Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/35 E. 2018/479 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/35
KARAR NO : 2018/479
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/04/2017
DOSYA NUMARASI : 2015/779 Esas – 2017/356 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 23/05/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri … ve … ile davalı arasında 2009 yılında … A.Ş. ve …Tur. İnş. San. Ve Tic A.Ş.’ nin kurulduğunu, 2014 yılı Mayıs ayında …’in şirketleri daha da büyütmek, yeni krediler kullanmak isteyince müvekkillerinin buna muvafakat etmediğini, tarafların anlaşarak ortaklığı sona erdirme kararı aldıklarını, bu sebeple 02/04/2014 tarihinde taraflar arasında sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmeye göre sözleşmenin imza tarihinden önceki, sözleşmeye konu tüm şirketlerin borçları, kesilen çekleri, senetleri, ödemeleri, banka borçları, kullanılmış kredileri, tedarikçi borçları, çalışan personel ve sigortaları ve diğer tüm riskleri vs. …A.Ş, …A.Ş. ve …’in ödemesi gerektiğini, sözleşme sonrası müvekkillerinin bu şirketlerdeki hisselerinin devrini yaptıklarını, devirden sonra …’in bir süre kredi borçlarını ve çekleri ödediğini ancak sonrasında çekleri ve kredileri ödememeye başladığını, 02/04/2014 tarihli sözleşme ekindeki çekleri müvekkillerinin ödemeye başladığını, …’in müvekkillerinin şahsen kefil olduğu kredileri de ödememesi üzerine müvekkiller hakkında icra takipleri başlatıldığını, …in, … A.Ş. Ve …r. İnş. San ve Tic. A.Ş. deki hisselerinin bir kısımını önce annesine, daha sonra hisselerinin tamamını 04/03/2015 tarihli genel kurul kararı ile … isimli Şahsa devrettiğini, …A.Ş ünvanı ile yeni bir Güvenlik şirketi kurduğunu, davada davalı olan … A.Ş.’ nin iş kolunun farklı gibi görünse de… şirketlerinin çalışanlarının bir kısmının bu şirkete aktarılmış olduğu ve… şirketlerine haksız bir şekilde bu şirketten fatura kesilmek suretiyle … şirketlerinin gelirlerinin bu şirkete de aktarılmış olabileceği düşünüldüğünden bu şirketin de davalı olarak gösterildiğini, …’in, … A.Ş. ve…Tur. İnş. San. Ve Tic. A.Ş’de yıllardır çalışan idari kadrosunu ve hizmet verdiği tüm müşteri portföyünü ve işlerini haksız bir şekilde bu yeni şirketlerine aktararak, … şirketlerini bilinçli olarak borç batağına sürüklediğini ve borçlarını ödememek için önlemler aldığını, yeni kurduğu şirketleri vasıtasıyla … şirketleriyle haksız rekabet yaparak,…şirketlerinden alacaklı müvekkiller aleyhine ciddi zararlar oluşmasına sebebiyet verdiğini belirterek, davanın kabulü ile öncelikle ihtiyati tedbir ve kayyum tayini taleplerinin kabulüne, haksız rekabetin tespiti ve menine, davalıların haksız rekabet nedeniyle elde ettiği ve elde etmesi öngörülen menfaatlerin tespiti ve faizi ile davalılardan tahsilini, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalılardan … A.Ş. ve … A.Ş. açısından taraf ehliyeti yokluğu nedeni ile davaının reddine karar verilmesini, İhtiyati tedbir ve kayyum tayinine dair taleplerin doğrudan ilgili şirketlerin tüzel kişilik hakları ve korunması greeken ticari sır ve itibarlarına açık bir saldırı niteliğinde olduğundan bahisle hukuki dayanaktan yoksun istemlerin reddine karar verilmesini, geçersiz sözleşme ile sözleşme kapsamındaki borçların üstlenilmesi hedeflenen … A.Ş nin kuruluşlarından hisselerini devrettikleri tarihe kadar, davacıların imza sirküleri ile açtırılan banka kredi bedelleri ve şirket gelirlerinin önemli bir bölümünün bizzat davacıların hissedar olduğu dava dışı şirketler ve davacılardan …. Şti ne aktarılmak sureti ile kullanıldığının tespiti ve bugün itibari ile bir takım bankalarca yapılan icra takip konusu borçların oluşma nedeninin görülebilmesi kapsamında davacıların…A.Ş ve … A.Ş.’ ye 3.000.000,00 TL borçlu olduklarını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 13/04/2017 tarih ve 2015/779 Esas – 2017/356 Karar sayılı gerekçeli kararı ile; ” … toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, SGK kayıtları, sözleşme, takip dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafın 29/03/2016 tarihli 1. Duruşmaya mazeretsiz olarak katılmadığı, davacı vekilinin istifa dilekçesi sunması üzerinde ilk celsede istifa dilekçesinin davacı tarafa tebliğine karar verildiği, davalılar vekilinin ise davacıların takip etmediği davayı kendilerinin de takip etmediklerini beyan ettiği, 22/11/2016 tarihli celsede ise davalılar vekilinin davayı davacı … açısından takip ettiklerini beyan ettiği ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, 07/03/2017 tarihli celsede ise bilirkişi incelemesi yapılmasına ilişkin talebin bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini beyan ettiği, bu doğrultuda davacılar … ve …. yönünden usulüne uygun olarak taraflarca davanın takip edilmemiş olması nedeni ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, davalı… A.Ş’nin ticaret sicil kayıtlarına göre olmaması nedeni ile hakkındaki davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddi gerektiği, davalılar …A.Ş. Ve ….A.Ş. Yönünden ise davacı tarafın dosyaya sunduğu delillerin davayı ispata elverişli olmadığı bu nedenle ispatlanamayan davanın reddi gerektiği … ” gerekçeleri ile;
