Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/354 E. 2019/70 K. 23.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/354
KARAR NO : 2019/70
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/08/2017
DOSYA NUMARASI: 2014/1329 Esas – 2017/808 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 23/01/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin lojistik ve taşımacılık sektöründe hizmet verdiğini, müvekkil ile davalı arasındaki ilişki uyarınca davalı tarafından müvekkil şirketin müşterisi olan … A.Ş. şirketine ait emtiaların, satın alan …’ın çeşitli işyerlerine taşındığını, ancak emtianın …’a teslim edildiğini gösteren irsaliye üzerine teslim kaşesi – imzası alınmamış olması sonucunda müvekkilin müşterisi … Ve Tic. A.Ş.’nin müvekkil şirkete 31.01.2013 tarihinde dava konusu faturaları düzenlediğini, İlgili faturaların düzenlenmesinde müvekkil şirketin her hangi bir kusurunun bulunmadığını, zararın davalının kusuru sebebiyle meydana geldiğini, bu nedenle müvekkil şirkete yansıtılan faturalar için davalıya rücu edilerek faturalar düzenlendiğini ve davalıya teslim edildiğini, davalının her hangi bir itirazda bulunmadığını buna rağmen rücu fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsili amacı ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğu belirtilerek davalının itirazının iptaline, % 20′ den az olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında taşımaya ilişkin bir sözleşme yapıldığını, müvekkil şirketin sözleşme gereği doğan bu borcunu hukuka uygun bir çerçevede ifa ettiğini, davacının müşterisi ile olan sorununu, müvekkil şirkete yansıtmaya çalıştığını, söz konusu zararın müvekkil ile ilgisinin bulunmadığı, müvekkilin eşyaları teslim etmesi gereken yerlere teslim edip, teslim fişlerini de davacı şirkete gönderdiğini, müvekkilinin sorumluluğunu ihlal ettiğinin kabulünde dahi, kanunda belirtilen bildirim surelerinin çoktan geçtiğini ve davacının müvekkile başvurma hakkının bulunmadığını, müvekkilinin alt taşıyıcı olup, bildirim sürelerinden müvekkilin de yararlanması gerektiği, davacının kanunda belirtilen süreler içinde müvekkile herhangi bir bildirim yapmadığını, altı ay geçtikten sonra müvekkile rücu edilmeye çalışıldığını, teslim fişlerinin davacı şirkete gönderilmemesi ihtimalinde davacının altı ayı aşkın bir süre malların teslim edilip edilmediğine ilişkin her hangi bir araştırma yapmamış olmasının ve müvekkil şirkete tüm hak edişlerini ödemiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının düzenlediği faturaların kabul edilmediğini, davacıya iade edildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 10/08/2017 tarih ve 2014/1329 Esas – 2017/808 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … Taraflar arasında taşıma ilişkisinden kaynaklanan bir ticari ilişki bulunduğu, davalı taşıyıcının teslim aldığı eşyaları hasarsız olarak muhatabına teslim etmesi gerektiği, bunu yapmadığı, davacıya borçlu olduğu ve itirazının haksız olduğu bilirkişi raporu esas alınarak belirtilmiş ve davanın KABULÜ ile davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlarda asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, Asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Davacı firmanın, …. A.Ş firmasının ürünlerinin taşınması için müvekkil firma ile alt taşıyıcı olarak anlaştığını, yapılan anlaşmaya istinaden 12/09/2011 tarihinde Kayseri’de bulunan … firmasına malların teslim edildiğini, taşıma ücretinin de davacı tarafından müvekkil firmaya ödendiğini,
Davacı firma tarafından 18/04/2013 tarihinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. dosyası ile cari hesaptan kaynaklı alacak açıklamasıyla taşıması yapılan mallara ilişkin ücretin tahsili amacıyla takip başlattığını, müvekkilin icra takibine itiraz etmiş olması nedeniyle takibin durduğunu ve davacı tarafından itirazın iptali davası açıldığını,
Davacı tarafın kanunda belirtilen bildirim süreleri geçtikten sonra müvekkile rücu ettiğini,
Davacı tarafın, taşımanın yapılmasından 19 ay sonra müvekkile rücu ettiği için davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini,
Davacı tarafın, icra takibinin ekine koyduğu faturalarda borcun sebebi için “…. NOLU FATURAYA İSTİNADEN HASAR BEDELİ ” açıklamasını yaptığını, dava dilekçesinde ise emtianın …’ a teslim edildiğini gösteren ” irsaliye üzerine teslim kaşesi – imzası ” alınmamış olması sonucunda müvekkilin müşterisinin zararını ödemek zorunda kalmasını borcun sebebi olarak gösterdiğini,
07/04/2017 tarihinde düzenlen son bilirkişi raporunun sonuç kısmında;
