişi raporu ile hasar nedeniyle meydana gelen zararın TTK 880/1 maddesine göre hesaplandığı, yapılan hesaplamanın olaya uygun ve kadri maruf olduğu, meydana gelen zararın davalı taşıyıcının TTK 882/1-2b maddesinde öngörülen sorumluluk sınırını aşmadığı böylece meydana gelen zararın tamamının tazmini gerektiği anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesince zarar miktarı davacı tarafından eşyanın alıcısı adına düzenlenen fatura bedeli üzerinden Euro olarak hesaplanarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, tazminat hesabında eşyanın gerçek değerinin tespiti gerektiği, TTK 880. maddesinde zararın tespitinde KDV’li bedelden bahsedilmediği, zarara uğrayan eşyanın satıcı davacıya iade edilmiş olması karşısında gerçek zararın tespitinde KDV miktarının hesaba katılmaması gerektiği sabit olmakla ve davacı zararının tazminini Euro üzerinden talep ettiğinden talep ettiği miktar içerisinde KDV bedeli de bulunduğundan bu miktar içinden KDV bedelinin düşülmesi ayrı bir hesaplamayı gerektirmediğinden talep edilen gerçek zarar miktarından KDV tutarı düşülerek hesaplanan 6.207,08 Euro’nun gerçek zarar olduğu tespit edilmiştir.Tüm dosya kapsamı ve istinaf aşamasında alınan bilirkişi raporları içeriğinde de ayrıntılarına yer verilen tespit ve hesaplamalar birlikte değerlendirildiğinde, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/07/2017 tarih 2015/1194 Esas 2017/833 Karar sayılı ilamının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 6.207,08 Euro alacağın 13/04/2015 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sk 4/a maddesi uyarınca işletilecek faizi ile davalıdan tahsiline, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE; İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/07/2017 tarih 2015/1194 Esas 2017/833 Karar sayılı ilamının HMK 353/1-b2.maddesi uyarınca KALDIRILARAK, dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 1-6.207,08 Euro alacağın 13/04/2015 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sk 4/a maddesi uyarınca işletilecek faizi ile davalıdan tahsiline, 2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, İLK DERECE YÖNÜNDEN:3-Alınması gereken 1.149,06.TL harçtan davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 338,98.TL harcın mahsubu ile bakiye 810,08.TL’harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafça yatırılan 338,98.TL peşin harç ile 27,70.TL başvurma harcı toplamı 366,68.TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından sarf edilen 105,00.TL posta, 750,00.TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 855,00.TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren %85 oranına tekabül eden 726,75.TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı tarafından sarfedilen 32,50.TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdirne %15 oranına tekabül eden 4,88.TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı taraf vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.725,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Davalı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.725,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Davalı tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, iki ayrı sayman mutemedi alındısı ile yatırılan toplam 677,97.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 10-Davalı tarafından fazladan yatırılan 85,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde iadesine, 11-Davalı tarafından yatırılan 85,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile karar sonrası istinaf aşamasında sarfedilen 134,50.TL tebligat ve posta gideri, 1.300,00.TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.434,50.TL yargılama gideri toplamı 1.520,20.TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,11-Davalı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 2. Bölüm 17/b maddesi gereğince 2.725,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,12-Davacı vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 2. Bölüm 17/b maddesi gereğince 2.725,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,13-Dosyada artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
14-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Taraf vekillerinin yüzlerine karşı HMK 362/1-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/03/2019