Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/357 E. 2018/378 K. 25.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/357
KARAR NO : 2018/378
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2017
DOSYA NUMARASI : 2017/1164 D. İş – 2017/1152 Karar
TALEP : İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ : 25/04/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda ihtiyati haciz kararına itirazın reddine ilişkin gerekçeli ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dava dosyası dairemize gönderilmiş olup incelendi;
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin talep dilekçesinde özetle;
Davalıların müvekkili şirkete olan borçlarından dolayı;
15.01.2016 vade tarihli 101.301- USD bedelli,
18.02.2016 vade tarihli 47.614,80 USD bedelli,
15.07.2016 vade tarihli 101.301,80 USD bedelli,
18.08.2016 vade tarihli 47.614,80 USD bedelli,
17.01.2017 vade tarihli 101.301- USD bedelli,
17.02.2017 vade tarihli 47.614,80 USD bedelli,
17.07.2017 vade tarihli 101.301- USD bedelli,
17.08.2017 vade tarihli 47.614,80 USD bedelli, 8 adet bonoyu verdiğini, müvekkili şirketin bonoların yetkili hamili ve alacaklısı olduğunu, işbu senetlerin vadesinde ödenmediğini ve bu nedenle İİK 257 maddesi vd maddelerine göre ihtiyati haciz talep etme zorunluluğu doğduğunu beyanla; şimdilik kısmi 595.663- USD alacağı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalıların menkul ve gayrimenkul malları ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, haczedilen menkullerin muhafaza altına alınmasına karar verilmesini talep ettiği,
İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekilinin 27.10.2017 havale tarihli dilekçesi ile de; borçlulardan İtalyan … Tic. A.Ş.’ nin iflasına karar verildiğini ve iflasına karar verilen şirketin tüzel kişiliğinin sona ermiş olması nedeni ile, söz konusu şirket hakkındaki taleplerinden vazgeçtiklerini beyan ederek; diğer senet borçlusu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiği bu talep üzerine mahkemenin 27/10/2017 tarihli karar ile; ” …Kefil … yönünden %15 teminat mukabilinde 595.663 USD karşılığı 2.250.772,00 TL için ihtiyati haczine … ” karar verildiği anlaşılmıştır.
İhtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekili 02/11/2017 günü ön büro aracılığı ile sunmuş olduğu itiraz dilekçesi ile; ihtiyati hacze dayanak olarak sunulan senetlerin tamamının artık borcun kalmadığı dönemlere ait “sözleşmenin teminatı” olmak üzere verilmiş teminat senetleri olup, bu senetler karşılığı itiraz eden …’ in herhangi bir borcunun kalmadığını, talep edilen alacağın tamamının ödendiğini, ihtiyati haciz talep eden tarafça taraflarına tebliğ edilen ihtarname ile de sabit olduğu üzere 2017 yılı 7. aydan önceye ait hiçbir alacak talebinin olmadığını, gerçekten de bu aylara ilişkin ödemelerin tamamının yapılmış olduğunun açık olduğunu, ihtiyati haciz talep eden tarafın bizzat kendi ihtarı ile de bu durumun ihtilafsız olduğunu, bu senetlerin teminat senedi olduğunun imzalanan finansal kiralama sözleşmesi ekinde imzalandığı hususunda kuşku olmadığını, bu nedenle senetlerin tanzim tarihlerinin imzalanan ilk finansal kiralama sözleşmesi tarihleri olduğunu, bu senetlere bağlanmış herhangi bir borç kalmamış olmakla sebepsiz kalan senetlerin ihtiyati hacze konu edilmesi nedeni ile haksız usul ve yasaya aykırı şekilde olarak verilen ihtiyati haciz kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı vekili itiraz dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; borçlu vekilinin itirazlarının İİK’ nun 265. maddesinde belirtilen itiraz nedenlerinden biri olmadığını, itiraz eden …’ in iflas eden kiracı .. . San ve Tic AŞ’ nin yetkilisi ve ortağı olduğunu, söz konusu finansal kiralama sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, ihtiyati haciz kararına konu senetlerin tamamının itiraz eden tarafından kefil sıfatıyla imzaladığını, senetlerin tamamının itiraz eden kefilin davacıya karşı doğmuş borçlarına karşılık olarak ödeme amacına yönelik alınmış olduğunu, işbu senetlerin illeten mücerret olduğunu ve kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğini, kiracı şirketin 26/10/2017 tarihi itibariyle 1.599.744USD ve 5.290TL borcu bulunduğunu, iflas masasına bu miktar üzerinden alacak kaydının yapıldığını, itiraz edenin söz konusu borçtan kefil olduğu miktar kadar sorumluluğunun devam ettiğini