Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2018/334 E. 2018/1232 K. 12.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/334
KARAR NO : 2018/1232
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2018
DOSYA NUMARASI : 2014/1315 Esas – 2017/149 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12/12/2018
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan alışveriş neticesinde, cari hesaba 35.348,05 TL’nin borç olarak kaydedildiğini, müvekkili tarafından hizmetin verildiğini, ancak davalının bu hizmet bedelini ödemede üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, alacağın tahsili için giriştikleri icra takibine borçlu- davalının haksız yere itiraz ettiğini öne sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yanlar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğunu, iş bu ilişkiye binaen müvekkiline ait otelde kullanılacak halıların temini için taraflar arasında bir alım satım ilişkisi kurulduğunu, davacının söz konusu halıları otelin açılış tarihi öncesinde ve en geç 8 hafta içerisinde tam ve eksiksiz olarak müvekkiline teslim etmeyi taahhüt ettiğini, satın alınan halılara karşılık olarak davacı yana toplamda 228.446,32 TL ödeme yapıldığını, davacı tarafından icra takibine konu edilen faturaların müvekkiline ibraz edilmediğini bu faturaların müvekkil kayıtlarında yer almadığını ve bu faturalara konu edimin yerine getirilmediğini, takibe dayanak yapılan hesap özetinin gerçeği yansıtmadığını, borçlarının bulunmadığını, aksine müvekkilinin zarara uğratıldığını, bedeli ödenen halıların da hatalı imal edildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 13/03/2017 tarih ve 2014/1315 Esas – 2017/149 Karar sayılı gerekçeli kararı ile;
” … davacının dava açarken sunduğu sevk irsaliyeleri ile sonradan sunduğu irsaliyeler arasında fark bulunduğu, bu durumda dahi sevk irsaliyesinin içeriği ile ihtilaflı faturanın içeriğinin örtüşmediği, davacının mal teslimini kanıtlayamadığı takibin kötüniyetli bir takip olduğu yönünde bir kanıt da bulunmadığı” gerekçeleriyle davanın ve davalının kötüniyet tazminatı isteminin de reddine karar verilmiş, verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Davalı taraf ile müvekkili şirket arasındaki sözleşme bulunduğunu, bu kapsamda müvekkili şirketin, edimi olan halı döşeme işini geleneksel step kalitesinde, ayıpsız ve mükemmel şekilde yerine getirdiğini, davalının hizmeti almadığı veya ayıplı aldığı şeklinde veya bu konuda en ufak bir çekincesi ya da talebi olmadığını, ancak davalının bu hizmet bedelini ödemeye gelince buna yanaşmadığını, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün .. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının sipariş etmiş olduğu halıların muhtelif zamanlarda müvekkil firma çalışanları tarafından kendilerine imza karşılığı teslim edildiğini, asıllarını sundukları sevk irsaliyeleri altında imzası bulunan … ın davalı firmanın sigortalı çalışanı olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, dolayısıyla da bilirkişi tarafından görülen teslimat eksikliğinin ilgili evrak asıllarıyla kanıtlandığını, yapılan eksik ve hatalı bilirkişi raporuna itirazları sonucunda aynı bilirkişiden yeni bir rapor alındığını, ancak söz konusu itirazlarının hiç dikkate alınmadığını, 29.09.2016 tarihli bilirkişi raporunda ise itirazları doğrultusunda inceleme yapıldığını ve davalıdan 23.004.97 TL alacaklı olduklarının tespit edildiğini, son derece yerinde olan 29.09.2016 tarihli bilirkişi raporu gereğince karar verilmesini beklerken mahkemenin yasaya aykırı bir karar vererek davayı mal teslimini kanıtlayamadıkları gerekçesi ile davayı reddettiğini, Yerel Mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde bozulmasına, kaldırılmasına, mürafaa ve tehir-i icra talepli olarak karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava itirazın iptali davasıdır.
Davacı yan, ticari satım ilişkisi kapsamında teslim ettiğini öne sürdüğü halıların faturalarını esas alarak davalı aleyhine ilamsız icra takibi yapmış, itiraz üzerine eldeki davayı açmıştır.