” 1-Davacılar … ve … yönünden davanın açılmamış sayılmasına;
2-Davacı …. Ltd. Şti.’nin açmış olduğu dava yönünden davalı … A.Ş.’ ye ilişkin davanın taraf sıfatı yokluğu nedeni ile reddine,
3-Davalılar …, … A.Ş. ve… A.Ş. yönünden ispatlanamayan davanın reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Müvekkiline gerekçeli kararda bahsedilen ” ilk celsede davacılar vekilinin istifa ettiği ” hususunun davacılara tebliğ edilmediğini, söz konusu istifanın müvekkillerine tebliğ edildiği hususu her ne kadar kararda yer almış olsa da; müvekkillerinden hiçbirinin bu yönde bir tebligatı tebellüğ etmediklerini, ilk derece mahkemesince usul hatası yapılmış ve bu hata giderilmeksizin dava hakkında karara varılmış olduğunu,
İlk Derece Mahkemesi’ nin, davacı müvekkillerinin davanın ikamesi esnasında sunduğu hiçbir delili ve talebi dikkate almaksızın karara vardığını, dava ikamesi esnasında müvekkilleri tarafından bütün delillerin hem liste hem de belgelerin suretleri ile sunulmuş olduğunu, bilirkişi incelemesinin de bu delillere ek olarak talep edildiğini, İlk Derece Mahkemesi’ nin delillerin sunulmadığı ve bilirkişi incelemesi talep edilmediği yönündeki kararının gerçeği yansıtmadığını, davanın ikamesi esnasında delil ibrazı yapıldığını, ayrıca bilirkişi ücretinin de mahkeme veznesine yatırıldığını, İlk Derece Mahkemesi’ nin gerekçeli kararda müvekkillerine iadesine karar verilen miktarın bilirkişi ücretine tekabül ettiğini, vezneye ” bilirkişi ücreti” adı altında yatırıldığını ve bu durumun hem mahkeme kararı ile hem de makbuzları ile sabit olduğunu,
İleri sürerek: İstinaf başvurularının kabulüne, Yerel Mahkemenin 2015/779 Esas – 2017/356 Karar sayılı kararının duruşmalı olarak yapılacak istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak, delillerin takdiri suretiyle talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Davacılar tarafından açılan dava; haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince; davacılar … ve … yönünden davanın açılmamış sayılmasına; davacı …. Ltd. Şti.’nin açmış olduğu dava yönünden davalı … A.Ş.’ ye ilişkin davanın taraf sıfatı yokluğu nedeni ile reddine, davalılar …, … A.Ş. ve …A.Ş. Yönünden ise ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davacılar vekili Av …’un 21/12/2015 tarihli dilekçesi ile vekillikten istifa ettiği, istifa dilekçesinin davacı …ı’ nın vekaletnamedeki adresine 29/12/2015 tarihinde, davacı ..’ın vekaletnamedeki adresine ise 04/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, yine 29/03/2016 tarihli duruşma gününün davacı …’ın vekaletnamede belirtilen adresinde babası …’a tebliğ edildiği, yine duruşma gününün davacı …nın vekaletnamedeki adresine TK 21.maddesine göre tebliğ edilmesine rağmen davacıların duruşmaya katılmadıkları anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davacılar … ve …yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığından davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde değildir.
Davacılar vekilinin davacı şirket yönünden yaptığı istinaf başvurusuna gelince; davacılar vekilinin dava dilekçesinde davalıların haksız rekabet eylemi olarak ileri sürdüğü hususların haksız rekabet niteliğinde olmadığı, davalı …’in hisselerini devraldığı şirketlerin idari kadrosunu ve hizmet verdiği müşteri portföyünü sonradan kurduğu şirketlere aktarmasının davacı şirket açısında nasıl haksız rekabet teşkil ettiğinin dava dilekçesinde izah edilmediği, yine taraflar arasında imzalanan hisse devir sözleşmesi kapsamında devredilen … A.Ş. ve .. San. Ve Tic A.Ş.’ nin borçlarının ödenmesinin davacı şirket açısından nasıl haksiz rekabet teşkil ettiğinin davacı tarafça izah edilemediği, buna göre; davacı şirketin, davalıların haksız rekabet teşkil edebilecek eylemlerini ispat edemediği anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin kabul ve gerekçesine göre yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından yatırılan 31,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye 4,50 TL’ nin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 23/05/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.