beyanla, itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 22/11/2017 tarihli Değişik İş Ek Kararı ile ” … 2004 sayılı İİKnun 265. maddesinde “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir.” hükmü bulunmakta olup, dosyanın tetkikinde; borçlu vekilinin ihtiyati hacze konu edilen senetlerin teminat senedi olduğu ve bu senetlere bağlanmış herhangi bir borç kalmadığı yönünde ihtiyati haciz kararına itirazının bulunduğu, işbu itirazların İİK nun 265. maddesinde belirtilen itiraz nedenlerinden olmadığı anlaşıldığından, borçlu vekilinin ihtiyati hacze itirazının reddine karar verilmiş, verilen karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati hacze itiraz eden … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Talep konusu senetlerin müvekkil …’ in kefil olarak imzaladığı daha sonra tadil ederek borç rakamının ve dolayısı ile kefillerin kefalet borcunun değiştirildiği ve yeniden düzenlendiği protokol eki senetler olmadığını, bu senetlerin taraflar arasında kefalet rakamının henüz değiştirilmediği ilk finansal kiralama sözleşmesinin teminatı olarak verilmiş teminat senetleri olduğunu, borç senedi olarak tahsis edilmemiş ve verilmemiş olduğunu, Müvekkilinin kefil olduğu Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandıktan sonra 05.01.2017 tarihinde yeni bir ödeme planı düzenlenerek, geçmişe yönelik yapılan ödemelerin düşüldüğünü, ileriye dönük borç ve ödemeler düzenlendiğini, dolayısıyla bu tarihten önceye dair bir borç bulunmadığını, bu teminat senetleri karşılığı müvekkilin herhangi bir borcunun kalmadığını,
2004 Sayılı İİK 265. madde metninde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere itiraz edilebileceğinin hüküm altına alındığını, dilekçelerinin 1. ve 2. maddelerinde andıkları hususlara ilişkin kendileri tarafından sunulan hiçbir delil değerlendirilmeden hüküm tesis edildiğini, Sözleşmenin ilgili maddeleri ile kefiller bakımından alacak – borç ilişkileri ve miktarının incelenmediğini, artık var olmayan bir sözleşmeye dayalı verilen teminat senetlerinin takip konusu olup olamayacağının incelenmediğini, böylece usul ve yasaya aykırı hüküm tesis edildiğini,
İtirazlarında andıkları tüm hususlara ilişkin dayanak belgelerinin yasanın amir hükmü gereği dilekçelerine bağlanmış olmasına karşın İlk Derece Mahkemesi’ nce bu delillerinin dikkate alınmadığını, yeni bir Finansal Kiralama Sözleşmesi ile bir ödeme planı hazırlanmış olmasına rağmen artık borçlandırma vasfı olmayan bonolar için müvekkili aleyhine ihtiyati haciz yapıldığını ve buna ilişkin itirazlarının usul ve yasaya aykırı olarak hasren tetkikat yapılmaksızın reddedildiğini beyanla;
İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/1164 D. İş – 2017/1152 Karar sayılı 22/11/2017 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
2004 sayılı İİK.’nun ihtiyati haciz şartlarını düzenleyen 257. maddesinde vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını, alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiştir.
Somut olayda, ihtiyati haciz kararına itiraz eden bono kefili hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İİK’ nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak itiraz edilmesi mümkün değildir.
İhtiyati haciz isteminin bonoya dayandığı, bonoların vadelerinin geldiği, ihtiyati hacze konu bonoların taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin teminatı olarak düzenlendiğinin yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiği ancak buna ilişkin bir belgenin sunulmadığı, bono metninde bonoların teminat senedi olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi de olmadığından bononun teminat senedi olduğuna ilişkin borçlu vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.
Yine borçlunun diğer itiraz sebepleri de İİK’ nın 265. maddesinde sayılan itiraz sebeplerinden olmadığından ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine de aykırı olmadığından borçlu …’in istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden borçlu tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcından, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,5 TL harcın istinaf talep eden borçludan tahsili ile hazineye gelir kaydına, peşin olarak yatırılmış olan 31,40 TL harcın da hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden borçlu üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/04/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.

.