İstinaf açısından uyuşmazlık konusu dava reddedilmiş olduğu için davacının davalıdan takibin dayanağı olan faturalardan dolayı alacaklı olup olmadığı noktasındadır.
Taraflar arasında ticari ilişki kapsamında davacının davalıya halı sattığı sabittir. Zaten davalı taraf da aldığı halıların bedelini ödediğini savunmaktadır. Davalı taraf davacının alacağını dayandırdığı faturaların içeriğini oluşturan edimi hiç almadığını (bu faturalara konu halıların teslim edilmediğini) faturaların kendilerine de tebliğ edilmediğini ve kayıtlı olmadığını savunmaktadır.
Takip ve alacağın dayandırıldığı faturaların davacı tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu fakat davalı tarafın defterlerinde bulunmadığı, bunların davalı tarafa tebliğine ilişkin bir belgenin de bulunmadığı bilirkişi raporunda ifade edilmiştir.
Davacının alacağını dayandırdığı 24/06/2013 ve 09/07/2013 ve 26/11/2017 tarihli faturaların irsaliyelerinin bulunmadığı, 22/07/2013 tarih ve 23.004,97 TL bedelli faturanın sevk irsaliyesinde iki halı türü olarak teslim alanın … olduğu, bu şahsın davalı çalışanı olduğu rapor ile mübrez ve gelen belgelerden anlaşılmaktadır.
Davacının yaptığını öne sürdüğü satışlara ait beyannameleri BS formuyla bağlı olduğu vergi dairesine bildirdiği, davalı tarafın da aldığını öne sürdüğü halılar ve ödemeleri vergi dairesine BA formuyla bildirdiği fakat davalı tarafça dava konusu faturalara ilişkin bir bildirim olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacının dayandığı 22/07/2013 tarihli faturada 55 m2 Axsupreme özel halı ile 50,45 m2 Select Wool halının satıldığı belirtilmesine rağmen bu faturayla ilişkilinderilen …’a tebliğ edilen sevk irsaliyesinde (aslının sunulmadığı ifade edilmiş) muhtelif 12 adet halı ifadesinin bulunduğu rapordan ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Mahkeme davacının alacağını dayandırdığı faturalara konu malların sevk irsaliyeleriyle davalıya teslim edildiğine dair kanıt olmadığı, 22/07/2013 tarihli faturayla ilişkili sevk irsaliyesinin içeriğinin ise faturayla uyumlu olmadığını esas alarak mal tesliminin ispatlanamadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir.
İcra takibinin açıklama kısmında alacağın dayanağı, açık hesaptan bakiye alacak olarak ifade edilmiştir.
HMK’nın 282.maddesine göre; hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bu anlamda davacı vekilinin mahkemenin 29/06/2016 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmemiş olmasına yönelik ortaya koyduğu istinaf nedenleri yerinde değildir. Mahkeme HMK’nın 146.maddesine göre; taraflarca gösterilen delillerin incelenmesinden sonra, davanın muhakeme ve hüküm için yeterli derecede aydınlandığına kanaat getirirse tahkikatı sonlandırarak mevcut delilleri değerlendirmek suretiyle kararını verir. Mahkemenin vermiş olduğu istinafa konu karar da, dosya içeriğine usul ve esas yönünden hukuka uygundur.
Davacının açık hesabını oluşturan 30.476,77 TL’ nin yukarıda belirtilen faturalardan kaynaklandığı, faturaların 3 ünün sevk irsaliyelerinin, dolayısıyla malların davalıya teslim edildiğine dair ispat vasıtasının olmadığı, sevk irsaliyesi bulunan faturanın içeriğinin ise sevk irsaliyesiyle uyuşmadığı, bu durumda davacının açık hesabının dayanağını oluşturan faturaların ne davalıya tebliği, ne de içeriklerinin davalıya teslim edildiği ispatlanamadığından mahkeme kararının yerinde olduğu kanaatine varılarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi yönünde aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/12/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.