” davacı tarafından eşyaların teslim edilmediği ve teslim edilenin imzasının alınmadığı belirtilmiş olsa da- …şirketince kendilerine kesilerek gönderilen 10 adet faturanın tetkikinde eşyaların hasarlı olduğu ancak, teslim edilmediğine dair herhangi bir belge mevcut değildir. Ancak, Sayın mahkemeniz tarafından eşyanın gönderilenine yazı yazılarak eşyanın akıbeti ile ilgili bilgi istenilmesinden sonra eşyanın teslim edilmediği kesinlik kazanabilir.” dendiğini,
Raporun sonuç kısmında bu şekilde denmiş olmasına rağmen, mahkemenin gerekçeli kararında davanın kabulüne dayanak olarak bu raporu gösterdiğini, eğer mallar müvekkil firmanın taşıma esnasında hasara uğradıysa bunu ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu, ayrıca gerçek bir hasar var ise …’ ın bunu bildirmek için bir yıldan fazla bir süre beklemesinin nedeninin anlaşılamadığını, dosyaya sunulan çelişkili beyanlardan dolayı davacının isteminin hasardan kaynaklı mı yoksa teslim kaşesinin imzalatılmamasından dolayı mı olduğunun da net bir şekilde anlaşılamadığını beyanla;
Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2014/1329 E. – 2017/808 K. sayılı kararının incelenerek davanın reddine, bu mümkün değilse verilen kararın kaldırılarak tekrar ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava itirazın iptali davası olmakla birlikte uyuşmazlık konusu taraflar arasındaki ilişki kapsamında davacının üst davalının ise alt taşıyıcı olduğu taşımalara konu emtianın hasarlı teslim edilip edilmediği, edilmişse davacının davalıya rücu edip edemeyeceği bu bağlamda davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, aynı şekilde davalının itirazının yerinde olup olmadığı noktalarındadır.
Davacı, davalı tarafından taşınan emtianın alıcısına hasarlı teslim edildiğini, bu yüzden malları taşıtan firma tarafından faturalandırma yapıldığını, kendilerinin de bunu davalı fiili taşıyıcıya yansıttıklarını öne sürmektedir. Davalı ise edimini sözleşmeye uygun hasarsız bir biçimde yerine getirdiğini savunmaktadır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacının icra dosyasında takibin dayanağı olarak açık hesap açıklaması nedeniyle açık hesap şeklinde işlediği anlaşılmaktadır.
Taşımanın yurtiçi karayolu taşımacılığı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının alacağının oluştuğu açık hesabın dayanağını oluşturan fatura ve belgeler bilirkişilere incelettirilmekle birlikte inceleme uyuşmazlık konularını aydınlatmaya elverişli değildir. Davacıya taşıtan firma tarafından yapılan hasar bildirimlerinin süresinde olup olmadığı, davacıya yansıtılan hasar tutarlarının kadri maruf olup olmadığı, davalıya rücuya ilişkin sürelere uyulup uyulmadığı hususları açıkta kalmıştır.
Davalının hasarlı teslim ettiği öne sürülen emtiaların taşınmasına ilişkin taşımanın yapıldığı yer ve zaman, malların davalıya teslimi ve davalı tarafından alıcısına teslimine ilişkin tüm belgeler getirtildikten sonra hasarlı teslim olup olmadığı, hasar bildiriminin süresinde yapılıp yapılmadığı ve hasar dolayısıyla davacıya ondan da davalıya yansıtılan tutarların kadri maruf olup olmadığı, aynı şekilde davacının davalıya yansıttığı faturalardaki hasar tutarının taşıyıcının sorumluluk üst sınırı dahilinde olup olmadığı (TTK 882) belli değildir.
Davacının iddiaları somutlaştırılarak dava konusu alacağın dayandırıldığı yansıtma faturalarının kaynağını oluşturan ve dava dışı firma tarafından davacı adına düzenlenen hasar faturalarında belirtilen taşımaların ve hasarların nerede, ne zaman ve ne şekilde meydana geldiği ve tespit edildiği, süresinde ihbarın yapılıp yapılmadığı, meydana geldiği öne sürülen hasarlarda taşımacının kusurunun olup olmadığı, böylelikle davanın dayanağını oluşturan hasarlardan dolayı davalının davacıya karşı sorumluluk koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarının belirlenmesi için buna ilişkin deliller toplandıktan sonra bu konuda taşıma uzmanı ve inşaat mühendisi bilirkişilerden davanın esasını çözmeye elverişli rapor alınarak karar verilmesi gerekirken bunlar yapılmadan uyuşmazlığın çözümüne tek başına katkısı olmayan bilirkişi raporuyla hüküm kurulması, davanın esasıyla ilgili delillerin hiçbirinin toplanmaması anlamına geldiğinden; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’ nin 353/1-a6 maddesi uyarınca kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 10/08/2017 tarih ve 2014/1329 Esas- 2017/808 Karar sayılı gerekçeli kararının HMK 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yönünden davalı tarafından yatırılan 98,10TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 245,12 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
3- Davalı tarafından istinaf aşamasında yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafı 35,00 TL’ nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
5- Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/01/2019 tarihinde HMK 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.